kayıt

fazla konuştuktan sonra kendini kötü hissetmek

  1. 1
    fazlaca konuşmak böyle bir tür öz-tiksinti yaratıyor, çünkü çok konuştuysan muhtemelen az da olsa boş konuşmuş oluyorsun ve bunun farkında olmayla beraber bir tür -üff amma konuştum ya, gideyim öleyim - duygusu geliyor. konuşmak bazen çekirdek yemek gibi işte, başlayınca bırakamıyorsun, yedikçe de ağzın yüzün tuz içinde, önünde boş kabuklarla oturuyorsun. sözlük bile sese dönüşmemiş boş kabuklarla dolu işte. heyhat hayat.
  2. 2
    yav bunu bir tek ben yaşıyorum sanıyordum. yalnız değilmişim bu konuda.

    çok iğrenç bir duygu.
  3. 3
    Eski sevgilimden sırf bu yüzden ayrıldım. Çünkü konuşmayı ben başlatıp ben yürütüyordum. Ben konuşurum o dinlerdi. Bir zaman sonra kendi sesimden bile rahatsız olup kızı terkettim.

    İnsanın kendi sesinden rahatsız olması ne demek bilir misiniz dostlarım?
  4. 4
    Ee bi zahmet akodumun kertenkelesi.
  5. 5
    Onunla mesajlaştığım 6 ağustos gecesi yaptığım şeydi.
    O kadar çok konuştum ki, en sonunda benden sıkıldı.
  6. 6
    E çoook ,zarf ı üstünde.
  7. 7
    sessizliğe iten en büyük etkendir. diyalogları zihninizde canlandırırsınız. tıpkı satranç*taki gibi.

    edit: kendimi fedai gibi hissediyorum. beni mi beklediniz?*
  8. 8
    her bira sefasından sonra yaşadığım.. gerçi alkollü olduğumdan sadece bir an kötü hissediyorum, sonrası puding yiyen mor yunuslar..
  9. 9
    Kendine sorduğum "Neden bu kadar boş konuştum ki?" sorusundan sonra yaşadığımıdır.

    Çünkü olması gerekenden fazla konuşunca saçmalıyor insan.
  10. 10
    çok konuşunca başım ağrıyor.
  11. 11
    Pek başıma gelmeyendir. Alıştım herhalde. Yeni tanıştıysam belki...
  12. 12
    Zamanla insanı daha çok sessiz kalmaya itendir.
  13. 13
    Sonrasında alınan 'artık gerekmedikçe konuşmayacağım yiaa' kararına asla uymamak ve konuşmaya devam etmek
    • Ve hiç susmamak.
  14. 14
    Çok konuştuktan sonra seni takmayan kendini sonun da anladım dediğin de geçiştirmek daha bir acı durum sanki.
  15. 15
    Ya çok konuşuyorum ya da hiç konuşmuyorum ayarım yok.
    Uzun konuştuktan sonra boşluğa bakıp acaba kendime ilgili çok fazla bilgi mi verdim diyorum. Pişman oluyorum anında.
  16. 16
    "sırrın senin esirindir, söylersen esiri olursun." cümlesine o kadar inanıyorum ki. ve genelde üç cümlemden beşi en en özelime denk geldiği için sesimi kesmeyi öğrendim zamanla. böylesi iyi. ölüyorsun mu diye sorsalar, yooo diyorum. (bkz: iyiyim dersin işte kim ne bilcek )
  17. 17
    Çok fazla konuşunca gerçekten kendimi kötü hissediyorum. Gece olunca bu sefer çok konuşmayacağım diyip kendime söz verdiysem de sabah olunca yine konuşuyorum
  18. 18
    Daima tersini yaşadığım durum. Özellikle en yakın arkadaşlarla yapılan koyu sohbetler sonrası kendimi kuş kadar hafiflemiş hissediyorum.
  19. 19
    Kendi fikirlerimi, hayallerimi, duygularımı başkasına döktüğüm için kendimi kötü hissederim. Öyle bir zamandayız çünkü kimse kimseyi olduğu gibi kabul etmeden sadece düşünceleri yüzünden yargılama peşinde. Kime içimi döktüysem kısa süre sonra 3. kişiden duyuyorsun anlattığın herşeyi. Onun bilmesini istesem ona anlatırdım amk sen niye gidip herşeyi heryerde anlatıyorsun yavvşakk.

    "Bu çöplüğü düzene koymak için içimi döktüm her yere
    Sonra istemedim içim yem olsun bi hergeleye
    Ya da bi kertenkeleye."
  20. 20
    haddinden fazla 'anlatınca' benim de başıma geliyor bu pişmanlık. ne gereği vardı diyorum aklım başıma gelince.
  21. 21
    İnsanına göre değişir.
    Konuşmaya deyen insansa sorun yok da bu kişiler onda bir hadi ikidir.
    Fazla söz insanı yoruyor.
    Hem ben niye anlatıyorum ki kendisi anlasın. Diye düşünüyorum. Eh bu da Ütopya.
  22. 22
    (bkz: Sonunu söylerken başını unutmak)
  23. 23
    Salak gibi görünmek endişesinden dolayıdır.
  24. 24
    Ortamda gereksiz bir ciddiyet ve herkesin suskun tipler olmasından kaynaklanır. Ortamı neşelendirmeye, 2-3 muhabbet açmaya çalışmanız yanlış, yakışıksız gözükür. En iyisi mi içinize bu his geldiğinde siz de kös kös oturun.
  25. 25
    bazen karşımdaki insanın kapasitesini veya belli düşüncelere olan sarsılmaz bağlılığını unut başlıyorum anlatmaya. bide güzel güzel açıklamaya çalışıyorum şaşkın bakışlar karşısında. sonra kendime geliyorum birden. aman ya böyle işte hayat işte geliiipp geçiyoruz kimine davul zurna kimine sirvisinek saz diye saçmalayarak olayı kapatıyorum.