yaşlılık

bünyenin eskimesi durumu. hücrelerin devamlı kendisini kopyalarken saçmalaması mı neden oluyordu, böyle de bir şey var idi. ayrıca oksijen yakıyor olmak da eskitiyor.

vücuttaki yapımın, yıkımın çok gerisinde kaldığı dönem.

Yaşlandığımız için
oyun oynamayı
bırakmayız, oyun
oynamayı
bıraktığımız için
yaşlanırız. - bernard shaw

bedensel eskime.

Olgunlukla eşdeğer olmayan, yaşadığı sürece her insanın karşılaşacağı ama
* hiç başımıza gelmeyecek sandığımız durum. Tıpkı ölüm gibi.

Korkutucu ve kısmen üzücü gibi görünse de Geçen yıllarda kayda değer şeyler yapılmışsa huzur verir.

kişinin bencilliğinin arttığı dönem.

günümüzde ne kadar vardır bilmiyorum ama televizyonda bile tiplemesi var huysuz yaşlı teyze ya da agresif dede gibi. bir yaştan sonra insan bencilleşiyor herhalde her dediği olsun istiyor. şöyle bir sıkıntı da var adam bunu sadece kendi çevresinden değil bütün toplumdan bekliyor. gencim ben yaşlıya yer vermem lazım, o sus deyince susmam ve konuyu kapatmam lazım haklı olup olmamam önemli değil. o bana hakaret ederse susmam lazım, vurursa benim ona vurmamam lazım o benim büyüğüm sonuçta. ha bu saydıklarımın kaçını uyguluyorum? sıfır. toplumda böyle bir beklenti var ama. yarrağımı karşılarım o beklentiyi. laf esirgemenin kendini tutmanın bir anlamı yok. vermek lazım coşkuyu. başka türlü düzelmez bu insanlar.

daha bugün bir kavga oldu otobüste. iki kız kendi aralarında sohbet ederken teyzenin teki patladı birden susun artık diye. kız da insan gibi uyarsanız da susardık ya da daha sessiz olurduk. terbiyesizlik yapmanın bir anlamı yok diye lafı teyzenin içinde gezdirdi. teyzenin cevabı ise "tak etti" ama oldu. ama insana tak etmesi için önce en az 1 kez normal uyarı yapmak ve ardından bu uyarı iplenmezse ondan sonra atarlanma hakkı verilmiştir. normali, doğanın kanunu budur. neyse konudan tamamen alakasız olan bir amca genç kıza küfür ve hakaret yağdırmaya başladı. siz bana hakaret edemezsiniz lafına ben ederim efendim dedi herif.

şimdi bu adama ne denir? cahillik ile mallık arasında bir çizgi vardır. bu adam bu çizgide. hem mal hem cahil. ben bu adamı otobüste bastonla görsem yer vermem amına koyim. beter olsun pezevenk. toplum benden bu adama saygı duymamı bekliyor ama duymuyorum. neden duyayım ki. ölmek üzere olsa su vermeyeceğim bir insanın lafını neden sineye çekmek zorunda kalayım? gerek yok. evet saygısızım evet ailem terbiye vermemiş aynen dayı. senin ve senin gibilerin taallukatını sikeyim ben.

yüz verilmiş zamanında herhalde. fiziksel ihtiyaçlarını zor karşılayan birine yardım edilir anlarım ama her istediği de yapılmaz. tepemize çıkıyorlar sonra.

not: bende yaşlanacağım bir gün farkındayım. burada atıp tutarken bu fikir kafamda dolanıyor. eğer herkesete olan bir şeyse bu söylediklerim affola lakin değilse çok pis sövücem daha.

not2: ilk notta affola ve lakini aynı cümlede kullanmışım. yaşlanıyorum sanırım.

en büyük korkularımdan biridir. bir gün yaşlanacak olmak beni çok üzüyor. evet.

kaçınılmaz bir gerçektir.

dört elle sarılacak olduğumdur zira hayatta mecburi yalnız kalacağımız dönemdir.

35 yaş adlı cahit sıtkı tarancı şiirine göre yolu yarılamaya hatrı sayılır bir süre yaklaşan şahsen olduğum ve triplerine girdiğim insan canlısı evresidir. O değil de bir anımı anlatayım.. *

bir İtalo Svevo kitabı.

