kayıt

Yaprak'ın Hoşlandığı adamlar listesi

  1. 57
    Yaprak kim amk.
  2. 58
    ben çirkin bir kadınım. cildim çok hasarlı, sivilceliyim, gözlüklüyüm. daha yeni kilo verdik, dış görünüşümde dikkat çekecek tek şey uzun bacaklarım. ki uzun dediğim bacak 166 boylu bir kadının bacağı, bana uzun geliyor sadece. ki bahsedeceğim adam 190, pantolonu kadarım. neyse efendim, izmir kızı olunca aşk meşk meseleniz oluyor kendinizce. yani ben öyle sanıyordum. 24 yaşındayım, bir sefer hariç hep ilk adımı attım. olumsuz yanıt da aldım, efendi gibi yoluma baktım. ben elmayı seviyorum diye onun da beni sevecek hali yok ya. hayat benim için hızlı çarpan kalpten daha anlamlıydı.
    ta ki ona kadar. o benim bozkıra gelme sebebim, hatta hayata gelme sebebim olabilirdi. ben her şeyin bir sebebi olduğuna inanırım. demek ki ben senelerce ne yaşadıysam bu adama rastlamak içindi. biliyor musunuz, uzun boylu olduğunu arkadaşlarım söyledi. topuklu bir kadın olduğumdan mı, ona bakarken içine baktığımdan mı bilmem, fark etmemişim. daha önce şaşı birinden hoşlandım, omzuma gelen birinden de hoşlandım, ben dış görünüşe önem vermem. hatta sallamam. bilirsiniz, şişman ve özgüvenli kadınlar genelde askerden yeni dönmüş gibi olur, ben de seriyi bozmadım. otobüste gördüğüm on adamdan on birini yakışıklı buldum. sevgilim varken bile denk geldiğim insanlara "aa ne yakışıklı, ne güzel" dedim. yanlış anlaşılma olmasın, bu aldatma sadece lafla gözle ve kendi içimde. bu adama rastladığımdaysa, benle konuşmaya çalışan insanlara bile gereği kadar konuştum, ruhum önüne baktı. kimseye yan gözle bakmadım, zaten ondan başka yüz görmedim.
    24 yaşındayım. ömrümde tek bir adamı böyle sevdim. o benim bozkırıma izmir oldu...
    o türk ben değilim. o sağ ben solum. o doğru ben yanlışım. o beyefendi, ben serseriyim. o muhteşem, ben berbatım. o kazanmış, ben kaybetmişim. ondan bana yar olmaz. benim ağzım yüzüm bozuk, ben pervasızım, ben arsızım, ben umursamazım... ben ben ben.
    ben aşka inanmazdım. ben ilk lise vurgunumda "aşk yok, o var" demiştim bir adamla ilgili. şimdi "aşk var, o yok"
    kendisi ona "beyaz" hissettiren bir kadını seviyor. ben kendim beyaz hissetmedim ki, ona nasıl beyaz hissettireyim; kızamadım ona. kirliyim ki oğlum ben.
  3. 59
    ilgi bekleyen bir yazarın upladığı başlıkımsı şey.
  4. 60
    giremediğim 2 liste var, biri bu diğeri de kozluk belediyesi eş başkanlığı aday listesi. diğer seçim garanti, yaprak'tan emin değilim. kelim diye mi bütün bunlar?
    • kelim diyorum ya kel, asıl bu soru ne alaka?
    • buradan saçları benden daha uzun olan eski sevgilime selam yollamak isterdim ama arap yanlış anlayacak. beyler ben ayrımcılık yapmayı hiç sevmem, kısa bir aralık dışında hep askerden yeni dönmüş gibi bir insan oldum
    • ben de kel değilim zaten..
    • Senin adına sevindim Arapcım
  5. 61
    haplandık mı dediğim başlık.
  6. 62
    (bkz: Aman aman puh puh aman aman)
  7. 63
    Bacım bura senin instagramın facebookun değil. Nolur öteye haydi.
  8. 64
    olmak istediğim adamlar listesidir. (bkz: hadi inş cnm ya)
  9. 65
    (bkz: adamlar)

