1
Karl popperin kapalı totaliter toplumlara karşı özgürlükçü açık toplumu savunduğu eseridir. Marksizmin muazzam bir eleştirisi mevcuttur.
O zamana kadar felsefeciler arasında bir tabuya dönmüş olan platona olan eleştirileri kitabın birinci cildini oluşturur. Bugünkü kapalı toplumların atasının platonun devleti olduğunu savunur. Platonun bu düşüncesinin, hegel ve marksın düşünceleri gibi tarihsicilikten beslendiğini iddia eder.
İkinci ciltte ise ilk tokat hegele ve sonrasında Marks'a gelir. Hegelin nasıl bir saray filozofu lafazan olduğunu gözler önüne serer. Tabi bu durumu ilk fark edenlerden biri olan schopenhauer'den de destek almayı ihmal etmez. Hegelin, kapalı toplumun aleyhtarı biri olmasını sıkı bir şekilde eleştirmiştir.
Marks'ın bilimsel bir teori ortaya koymaktan yola çıkıp nasıl bir din yarattığını ve sahte peygamber olduğunu, tarihsicilikten nasıl beslendiğini açık seçik anlatır. Aslında bir birine zıt gibi görünen marksistlerle, ırkçı faşist ideolojinin bir birlerine ne kadar çok benzediğini ve aynı kaynaklardan beslendiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer.
Şunu da belirtmekte fayda vardır ki popper bu kitabı totaliter rejimlerin yükselişte olduğu bir dönemde yazmıştır. Bertrand Russell'ın da dediği gibi bu kitap demokrasinin kuvvetli ve derin bir savunusudur.
↑