kayıt

oblomov

  1. 1
    Yazarı İvan Aleksandroviç Gonçarov'dur. Rus yazarlar denince akla gelen ilk isimler grubunda değildir belki ama eseri Rus Edebiyatı'nda köklü bir yere sahiptir. Kült bir kitaptır.
    Oblomov bir Rus burjuvasıdır. Bol hırkasıyla tam bir doğuludur. Tembeldir. Kafasından milyon tane proje geçer ama sadece geçer. Paso yatar. Gonçarov'un tanımıyla yatmak onun için bir dinlenme hali, yorgunluk vs.. değil genel bir durumdur.
    "Oblomovluk" kavramını n bütün dünyaya yayılmasını sağlayamıştır.
    Yazmaya devam etsem daha 3 yıl yazarım kitap hakkında ama mesele Oblomov olunca bana da bir Oblomovluk çöktü be sözlük. Velhasıl okuyun, okutturun.
  2. 2
    tembelliğin kitabı. ilk 60 sayfa boyunca oblomov yataktan çıkmaz. nasıl bitirdiğime inanamıyorum. okudukça tembelliği size geçer.
  3. 3
    dünyaya oblomovluk, oblomovka gibi terimleri sokan kitap. tembellik nedir, nasıl yapılır sorusunun cevabı içinde gizlidir.
  4. 4
    1 hafta önce bitirdiğim kitap. ilk 150 sayfa oblomov neredeyse yataktan çıkmıyor bu halleri sizi çok sinirlendiriyor ama içindeki yaşam mücadelesinin neden söndüğünü öğrendikçe; ona acıyor ,bazen ona hak veriyor ,bazen de "ulan ben de bir oblomov muyum acaba?" diyorsunuz. çok saf ve temiz bir karakter. kitapta anlamadığım kısım ise oblomov'un hırkasının ne anlama geldiği. yani özellikle yazar o hırkayı ara ara gündeme getiriyor. sonra bu hırkada ibnelik var diyorsunuz. tutunamayanlar romanında da yer yer oblomov'un ismi geçer bu arada.
  5. 5
    "Rusya'da toplum büyük değişimler geçirdi, yine de oblomovlar içimizde; çünkü oblomovlar yalnız ağalar, beyler, köylüler arasında değil, işçiler, komünistler arasında da vardır. Etrafınızdaki olayların işleyişini incelerseniz, oblomovların hala içimizde olduğunu görürsünüz. onu adam etmek için daha çok sarsmak, dövmek lazımdır, gereklidir." - Lenin
  6. 6
    asla okuyamayacağım kitap.
    düşününce bile afaganlar basıyor.
  7. 7
    okurken üşenip yarıda bıraktığım kitap.
  8. 8
    okunması çok zor kitaptır.
  9. 9
    şaka maka kafam kadar bir kitaptır. oda arkadaşımda bir sene boyunca gördüm. en son bitirdi ama. gerçi diyene bak amk. kazaklar'ı 2 senede bitirmiştim ayıptır söylemesi.*
  10. 10
    Kitabı okurken tebessüm etmeme sebep olan bir bölümü paylaşıyorum:

    "Öğretmenin altını çizerek işaretlediği yere kadar verdiği derse çalışır, oradan sonrasına bakmaz, derste hiçbir şey sormaz, anlayamadığı bir şeyin açıklanmasını istemezdi. Defterine aldığı notlarla yetinir, anlayamadığı yerleri merak etmez, derste tam anlayamadığı, dinlemediği şeyleri bile sormazdı.
    İstatistik, tarih, ekonomi, politik ders kitaplarından bir yerleri anladığında kendinden pek hoşnut olurdu.
    Ştoltz ona ders kitapları dışında okuması gereken kitaplar gerektiğinde oblomov bir şey söylemeden uzun uzun bakardı yüzüne. Kitapları alırken derin bir göğüs geçirerek, "sen de mi brütüs!" Derdi.
  11. 11
    "biliyor musun andrey, yaşamımda kurtarıcı veya yok edici bir ateş hiçbir zaman tutuşmadı...
    Benim yaşamım başkalarında olduğu gibi sabahın ışığıyla renklerin yavaş yavaş belirginleştiği, sonra ateşin güne dönüştüğü, ortalığı yakmaya başladığı, öğlen sıcağında her şeyin kaynadığı, hareket ettiği ve her şeyin yavaş yavaş durulmaya solmaya başladığı, akşama doğru da doğal olarak gene yavaş yavaş söndüğü bir yaşam değil... Hayır, sönmekle başladı benim hayatım. Tuhaf, ama öyle! Kendimi bildiğimde sönmekte olduğumu hissetmiştim. Dairede evrakların başına oturduğum anda tükenmeye başlamıştım. Daha sonra, ne yapacağımı bilemediğim gerçekleri kitaplarda okurken tükendim... Amaçsız, soğuk, samimiyetsiz dost toplantılarında dedikodular, iftiralar, boş gevezelikler, arkadan konuşmalar, saçmalıklar dinlerken tükendim..."
  12. 12
    sonuna doğru insanı duygulandıran ve derin düşüncelere boğan, acaba ben de mi oblomovluk'a doğru kayıyorum diye düşündürten roman. tabii sadece düşündürdüğü bunlar değil, yazılacak o kadar çok şey var ki... hayata karşı duruşundan kendinizi oblomov'a öfkelenirken, küçük oblomov'un yasaklarla dolu çocukluğunda ruhunun nasıl öldürüldüğünü görünce acıyorsunuz, aşkı bulduğu vakit aşkının tadını çıkarmak yerine kaybetme korkusundan dolayı derin paranoyalara daldığı vakit üzülüyorsunuz...

