kayıt

yeni başlayanlar için Avam şiir yazma rehberi

  1. 1
    Şiir sevmem, seveni de sevmem.

    6 girdi hariç Tüm girdilerimi sildim, ama şahitlerim var, ilk 2014'te yazmışım bu sözü.

    Bok da sevmem fakat boktan enerji elde etme rehberi de hazırlayabilirim. Bok ve enerji çok ilgi çekmez. Bundan sonra böyle, avam takılacağız lakin üst perdelerden. Lordlar kamarası olmadığına göre burada… Onu da kuracağım, zamanı var.

    "Şiir nedir, neden yazılır" gibi sorular bu girdinin konusu değil. İleride şiir Sevmememin, seveni hiç Sevmememin nedenleriNi yazdığımda anlatırım. Akrostiş ise ata sporum malum.

    Şimdi, şiirin amacını belirliyoruz önce. şairlerin abazanlığını burada test edip onayladığımız için, bir erkeğin bir kadına yönelik yazdığı bir şiirle ilerleyeceğiz. Merak etmeyin hanımlar, siz de uygulayabilirsiniz bunları.

    Amaç belli oldu.

    Şimdi biraz daraltalım, daraltmazsak iş gereksiz uzar, biz gerekli uzatacağız.

    Şiir, gücünü dilin biçiminin üzerine kendi biçimini/biçimsizliğini koyarak gösterir. Şeklen ve hile ile yapar bunu evvela. Sonrası yeri gelince. Kurallı şiirleri burada es geçelim. Yahu tutup hatuna:

    "Gelse o şuh meclise, naz-ı tegafül eylese."

    Türünde yazmayacağız. Oldu olacak tophane'den üsküdar'a mehtapta kürek çekelim. Yok öyle. Ama buradan bir noktayı alabiliriz, o da okunduğunda, zaman zaman ihtiyaç duyduğumuz ritmi elde etmekte bize lazım olan hece sayısı. Bu cepte.

    Kafiye? Kimileri kafiyesizi şiirden dahi saymaz. Ben zaten şiiri adamdan saymadığım için çok da umurumda değil. Yine de şöyle bir gerçek var, şiirden pek çakmayan, kafiyesiz şiirin şairini yeteneksiz addeder. O nedenle mümkün mertebe kullanacağız, ama dörtlükmüş, beyitmiş bunları bırakalım, Gerekirse kullanırız.

    Aaba kafiyeli şiir yazıp ilkokul bebesi gibi de görünmek istemeyiz değil mi? Biraz esneyeceğiz buralarda.

    Amaç belli, şekli şemali de oluşur nasılsa. Biz anlam, mana, imge, unga ve bunga gibi şiiri şiir yapan unsurlara daha çok zaman ayıracağız.

    Evvela, şu iki cümle arasındaki farka ulaşmamız lazım:

    1- şiir, insanların hissettiklerini anlatmak için dilden beslenir ve onu daha üst noktalara taşır, geliştirir ve yenilerine yol açar.

    2- şiir, hislerin anlatı ağacıdır. kökü dile bağlıyken, dalları göğe yükselir, budaklanır, açar, solar, tohum bırakır.

    Bunu yapmanın yolu çok. Bu yukarıdaki sadece bir yöntem içeriyor:

    Benzetme.

    Şiiri ağaca benzettik ve anlatmak istediğimizi meyve verip tohumuna kadar giydirdik. Bir numarası yok ama ikincisi daha şekil. Zaten bizim şu anki yazacağımız şiir de şekil yapma aracı değil mi?

    Şiir yazmakla dertli, ortalama bir beşerevladının en çok işine yarayacak olan da bu zaten.

    Unutmayın, edebiyatçı olmayacağız, bir iddiamız yok, şiir kitabımız da çıkmayacak, sadece sopalık bir romantiğiz şu an. Bir dayak yesek kendimize geliriz ama biz şiir yazmayı tercih ettik karşı cinse.

    Söz sanatları falan geç onları, adını bilmeden de yapabiliriz, sorun yok.

    Sırada ne var?

    Bir cümle ile hislerimizi anlatalım.

    Mesela Şu arkadaş olabilir:

    "varlığın bana yaşama gücü veriyor."

    Doğru olabilir ama ziyadesiyle avam bir söz, ama ne yapalım, girdik bu yola bir kere.

    Şiire bir isim vererek başlanabilir, ortasında da isim verilebilir, sonunda da.

    Varlığımın anlamı, yaşama sebebim, varlığın bana güç veriyor gibi başlıkları asla kullanmıyoruz, o ne lan!

    Hatta yukarıdaki cümleden hiçbir kelimeyi şiirin hiçbir yerinde kullanmamaya gayret ediyoruz. Yoksa dümdüz yazı yaz gitsin.

    Bundan sonrası tarifin en zor kısmı, ama teker teker örnekler üzerinden ilerleyeceğiz.

    Bir giriş yapmak lazım, ilk mısrada vuruculuk arıyoruz. Bu mısradan sonra, ikinci yenici gibi mi, garibancı gibi mi, müsamere şiiri gibi mi gideriz, orası belli olur zaten.

    Vurucu bir mısra nasıl yazılır formül 1:

    Bu bir numaralı formülü ilk cümlede kullanmak güvenlidir.

    Bir kalıp oluşturalım, bu kalıbı genişletmek veya daraltmak şair adayımıza kalmış.

