esenler otogarı

istanbul'daki en korkutucu yapı.

ufak bir yağmurda kendisini sel götüren otogardır.

ikinci dünya savaşında avrupa'da bulunan bazı binalar ibret olsun diye yıkılmamıştır, işte bunun türkiye'deki karşılığı bu otogardır.

sadece otogar değildir görünen kısmı ile; bodrumunda küçük bir ili ihya edebilecek sanayisi (tornacı,döşemeci, tamirci, yıkamacı,lastikçi ve ilaveler) ile üst katlarda 1,5 tl'ye egzoz/sidik kokusunda harmanlanmış çorbacıları, bölgede kayıp her türlü canlıdan faydalandığını düşündüğüm lokantaları, haliçten çekilen su ile servis yaparak memleketim şarkısını içebilmemize imkan sağlayan kafeleri, italyanları bile kıskanıp model araklamaya geldikleri butikleri, her türlü mekanik/elektronik tamiratı yaparak cern bilimadamlarına selam çakan cep telefoncuları, bankamatiklerin önünü dahi vitrine çeviren esnafı ve değnekçilerini bizlere sunmaktadır.

görünmeyen kısmında ise neler olduğu tam bilinememekte ancak kaynağı kesin olmayan bilgilere göre kinyas ve kayra'nın buradaki ortamdan etkilenerek hayatlarına yön verdikleri ve dan brown'ın sıradaki kitabı için araştırmalarda bulunuyormuş.

istanbul'a dönüşlerde insanın hemen içinin kararmasına sebep olan yapı. adeta çirkinlik abidesi. iç karartıcı, sidik kokulu otogar.

her an biri tarafından şişlenebileceğiniz yerdir.

zamanında çok anımın geçtiği yerdir.

türk sinemamızda bir türlü başaramadığımız korku sinemasında devrim yaratacak mekan. öyle kültür bakanlığından yardım dilenmek falan da yok, hatta hiçbir masrafa gerek yok. 24 saatlik mobesa görüntülerini alacaksın her köşeden, peş peşe uygun kesip monteleyeceksin, 1 milyon izleyici yakalamazsa ben de bir şey bilmiyorum. filmin adı da hazır, bir poe hikayesi:esenler otogarı.

O karanlık ve gerçekçi atmosferi ile Hollywood yapımı samimiyetsiz korku filmlerine 10 basar.

Kendisi tam anlamıyla mordor'un kayıp ikizi.

(bkz: ben buraya gittim abicim gittim biliyo musun galiba ben buraya gittim abicim)

cordelio stayla entry girmek...

olmayan yer. otogar esenlerde değil bayrampaşadadır. adı da bayrampaşa otogarıdır. eyyorlamam bu kadar.

"İstanbul 15 Temmuz Demokrasi Otogarı" olmuş.

Doğru mu bu
doğru mu samet?

oranın ben amk.

darbe gecesi mahsur kaldım siktimin otogarında.

Geri dönsen vatan caddesinde iem önü dolu, yol kilit.

napak ilk hedef akdenizdir dedik gittik bizde.

mimarlık şâheseri.

türkiye'nin ne kadar geri kalmış bir ülke olduğunu anlamak için en uygun mekanlardan biridir. hindistan varoşlarından hiçbir farkı olmayan (pislik yönünden daha ileride hatta) bu karmakarışık labirentimsi yapıda 5 dakika gezdiğiniz takdirde ciğerlerinizde toz zerreciklerinin biriktiğini hissedeceksiniz.

karmakşıklığının, tekinsizliğinin, kontrol edilemez derecedeki büyüklüğünün yanı sıra otogarı bok götürüyor. yapıldığından beri hiç temizlenmiş midir merak ettim açıkçası.

hayatımda ilk kez görmüş oldum kendisini, umarım fazla yolum düşmez.

51. bölge çalışmaları yapıldığı yer.

