kayıt

don kişot

  1. 1
    miguel de cervantes tarafından yaşamının sonlarına doğru kaleme alınmış bir romandır. cervantes bu romanı hapisteyken yazmıştır ve onu dünyaca üne kavuşturan eseri de bu olmuştur. dünya edebiyatında romanın ilk örneklerinden sayılır ve ispanyol edebiyatı için büyük bir adımdır. toplamda 38 dile çevrilmiştir ve hâlâ dünyanın en çok okunan romanları arasında yer alır.
  2. 2
    bundan tam 413 sene önce yayımlanan roman.
  3. 3
    Dini kitapları saymazsak yaklaşık 500 milyon kopya ile dünyanın en fazla satan kitabı.
  4. 4
    ispanyol edebiyatI denince akla gelen ilk, belki de tek kitap.
  5. 5
    redd'in 21 albümünden çok beğendiğim bir şarkı. özellikle nakaratındaki aşağıda alıntıladığım kısım nedense hayallere daldırıyor her dinlediğimde.

    don kişot olsun ismim bu gece,
    rüzgarlara bakalım, o daha delice.
  6. 6
    “Duyduğuma göre Sanço, alçaklara iyilik yapmak, denize su atmak gibiymiş.”

    (bkz: miguel de cervantes)
  7. 7
    Redd'in en en en güzel şarkılarından birisi.

    Kaçıp evden uzaklara şehre bakalım aylak aylak
  8. 8
    en sevdiğim nazım hikmet şiiri.

    "Ölümsüz gençliğin şövalyesi,
    ellisinde uydu yüreğinde çarpan aklına,
    bir Temmuz sabahı fethine çıktı
    güzelin, doğrunun ve haklının:
    önünde mağrur, aptal devleriyle dünya,
    altında mahzun, fakat kahraman Rosinant'ı.
    Bilirim,
    hele bir düşmeyegör hasretin hâlisine,
    hele bir de tam okka dört yüz dirhemse yürek,
    yolu yok, Don Kişot'um benim, yolu yok,
    yeldeğirmenleriyle dövüşülecek.

    Haklısın, elbette senin Dülsinya'ndır en güzel kadını yeryüzünün,
    sen, elbette bezirgânların suratına haykıracaksın bunu,
    alaşağı edecekler seni
    bir temiz pataklayacaklar.
    Fakat sen, yenilmez şövalyesi susuzluğumuzun,
    sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin
    ağır, demir kabuğunun içinde
    ve Dülsinya bir kat daha güzelleşecek."
  9. 9
    kaçıp evden uzaklara şehre bakalım aylak aylak...
  10. 10
    söyleyeceklerimde sola eleştirilerim esas itibariyle özeleştiridir.
    okurken kendim dahil 20 yıla yakındır içinde bulunduğum sosyalist mücadeleyi gördüğüm eserdir.
    biz sosyalistler gerçekten don kişot gibi onurlu ve cesur insanlarızdır. teorilerimiz yaşamın en hakiki sağlam idealleridir. lakin hiç bir şekilde ayaklarımız yere basmıyor. kurtarmaya çalıştığımız halka tepeden bakarız. gerçekliklerine olabildiğince yabancıyız. bu mekanikte onları yeterince yanımıza almaya çalışmadan yel değirmenlerine karşı savaşıp soppayı yeriz.
    bir de 100 yıllık kendimizi kandırdığımız bir savımız vardır. önemli olan nicelik değil niteliktir. bu sav dolayısıyla kendimizi en aslan diyalketik metaryalistler sanarken yel değirmenlerinden dayak yiyen romantiklerden başka bir şey olmadığımızı anlamayız.

    romanın özüne gelirsek. cervantes'in iyi bir edebiyatçı olup olmadığı konusunda şüpheliyim. mesajlar çok olur olmadık yerlerde göze sokuluyor. kurgusal hatalar olsa da iyi bir romandır. cervantes'in de romanda don kişot aracılığıyla söylediği gibi şarkiyat öğrenmek çok önemlidir.