kayıt

platon

  1. 1
    eflatun adıyla da bilinen, antik çağ felsefecisi. akıl hocası sokrates ve öğrencisi aristoteles'le birlikte batı felsefesinin temellerini atmıştır.
  2. 2
    (bkz: symposion) yani şölen adlı eserinde aşkın doğasını ve platonik aşka parmak basar.
  3. 3
    adeta bir mash up kişilik. hocası olan sokrates, öğrencisi olan aristo.. iki çağ ötesi insanı da tanımayı başarmış yüce şahsiyet.. soruları çok basit ve derinlik içeren kişi..
  4. 4
    ''platoncu akademi'' adıyla yüzyılarca ayakta kalacak okulu kurmuştur ve yıllar sonra i.ö 387 yılında doğduğu kentteki bir bahçede ölmüştür. platon bu okulda, sayıları yüzleri bulan öğrenciye ücretsiz dersler vermiştir. seksen yaşında, bir söylentiye göre bir akraba düğünün ortasında hayata gözlerini yummuştur. hocası sokrates, öğrencisi aristotales'tir.. hayatını yaşanabilecek en güzel şekilde yaşadığını düşündüğüm bir şahsiyettir.

    bilindiği üzere sokrates'ten günümüze bir şey ulaşmadı. kendisinin tekniği, öğretisinin yöntemi tamamen öğrenciler ile kurduğu diyaloglar, konuşma, söyleme, söyletme temelinde gerçekleştiği için onun kendi kaleminden çıkmış tek bir sayfa bile bize ulaşamadı.. platon'dan ise günümüze bir dizi metin ulaşmıştır. bu metinlere sonradan eklenmiş ya da orijinal olmayan, sahte metinler zamanla ayıklanmış ve sonuç itibariyle platon'un yazılarının büyük bir bölümü ve mektupları günümüze sağlılık bir şekilde ulaştırılabilmiştir..

    bir diğer konu da, platon'un da yönteminin temeli sözlü öğretime dayanmasıdır. kendisi, öğretisi özünü içindeki çekirdeği hiçbir zaman bir yazıya 'emanet edemeyeceğini' böyle yaparak hasetliğe ve anlayışsızlığa ödün vermek istemediğini söylediği halde biz 'ardılları' için platon neşriyatları, onun felsefesini öğrenmek için birincil kaynaktır. ilginçtir ki, platon'un reddettiği yazılı ürünleri içinde bu felsefesi bütün ihtişamıyla karşımızda durmaktadır.

    yazılarında ele alınan sorunlar o gün hangi halinde anlaşılmış ve tartışılmışsa o halleriyle karşımıza çıkar. böyle olması, platon'un bir takım sorunlar karşısında nasıl düşünce geliştirdiğini, tasavvurunun hangi yönde eğilim gösterip, geliştiğini, değiştiğini izlemek mümkündür..

    platon', sokrates'in ölümünün ardından yazdığı hemen hemen bütün eserlerinde diyalog tarzını korumuştur. karşılıklı konuşma ve söyleşi biçimi belirleyici tarz olarak önümüze gelmektedir. fakat sokrat'ın bu söyleşilerde söylediklerinin ne kadarı doğrudur, sokrat'a yazılabilir ne kadarı platon'a aittir bunu söylemek güçtür.

    felsefi düşüncelerin anlatılması için seçilen kimi yollardan olan 'diyalog' platon'dan sonra yunanlılar ve roalılar hatta daha sonra avrupa düşünürlerince de sık sık başvurulan bir yol oldu.

    platon'un önemli diyalogları şunlardır:

