2
sibel alaşın söylediği daha sonralarında bedük'ün seslendirdiği de bir şarkıdır aynı zamanda. sibel alaş versiyonu candır. klibi de çok iyidir.
4
birleşik bir kelimedir. "ad" ve başka bir kelimenin birleşmesinden oluşmuştur.
5
müzikle alakalı örneğini verelim, sibel alaş şarkısı:
www.youtube.com/...
(dün de girdim bu konuya, fakat kendimi tutamadım)
7
Yeri geldiğinde bayanlar içinde kullanılan sözcük. (bkz: adamdan saymak)
8
benim nazarımda yol yordam bilen, delikanlı insan. ve yine benim nazarımda cinsiyeti yoktur adamlığın.
9
Adam gibi adam tabiriyle tamamlanır. (bkz: ) ertuğrul sağlam
10
"insan" anlamına gelebilen kelime.
(bkz: adam yerine koymak)
"küçücük yüreğimle ben sana adam boyu sevdalar büyüttüm..."
11
Sevipte söyleyemediğim şarkılar var
Bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler
Keşke,keşke o ben olsaydım dediğim hikaye kadınları
Düşlerim var...
Uyandığımda yalnızca başını hatırladığım,
Ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim
Bir adam var düşümde,tam dokunacakken uyandırıldığım
Bir adam,sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim
Düşümde bir adam var,benim mi bilemediğim
Bir adam var diyorum,düşünüp düşümden ayrı kaldığım...
Durup da söyleyemediğin adımsa
Gizli kapaklı
Sevda türküleri tuttursam da ben
Telli duvaklı, yanıma
Korlar mı adam seni?
Koparıp acıtmazlar mı beni?
Nafile yanar elim dudağım
Seni bana yar ederler mi?
Yanıma korlar mı adam seni?
Koparıp acıtmazlar mı beni?
Nafile yanar elim dudağım
Seni bana yar ederler mi?
Durup da söyleyemediğin adımsa
Gizli kapaklı
Sevda türküleri tuttursam da ben
Telli duvaklı,yanıma
Korlar mı adam seni?
Koparıp acıtmazlar mı beni?
Nafile yanar elim dudağım
Seni bana yar ederler mi?
Yanıma korlar mı adam seni?
Koparıp acıtmazlar mı beni?
Nafile yanar elim dudağım
Seni bana yar ederler mi?
Yağmur bulutu unutursa
Dalında çiçeği kurutursa
Yar benden utanırsa
Düşündüm düşümden ayrı kaldım
sözlerine sahip sibel alaş şarkısı. 1995 yapımlı...
12
ikindi vakti, evinin yanındaki parkta, çimenlerin üstünde boş adımlarla yürüyordu. çok gelmezdi bu parka. belli ki sıkıntılıydı. iç geçirerek, rengini kaybetmiş bir banka oturdu.
neden burada olduğunu bilmiyordu. ne yapacağını da. sadece uzaklaşmak istemiş, bıkmıştı. çok geçmeden yanına mavi gömlekli, lekeli pantolonlu, başının tepesi açılmış, yaşlıca bir adam geldi. bir an bakıştılar. ikisinin suratında da anlamsız bir ifade vardı. ikisi de bu durumdan rahatsızdı. yalnız kalmak için bu parka gelmiş iki insan, harap halde olan parktaki tek bankta yan yana oturmuş, somurtuyorlardı.
yaşlı adam, bir şeyler homurdanıp kalktı. adımlarını, kelini okşadıktan sonra hızlandırdı. telaşlı bir şekilde, parkın kenarındaki yokuştan çıkıyordu.
bankta tek kalkmaktan hoşnut görünen adam, yaşlının bu davranışını anlamlandıramadı. gayet rahat bir şekilde yanına gelen birinin, koşarcasına yanından uzaklaşması. garip gelmişti, ki herkese böyle geleceğini düşünüyordu.
bu düşünceden sıyrılarak, parkı meraklı gözlerle süzmeye başladı. bir süre sonra
bu yaptığı işi nedensiz gördü ve vazgeçti.
parktaki güzel sayılabilecek tek şeye, çimenlerin arasından yükselen ağaca boş bir şekilde bakmaya başladı. bunun da nedensiz olduğunu biliyordu ama bakmak, kendini rahatlatıyordu. o sırada ağacın dibinde birden biten kuş, dikkatini onun üzerine yöneltmesini sağladı. kuş, oldukça rahat görünüyordu. ağacın dibindeki, nerden geldiği belli olmayan, ekmek parçalarını bulduğu için mutluydu ve onlarla meşguldü. daha çok ekmeği var, biraz daha buralarda bulunur diye düşündü adam. tam o sırada kuş, aniden, bir şeyden rahatsız olmuşçasına parkın kenarındaki yokuşa paralel, telaşla uçmaya başladı. kanat çırpışlarının sesi adamı rahatsız etmişti. ama bunu düşünmeye fırsatı olmadı. çünkü kuşun yaptığı bu anlamsız hareketi düşünmekle meşguldü.
