1
ne bir cennettir ne bir cehennem,ikisinin arasında bulunduğuna inanılan yer.
3
enfes bir mor ve ötesi şarkısıdır... şöyle bir anısı vardır bende:
üniversitemin senliğine katılan bu grup o dönem yeni çıkan şarkılarını 2 defa söyleyince kulağımda müthiş bir lezzet bırakmıştı aynı gece o dönem yazdığım sözlüğün radyosunda bu şarkıyı benim için çok değerli bir insan çalınca hep bu güzellikte hatırlar oldum... her dinlediğimde aynı lezzeti alırım...
www.youtube.com/...
4
mor ve ötesi'nin 2010 yılında çıkardığı masumiyetin ziyan olmaz adlı altıncı albümlerinden bir parça.
5
Bir nuri pakdil şiiri.
Bazı kısımları şöyledir:
Geliyor üstümüze bir yakup titremesi
değişimin belirtisi şapkanın ironisi
Kutlu öğleüstü ve akşam üstü
özellikle şimdi akşam üstü
Hiç eskimiyor ortadoğuda zaman
çünkü en verimli bir alçı
6
ne gidebilmek ne kalabilmektir..
iki dağ ile iki tepe arasında kalmaktır...
ne yaparsanız yapın sizi mutlu etmeyecek yollara sahip olmanızdır.. öyle hangi yoldan gitsem diye çokça düşünme olayı.
8
bana göre en güzel mor ve ötesi'nin en iyi 2 parçasından biridir. şarkı içine çekiyor mecburen şarkının moduna giriyor insan.
9
(bkz: ilahi komedya)
pişmanlık duyarak kurtuluşu bekleyen ruhların günahlarından arınarak,göğe çıkmaya layık duruma geldiği yerdir.burada cehennemdeki gibi bir ön bölme vardır.bu ön tarafa antipurgatorio adı verilir. bu ön bölmede ömürlerinin son anında pişmanlık duyanların ruhları bulunmaktadır.
asıl araf,dağın etrafını dolanan 7 kattan ya da düzlükten oluşur.bunların her birinde hristiyan dinindeki 7 temel günahın biri cezalandırır.yukarı doğru yükseldikçe günahın şiddeti azalır.günahları aşağıdan yukarıya şöyle sıralayabiliriz;gurur,kıskançlık,öfke,melankoli,cimrilik ve müsriflik,oburluk,şehvet düşkünlüğü.ruhların günahlardan arınması 3 yolla sağlanır;dua ile ceza ile veya sergilenen örnekleri seyretmekle. cezaları ise şu şekilde sıralayabiliriz;
- dünyada iken başkalarının mutluluğuna göz dikmiş olan kıskançlığın gözleri demir iplikle dikilidir.
- öfkeli kişilerin ruhları yoğun bir duman içindedir.
- dünyada melankoli içerisinde hayatını geçirmiş olanlar,araf dağının etrafını koşarak dönme cezasına çarptırılmıştır.
- cimri ve müarifler bağlanmış olarak yüzükoyun yerde yatarlar.
- oburlar sürekli açlık ve susuzluk çekerler .
- şehvet düşkünleri alevler içinde yanarlar.
araf katlarının her birinden geçerken o katın bekçisi olan melek dante'nin alnından orada cezalandırılan günahları siler.
11
asıl itibarıyla dilimizde muhteşem bir metaforken popüler kültür tarafından suyu çıkartılan sözcüktür. kuranı kerimde ''berzah alem'' olarak da geçer.
12
eski bir film. başrolleri akasya aslıtürkmen ve murat yıldırım paylaşmaktadır.
ingilizce adı the abortion ki daha uygun filme. geçenlerde başka bir film ararken karşıma çıktı ve izledim.
konusu, güzel sanatlar öğrencisi olan eda'nın (akasya aslıtürkmen) yasak bir ilişkiden hamile kalması ve süresi de geçtiğinden merdivenaltında kürtaj yaptırması, bir müddet sonra cenk (murat yıldırım) ile evlenmesi ve tam her şey yoluna girdi derken, arafta kalmış olan bebeğinin ziyaretine gelmesiyle hayatını kaydırmasından oluşur.
korku filmi diyor ama ben hiç korkmadım izlerken.
akasya aslıtürkmen çok donuktu ama murat yıldırım iyi oynamış, sevmesem de hakkını vermek lazım. hatta sonlara doğru bayaa o götürüyor filmi.
sonu çok cliffhangerlı kaldığı için (bana göre) ikincisi yapılır diye düşündüm. ama yapılmamış. geçtiğimiz yıl çıkmış ikincisi ve o da tamamen farklı bir konuda.
13
mor ve ötesi'nin en sevdiğim şarkılarındandır. şu canlı senfonik kaydı çok güzel.
sözleri:
Kalbin işine bak, yüzüne bakamaz
Ağlar durur, sen uyurken
"Yalnız olamayan böyle mi yapar?" dersen, anlarım
Aşkın içine bak en güzeline
Hem var hem yok mu bile bile
Adalet yok ya canımı yakar bu sessizlik
Yerimi bilmem, Bilmem ne taraftayım
Sesimi duymam, Ne zamandır araftayım
Kimler varmış içimde yoklama yaptım
Deliler çıktı cellatlar bir de şeytanlar
Yerimi bilmem, Bilmem ne taraftayım
Sesimi duymam, Ne zamandır araftayım
14
bulunulacak en kötü yerlerden. yeter artık bir net olunuz
↑