    -apologia [savunma]
    -kriton
    -protagoras
    -gorgias
    -menon
    -kratylos
    -symposion
    -phaidon
    -politeia [devlet]
    -phaidros
    -theatetos
    -timaios
    -kritias
    -politikos
    -nomoi
  5. 5
    sanırım gerçek ismi eflatundu . omuzları geniş insanlara yunancada platon deniyormuş bu sebeple platon denmiş. kaynak : sokratesin savunmasi
  6. 6
    gerçek adı aristokles olan filozof.
    platon adını beden eğitimi aldığı bir güreşçinin, beden gücünden dolayı verdiği söylenir.
  7. 7
    (bkz: bir adamın ölçütü güçle ne yaptığıdır)
  8. 8
    whitehead'in çok garip bir çıkışı var: '' tüm batı felsefesi tarihi, platon'a düşülmüş notlardan ibarettir.''
  9. 9
    (bkz: #16253)
  10. 10
    Platon'a göre; karaciğer, kalp ve beyin olmak üzere insanın bu üç organında üç tane ruh barınırmış.
  11. 11
    Platon Bilge olmayan insanları ikiye ayırır:

    1-) cahiller: kafalarının içi gündelik işlerle Platon'un tabiriyle sapla samanla dolu olanlardır. Kafalarının içi yeni bilgiye kapalı olduğu için gelişemez ve cahil kalırlar.

    2-) filozoflar: kafalarının içi bomboştur. Her türlü bilgiye açtırlar ve bunları öğrenmek isterler, ve her zaman bomboş bir kafaya sahip oldukları için hiçbir zaman bilge olamazlar.

    Sevdiğim bir sözünü de paylaşayım:

    Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.
  12. 12
    Bu adam aşkı iki sebebe bağlıyor. * Platonik aşk olayı da bu adamdan geliyor ama anlamı bugünkü gibi değil tabi ki...
  13. 13
    İdealar evreni düşüncesine sahip olan antik yunan filozofudur. Kendisine göre asıl evren idealar evrenidir gerçek evren ise idealar evreninin yansımasıdır. İdealar evrenini Mağara aleogrisi ile açıklamaktadır.
  14. 14
    Laws (yasalar) adlı eserinde cehaletin tanımını bir nevi şöyle yapmıştır:

    "Biri, ikiyi, üçü sayamayan, tek sayıları çift sayılardan ayıramayan ya da hiç sayı sayamayan, geceyle gündüzün farkından ya da Güneş'in, Ay'ın ve diğer yıldızların deviniminden tümüyle habersiz biri... Kanımca, tüm özgür kişiler, Mısır'da alfabeyi öğrenen her çocuğa hemen verilmeye başlanan bu bilgilerin olabildiğince çoğunu bellemeye gayret etmelidirler. O ülkede, aritmetik oyunları sırf çocuklar keyif alsın, eğlensin diye tasarlandı... Ben bu alanlardaki cehaletimizin farkına geç yaşımda vardım ve şaşkınlığa düştüm; bence biz insandan çok domuz sayılırız. Yalnız kendi adıma değil, tüm Yunanlılar adına büyük utanç duyuyorum."

    Akademisinin girişine "geometri bilmeyen giremez" yazdıran birisinden beklenen bir tanım olmuş. Aslında geometriden kastını Martin heidegger "matematiksel olanı kavramamış olanlar giremez" olarak yorumlamıştır.
  15. 15
    En iyi devlet şeklinin aristokrasi olduğunu savunur ancak bu aristokrasi klasik babadan oğula geçen tarzda değil liyakatin aristokrasisi, devletteki en iyi ve akıllıların yönetimde olmasıdır.
    Gardiyan sınıfı, yönetici(koruyucu) sınıfı demektir ve Platon kişilere, sahip olduğu değerlerine göre (kadın-erkek herkesin) kendini göstererek bu sınıfa girebilmesine fırsat verilmesi gerektiğini; bu fırsat eşitliğini sağlayabilmek için de çocukların devlet tarafından eğitilmesini savunmuştur.
    Temelde iki cinsin eşit olduğunu savunan ilk büyük düşünürdür. -uzun zaman sonrasına kadar da hemen hemen tektir.-
    • 16
      Eflatun adıyla bilinen idealist yazar. Aynı zamanda sokrates'in öğrencisidir. Kendisi idealar evreni ile bilinir aynı zamanda devleti sınıflara ayırmıştır.
    • 17
      şöyle bir düşününce, kadın düşmanıdır(kadın haklarına öncülük etmesine rağmen), ideal sanatın tanrıyı öven ilahiler olduğunu belirtir. önemli olanın büyük oyunu görmek olduğunu iddia eder.(platon'un mağara alegorisi)

