kayıt

acı

  1. 1
    tatlı karşıtı, dilde yakıcı bir his bırakan tat.
  2. 2
    tattıktan sonra kulak ve saç diplerini kaşındırır.
  3. 3
    dilin arkası tarafından hissedilen tatdır. kimileri tarafından sevilmezken, kimileri içinde "acı bize koyar mı bacı" cümlesine de konu olduğu üzere vazgeçilmezdir.

    bununla birlikte, çekilen ruhsal ızdıraplar da acı olarak adlandırılır.
  4. 4
    herkes birbirinin acı eşiğini ölçmeye başlamış. hımm reyhanlı ile alakalı yazmamış, o-ha soma hakkında twiti yok der olmuşuz. olm manyak mısınız lan?
  5. 5
    kalp ağrısıdır.
  6. 6
    (bkz: kapsaisin)
  7. 7
    belli bi süre sonra bağımlılık yapan duygu. bi şekilde acı duymak istiyor insan.
  8. 8
    özellikle jalapeno olanının ciddi anlamda bağımlılık yaptığı tat.
  9. 9
    (bkz: turşu suyu)
  10. 10
    hazın karşıtı olarak organizmanın kaçındığı hoş olmayan özel duyguların adıdır.

    acı bir marketse onu ilk ben yağmaladım. acı bir zombi istilasıysa ilk ben ısırıldım. acı bir porno sektörüyse ilk siki tutan ben oldum.
  11. 11
    bir yılmaz güney filmi.
  12. 12
    acı, camdan saraylara ise tümüyle yabancıdır. acı, kuşku demektir, yadsıma demektir. içimizde kuşku uyandıran bir camdan sarayı düşünemeyiz bile. bununla birlikte insan gerçek acıyı tatmak istediğinden, çevresinde bir kargaşa yaratmak, yok etmek, dağıtmak hevesinden asla kendisini uzaklaştıramaz. bizim manevi varlığımızın biricik kaynağı acı değil mi?
  13. 13
    (bkz: wasabi)
  14. 14
    Erzurum ili Pasinler ilçesine bağlı bir köy.
  15. 15
    bazı insanlarda burun akıntısı yapan tat.
  16. 16
    Acı, yürekte hep aynı yöne devrilen kırık bir zar.
  17. 17
    bedendeki etkisi geçse de, ruhuna kalıcı iz bırakan his. birde baharatgillerin en asabi küçük oğlu
  18. 18
    kaynağı değişse de, çaresi hep tuzlu su'dur.
  19. 19
    www.youtube.com/...

  20. 20
    canfeza'nın "cin" albümünden bir parça. beati on numaradır. beat, ağıt aşüftedil'e aittir.

    sözleri:
    Yeniden birini sevmek ömür sürer,
    O kadar kalmadı be gönül süren.
    Yaşattıkların tümüyle ölümsüzler,
    Gözlerimde saklı mühürsün, hep.

    Seni seviyorum dediğim herkesi sevdim.
    İnan, yine olsalardı yine severdim.
    Ne aldım, ne de verdim,
    Ne aldın, ne verdin?

    Neyse asıl konuya dönelim, aşka;
    Aşık olunca mı kalbine yönelir taşlar?
    Çok sevince mi ızdırap başlar?
    Kötü mü aşk, saçma mı? Başka?

    Sevmek; bir sanattır, kanatlı,
    Kanat uçmaktır ki; uçmakta sanattır.
    Bana kalırsa biri sanatı yarattı,
    Mutlak yaradan, içimizdeki sanatçı.

    Sorarsa biri önünü kesenlerin,
    Tanımıyoruz ne sen beni, ne ben seni.
    Hiç olmadık ne ben senin, ne sen benim,
    Açıkçası; ne sen ben, ne ben senim.

    Şiir senden fazlasıdır, sihrim,
    Doğum günüm, gün ışığım; mihrim.
    Bir zahmet hatanı düzelt şimdi,
    Beni bu saf karanlığa sen ittin.

    Beni bu karanlıkta kaybettin,
    Üzüldüm, sanki bilyelerimi kaybettim.
    Beni bir çocuk gibi kaybettin,
    Pazarda kaybolmuş gibi ağladım, ayıp ettin.

