Meslek lisesinde okumak

yalnızca meslek lisesinde okuyanların bileceği duygularla dolu olmadı gereken haldir.

bir çok efsaneye ev sahipliği yapmıştır. bıyıklı kızlar, hamile kızlar, öğretmenin ağzını burnunu kıran kızlar gibi. efenim genellemelere takılmamak lazım kimi meslek liselerinde ki bunlar ziyadesiyle sağlık meslek liseleridir çok güzel kızlar yakışıklı erkekler efendi çocuklar bolca mevcuttur.

ilerde girilecek hapishane ortamına sıkı bir hazırlıktır.

okulda yazacak fazla kız olmamasıdır.

kız teknik ve meslek lisesiyse okadarda kötü olmayan durumdur.bunun yanı sıra okul kavgalarında ve çıkışlarda kız düşürme umudyla okulun kapısına yuva yapmış kro görünümlü yavşaklardan dayak yemeye alışmak gerekir.

Zor. Her gün o erkeklerin leş boktan muhabbetlerine maruz kalıyorum. Bunların birde geğirme, osurma gibi muhabbetlerine çok oluyor utanmadan yapıyorlar birde bunu. Üstelik unutmadan yere tükürme huyları da çok. Şu iki ay çabuk geçsin de bitsin diye bakıyorum okul.
Kadınların neden lezbiyen olduklarını anlatabiliyorum artık.
Lezbiyenliğe adım adım..

kIz meslek lisesinde okumus biri olarak diyebilirim ki bircok kIz icin erkek aclIgI cekmektir. okul camIndan balkondaki beylerle bakIsan arkadaslarIm vardI.

bunun yanI sIra aleni aleni bIyIk alma, saclara fon cekme gibi kIzsal eylemler hep gerceklesir. dedikodudan sundan bundan bunalIr hale gelirsiniz.

gruplasma coktur. o her okulda var ama kIzlar arasInda cok daha fazla. guzel arkadaslar var dersiniz ama okul bitince cok bos gelir hepsi. ben bu rezilleri nasIl cektim dersiniz (istisnasI cok az kisi.)

ayrIca meslek ogrencem hemen calIsmaya baslayabilirim diye gidip sonunda kendinizi o meslekle alakasIz bir sey yaparken bulma ihtimali %95. ya iki yIllIk bolumlere devam edip (ya da universitede onunla alakalI bir sey okuyup) anca mesleginizi yaparsInIz ya da universitede alakasIz bir bolum okur baska alana yonelirsiniz ki o zaman da meslek lisesinin anlamI kalmIyor zaten.

her cinsiyette var :d
maxi kızların yokluğu erkeklerden saha beter oluyor
demek ki nesil farkI xd

limit türev integral öğrenememekti benim zamanımda. sonra üniversitede bunun sıkıntısını çekmekti. kavga dövüş demekti. okul idaresi ve bir kaç değerli hoca dışında öğretmenler de yaramaz olunca, hayattan çalınmış dört koca yıl idi!!!

çok güzel bir duygudur.

Meslek yüksek okulunda okumaktan bi farkı yoktur. İkisinde de aynı kafa yapısı mevcut. Geçen Emel Akın'dan* geldiler uygulama için. bahçedeki masalara tag atan mı dersiniz, tüm sınıftakilerin adını ciqsleee şekilde yazan mi dersiniz, anıra anıra gülen mi dersiniz hepsinden vardı.

en güzel yıllarını eğe tutup metal parçaları eritmekle geçen bir zaman mezun olup myo gidip ''ulan üniversiteye gidiyorum ne kadar kötü olabilir ? '' diye düşünürken en kötünün içine düşmektir.

meslek lisesi hayat karartır.

sosyal yapılaşmalardan uzak kalmakla birlikte ne ders konusunda ne vizyon açısından bir şey katmaz.

meslek lisesinden uzak dur.

lise stop'u.

yaşıtları am üstünde fındık kırarken kendileri götünü yaslayacak duvar arayanlardır
hayatı lisede öğrenenlerdir
yanlış yapıp yerden silgi almamak için sınava tükenmez kalemle girendir
çırt çırtlı ayakkabıyı bulanlardır

Resmen hayatımın en güzel senelerini bana veren eylem. Durup durup iyi ki meslek lisesine gitmişim yaauv diyorum. Biraz zor ama, önce etraftaki erkekleri evcilleştirmek gerekiyor, tam olarak evcilleşmeseler bile en azından yarı yarıya evcilleşiyolar. Yani en fazla halı sahaya falan çağırır, kupon yaparsınız. *

Tek kötü yanı arkadaş grubunda bulunan tek kız olman ve onlar eğlenceye devam ederken senin eve gitmen gerekmesi. Ha bi de mezun olduktan sonra doğru düzgün kız arkadaşın olmadığı için bu durum buluşmalara kraliçe makyajıyla gidip hesabına 101, pes falan oynamakla geçiyor. Kimse makyajını övmüyor, geçenlerde bi tanesi bana allığı ne kadar güzel çekmişsin dedi mesela. *

dünyanın en güzel olayı.

okuldan kaçıp, çıkışta okula geri dönüp, müdür muavininin odasının önünden yoklama kağıdı çalmak, öğlen arasında tavuk dönercinin önünde bıçaklanan çocuğun ertesi hafta hiçbir şey olmamış gibi okula dönmesi, son dersten önce okulun tüm şalterlerini indirmek, kimse okuldan kaçmasın diye duvara gres sürülmesi, gres sürülen duvarın bir süre sonra balyoz marifetiyle yerle yeksan edilmesi, bölüm basmak (torna tesviye bölümünü basıyorduk genelde), sınıf basmak, basılan sınıfa gelen hocanın sakin sakin "yerlerinize oturun" demesiyle bir süre yabancı sınıfta ders dinliyormuş gibi yapmak, nöbetçi hocaların okuldan kaçmak isteyen öğrenciler tarafından tartaklanması, sınıf camlarına "erzincan balı bulunur" yazısı asmak gibi olayların son derece sıradan sayıldığı bir olgudur bu.

mesela benim sene boyunca toplam 10 kere falan gördüğüm sınıf arkadaşlarım vardı. bunların yarısı da muhtemelen kahvehanede oluyordu. oralet içip bulvar gazetesi okuyarak batak oynuyorduk.

↑