    en iyisi ben romandaki zaman kavramının akışından söz edeyim: ilk bölümde zaman dakikalarla ifade edilebilecek kadar kısa işlenirken -oblomov yaklaşık 140 sayfa boyunca yatağından çıkamaz- daha sonraki bölümlerde zaman günler, aylar ve en son dördüncü bölümde yıllarla ifade edilmeye başlanmıştır. yazarın zamanı işlemesinde oblomov'un değişimi reddeden ruhuna karşı bir kinaye ve üzüntü olduğunu düşünüyorum. mesela; oblomov romanın başında mayıs ayında olmasına rağmen kış mevsiminde olduğunu sanar ve roman bunun gibi örneklerle doludur. oblomov geçmişin esiri bir romantiktir. geleceği geçmişin tekrarı olarak görür. bundan dolayıdır ki hayata dair herhangi bir umut besleyemez çünkü geleceği yoktur. geleceğini ve kendini (bkz: #1487558) şu girdide ifade ettiği gibi tüketmiştir...

    -- spoiler için tıkla --


    tarantyev vematveyeviç gibi; iyilik yapmalarının sebebi menfaat ve ileride daha büyük bir kötülük yapma isteği olan şeytan yüzlü meleklerden ne kadar nefret ettiğimi anladım! bir insanın iyileşmesi için gerekenin kendisi olduğunu, kendisi istemezse eğer dünya'nın malı bile ona sunulsa herhangi bir iyileşme olmayacağını daha iyi anlamış oldum (!) ştoltz gibi hayata 'kendi başımıza' dik durmayı öğrenmemiz gerektiğini aksi takdirde harap olacağımızı anlamış oldum. evin hanımı gibi içimizde yaşamamamız gerek. içinde yaşayanlar içinde ölürler ve ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar kimsecikler işitmez...

    belki size tekrarlanan şeyler bunlar ama canım yazmak istedi. hem belki size hem de belki kendime faydası olur. belki de ştoltz'dan etkilenmişimdir xd.


    -- spoiler --


    hatta oblomov odysseus ile özledeşleştiriliyor. odysseus'un evi olan ithaka'ya dönme yolculuğu var. oblomovu'nda oblomovka'ya dönme isteği var ama hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. ya da annesinden hatırladığı o leylak kokusu bir zamanlar aşkı olan olga'da leylak dalı olarak karşımıza çıkar, bu da freud ile özdeşleştirilir. yani ben onunla özdeşleştirdim, neyse...
  13. 13
    "seviyorum dediğiniz, şu andaki sevginiz değil, geleceğinizin aşkıdır. bilinçsiz bir sevmek gereksinimidir sizinki. gerçek aşkı bulamamanın sonucu kimi kadınlarda çocuklara, başka bir kadına gözyaşları bile dökerek veya nöbetler geçirerek ortaya çıkan okşayıp sevmek gereksinimidir. yanıldınız! karşınızdaki insan hayalinizdeki insan değildir. acele etmeyin, bekleyin. o bir gün çıkacak karşınıza... o zaman uyanacaksınız, yaptığınız bu hatadan utanacaksınız, üzüleceksiniz..."
  14. 14
    (bkz: oblomovluk)
  15. 15
    "Düşünce için kalbin gerekli olmadığını mı düşünüyorsunuz? Hayır, düşünceyi kalp besler. Düşen bir insanı kaldırmak için elinizi uzatın ona ya da oturup baş ucunda acı acı ağlayın ama alay etmeyin onunla. Sevin onu, onunda sizin gibi bir insan olduğunu unutmayın, kendiniz için ne yaparsanız onun içinde aynı şeyi yapın..."
  16. 16
    Rus edebiyatında kendisinden çok karakterinin adı bilinen bir gonçarov romanı. Oblomovluk kavramıyla müthiş bir insan tasvirini ortaya koyan harika bir başyapıt.