    rock grubu olan.
  10. 66
    ben heyecandan bakamıyorum, birisi ismim var mı bakıp söyleyebilir mi?? yoksa da alıştıra alıştıra söyleyin, mesela fillerden açın konuyu..
  11. 67
    (bkz: alternatif marjinal türk grup isimleri)
    • Ahahaha Kıbrıs şehitlerinde bi barda çalıyoruz, yaprak ve tayfası
    • fa diyez en sevdiğim notadır.
    • Benim de
  12. 68
    En başında yer aldığım listedir.
    • Seni köşeye sola yazdım cool
  13. 69
    Adamlar denildiği için sözlük yazarlarından kimsenin dahil olamadığı listedir. *
    • kalp kırıyorsun.
  14. 70
    Uzun süredir kurtulmaya çalıştığım birinin hayatımda ilk kez en gerçek duyguları hissettiğim kişi olması problemini yaşıyordum ahir ömrümde. Şimdiye kadar kimseye bu gibi hisler beslemememle farklı olması, zaten tüm algılarımı alt üst ederken bir de bu adamın benden haz etmemesiyle başa çıkmaya çalışıyordum. Hakikaten olurunun olmadığını sonunda kabullenmiş, “altın olsa almam artık ben bu adamı” gibi beylik laflar etmiş, kendimle cebelleşiyordum.
    Sonunda kimseye yan bakmayan, kimseyle diyolog kurmayan ben askerden yeni dönmüş moduma yeniden evrilmiştim. Ama çok keyifsiz bir dönüştü bu; apartkatla indiriyordum önüne geleni, biçer döver gibiydim. Keyif almıyordum, huzur yoktu, mutluluk yoktu, yok oğlu yoktu… Yine böyle bir zamanda rastlaştık o adamla, merdivenlerde. Benden iki yaş küçük, bizde bu yaş grubuna yan gözle bakmak olmaz. Ama bütün doğrularımı yıkmaya yemin etmiş gibi, nasıl eski bir arkadaşıma yazıldıysam buna da düşecektim. Belki de sadece nasıl davranılacağını bilmediğimden bunu da mahvedecektim. Ben bu çocuğu ilk gördüm -hoşlandığım kişilere çocuk deme huyum yoktur ama bu durumu tenzih edelim- otobüste çocuk seviyordu. Kızlar bilir; bir çocuk seven erkek vardır, bir de çocuk severken sevilesi hale gelen erkek vardır. Allah var, çok sevimliydi. Ben sevimli adamlara da yazılmam, diyorum ya illa bütün tabuları yıkıcam. Çocuğu o kadar güzel seviyordu ki, çocuk sevmeyen ben kendisine karşı anne hassasiyetine büründüm birden. Otobüsten inme vakti geldi, o da benle indi. Aynı binaya da girince dedim tamam, bu çocuk burdanmış.
    Şimdi de merdivende denk gelmiştik kendisiyle. Yukarı çıktık, meselemiz vardı çözmeye çalıştık olmadı. O bana istek yolladı, mesajlar geldi gitti bilmem ne. Yüz yüze gelinceyse ne bir selam ne bir kelime. Dedim vay be. İki niyetten birindedir sanmıştım, üçüncüye saplanmışım. Attığım zarfa gelişinden anladım. Ben rahatsız edici laflar etmeyi severim. İnsanlar da rahatsız olduk diye iyice zıttıma gitmeyi. Böyle böyle çarpışırız. Senle de çarpışmış olduk. Oysa ben çarpılmaya çok müsaittim. Sense önceki adamlara benzedin, kıymet bilmedin.

    Akşama bu seriyi itinayla takip ettiğini tahmin ettiğim bir okuyucum için daha onun sevdiği tarzda bir metin hazır edecek gibiyim. Beni okumaya vakit ayıran herkese saygılarımla. Ağzım yüzüm bozuktur ama size saygı duyuyorum
    • memeden sonrasını okumadım..
    • Hoşlanmadığım hanımlar için ayrı sayfam var, ne memesi Haydar bey? Aşkolsun!
    • "hisler beslemememle farklı olması"..

      bilim yalan söylemez..
    • Siz ki, mizah konusunda oldukça saygı duyduğum bir beydiniz; bu şaka beni çok üzdü
    • sizi üzmek beni kahr-u tarumar eder..