yaşlı adamı düşündü. benzerlik kurmaya çalıştı. sonra bu düşüncesinin de nedensiz ve boş olduğunu düşündü. kendini düşünmekten alıkoydu.
hiçbir sorunu yok gibi görünüyordu.
ama rahat değildi. onu rahatsız eden bir şeyler vardı. başkalarının sorun saymayacağı bir şey olmalıydı. bu rahatsızlıktan kurtulmaya çalışırken, parkın karşısındaki yoldan geçen iyi giyimli bir genç gördü. hovarda adımlarına, ağzını hafif büzerek çaldığı rastgele ıslık eşlik ediyordu. islıklarını kesmeden, umarsızlıkla saatini kontrol etti.
yüzünde bir şaşkınlık ifadesi oluştu. adımları birden hızlandı ve telaşla yokuşa doğru yöneldi. parlak siyah ayakkabılarının çıkardığı ses, adamın kulaklarında yankılandı ve bir süre sonra kayboldu.
etrafında kimse kalmamıştı. sesini birine duyurmaya çalışır bir şekilde gürültülü bir nefes aldı. belki de içindeki sıkıntıyı bu nefesle uzaklaştırmak istiyordu. olmadı.
o da saatine bakıp yokuştan koşarak çıkmak istedi. yapamadı. çünkü bir acelesi yoktu. sorumluluğu yoktu. amacı yoktu. onu rahatsız eden şey, amacının olmaması değil, başkalarının amacı olmasıydı. azmi yoktu, duyguları yoktu. o yoktu ve olamayacaktı...
ağır ağır yerinden doğruldu. çimlerin üzerinde attığı birkaç adımdan sonra kaldırıma ulaştı. boş adımlarla kirli kaldırımda yürümeye başladı. hissetmek istediği tek şey gecenin kirli kokusuydu. gözlerini kapattı. bir şey duymak istemiyordu.
kimse onu fark etmeden saatlerce yürüdü. ve yoruldu.
kimse onu fark etmeden yıllarca yaşadı. ve...
13
hani bazı anlar vardır ya o an olmasaydı acaba ne olacaktı diye düşündüren.. işte öyle bir anın şahididir bu şarkı..
hey gidi zaman şimdi tatlı bir tebessüm bırakan bir şarkı.. oysa ne çok ağlamıştım dinlerken değil mi.. evet.
14
orta asya coğrafyasında insan manasına gelen sözcük, erkek için ise kişi kullanılır.
15
her insan için görüntüde olsa da karakterinde olmayan şey.
16
esas olarak yaratılan ilk insan demektir. yani cinsiyet belirtmez.
insan vurgusu vardır.
sonraları ise adam madam diye diye erkek yerine kullanılır olmuş.
17
yüzyüzeyken konuşuruz'un en anlamlı şarkısı.
www.youtube.com/...
''Bir gün yolda duran adama sormuşlar
Niçin geçmez buradan otobüsler dolmuşlar
Ve cevap vermemiş adam, deli sanmışlar
delirir insan, diğer insanlar da bunu alkışlar
Arayanlar onu hep aynı yerde bulmuşlar
Adını ondan değil, başkasından duymuşlar
Ve yemek yemezmiş adam, zorla doyurmuşlar
Doyarken insan, diğer insanlar da bunu alkışlar
Hep böyle değilmiş adam, konuşmuş çocukken falan
Küçücük ağzından çıkan, her lafa kızmışlar
Günler günler geçmiş adama alışmışlar
Gittikleri bazı yerlere onu da çağırmışlar
Ama çok karanlık adam, onlar da kararmışlar
Kararır insan, diğer insanlar da bunu alkışlar
Hep böyle değilmiş adam, konuşmuş çocukken falan
Küçücük ağzından çıkan her lafa kızmışlar
Onu çok yanlış anlamışlar''
18
bulunduğun da müzede sergilenmesi gereken homo erectus.
20
1995 çıkışlı çok tatlı bir sibel alaş şarkısı.
youtu.be/...
Sevipte söyleyemediğim şarkılar var
Bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler
Keşke, keşke o ben olsaydım dediğim hikaye kadınları
Düşlerim var...
Uyandığımda yalnızca başını hatırladığım,
Ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim
Bir adam var düşümde,tam dokunacakken uyandırıldığım
Bir adam,sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim
Düşümde bir adam var,benim mi bilemediğim
Bir adam var diyorum,düşünüp düşümden ayrı kaldığım...
21
kavga ve sataşmalarda ilk hedeflerden olandır.
(bkz: adam mısın sen)
(bkz: adam değilsin)
(bkz: adamı madam yaparız)
22
2009 yapımı mis gibi bir filmdir.
herkesle paylaşmadıklarımdan.