    Oblomov'u sadece tembel diye nitelendirmek haksızlık ve sığ bir düşünce olur. Oblomov'un yataktan kalkamaması, planlarını sürekli ertelemesi, en sonunda hiçbir şey yapamaması sadece tembelliğinden değildir. Oblomov günlük yaşamda yapılan eylemlerin, insanlar arasındaki ilişkinin ve davranışların gülünçlüğünü, anlamsızlığını ve samimiyetsizliğini kavramış bir karakter. Onun için yapılacak her işin sonucunda oluşan bir anlamsızlık, bir tatminsizlik yatar. Oblomov'un tembelliği yapılacak eylemin sonunun anlamsız veya gereksiz olduğu bilincinden kaynaklı bir tembelliktir. Hayatın geçip giderken ölüme yaklaşmaktan korksa da yaşarken ölmeyi bilinçli olarak seçer oblomov. En yakın arkadaşı olan ştolz (kitapta türkçe yazılışı vardı orijinal nasıl yazılıyor bilmiyorum...) karakteri yaşamı kontrol eden, hareketli, her koşulda bir amacı olan ve bunun peşinde sonuna kadar koşan oblomov'un tam zıttı karakterdir. Ştolz'un alman kökenli olması batı ve doğunun karakteristik zıtlığının birer sembolüdür. Sonuçta ikisinin ortak aşkı olan olga'nın ise sonunda ştolz ile evlenmesi kazanan ve kaybeden tarafları bize göstermiştir.

    Oblomov'un oblomovluktan kurtaracak tek umudun olga'ya olan aşkı olması güzel bir metafordur. Ama sonuçta oblomov bu aşkın sevdiği kadına mutluluk değil acı ve kasvet getireceğinin farkına varır ve olga'dan vazgeçerek yaşama hevesinden de vazgeçer. Son umudunu da sevdiği kadının mutluluğu için feda eder. Oblomov bize ne kadar tembel ve uyuşuk bir karakter olarak gözükse de aslında insan olarak çok derin bir yapısı vardır. Duygulu, ahlaklı, inançlı, temiz kalpli ve saf bir karakterdir. Oblomov'u bu hale getiren kendisinden daha çok ailesinin yetiştirme tarzı olduğunu da unutmamak lazım.

    Bütün bunları anlatırken oblomov ile arka planda rus imparatorluğunun devrimden önceki haline ışık tutmuştur gonçarov. Doğu ve batı karakteristiğini anlatmıştır. Öyle ki lenin devrimden sonra '' içimizdeki oblomovlar hala daha bitmedi. '' demiştir.

    Sonuç olarak oblomov basit bir tembellik simgesinden ziyade çok daha fazla duyguyu ve fikri anlatan evrensel bir eserdir. Çoğu insan bu kitabı okuyunca kendi içinde barındırdığı oblomovluktan bir parçanın farkına varacaktır.
  17. 17
    İlk 100 sayfasını atlatınca yağ gibi akan, ana karakterle kendimi çok fazla bağdaştırdığım, sürekli kafamın içinde “ne zaman yaşayacağım?” Sorusunun dönmesine sebep olan kitaptır. Okuyun okutturun.
  18. 18
    Kitabı okurken neredeyse her yerde "aaa ben, Oha ben, ay ben" gibi tepkiler veriyorum. Bu arada müthiş bir kitapmış Martin eden'in yerini sarsacak gibi.
  19. 19
    bilmemkaç sayfa hırka tasviri okumama sebep olan kitap

    işin garibi açıp yine okurum. ah o hırka
  20. 20
    annemin herkese hep tavsiye ettigi bir kitap. ben de okumustum ama onun kadar zevk almadIm sanIrIm. yine de oblomov kesinlikle bana benziyor hehe.
  21. 21
    kadıköy enteli olan şahsımın sevdiği mekan. falan barış manço kültür merkezi, falan ön sevişmeden olmaz triplerine giriyorum lakin sert sikiyorummm ihihi ^_^