      sürecin tabii bir meyvesidir ki, yazınızı dikkatle ve sonuna kadar okudum ve fakat oradaki me-me-me heceleri dikkatimi dağıtmadı dersem, yalan söyleyen bir alçağa dönüşürüm.. ister hormonlar diyin, ister ergenlik, ha bunun için üzgün de değilim, tabiat ananın bana emrettiği gibiyim sadece, ne bir eksiğim, ne bir fazla..

      yazınıza konu beyefendiye gelince.. bana bir anda başlayan(çocuğu severken görerek) ve bir anda biten(sizin bir tavrınıza ayarsız karşlık vererek) ilişkilerin sağlıklı olması, sanıyorum benim uçakta yaprak sarmam kadar imkansız bir olasılık ya da bulgur pilavı pişirmem işte, hangisi daha imkansız bilemedim..

      naçizhane tavsiyem, köşeli olmayınız, beklentinizi yüksek tutmayınız ve sandıkları terk etmeyiniz..
  15. 71
    (bkz: allah başka dert vermesin)
  16. 72
    (bkz: yaprak kıpırdamıyor )
  17. 73
    umarım bir gün dahil edileceğim listedir. Bir gece ansızin eklenirim belki kim bilir.
    • ben listedeyim, bi numarası yok. haftada bi et yemeği çıkıyor o da tavşan eti.
    • Ben asla tavşan yemem, travmam var. O yüzden onlara tavşan veriyorum ben geyik yiyorum, boynuzları başta batıyor ama sonra alışıyorsun
    • Bana da mı tavşan eti yaprak peki ?? :((
    • Sana az yağlı dana antrikot
    • inlove
  18. 74
    O. Karşımda. Annesi ve kardeşi ile gelmiş. Belki görmeyeli on yıl var. Dimdik durdum, o zaten oldu bitti dik. "üzüldüm" dedi, "ben de" dedim. Başka bir konuşma olmadı aramızda. Çok kısa kaldılar, belki beş dakika kadar belki o kadar yok. Evi boyatacaklarmış, kırk kat üzgün olan suratı mahcup oldu. Ben sırıttım. Küçük yer insanları bunun anlamını bilir, ben de bilirim. Küçük yer kızları buna bozulur, ben bozulmam. "hayırlı olsun" derim, dedim de. Ben senin bi zamanlar var olduğunu dahi unutmuşum, karşımdaki mahcubiyetinin sebebi ne?

    Bitmiyor yaprak, tecritte bile meselen bitmiyor. Kendimi ciddi ciddi bir aşifte olup olmadığımı sorgularken buluyorum
  19. 75

    bi hafta içinde elli sınav vardı ve bazı gün iki üç saat uyuyup bazı gün hiç uyumadım. hafta sonu da hep altı yedide kalktım. cumartesi arazi analiz çalışmasında dağ bayır anam ağladı, pazar da şehir dışındaki erasmus sınavı yüzünden meşakkatli geçti. neyse efendim ben geri dönüş yolunda şehre varıp, ordan yaşadığım yere aktarma yapmaktaydım. yorgun argın olduğumdan binen yaşlılara yer vermedim, başkaları veriyordu zaten. engelli biri binince "hadi kızım, yer ver verme sırası sende" dedim kalktım. içerisi de tıklım tıklım. ayaktaki çocuğun biri dürttü "pardon, o bey bi yere oturdu; siz de yerinize geçin isterseniz" dedi. "yok be yaa, salla artık, boş ver" şeklinde bir cevap verdim ve ardımı döndüm herife. neyse gel zaman git zaman bunun telefonu çaldı. allah'ım melodi çocukluğumun pazar sabahı, ama ne? düşün düşün bulamadım; kafayı yiyorum. dedim, ineceğimiz zaman sorarım. aynı durakta ineceğimiz kesin ya sanki adamla. bi yandan da çekimserim, yani durduk yere adamla neden diyaloğa gireyim, şimdi ters bi durum olur bilmem ne... ben böyle kendi içimde düşünürken adamın yanında bi koltuk boşaldı. bi beş saniyelik haraketsizlikten sonra ikimizde hamle yaptık ve göz göze gelip güldük. ben elimle oturmasını işret ettim. güldü ve o da bana işaret etti. sonuç olarak ben oturdum, sağolsun. "pardon az önce sizin telefonunuz çaldı değil mi?" dedim "aynen" dedi. "ya ben yarım saattir melodiyi hatırlamaya çalışıyorum, neydi o?" dedim, ninja kaplumbağalar jenerik müziğiymiş. "değil mi ya evet" falan dedim. bi kaç cümle daha. sonraki iki dakika içinde durağa geldik ve inerken "iyi günler" dedi. bende "görüşmek üzere" dedim ve indi.