      günümüzde yaşasaydı oyunu ampule basardı. akp edirne milletvekili olabilirdi. sıfır şüphe.
    • 18
      antik yunan filozofu platon, devlet adlı eserinde, "ya filozoflar yönetici olmalı ya da mevcut yöneticiler filozof" demiştir.

      neden?

      çünkü platon'un hocası sokrates, atina kent devletinin yöneticilerine, "adalet nedir?", "ahlak nedir?", "iyilik nedir?" gibi felsefi sorular yönelterek, "güçlü olan haklıdır" ilkesini sorgulamış ve bu sorgulama sonucunda atina kent meclisi tarafından oy çokluğu ile ölüme mahkum edilmiştir.
    • 19
      asıl adıaristokles'tir. yaşamı, yunan kent devletinin gerileme dönemine rastlar. bu sebepten olsa gerek başarılı olduğu sporu bırakır ve yunan kent devletinin gerilemesinin sebeplerini araştırıp kurtarma yollarını aramaya yönelmiştir.
      heros akademikos'un mezarı yanında bir arsa satın alıp burada felsefe dersleri vermek için bir okul açar. akademi'nin isim kökeni buradan gelir.

      hocası sokrates'in eşitsizlikçi düşüncelerini -bilgelerin yönetimi düşüncesi- geliştirmiştir. (sokrates toplumu halkın çoğunluğu değil, bilgili ve erdemli bir azınlığın yönetmesini ister.) akademia'da, ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof olması düşüncesinden hareketle, ileride toplumun başına geçebilecek filozof yöneticiler yetiştirmeye çalışmıştır. buradan da anlaşılacağı üzere platon'un odak noktası siyaset felsefesidir. genel felsefesi, siyasal görüşlerini desteklemek için bir araçtır.

      toplumu filozofların yönetmesi gerektiğini düşünen platon, görüşünü temellendirmek amacıyla aklın üstünlüğünü, felsefe düzeyinde açıklamaya çalışır; buna varlığı nesne (madde) ve idea (düşünce) olarak ikiye ayırmakla başlar. buna mukabil, evreni de, duyularla kavranan "nesneler evreni" ve akılla kavranabilen "idealar evreni" olarak ikiye ayırır. gerçek evrende idealar bulunur; nesneler evreni, idealar evreninin kötü bir kopyasıdır. bildiğimiz mağara alegorisi yani, sonra simülakrlar ve simülasyon ve matrix... * (zamanda müthiş sıçramalar yaptım sanki) idealar yalnızca nesnel karşılığı olan şeylerden ibaret değildir. nesnel karşılığı olmayan adalet, eşitlik, özgürlük gibi idealar da vardır; en tepede tanrı ile özdeşleşmiş "iyi ideası" bulunur.

      bilgi felsefesinde ise akıl ile elde edilebilen bilgiye episteme, duyularla elde edilen bilgiye de doksa adını vermiştir. episteme ruhun idealar dünyasında edindiği bilgidir.(garip!)

      platon görüşlerini toplumu yönetecek olanların, dünyanın gerçek olmayan bilgisine yani doksa'ya sahip olan halkın değil, aklı kılavuz edinip episteme'ye ulaşabilen kişilerin yani filozofların içinden seçilmesini ister.

      tüm bu fikirlerini diyaloglar'ında, hocası sokrates'in ağzından anlatmıştır.