1
aslında unutmak bir zamanlar var olmuş olduğunu süreklisize hatırlatacaktır. biz ona yok saymak diyelim. ben kendimi odaya kapatacağım, perdeleri kepenkten olacak. kepenkler de zincirlenecek. edinilmiş bir karanlık elde edeceğim. elbette ışığım olacak, yapay da olsa ışık. ışık demişken, zaten zaman nasıl hatırlanır ki, nasıl işler ki bu hesap, ışık, gün ışığı olmasa? veya, ay ışığı. veya ay ışıksızlığı. veya ışıksızlık. sonuçta, evrende bir şeyler oluyor, dünya da etkileniyor, çok fazla etkileniyor ve buna anlam ve isim veriyor. şimdi bu olanlardan etkilenmemesini sağlayacağımız odamızda geçireceğimiz uzun günler sonunda, sonunda desek de bir son planlamadık, yalnızca,zamanla tüm ilişkimizin bittiği an, tabii o anın farkında oluşumuzu da unutmak için epey bir süre gerekecek, bir tabii daha, o ana kadar geçecek "süre", hiçbir zaman bu şeyden kurtulamayacak olmanın umutsuzluğu... belki ilk birkaç hafta veya ay, eğer yazmaz ve kopya çekmezsek, ki zaten bunu yapacaksak böyle bir şeye neden girişelim, günleri takip ve tahmin edebiliriz. sonra ister istemez hiçbir önem ifade etmeyeceğinden aklımıza bile gelmeyecektir. bunu yapma amacı ne olabilir? bilmiyorum. ama zamanın insanı çok etkilediğini biliyorum. yaşlanmak, en başta zihin üzerinde kurduğu baskı, ve diğer fizyolojik şeyler. belki yaşlandığının farkında bile olmazsın. belki yaşlanmazsın. yani, bizi yaşlandıran şeyin zaman ve onun baskısı olmadığını kim kabul etmez ki? herkes edebilir ama genel kabul görmüş biçimiyle, senede bir yaş sahibi olmak ve bunu seksen ile çarpmak karşılığında elde edebilir. benim dediğim şey ise, yaşlılığın asıl nedeni olarak "zaman". zaman düşüncesi, bilinci, vs. hiçbir şey yapmadığınızda duyduğunuz o pişmanlık duygusunu düşünün, hiçbir şey yapmadığınız için pişman olmadınız hiç kuşkusuz, sadece, bir zamanın geçtiğini ve onu dolduramamış olmanızın pişmanlığıydı. benim açımdan en azından. evet, zamanın reddinin zamanı geldi. zamanın parmakların arasından sızan su gibi bir şey olmadığı, hele akıp giden bir şey olmadığı, zamanın gerçek anlamda olmadığı kanıtlanacak bir gün.
2
doğru buşmadığım söylemler olsa da son zamanlarda okuduğum en uzun ve ilgimi çeken entry. yazaea şuan okuduğum kitabı tavsiye etmek istiyorum
eksiup.com/...
öncelikle,zaman zaten akmıyor. zaman ilerlemiyor. evrende entropinin sürekli artması sonucunda bir şeylerin değişmesini biz zaman olarak hissediyoruz. ha eğer illaki bir şeye benzeteceksek, 3 boyutlu canlılar olarak 4 boyutlu bu evrenin içinde düşüyoruz. 4.boyutta hareket halindeyiz ve bu hareketi engelleyemiyoruz 3 boyutlu aptal canlılar olarak. fizik kuralları bizim bunu yapmamıza imkan tanımıyor.
3
zamanı unutsam ne olacak yine geçip gidiyor. bana onu durduracak bir şey lazım.
4
Çok sevdiğim insanlarla bir aradayken sürekli başıma gelen.
5
müthiş bir histir. çünkü sadece çok mutlu iken yaşanır.
6
Dostlarımla yaşadığım durumdur.
7
Yanlış hatırlamıyorsam ilk giri de bahsedilen karanlık oda olayı oldeuboi filminin başında 15 sene kadar böyle bir yerde kapatılan ana karakterle başlıyordu. İlgi çekici bir senaryo idi öneririm izlemediyseniz.
Ve tespitler doğru adamın zaman kavramı pek yoktu bizim kabul edeceğimiz biçimde.
Zamanla ilgili bir anektodum da yazar ışık ve gece gündüz ile ilişkilendirmiş. Onlar olmazsa yoktur evrende demiş. Bence hatalı canlı için mutlaka olacaktır gece gündüz olmasa bile. Biyolojik periyot var en azından bakınız canlıda (bkz: Adet) ya da o olmasaydı bile hep gündüz olan bir gezegende bile insanlar bir şeyler üretecekti ve bitkilerin zamanları var.
Özetle insan için zaman kavramı kaçınılmaz.
↑