    bu kısım çok önemli; o gitti, ben başımı kenara yaslayıp gözümü kapattım. "iyi ki erken sormuşum, bak son durağa kadar gelmedi"düşüncesi geçti aklımdan. konuşma metnimiz geçti ardından. ve "görüşmek üzere" kelimesi havada aslı kaldı. dan diye açtım gözümü ve o an gerçekten daha sonra görüşmek isteyeceğim birine dair hiç bir bilgim olmadığını fark ettim. adam bulvar'da mı göztepe'de mi indi onu bile bilmiyordum. adı da bilmediklerime dahil tabi. uzunca süredir ilk kez birine böyle bir ilgi hissetmiş olmanın sersemliğiyle, belki de potansiyel bir arkadaş kaybettim.
  20. 76
    (bkz: ayk)

    Admin olan.

    Ay bu benimki prdn.
  21. 77
    Uzun bir süredir kendisinin bana karşı boş olmadığını düşünüyorum.
    Beni Kahveye davet etti ki anlamını hepimiz biliyoruz. Ürktüm.
    Daha sonra "vatzap var mı" dedi.
    Sürekli piç'e sen git ciddi gelsin falan da dedi.
    Yani bu listeye kesin olarak girdim sanıyorum...
    -Ciddi
    • Adamlar kısmı hariç listeye girebilirliğiniz yüksek ciddi
    • Harika^^
      -ciddi
  22. 78
    biraz da sibirya halk türküsü dinleyelim.

