1
bu rahatsızlıktan* muzdarip bir kardeşimin iletisidir tamamen copy-paste yapıyorum.
18 yaşındayım,yaklaşık 3 yaşından beri böyle bir sorunum vardı, istanbulda bakırköy'de sio eğitim merkezine gittim, yaklaşık 3 aydır devam ediyorum ve hemen hemen sprunum kalmadı gibi, ve başlangıçta sus dönemi veya garip garip konuşmalar da yok...böyle bir sorunu olan varsa muhakkak internetten araştırsın bu yeri ve bir an önce başvursun, ulaşmak isteyen bana da yazabilir.
---
yardım almak için buradan veya www.facebook.com/... üzerinden arkadaşıma ulaşabilirsiniz.
tanım: hastalık değil rahatsızlıktır.
2
insanları toplum içinde çok zor duruma düşürebilecek bir rahatsızlık.bu olay yüzünden ne konuşabilirler ne derdini anlatabilirler.bunun en büyük sebebi yurdum insanın çok sabırsız olmasıdır.halbuki az beklesek adam neler anlatacak.
3
geçen sene o ses türkiye yarışmasında yarışan kekeme bir çocuk vardı konuşurken kekelediği halde şarkı söylerken en ufak bir pürüzsüzlük kekeme belirtisi yoktu sesinde hayret edilesi bir durumdu.
5
5 yaşımdan beri başımdan eksik olmayan, sanırım bu yaştan sonra da beni terkedeceğini düşünmediğim engel. doğru düzgün sosyal hayat kuramazsınız. bir hikaye, fıkra anlatmak istersiniz anlatamazsınız. 1-2 cümle sorunsuz ilerlersiniz ama illa ki bir yerde takılmaya başlarsınız. ondan sonrası da taşlık yolda f1 aracıyla gitmek gibidir, ne kadar anlatmaya çalışırsanız o kadar çok tıkanır ve paniklersiniz. işyerlerinde toplantı ve sunumlarda size söz verildiği an gerilmeye başlarsınız, oldukça az kelimeyle olayı özet geçmeniz gerekmektedir. zira dışarıdaki insanlar pek toleranslı değil bu konuda. sıkılırlar, homurdanırlar, cümleni tamamlamaya çalışırlar. yıllar önce bunun eğitimini aldım, o zaman başta rahatlar gibi oldum ama kalıcı olarak düzelme sağlayamadı.
berbat işte. kansere çözüm bulmuş bilim bu soruna çözüm bulamadı, daha sebebini bile bilmiyor.
6
Kesin tedavisi olmamasına şaşırdığım rahatsızlık. Empati yoksunu insanlar varken daha zorlu bir süreç yaşanır eminim ki. Umarım çözüm bulunur.
7
büyük miktarda çözdüğüm garip bozukluk, tamamen çözmek mümkün değildir sanmam. bendeki sosyal fobi kaynaklıydı o gidince bu da gitti.
ama çok büyük bir problem değildir, düşündüğünüz kadar kötü görünmüyor hatta sevimli ve ben keyif bile alıyordum bi ara kekeme olmaktan.
neyse konuşma işlemi epey zor bir şey aslında çünkü sayısız kası organize çalıştırmak lazım, ancak otomatik gerçekleşirse mümkün olan bir şey bu. hem beynin konuşma kısmında problem vardır büyük ihtimalle hem de sen ne söyleyecem ben filan diye düşünürken o otomasyonu bozuyorsun, önce dil mi dönecek ayak mı gidecek derken saçmalaşıyor durum.
farklı türleri de var tabi bendeki biraz garipti. ama sosyal fobi kaynaklıysa yüzde doksan dokuz çözüyorsunuz, kekeme değilim ben şu an şahsen arada herkes tekler.
8
Bireyin konuşmasının gerek akıcılık gerek zamanlama yönünden yaşına uygun olmayacak şekilde bozulmasıdır.
Erkeklerde kızlara oranla 4-5 kat daha fazla görülür.
Şarkı, türkü ya da şiir okumalarında görülmeyebilir. Kekemelik bozukluğunu yaşayan birey sosyal ilişkilerinde olumsuz etkilenebilir.