(bkz: galadriel)

türkçe'nin kıtlığını gösteren bir kelime.

ters anlamı:

(bkz: yaşsızlık)

yala doğru orantıda değildir. hissedilir bazen. ayak tırnaklarına kadar yorgunluğunun yükü ağırdır...

ya bi siktir git amk hepiniz aynı triptesiniz tripten tribe girmeyin hepinize koyacam şimdi neren yaşlı yarram kalk siktir git gavat
efendiiii efendiiiii ben çok yaşadım, çok gördüm hımınaaah..
hassiktir yarram nereye yaşadın amcık amcık konuşma

bergman şöyle der ve ben de en çok bu tanımı severim:

"yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer. çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş açınız genişler."

otuz olmaktır.

"Yaşlılar, çocukların iki büklüm olmuş halidir." der George Carlin.
Tanım: toplumdaki dezavantajlı gruplardan biri olma sebebi.

insanların kaçmak uğruna tarih boyunca çeşitli uğraşlar verdiği ancak doğallıktan fersah fersah uzaklaşarak birçok sektörün varlığını idame ettirmekten daha ileri gidemedikleri bir yaşam dönemi.

her yaşın bir güzelliği var önermesine yaklaşık elli sene daha inanmam dileğiyle.

bünyede ki etkilerinden en belirgin olanının ani duygu değişimleri olduğunu farkettiğim olaydır.
babannemin geç saatlere kadar uyuduğumu, işe yaramaz birisi olduğumu vs bağırarak dile getirip öfkeli hareketler sergilemesininin ardından 10 dakika sonra hazırladığı kahvaltı tepsisini getirip "acıkmışsındır paşam benim" diye önüme bırakmasıdır.

önceden televizyon dizilerinde ölen insanlara dua okuduğu zaman onun gerçek bir olay olmadığını gerçekten ölmediklerine inandırmaya çalışırken, şimdilerde gerçekten insanların öldüklerine inandırmaya çalışmaktır...
halen dedem gelecek demli çay isteyecek diye bekliyor.

anneyle babaya bakınca bazen görüp görebileceğiniz tek şeydir. yorgun desen değiller mutsuz desen değiller evet hastalar ama günlük yaşamları üzerine extra bi etkisi yok hastalıklarının. neden böyleler diye düşününce tek sebep yaşlılık. farklı şehirlerde yaşadığımız için 3-6 ay gibi aralıklarla görüşüyoruz. bi 3 ay bir bebekte nasıl değişimlere sebep oluyosa yaşlılıkta da aynı hızla görülebiliyomuş bu etkiler.

sırt ağrısıdır. 19 yaşındaki gibi içememektir.

bu evreye hiç geçmek istemiyorum geçmeden dünyaya bye bye diyeyim istiyorum ama bir yandan da mesela yolda dümdüz yürürken dışımdan söylenmek istiyorum. şuan yapsam dayak yerim büyük ihtimalle ama yaşlılık durumunda olmuyor öyle. mesela dışımdan cık cık cık falan demek istiyorum ya. yargılayıcı bakış atmak yetmiyor artık bana bunu biraz daha yansıtmak istiyorum. yani görsel girdiyle yetinemiyorum işitsel bir girdi de vermek istiyorum etrafımdakilere. bunu nasıl yapsak acaba ya ama yaşlılık kısmına da geçmek istemiyorum. bir de şey var böyle garson sipariş aldıktan sonra evladım pattesin keççabı bol olsun demek istiyorum elim titreye titreye bira bardağımı ağzıma götürürken.
yada bir yerde bağıra bağıra siyaset konuşmak istiyorum kafenin ortasında arkadaşımın kafasına gazete fırlatmak istiyorum eee manyak herif nerde yaşıyorsun sen diyerek.

çok zor ya bu saatte uykusu geliyor insanın. bel boyun ağrısı falan çekiyorsun. yani böyle dede nine olmuyorsun ama her gün yaşlanıyorsun. eskiden sözlüklerde kendi yaşımdakilere teyze falan derdim şu hale bak. ite köpeğe malamat olduğumuz yaşlardayız resmen.

bu girdinin elini öpüp başıma koymak istiyorum.....................

Yaşlanan insanlar şanslıdır. Bütün hayatı yalayıp yutmuşsun, kimseye de muhtaç değilsen tamamdır. Herkesi bulmaz bu şans

en çok fiziksel olarak değil psikolojik yaşlılık yorar ama tedavisi mümkündür. bu tedavi kişiden kişiye değişir ama benim tedavim belli.

tümünü gör

↑