kayıt

lisede edebiyat dersinden akılda kalanlar

  1. 1
    Kesinlikle İslamiyet öncesi ilk türk eserleri bunlardan biridir. Dede korkut, kutadgu bilig falan.
  2. 2
    dershane edebiyat hocama aşıktım ben her hafta beş altı soru sorup hepsini yapana kahve ısmarlardı o yüzden her şey aklımda benim
  3. 3
    (bkz: kiralık konak)

    (bkz: orospu seniha)
  4. 4
    (bkz: taaşşuk-ı talat ve fitnat)
  5. 5
    "seytan son nefesinde insana idrar içirir"
    hiç normal bi edebiyat dersimiz olmadı bizim din kültürü işliyorduk her ders, hala unutamıyorum
  6. 6
    (bkz: mefulü mefailü mefailü feulün)

    sessiz gemi idi bu kalıpta okuduğumuz yanlış hatırlamıyorsam.
  7. 7
    (bkz: 55)
    her seferinde hocanın itelemesiyle 2 alıyordum. bi 55 alsam da karneye 3 gelse diye hayal kurardım hep. edebiyat deyince aklıma 55 gelmesini de edebiyata uzaklığıma mı vereyim eğitim sistemimize mi bilemedim.
  8. 8
    edebiyat hocamız okulun ilk haftası kendinden bahsetmişti. ilçeye yeni geldiğinden, ilçemizle ilgili izlenimlerinden ve hanzo sürücülerimizden filan yakınmıştı. ikinci hafta derse geldiğinde herkesten kendisinin yaptığı gibi biraz kendini tanıtma biraz fikir ve düşünce paylaşımı modunda bir konuşma istedi. pek tabi sıra benim olduğum bölüm olan öğretmen masasının hemen dibindeki sıradan başladı. önümde 6 kişi var hemen bir konuşma hazırlamalıyım diye düşündüm. neyden bahsedebilirdim ki? edebiyatla daha önce pek münasebetim olmadı. az çok kitap okumuşluğum var ama bunların edebi eser niteliği taşıyıp taşımama konusunda en ufak bir fikrimde yok açıkçası. hem muhtemelen ön sıradaki seda kesin kitaplardan bahsedecektir. tenefüs aralarında bile gömülüp kitap okuyor kız. acaba neyden bahsedebilirim. orta okulda da böyle bir konuşma yapmıştım, öğretmen isteyen kürsüye gelip konuşabilir isteyen oturduğu yerden sadece ayağa kalkarak konuşabilir demişti. kürsüyü tercih eden tek ben olmuş ve konuşmamı yapmıştım. öğretmen alkışlamış ardından herkes alkışlamıştı. ulan ben o gün ne anlatmıştım da böyle milletin gözüne girmiştim. gerçekten hatırlamıyordum.(hala hatırlamıyorum) neyse bir an önce bir şeye karar verip vaktimi bunun üzerine harcamam gerek. heh işte bak seda okuduğu kitaptan bahsediyor. ne? kitaplar beni eğitiyor mu dedi o? işte bu. eğitimden bahsedebilirim. eğitim sisteminden mesela. evet evet kesinlikte. diyerek o daikalarda sistem üzerine biraz düşündüm. sıra bana geldiğinde kalktım kendimi tanıttım ve başladım yardırmaya. eee sistem şöyle kötü üüü sistem böyle kötü eeüü falandı filandı. şuan bile gözümün önüne gelen karede edebiyat hocamız kapının yanına yaslanmış, ellerini bağlamış halde seksi gözlüklerinin üzerinden izliyor ve dinliyor. ben bilmiyorum ki bana laflar hazırlıyor. bunu ancak yıllar sonra biraz vücut diline hakim olunca anlayabildim. teşekkür edip konuşmamı bitirince. hiddetle girip birincisi dedi; bir konuşmaya sizin de bildiğiniz gibi bir tabirle başlanmaz. bahsedeceğin konuyu bizim bilip bilmediğimizi nereden biliyorsun? buna sen mi karar veriyorsun? -hayır ne münasebet hocam. ben öyle şee... +bu ikincisi değildi ama ikincisi oldu konuşmacının sözü bölünmez. biz seni konuşman bitesiye kadar dinledik. - özür dilerim hocam. üçüncüsü blablablabla.. evet ben eğitim sistemine o da bana giydirmişti. öyle ya benim ne haddimeydi ki. hem kimi kime eleştiriyordum ki. o gün nefret etsemde sonra sonra daha çok tanıyınca iyi bir öğretmen olduğunu anlayabilmiştim. benim metin aptalcaydı. kızdığı şey içinde bulunduğumuz durumu hakkıyla eleştirmeyi bile beceremiyor oluşumdu.
  9. 9
    "ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak"
  10. 10
    Edebiyat bu değil...

    Hep bunu düşünürdüm. Hâlâ bunu düşünüyorum.
  11. 11
    (bkz: takara ahmet)
  12. 12
    aşk-ı memnu'nun kitabı çıkmış geyiği. gülerdik buna nedense.
  13. 13
    Hoş olmayan olaylar, vicdan azabım var, anlatamam
  14. 14
    lise 2'de edebiyat dersine gelip surekli kendi siirlerini okuyan g. hoca. mumkunse o siirlerini unutayIm isterdim.
  15. 15
    Şeker Farsça bir kelimedir.
    Şeker Farsça bir ke-li-me-dir. (Her hecede masayı yumruklayarak.)
    Çok sevdiğim edebiyat hocam niyeyse bunu söylerken bir sinirlenmiş, sebepsiz gerilmişti.
  16. 16
    ve arapça kelimedir. Mesela da öyle. Örneğin denilmeli. Olanak olasılık gibi kelimeleri kullanalım.
  17. 17
    Açma pencereni perdeleri çek..
    Mona Roza seni görmemeliyim..

    Lise 1’deki edebiyat hocamız çok severdi bu şiiri, ders kaynatmak için kullanırdık bizde..
  18. 18
    Çok güzel rüyalar gördüğümü hatırlıyorum :)
  19. 19
    Siyasal islamcı hocanın sürekli bize "arsız herifler" demesi. Sevilmiyorsun yahya hocam eyw eyv.
  20. 20
    kırgızların manas destanı'nın hala devam eden bir destan olduğu.
  21. 21
    azize diye bir hocamız vardı,yazılıda gelip yanağımı okşayıp aferin olum demesini unutmuyorum hiç..

    canım hocam.
  22. 22
    Sadabat paktı.
    Hangi ders olduğunu hatırlamıyorum ama islamla ilgili bi'şeydi. Fonetiği çok hoş.
  23. 23
    cemaat ve tarikat propagandasını dinlemeyip sıra altında kitap okuyorum diye beni sınıftan kovan, ne zaman aklıma gelse sevgi ile andığım, duyduklarıma göre en son ihraç edilmiş hocanın dersi. benim aklımda kalan bu *
  24. 24
    lise edebiyat hocam hayata bakış açıma değiştiren insanlardan biriydi çok fazla aklımda kalan var ama bir rezilliğimi bırakayım buraya. ismet özel'in sebebi-i telif şiiri üzerinden bir şeyler işliyorduk.

    'Yıldızlı gökten bana soracak olursanız
    kösnüdüm ona karşı
    onu hep altımda istedim.'
    kısmına takılmıştım ve kösnümek ne demek diye sormuştum. biraz sessizlik ardından anlatmaya girme çabası olmuştu. garip anlardan biriydi.