Tedavisi vardır, ümitsizliğe kapılmayın. Kekemelerin %80'i düzeltilebilir, %60'ı kendiliğinden yok olur.
9
öncelikle, #1182359
bu bir başarıdır!
kekemeliği ve kekemeliğin hayatıma olumsuz etkisini anlattığım girdimin üstünden takriben 2 sene geçmiş durumda. her şeyin çıkış noktası olan kutup sözlük'e bir saygı göstergesi olaraktan sizlere şu anki durumumu açıklamak istiyorum: ben bu işi çözdüm sanırım (tabii, yüzde yüz bir iyileşme mümkün değil ama olsun).
tekrardan müjdemi isterim; kekemelik konuşmamı olumlu yönde geliştirdi değerli sözlük. hayat gerçekten de zıtlıklar* üzerine kuruluymuş, bunu anladım.
bir yazı gözüme çarpmıştı, geçmişte de görmüştüm ama dikkat etmemiştim. linguistik konularda erkekler, kadınlara kıyasla daha başarısız idi (cinsiyetimi az çok tahmin etmişsinizdir*). bunu "kader böyleymiş, hayatımı böyle devam ettireyim" olarak yorumlamak yerine daha rasyonel yaklaşıp beynimi nasıl kandırabileceğimi düşündüm durdum.
kekelememek için kelimeleri seçiyordum halihazırda zaten. mevzubahis girdide bahsettiğim harfler başımın belasıydı hep. kelime seçmeye ek olarak yeni kelimeler öğrenmeye başladım; latinize edilmiş türkçe-osmanlıca ve türkçe-farsça sözlükler edindim. keza tdk*'nin ve dil derneği'nin türkçeleştirdiği kelimeleri ve günlük hayattaki yabancı kökenli kelimelerin türkçelerini araştırdım, durdum. bu araştırmalar hem daha akıcı konuşmamı, hem de kelime dağarcığımın gelişmesini sağladı. ağdalı türkçe dedikleri gibi konuşabiliyorum artık, ama özümün önüne geçmeden.
konuşurken nefes hareketlerime dikkat edemiyordum. diksiyon meselesine giriştim bir de. kelimeleri uygun tonlamayla ağızdan çıkarmayı, duraksanacak yerleri ve hızlı söylenmesi gereken yerleri araştırdım. tabii halen eeeeelllibeş* ve daa diyorum, orası ayrı*
işe rasyonel yaklaşmak ve somut adım attığımı görebilmek bana özgüven kazandırdı tabii. geçmişte yapamadıklarımı yapmaya başladım, mevzubahis girdideki olayların üzerine yürüdüm. bu süreçte sanki girdimi tüm türkiye okumuşçasına büyük bir anlayışla, sabırla ve saygıyla karşılaştım. inanıyorum ki, gerçekten burada yazar olan ve okuyup bu şekilde yaklaşan birileri var!
diyeceğim odur ki, hayat sizin hayatınız. kekemelik gibi etmenlerle kendi hayatınızı kendinize zehir etmeyin. okuyun, araştırın. ve en önemlisi de çabalayın.
sana tekrardan teşekkür etmek istiyorum sözlük, kafamda tüm bu düşüncelerin oluşmasında ön ayak olan yer sen oldun. teşekkürler.
10
Diğer ismi takipemidir. Kekemelik iki evreden oluşur. İlk evrede kişi kekemeliğin farkında değildir, normal konuşma sanar. Tekrar, uzatmalar ve takılmalar vardır. İkinci evrede ise kişi kekemeliğin farkındadır. Farkında olduğu için de psikolojik sorunlar yaşayabilir. Tik haline gelmiştir artık kekemelik, bazı durum, kelime, olaylar ile gözükür. Hiç kimse sürekli kekeme değildir bazen çok akıcı konuşabilirler. Sohbet, oyun veya şarkı etkinliklerinde kekemelik kaybolabilir.
11
Dil ve konuşma bozuklukları içerisinde yer alan bir akıcılık bozukluğudur. Dil konuşma terapistleri dışında "kekemeliğe son, 10 günde kekemelik bitiyor" gibi uydurukçu cüce maymunların vaatlerine inanmamak gerekir.
↑