kayıt

tövbe

  1. 1
    *

    allah'tan bir hata ya da yanlış için özür dileme işidir. inananların dediğine göre yürekten isteyince ve tekrar etmedikçe kabul olandır.
    • sözlük teki tovbe tovbe yazan entryleri tövbe tövbe olarak düzeltin.
  2. 2
    farkında olarak veya olmayarak, açık veya gizli işlenmiş günahlardan, hatalardan pişman olmak, onları bir daha yapmamak için niyet etmek ve tekrar aynı hatalara düşmemek için çaba göstermek.
  3. 3
    klas bir duman şarkısıdır..

    www.youtube.com/...
    • bandırırım.
  4. 4
    az bilinen çok can yakan bir duman şarkısı.

    Başka çaremiz mi var?
    Nerde?!
  5. 5
    allah affetsin demektir.
  6. 6
    Geri dönme anlamına gelen Aramice kökenli sözcüktür.
  7. 7
    “sözlerin en güzeli allah’ın kitabıdır. yolların en doğrusu muhammed’in yoludur.”[1] hadisini kendinize düstur edindiğiniz takdirde umut ediyor ve güveniyorum ki aşağıdaki kısa özet, tövbe meselesi üzerinde okuyanları daha fazla düşünmeye sevketmek ve bir an önce uygulamaya geçirmek suretiyle açığa çıkacaktır.

    _________

    "de ki: "(allah şöyle buyuruyor:) ey kendilerine karşı haddi aşan kullarım! allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin: allah bütün günahları bağışlar; çünkü yalnız o, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır!""[2]

    insanlık nice günah ve gaflet yollarında istikametini kaybetmişse de bize yaptıklarımızın karşılığı olarak helak ve hüsrandan ziyade rahmet ve afv vardır. rabbimiz’in celle celalühu: “rahmetim, gazabımı geçmiştir!” [3] beyanı bunun bir göstergesidir.

    ayet ve hadisler tövbe kapılarının son saatin yaklaşmasına dek açık olacağını, tövbe edenin günahlarının bağışlanacağını bize haber vermektedir. arapça’da tövbe geri dönmek, rücu etmek, dönüş yapmak anlamındadır ve dinde yerilmiş şeyleri terkedip övgüye lâyık olanlara yönelme biçiminde tanımlanır. tövbe kavramı allah’a nisbet edildiğinde kulun tövbesini kabul edip lutuf ve ihsanıyla ona yönelmesi mânasına gelir. dolayısıyla tövbe ruhun allah’a açılışını ve yücelişini hedefleyen duaya benzemektedir. nitekim hadisler şöyle buyurmaktadır:
    “her insan hata eder. hata işleyenlerin en hayırlısı tövbe edenlerdir.”[4]
    “güneş batıdan doğmadan önce kim tövbe ederse, allah onun tövbesini kabul eder.”[5]

    rabbimiz çok bağışlayıcıdır, esirgeyendir. kullarına pek merhametlidir. insan, ruhi kurtuluşun veya kaybın bütün imkanlarına sahiptir. bu vesileyle rabbimiz, bizden günahlarımızdan dolayı tövbe etmemizi bekler:
    “allah, tövbelerinizi kabul etmek ister; şehvetleri ardınca gidenler ise, sizin büyük bir sapma ile sapmanızı isterler.”[6]

    günahlarının bağışlanıp bağışlanmayacağı endişesinden kurtularak tövbe edilmelidir çünkü; tövbe eden kulundan allah teâlâ’nın nasıl hoşnut olduğunu açıklayan hadis bize peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem tarafından müjdelenmiştir:
    "kulunun tövbe etmesinden dolayı allah teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.”[7]

    her ne durumda ve kim olursak olalım rabbimiz’in merhameti daima hepimizin en yakınındadır:
    “şunu iyi bilin ki allah kuluna annenin evlâdına karşı beslediği şefkatten daha çok merhametlidir”[8]
    “vallahi ben günde yetmiş defadan fazla allah’dan beni bağışlamasını diler, tövbe ederim.”[9]
    “andolsun allah, peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tövbe ihsan etti. ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi neredeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. sonra onların tövbelerini kabul etti. çünkü o, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir.”[10]
    “hepiniz allah’a tövbe edin, ey mü’minler! belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.”[11]

    görüldüğü gibi ayet ve hadisler allah'ın tövbekar kullarını affedeceğini ve onları rahmetiyle kucaklayacağını ortaya koymaktadır. kul, günahım bağışlanmaz diye ümitsiz olmamalıdır. insan devamlı surette kendini hesaba çekmeli, günahlarından tövbe etmelidir. çünkü günah ne kadar büyük olursa olsun, allah’ın merhameti daha büyüktür.

    [1](buhari, edeb 70; i’tisam 2; müslim, cum’a 43; nesaî, iydeyn 22, sehv 65; ibn mace, mukaddime 7; darimî, mukaddime 23; ahmed b. hanbel, ııı, 310, 319, 371.)
    [2](zumer suresi,39/53)
    [3](buhârî, tevhîd, 15, 22; müslim, tevbe, 14-16)
    [4](tirmizî kıyâme, 49; ibn mâce, zühd, 30)
    [5](müslim, zikir 43)
    [6](nisa suresi, 4/27)
    [7](buhârî, daavât 4; müslim, tevbe 1, 7, 8)
    [8](buhârî, “edeb”, 18; müslim, “tevbe”, 22)
    [9](buhârî, daavât 3. ayrıca bk. tirmizî, tefsîru sûre (47) ibni mâce, edeb 57)
    [10](tevbe suresi, 9/117)
    [11](nur sûresi, 24/31)