Bu film elime nasıl geçti bilmiyorum. Yine kesin bir yerde bir gifini ya da repliğini falan görmüş indirmişimdir. İyi ki de indirmişim. Çok sevdim.
Filmimiz Adam yeni komşusu ile tanışınca başlıyor lakin ben o ilk bir iki dakikalık kısımda ağlamaya başladığım için bahsetmeden geçemeyeceğim.
Belli ki Adam babası ile yaşıyormuş. Evde her şeyin bir düzeni var ve ev işleri babası ile Adam arasında bölüşülmüş. Bölüşülmek zorunda çünkü Adam babasının artık olmadığı gerçeğine bile çok da tepki veremeyen biri. Hasta. Babası hep çekip çevirmiş onu. Ha öyle kendi işini halledemeyecek biri değil hatta bir oyuncak firmasında baya hoş da bir işi var ama işlerini önce birilerinin ayarlaması sonra da Adam'a açıklaması lazım. Sonrasında çok iyi hallediyor kendisi. Lakin işte o ilk kısımlarda sıkıntısı var. Hastalığının adı Asperger Sendromu. Ne olduğunu bilmiyorum ama Adam fazlasıyla dürüst biri. Bu da hoş bir şey aslında ama günümüzde ve maalesef ki dünyamızda buna hastalık demişler. Trajik.
İşte Adam artık babasız yapması gereken işler iki katına çıkmış bir şekilde yaşamaya çalışırken yeni komşusu ile tanışır. Ve olaylar gelişir.
Adam çok tatlı. Ben çok sevdim en azından. Yıldızlara kafayı takmış. Sabahlara kadar onlardan bahsedebilir. Benim filmlerden bahsettiğim zamanlar gibi. Herkes dayanamıyor tabii. Hoş çok da arkadaşı yok. Anladığım kadarıyla babasının bunu emanet ettiği siyahi bi amcamızla takılıyor genelde. Amca da bunalmış ki artık karı kızdan bahsetsek Adam karşim deyince bizimki başlıyor yeni komşudan bahsetmeye. Siyahi amcamız da e o zaman sen yürü buna deyince Adam kendince yürüyor kıza ama hatun bilmiyor ki bizimkinin derdini.
Adam emirle çalışan bir makine gibi. "Şunu al. Bana yardım et." demesen ellerindeki yükün altında boğulacağını fark edemiyor. "Bana sarıl." denmeden karşısındakine sarılamıyor ve dediğim gibi acayip dürüst. "Sence seksi miyim? Bence sen seksisin." ya da "Anladım. Seks yok." diyebiliyor bir anda.
Kızla yakınlaşıyorlar. Hatunu en sevdiği şeylere ortak ediyor. Gece dolaşmalarına,yıldızlarına. Hatun da onu arkadaş ortamına sokuyor ama arkadaşları yeni bebeklerinin en cici videosunu göstermek istediği an Adam "İstemem kalsın." deyince pek sevilmiyor haliyle. Üzülme Adam. Sen hala benim adamımsın.
Adam işten kovulunca ve hatun kızımız onu ailesi ile tanıştırmak isteyince işler biraz karışıyor ve orada hatun kızımız da Adam da dürüst olup bu ilişkiye bir bakıyorlar. Acaba birbirlerini seviyorlar mı yoksa birbirlerine ihtiyaçları mı var?
Adam'ı canlandıran karakteri bir yerden tanıyordum baktım da bu aralar Hannibal ile evlerimize konuk olan Hugh Dancy imiş kendisi. Hatun kızımızı da Wicker Park'ta izlemiş nefret etmiştik.
Film biraz Mozart and The Whale gibi ama çok değil. Hani bizim gibi olmayanların da aşık olması mümkün ve hadi onları anlayalım tarzı bir film ama bu daha güzeldi be. Oradaki Josh'a rağmen bu daha güzeldi.
İzlemenizi öneririm. Rain Man,Forrest Gump izleyerek büyüdüyseniz seveceksinizdir. Yok liseliyseniz sinemalarnoktakom sitesindeki salak yorumlara gider bir yorum da siz eklersiniz en fazla. Nedı yani?
Sevgilerimle.
23
"Sevipte söyleyemediğim şarkılar var
Bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler
Keşke,keşke o ben olsaydım dediğim hikaye kadınları
Düşlerim var...
Uyandığımda yalnızca başını hatırladığım,
Ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim
Bir adam var düşümde,tam dokunacakken uyandırıldığım
Bir adam,sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim
Düşümde bir adam var,benim mi bilemediğim
Bir adam var diyorum,düşünüp düşümden ayrı kaldığım." dizeleriyle başlayan harika bir 90'lar şarkısı.
youtu.be/...
24
övünmek gibi olmasın ama benim.
↑