kayıt

savaş ve barış

  1. 1
    fransa ve rusya savaşlarını konu edinen lev tolstoy romanı.
  2. 2
    tolstoy'un akıllara durgunluk veren, kaleme alınması 7 yıl süren romanı. her ne kadar çeviri okumanın asıl zevkini veremeyeceğini düşünsem de, çevirisinden dahi çok büyük keyif aldığım; bitmesin diye okumaya kıyamadığım kitap. napolyon'un ortalığı kasıp kavurduğu zamanları anlatan roman, soylu rus ailelerinin hayatlarından kesitler sunmaktadır. dünyada benden başka kimsenin başına gelmez diyebileceğiniz olayların kitapta anlatıldığını görünce okumaktan daha fazla haz alıyorsunuz. okurken tolstoy'un rus milliyetçiliği hakkında fikirler de edinmek gayet mümkündür. biz kendi atalarımızı pek övmeyi başaramasak da, edebi dili buna müsade eden insanlar kendi milletleri için gereken özeni nasıl gösteriyor sorusunun cevabı kitapta mevcut. özellikle borodino savaşının anlatımı sırasında kitaptan alınan haz maksimum seviyeye çıkıyor. öyle sıra dışı, öyle güzel betimlemeler okuyorsunuz ki yazarına saygınız artıyor. insanlık tarihinde büyük etkisi olan o yılların ilgili milletler nezdinde öğrenilmesi ve dünyanın her yerinde işlerin araya adam sokmayla yürüdüğü yargısına varılması için belleğe alınması gereken bir kitaptır.
  3. 3
    birisinin olduğu yerde, diğerine mutlaka ihtiyaç duyulan iki kavramdır. insanoğlu bu. ne hep barış içerisinde yaşayabilirler ne de her zaman savaş içerisinde.
  4. 4
    dizi uyarlaması yapılmıştır. (bkz: war & peace)
    ilk bölümünü şimdi izleyeceğim. daha sonra yorumlarım.
  5. 5
    askerdeyken okudum bunu. kitaptaki olaylar çarlık rusya'sında geçmekte ve dönemin farklı tabakalarına mensup rus karakterler/aileler üzerinden insanların yaşayışı, fondaki fransa-rusya savaşı eşliğinde anlatılmakta. ilişkiler, savaş, aşk, evlilik, zenginlik gibi kavramların dönemin algısı ile işlenmesi, geçen zamanla birlikte neyin ne kadar değiştiğini gözlemleyemesek de öğrenmemiz için eşsiz bir hazine niteliği kazandırıyor kitaba.
  6. 6
    az önce sanırım 4.kez bitirdiğim kitap. sonunu bildiğim eserlerden daha çok keyif alırım.

    ilk sayfalar benim için su gibi akarken ardını sürekli küçük parçalar halinde okudum. öyle acı çekerek okuduğum bir kitap oldu ki bilinen sona ulaşmaktan hayli kaçındım. Müthiş bir vasıta ile tekrar okuduğum bu kitaptaki her karakter alabildiğine realist biçimde işlenmiştir.

    Andrey bolkonsky son 100 sayfanın her birinde ağlama nedenim oldu.

    bu kitabı da sayın tolstoy'u da çok seviyorum ve bildiğim hiçbir kelimeyi her ikisine olan sevgimi niteleme konusunda yeterli görmüyorum.

    ''Bizim için değerli olan birini sevmek, insani bir sevgidir; düşmanı sevmekse neredeyse tanrısal bir sevgidir.''

    ''insan kendisi okuyunca okumayı, okumuş kişileri daha çok seviyor.''

    ''Biz sanıyoruz ki alıştığımız yoldan bizi çekip aldılar mı, bizim için artık her şey bitmiştir. Oysa yenisi, iyisi asıl o zaman başlıyor.''

    Kitabı sanıyorum ki ilk 7 yıl kadar önce okumuştum ve sonunu hıçkırıklarla karşılamıştım, şimdi bir gece, yine tam olarak - belki biraz daha içerlemiş biçimde - ağlayarak kabullenemiyorum bitişini.
  7. 7
    Okuması biraz zor bir kitaptı. Ancak pkunması gereken bir kitap bence. Bazı kısımları tabii gereksiz ama bence gene itibari ile çok iyi. Tolstoy ve balzac toplumu anlamak için bence çok önemli yazarlar.

    -- spoiler için tıkla --


    Şimdilerde bile şahit olduğumuz veya duyduğumuz kız kaçırma, kumar borcu, miras kavgaları vs. gibi pek çok olay vardı. Bu açıdan açıkçası ilginç oldu çünkü günümüzde yaşadığımızdan daha farklı olaylar bekliyordum. kitap genellikle toplumu bireyler üzerinden anlatıyor. Özellikle sonu itibari ile de oldukça gerçekçi duruyor. Andrei bolkonsky... çok yanlışlar yapıldı kendisine.


    -- spoiler --


    Ayrıca manço kardeşlerin isimleri.