    Bu bana yapılmazdı, yaptın.
    Sana bu yapılmazdı,yaptım.
    Kandırılmamalıydım, yaptın.
    Şiirlere değmezdin, yaptım.

    Güzeldin her şeyinle, yenmezdin tadından,
    Yüzüne şiir yazılacak binlerce kadın var.
    Ardından tek bir kez söz etmedim adından,
    Biriydin benim için o binlerce kadından.

    Biri gider bini gelir,
    Bini gider biri gelmez.
    Ne yaman çelişkidir,
    Biri kanatır, bini delmez.

    Onu sever, beni sevmez,
    Ona ulaşır, bana ermez.
    Aşk dilenmek gerekmez,
    Ona verir, bana vermez.

    Sırf benim gönlüm olmasın diye,
    Gönlüme el koyuyorsun, niye?
    Sırf gönlünde olmayayım diye,
    Gönlüne el koyuyorsun, niye?

    Acıyı seviyorum; damak tadım böyle.
    Acı dil, çoğunlukla tatlı şeyler söyler.
    Unuttuysan beni, bunu açıkça söyle;
    Beni unutsan da özleyeceksin söz ver!

    Arada bana küfret, günahı benim.
    Vahı beni bulur birgün, ahı seni.
    Yakama yapışmış bir günahın eli,
    İçinde boğuluyorum bir sürahi selin.

    Dışında kalmışım şekerden bir evin,
    Sular altında kalmış, insana güvenim.
    Ateş pahası olmuş sevdanın dirhemi,
    Ne sağa, ne sola dönmüyor dümenim.

    Sende he rşey tıkırında gibi,
    Sanki bir gece de olsa görmemişsin dibi.
    Sen de zaten bunu istemişsin gibi,
    Ya gerçekten böyle oldu, ya da bu kibir.

    Gerçekleştiremedin bir küçük düşü;
    Seni gönlümde fazla büyütmüşüm.
    Ederini anladığımdandır küçük düşüm;
    Benim ki küçük sen büyük düşün.

    Ama nereye çekersen oraya yürür,
    Orada gece olur, orada söndürür günü.
    Sana bakan gözlerinde beni görür,
    Çünkü ben ebediyen gözlerine sürgünüm.

    Kavradım süngümü; tehlikeli sulardayım.
    Göz bebeklerine mesafem bir dudak payı.
    Bir ağlamana bakar işim, korkulardayım;
    Tekrar paylaşamazsak diye bir dudak çayı.

    Boşluğunu doldurmadım, daha yer açtım,
    Sende yer kalmadıysa eğer bana ver aşkı.
    Beni aşka boğ kesintisiz ki zaman şaşsın;
    Ki nasıl yaşar bir insan, bir başına, başsız.

    Gittin ama bana bir meziyet yükledin;
    Koyuyorum nereye istersem yüklemi.
    Bana bir kapı araladı tüm gördüklerim;
    Farklı bakıp, görmek bir çeşit körlük değil.

    Ama her şeye iyi niyetle yaklaşmak öldürür,
    Herkesi sarıp sarılmanın sonucu kördüğüm.
    Yaşam hayli narin bir ağdır kaderin ördüğü,
    Sevilen; sanma ki sevende ömürlüğüm.
  21. 21
    bir şekli, resmi olsaydı muhtemelen kimse ikinci defa bakmak istemezdi.
  22. 22

    -- spoiler --

    neyse asıl konuya dönelim, aşka;
    aşık olunca mı kalbine yönelir taşlar?
    çok sevince mi ızdırap başlar?
    kötü mü aşk, saçma mı? başka?

    -- spoiler --
  23. 23
    üzüntü.
  24. 24
    kendisine fevkalade haksızlık yapılan his. öyle ki gerek maddi gerek manevi dünyada ortaya çıksın, varlığı ile yolunda gitmeyen birşeyleri haber veren yegane alarm sistemimiz olarak vazgeçilmez bir nimettir kendisi. hiç acı duymadığınızı düşünün..
  25. 25
    (bkz: acıyı sevmek olur mu)