    Formül: a+(x+y+z+...)+b(kadın/kız/adam/melek/afet* vb)+c- (gibi, duran,eden,yapan vb) + düzenleme. (toplama işlemi terimlerin yer değişimini mümkün kılar)

    Açacağız formülü ama "gibi" ne lan? Gibi kelimesi yasaklı. Başında - olan parantez içindeki kelimeler ve benzerlerini zorda kalmadıkça kullanmıyoruz.

    Önce mısranın konsepti: sıkıcı hayatımda açan bir çiçek. Çok basit, ama bunu şiirselleştireceğiz.

    Formülü açıyoruz, diyelim yeşil gözlü, sarı saçlı, beyaz tenli bir kadına şiir yazıyoruz.

    A: opsiyonel, kullanmasak da olur, malum, tüm mısrada, "sıkıcı hayatımda açan bir çiçek" vurgusu yapacağız Avam şiir yazıyoruz, dolayısıyla birisi çıkıp "kadın kadındır, çiçek babandır" derse ben karışmam arkadaşlar. Önce hayatı tanımlayalım.

    Sıkılmış, bunalmış, yılgın bir hayat. Çiçek nerde açabilir, saksı, bahçe, duvar dibi, ağaç vs. Bağlama uygun olanları seçelim.

    Formülde yerine koyalım:

    Yılgın bahçemde+(x+y+z+...+)+b(kadın/kız/adam/melek/afet vb)+c+düzenleme

    X,y,z: siz ne İsterseniz odur, sıfat olur, fiil olur, edat, zamir, tümleç, delgeç…

    Mevzu çiçek olduğu için, çiçek ne yapar? Salınır,açar,dikkat çeker, koklanır. Bu bana kafi gelmedi. Bir adım daha atalım, çiçeğin sahip olmadığı ancak abes durmayan şeyleri üzerine yükleyelim, parlar, gezinir, uçuşur vs. Gezinir sözünü seçtim. Hayatımızda geziniyor manası da çıkabilir.

    B: bu önüne geldiği parantezi yükseltecek. Genelde sıfat seçmekte fayda var. Kullanır mıyız? Bakacağız.

    Sarışın, yeşil gözlü, beyaz tenli bir hatun neye benzer? Bir sildiğim girdide benzetmiştim zaten zamanında.

    Papatya, evet kolaya kaçtım. Ama beyaz zambaklar da buna uyar. Duruma göre seçeriz, şekil şemale uyanı alırız. Parantezi kullanmaya gerek dahi bırakmadı.

    Zambak söylenişi hoşuma gitmedi, papatya yapalım.

    Formülde yerine koyalım:

    Yılgın bahçemde gezinen papatya+c+düzenleme

    C: opsiyonel, düzenlemede bakarız.

    Düzenleme:

    Formülün son halini alalım:

    Yılgın bahçemde gezinen papatya

    Varyasyonları (yani düzenlenmiş hali):

    Yılgın bahçemde gezinen papatya (gidişata Göre kadın eklenebilir, çünkü bu halinde bir oturmamışlık var)
    Yılgın bahçemde gezinen papatyam (bu olmaz, ne demek papatyam? Yasak öyle kullanımlar)
    Yılgın bahçemde gezinen papatya kokusu (bu "c" oluyor) (bu olmaz, kadına verdiğiN sıfatı kokuya indirgedİn)
    Sen, yılgın bahçemde gezen papatya (oha! Derhal terk et burayı)

    Diyelim hayatınızda değil, platonik ve içinizde tektonik:

    Yılgın bahçede gezinen papatya

    Bu ikisinden birini duruma göre seçiyoruz:

    Yılgın bahçemde gezinen papatya/yılgın bahçede gezinen papatya

    Evet, oturmamışlık var hala, belli oluyordur. Kadın eklenebilir, demiştik. Ekleyelim:

    Yılgın bahçemde gezinen papatya kadın.

    Yılgın lafında bir iticilik var. Aynı anlamı karşılayanla değişmek zorunda değiliz:

    Mısra 1: Hırçın bahçemde gezinen papatya kadın,

    Tarçın bahçemde bile denebilir. Şiir lan bu, esnet esnetebildiğin kadar. Ama solgun demedim, avam da olsa şiirimiz, o kadar arabeske bağlamıyoruz. Ayrıca, papatyanın bir özelliği solması. solgun bahçede bir papatya, Bu yer yer işimize yarayabilir, şayet zıtlık arıyorsak, ama biz zıtlık değil, farklılık arıyoruz. Zıtlık çok köşelidir ve gerçek hayatta kolay kolay kendine yer bulmaz.

    Dönüp başka değişiklikler de yapabiliriz, zira önceden yazılmış bir şey üzerinden gitmiyorum.

    Buraya kadar olan kısım en fazla yirmi saniyenizi almalı.

    İlk mısra bitti. İkincisinde bir eylem gerekliliği var.

    Uykum geldi, Sonra devam derim avam şiir yazma rehberine. herkesi sopalık şair yapacağım, herkesi.

    ilk mısralarınızı yorumlara bekliyorum, abone ol, beğen paylaş.
    • mor soluklu sincap diye bir benzetme gördüm iki saat evvel, oha dedim, bu işlerin suyu çıkmış. bari yol yordam anlatalım.