şu ülkedeki en leş yapı bence burası ya. bu kadar iğrenç bir yer gördüğümü sanmıyorum. mesela buradan çıkış çok kolay. hemen kendinizi ana yolda buluyorsunuz ama girişte (başka bir şehirden istanbul'a gelirken) acayip acayip yerlerden geçiyorsunuz. o sidik kokusu ciğerinize işliyor resmen. iğrenç amk ya. o duvarlar o kadar mı pis olur? o etraf o kadar mı iğrendirir insanı? en kısa zamanda yıkarlar umarım burayı. patlatın gitsin. insan buradan sonra istanbul'a olumlu bakamaz hâle geliyor aq.

vallahi ekşi'ye biraz göz gezdireyim dedim, başlığını görünce bir şeyler yazmadan dayanamadım. :D acayip bir mekân.
bak aynı başlıkta 3. girdim olmuş. bir yandan en kısa sürede yıkılmasını diliyorum ama bir yandan görmeyenler varsa görmelerini istiyorum. bir daha böyle bir yer göremezsin. asdfghj
biliyorum gitmediğini. daha önce görmüştüm birkaç girdide. :D aga buranın bambaşka bir havası var ya. hani eskilik veya kirlilik değil. bambaşka bir boyut. :D izmir'in otogarını da gördüm, öyle olumsuz anlamda dikkatimi çekmemişti. gayet standart bence.

İçindeki mekanlarda birden fazla kez tavuk döner yiyip hala ölmediğim otogar.

abi adrenalin bağımlısısın herhalde. ben görmedim ama, duyduklarımdan sonra oranın yakınından geçmiş ineği bile yemem.
Hocam bu hayatı sevmiyorum galiba.

#289788

Çocukluğum geçti orada, leş.

OTOBÜS İLE SEYEHAT DURUMLARINDA KULLANMAM.
AMK OTOBÜS 3. KÖPRÜYE GEÇECEK DE ORDAN OHOHOHOHOHOH
FERİBOT İLE HAREM' E GEÇERİM. OTOBÜS KALKANA KADAR NE NERO' DA KAHVEMİ İÇERİM MİS.

canının kıymeti olmadığını düşünenler için birebir mekan.

Afedersiniz Bal*K burcu eski sevgilimi görmek için ilişkimizin yarı zamanını bıraktığım yer.
Artık görmediğim için çok mutluyum her ikisini de.

Hızlı Feribot kadar güzel bi şey yok.

Sözlükteki yazarların hiçbir şeyden anlamadığını göstermiş otogar.

Orası ülkemizin gururudur arkadaşlar. Türk mimarisinin, türk turizminin gözdesi, eşsiz bir yapıdır. Tarih kokar yeraltı dehlizleri... Gözyaşları ve mutluluğun bir arada zuhur ettiği, kentsel dönüşümün gri renginden uzak duran naçizane bir otogsjsjsjsk

Ciddi olamıyorum lan sjsksk mümkün oldukça uğramayın buraya. Yeraltındaki suri'lerin ork gibi bakışları bile sizi ürkütmeye yeter. Aman diyeyim, boku bokuna gidersiniz.

bir ara hakkında kapanacak söylentileri dolaşan otogar. bu haber yalanlanmış ve üzmüştü.
bavulu görünce taşımaya çalışanlar ve birkaç metre götürüp 5-10 lira isteyenler, leş gibi tuvaletler ve bir o kadar leş bir yapı... İstanbul'a gelecekseniz otobüs firmasını dikkatli seçmekte fayda var. Alibeyköy otogarında iniş yapacak firmaları seçin.

okulumun dibinde olmasına rağmen asla kullanmadığım ve kullanmayacağımdır.

oradan otobüse binip kocaeli'ye gitmek minimum 3,5 saat. davutpaşa'dan üsküdar ise metroyla 40 dakika. harem'den kocaeli ise 1,5 saat. her yönden kardasın.

harem otogarı candır.

ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden.
çocukken gittiğimde başka bir ülkede olduğumuzu düşünmüştüm. "ulan babam bizi nereye tatile götürüyor hey yavrum" demiştim içimden. yalova'ya gidiyormuşuz, sonradan öğrendim. biraz büyüdüğümde otobüsün otogar'dan çıkamadan infilak edeceğini falan düşünmüştüm. hatta şoför tek seferde doğru yoldan gidince çok şaşırmıştım. crash team racing pisti gibi yolları var. bir de askerden geldiğimde sevgilim beni burada karşılamıştı. hiç sesini çıkarmadan 3 saat beklemişti bir de. simit yemiş rahat rahat. yazıhanedeki çift çoraplılarla memleket muhabbeti yapmış. hayatımın şansını kaçırdığımı yeni yeni fark ediyorum sanırım. gelen ben bile olsam değmezdi.

neredeyse her gittiğimde peron ararken yolu şaşırdığım otogar.

↑