1
mutlu sonla bitmesi için köpek gibi yalvartan film... başrolde audrey tatou'nun oynadığı müthiş bir dram... tekrar tekrar izlettirebilmekte kendini...
--! spoiler !--
- sinemada karanlıkta insanların yüzlerine bakmayı severim, sinemada diğer insanların fark edemediği detayları fark etmeyi severim, amerikan filmlerinde önüne bakmadan araba kullananlardan hoşlanmam...
--! spoiler !--
2
muhteşem soundtrackleri olan muhteşem film.
3
soundtrackleri yann tiersen tarafından yapılan güzel bir film.
4
bugün izlediğim, küçük şeylerden mutlu olan insanların, yalnızlığın ve dışlanmışlığın anlatıldığı film.
bir sürü boş iş gösterilmekte fakat hayatı dolduran o boş işler zaten.
bana göre filmdeki en başarılı karakter başarısız yazardı.
ayrıca ek bilgi olarak sagopa kajmer şarkısında film skiti olarak bu başarısız yazarın şu sözlerini kullanmıştır:
--! alıntı !--
Hayat asla sahnelenemeyecek bir oyunun sonsuz tekrarından ibaret.
--! alıntı !--
5
--! spoiler !--
Oysa siz bayim bir sebze bile olamassiniz. Cunku enginarin bile bi kalbi var
--! spoiler !--
zekası ve cesareti ile kıza hayran olduğum film.
6
müziğinin ilk 30 saniyesini falan piyanoda çalabildiğim - sanırım yazar burada kendini övmeye çalışır. - tatlılıktan ölecek bir film.
7
Jean Pierre Jeunet'e ait harika bir film.
8
yaklaşık 6 ay önce izlediğim hoş bir film. her izlediğim filmden çok etkilenirim bu daha da bi etkiledi, izlemeyen varsa da izlemeli. Filmi izledikten sonra benim gibi yann tiersenin tüm şarkılarını indirip kusana kadar dinleyen de olmuştur kanımca.
9
yunowimnogood'un profil resminde görüp izlemeye karar verdiğim ve az önce bitirdiğim fransız filmi. daha önce de duymuştum, yorumlara falan bakıp izlemeye karar vermiştim ama sonra arada kaynamıştı. bugün indirdim, izlemeye başladım ve ne ara bittiğini anlayamadım.
10
rezil ötesi bir film..
daha iyisi için; (bkz: Gegen die Wand )
11
abartısız söylüyorum ki;
izlediğim en vasat film.
12
tarz olarak farklı filmdir.
farklı tarzlara kötü, "vasat" diyen insanların beyinlerinden şüphe ediyorum. çünkü onlar adam öldürmesiz, uçup kaçmasız, güzel arabasız, çıplak karısız filmlere film demezler. her neyse, ben filme geri döneyim.
film farklı tarz ve bu filmin daha başından belli oluyor. sanki sıkıcı gibi geliyor başlarda, ama git gide insanı içine alıyor. filmin afişinde gördüğünüz kadını * güzel bulmazken kadın her sahneyle birlikte size daha güzel, daha sempatik gelmeye başlıyor. film güzel devam ediyor ve güzel bitiyor. filmi gerçekçi bulmayanlar ve bu yüzden sevmeyenler var. öyleyse fantastik filmleri ne yapalım? gerçeklik sadece hayatta olur.
aslında biraz tanzimat dönemi eserlerine benziyor. aşırı tesadüfler, bir insanın ya iyi ya kötü olması vs. tam olarak böyle olmasa da izlerken onları hatırlattı.
kaliteli film. soundtrack'inin de etkisiyle pembe bulutların üzerinde izliyor hissine kapılıyorsunuz.
13
gayet sade, soft, açık seçik, boş zaman filmi; eğlencelik moral düzelten bir fransız yapı mıdır?
dikkat audrey tautou' ya aşık eder.
14
sanırım porno izlemeden önce filme sarmış insanların izlediğidir. koca film boyunca amelieciğim bir ilk bölümde üstünde erkek varken görünüyor bir de son sahnede öpüşüyor hepsi bu kadar. onun dışında görünen hiçbir şey yok. ben kasiyer kızın orgazm çığlıklarıyla tahrik oldum diyen varsa tenis de izlemesin.
16
izlemesi keyifli bir film. ancak pek bir olay olmuyor. bütün film boyunca filmi taşıyacak bir ana olay bekledim ama gelmedi. ha kötü bir film mi kesinlikle değil. mutlu başlıyor mutlu bitiyor sıkmıyor izleyiciyi. hafif komik tarafları var. başrol ablamız çok sempatik.
-- spoiler --
ayrıca fransa'da herkes sapık herhalde. herkes birbirinin evine giriyor eşya kurcalıyor , video çekip evine bırakıyor falan. napıyonuz lan? muhavazakar demokrat yapımıza ters bu hareketler.
-- spoiler --
17
vakit buldukça kocamla tekrar tekrar izlediğimiz film. her izleyişte farklı bir etki bırakıyor.
18
Amélie (Özgün adı: Le Fabuleux Destin d'Amélie Poulain, Tr.: Amélie Poulain'in Masalsı Kaderi), Audrey Tautou?nun başrolünde olduğu,Jean-Pierre Jeunet filmi. Fransız yapımı bu romantik komedi, Jeunet ve Guillaume Laurant tarafından yazılmıştır. Montmartre?de geçen film, modern Paris hayatının idealize edilmiş, alaycı bir yorumudur.
tr.m.wikipedia.org/...
19
müzikleri ile hafızalara kazanan.
20
başında sonuna kadar "bi insan nasıl bu kadar tatlı olabilir" cümlesini tekrarladığım mükemmel film. her akla geldiğinde açıp tekrar izleme isteği uyandırır.
(bkz: şaçını yedüğm)
21
İnsanı işsizliğinden utandıran muazzam işsizlikler görebileceğimiz bir film.
Dürüst olmak gerekirse böyle iyi bir film veya böylesine naif ama bir o kadar da sürükleyici bir hikaye beklemiyordum.
İzlemeyenlerle ve izleyip ağlamayanlarla alay edenlerden dolayı sektörün klişe deyimiyle overrated bir film olduğunu düşünmüştüm hep. Ama izleyince fark ettim ki şimdiye dek aldığı övgüleri gayet de hak ediyormuş. Ha izlerken ağladım mı? Hayır. Güldüm mü? Muhtemelen sandığınızdan daha çok. İkinci kez izler miyim? Muhtemelen hayır. Ama izlenmesi gereken filmlerden biri mi? Evet evet evet.
22
yönetmenini çok başarılı bulduğum bir film. az önce izledim, ve almış olduğu ödüllerin çoğunu hakettiğini düşünüyorum. senaryonun fazladan birkaç ödül daha almasını beklerdim. senarist çok ince görmüş. olaydan ziyade karaktere odaklanılması gerektiğini düşünüyorum. evet böyle bir karakter var.
25
abartılmış, balon bir film.
↑