    www.youtube.com/...
  23. 79
    bana söz hakkı doğdu, o halde yazıyorum. bana en yakışmayan şekilde sıkı toplu saçlarım. standart dışı olmanın dayanılmaz çekiciliği, geriye doğru çeken saçımı. elimde kimsenin görmediği kesik parmak yırtık eldivenler, sargılar, arsız ojeler, bir sürü yüzük… koluma bilezik takmam ben, kelepçe de yükümlülük de sevmem bileğimde. kolumda silik dövmeler sadece. mühürlü olmak bi yere ait olmak demek değil. mührümü gösterip girdiğim izbe köhne bir dip mekan yok, bir örgüt yok. yaralarımı gizleyen, bana bol gelen balıkçı yaka kadınlığı sıyırdım attım belimden. çeteden kovulmak için ödendi bedelim, kanla. kulağıma küpe, kaşıma patlak, yüzüme sıyrık… kemik bir atlet, baştan ayağa siyah. ucuz bir klip klişesi, şarkı sonunda sallanan kum torbası veya darağacı. kolumda pranga olmasa da küreğe mahkumdum sanki kiev’de. boynumda bi sürü zincir, zincirden çok tasma. aynaya bakıyorum da kırık yanı. koşuyorum, dengem düz durmuyor.
    koşuyorum ben yine. büyük bir kapşon geçiriyorum tepeme. karşımda bir sürü adam. herkes farklı yerden vuruyor. ben vuracak olsam sol karın boşluğuna vururum. birini öldürmek nasıl olurdu merak ederken buluyorum kendimi. bir sürü de savaşa girdim bundan önce iyi mi? masum gibi duruyorum, sırttan vuracak gibi duruyorum en çok. mahcup gibi duruyorum, utanacak gibi durmuyorum. meczup gibi duruyorum, durduğum gibi de durmuyorum.
    sert müzikler kulağımda, sert ifadeler suratımda, sert kelimeler ağzımda. tükürürcesine sarf ediyorum hayatı. gülerken tüketiyorum mutluluğu. dandik kişisel gelişim kitapları, uyduruk motivasyon videoları, sübliminal kafa süblimleştirici aktivitelere meze ediyorum bacağımdan. yetmeyen yerde kolumu da veriyorum, kafamı da, daha neler neler.
    kandırmanın bir sürü yolundan en kolayı, en kanlı olanı. silahı kuşanan da bir bıçağa sarılan da. yumruk atmak istiyorum. omurgamda otuz üç delik olsun isterdim, her delikten bir kanca geçirsinler. omzumda fazlalık var, kes at.
    ucube dolu burası, boynuma sokulan bir pişmanlık. koluma vurulan iğne. bu kadar anatomi konuşacağımı bilsem tıp okurdum, mimarlık ne? ceset olmak istiyorum. bi kaç poşetin içinde, şehrin farklı yerlerinde, çöp kutuları olsun sonum. kaybetmek istiyorum. kaybolmak, dağılmak. suratımdan akan makyaj kadar çirkin olmak, lekeli suratım kadar çirkin olmak, yamuk suretim kadar çirkin olmak. yerimden kalkamamak istiyorum. düşünmemek. yarın yokmuş gibi yaşamak… yarınımın olmamasını istiyorum. yaşamamak istiyorum. ucuz bir linkin park şarkısı gibi son bulmak istiyorum. bitap düşüyorum sonra.
    intikam gerek, kan görmeliyim, vurup kırıp talan etmeliyim. yakıp yıkmalıyım, içip sıçmalıyım. izmirli olmak için balık olmak mı gerek? çevremdeki keşmekeşten bıktım. erol büyükburç’a benzemekten yoruldum. adalet bile istemiyorum. ben hiç bir şey istemiyorum.
    hata yapıyorum, yanlış yapıyorum, sonra suçu kadere yükleyip kedere düşüyorum. yanan canımın hesabını veremiyorum kendime. dövüş istiyorum bundan. bazen bir his gelir. her şeyi farklı olacağı hissi. ara ara yine böyle hisler gelir de, sen yanlış olanları fark edemezken gerçek olanları bilirsin. gerçek olduğunu bilmek üzüyor ama çok fark edecek. ben fark edeceğim en başında. bundan korkum. belki de şimdiye kadar yazdığım en tehlikeli metini yazıyorum.
    daha fazla yazmamam gerek. deşifre oluyorum. kara kutumu çalacaklar, kripto ustaları çağıracaklar biliyorum. cezaevinin ordaki apartmanlarda kaybettim masumiyetimi. sonra başka yerde bir takım kaba inşaatlarda. hayatın çok tuhaf hesapları var. benden daha alık bir kız çocuğu yok. bisikletimde kaybettim çocukluğumu, ne çocukça. ben koşayım en iyisi. durmadan, yakalanmadan. koşuyorum.
    Seni seviyorum
  24. 80
    Haydarın uplamadigini görünce içimi bir hüzün kaplayan liste.
    Hazir buralara kadar gelmişken, yaprak naber?
    • Hayatta kalmaya çalışıyorum, hayatta tutmaya çalışıyorum sen?
    • Yaşıyorum bu hayatı ya nolsun. Sen hayırdır?
    • Yaşıyorum bu hayatı ya nolsun. Sen hayırdır?
    • Hayat kötü
    • Bi hemşire de olabilirdin

      open.spotify.com/...
  25. 81
    Boyunu bilmem, uzuncadır herhalde. Kilosunu bilmem, ya kilosu yok ya kaslıları var diye var. Omuzlu olacağı muhakkak, ben omuz severim. Ağzı yüzü düzgündür herhalde, ama kaşları kesin çok güzeldir. Beyefendi biri olur diye tahmin ediyorum, pek küfür ettiğini duymam sanırım onun. Bunca kadın içinden beni sevdiğine sıkça pişman olur gibime geliyor. Etrafta bizi görünce "bu kadın bu adamı nasıl kandırmış?" Diyeceklerdir kesin. Sevgili seçimlerim hiç dengim olmadı...

    Necisin, kimlerdensin bilmem; nerelerdesin?
    Ha bi de lütfen karslı olma