olası bir savaş durumunda sözlük yazarlarının yapacakları

dürüstçe cevaplamanızı istediğimdir. kaçar mısınız yoksa kalıp savaşır mısınız?

topukları göte vura vura hem de... pantolonumu bile bırakır öyle kaçarım.

Yerli işbirlikçi olmak. Öyle demeyin çok para var o işte.

söyleneceklerin, söz konusu durum başa gelmeden bir anlamının olmayacağı şeylerdir.

savaşılır tabii. az buçuk eğitimde var zaten o konuda.

hesabı satışa çıkarırım. malum savaş zamanı neyin değerleneceği hiç belli olmuyor. 1. nesil sonuçta.

ölmek.

nükleeri yiyeceğimiz için çok bi şansımız olmaz.

savaşın kiminle olacağına göre değişir.

ülkeyi tek başıma kurtaramayacağımdan dolayı mantıklı olanı yapıp kaçarım. tabi herkesin böyle düşünmesi iyi bir şey değil ama ne yapak ölek mi?

bu konuda artistlik taslayanları, kulaklarının arkasından kuru sıkı patlayınca da görüyoruz.

cephede en önde savaşmak..

www.youtube.com/...

boku bokuna ölmeden önce intihar ederim.

intihar falan ederim. bu ortadoğuda savaşa dayanamaz minnoş bünyem.

ben kalır savaşırım.

sanki kaçsak da gideceğimiz ülke kucak açmış bizi mi bekliyor olacak?
kalırım ne yapabiliyorsam yaparım.
en fazla ölürüz zaten.

Savasamayabilirim belki ama savasanlar icin hayatimi ortaya koyar calisirim onlarin sartlarina iyi gelebilmek icin....

Ben B'yi tutarım siz midden adam geçirmeyin.

(bkz: açılın ciddi girdi yazıcam)

olası bir savaş durumunun var olmaması için herşey yapılmalıdır. sun tzu'ya göre, savaşmadan kazanmak stratejinin temelini oluşturmalıdır. politik, ekonomik ve sosyolojik dengeyi sağlayarak herhangi bir savaşa fırsat verilmemesi, devlet'in öncelikli sorumluluğu, hatta vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumak devlet kavramının ortaya çıkış sebebidir.
bu uğurda barış zamanında ordusunu güçlü tutup, caydırıcı özelliklerle donatmak yine devlet'in görevidir. eğer bir devlet organizasyonu, ordusunun zayıflamasına, halkının fakirleşmesine, toplumsal adaletin sağlanmasına, ve muhtemel tehlikelere karşı koyamıyorsa; halkını bu tip tehlikelere karşı savunacak hali kalmamışsa o devlet yıkılır.
mesela osmanlı imparatorluğu

işte böyle dönemler yaşanıyorsa bir ülkede, dışarıdan o ülkeye yeşillenen güçlerin işgali artık söz konusudur. yine, böyle bir durum eğer gündemse, sorumluluk yine devletin üzerindedir. eğer devlet artık sözünü dinletme kudretini yitirmişse, sevr antlaşması gibi bişeyle karşınıza dikiliverirler alimallah.
işte o zaman iş halka düşer.
işte o zaman karar verici halktır. halkın vereceği kararlar, vatan kavramının devamı, ya da sömürgeciliğe evrilme arasındaki farktan ibarettir.
mesela milli mücadele dönemi

şincik;

ilk girdiden anladığım şudur:
nizami ordusu olan düşman kuvvetleri, ülkemizi işgal etse ne yaparsınız ?
soru buysa cevap aşağıdadır.

aslında çok derin ve ayrıntılı olsa da dinamik sistem incelemeyi seven birisi olarak birçok katmanından sadece birisini inceleyeceğim yapıalcakalr listesidir. bu girdi sadece harekat tarzı ile ilgili bilgi vermekte olup, bazı teknik detayları kapsamamaktadır.

herşeyden önce türk silahlı kuvvetleri 'nin talimatları, takip edilecek emirler olarak algılanmalıdır. bu sebeple grup halinde hareket etmek, iletişim ve haberleşme organlarına sürekli olarak erişim sağlamaya çalışmak önemlidir.

eğer bir şekilde iletişim kurulamıyorsa, haber alnıamıyorsa saact protokolü uygulanmaya çalışılmalıdır. bu protokol stray / başıboş kalmış işgal bölgesi yerlilerinin takip etmesi durumunda hayatta kalma şansını yükselten sistemdir. bir standardı olmamakla birlikte, genel bir harekat tarzını ifade eder.

(bkz: saact)

1) survive / hayatta kal
2) assess / incele
3) acknowledge and decide. / kabullen ve karar ver
4) consolidate / konsolide ol
5) take action / aksiyon al

1- hayatta kal

türkiye cumhuriyeti vatandaşı olduğunuzu ispatlayacak olan nüfus cüzdanınızı daima yanınızda bulundurunuz.
hayatta kalmak, bulunduğunuz çevreyi iyi tanımaktan geçer. bölgenzde zehirli böcek, yılan vs.tülrerini ve yırtıcıları (ayı, kurt) tanımak, su kaynaklarının yerini bilmek, yolları iyi bilmek, zor durumda tüketilerek hayatta kalmanızı sağlayacak bitki türlerini tanımak, iklimi ve barınak imkanlarını tanımaktan geçer. bunları savaş çıkmadan önce araştırmış ve biliyor olmanız gerekmektedir.
işte bütün bu bildikleirnizi kullanrak hayatı idame faaliyeti gerçekleştirilir.
bu aşamada düşman'a dik başlılık yapılmaz, her durumda kaçınılır. (avoid). karşılaşmamak ve muhattap olmamak için çaba harcanır. esir düşülürse gri adam konsepti benimsenir.
unutulmamalıdır ki işgaliciler için siz henüz direnişçi değil, sivilsinizdir.
eczanelerin,ecza depolarının, yiyecek stoklarının, gıda depolarının yeri keşfedilir. ancak düşman kuvvetlerinin buralara el koymak gibi bir durumu yoksa kesinlikle yağmalanmaz.
bu hayatı idame faaliyetleri süresince ortamın elverdiği şey neyse o yapılır. yerleşim bölgelerine saldırı varsa kırsalda, yoksa stratejik oalrak önemli olmayan mahallelerde, sürekli hareket ederek hayatı idame faaliyeti yürütülür.
tüm bu faaliyetlerin küçük gruplar halinde iyi organize olmuş bir şekilde yapılması tavsiye edilir.
bu süreç boyunca iletişim kurma / haber alma / bilgi edinme faaliyetleri üst düzey önem taşır. hayatı idame faaliyetleri süresince, haberler, internet, telefon, radyo, telsiz, el feneri yardımıyla mors alfabesi öğrenmek vb. iletişim yöntemlerine erişim imkanları aranmalı ve bulunmaya çalışılmalıdır. bu konuda back-up planlarını barış zamanında hazrılaması gereken kurum devlettir. bu planlar kozmik oda denilen yerde saklanır. hani fetö bizim kozmik odamıza tecavüz etmişti falan, hatırlarsınız.
bir diğer konu da işgalci propagandadır. işgalcilerin propagandaları konusunda dikkatli ve uyanık olunmalıdır. direnişinizi ve direncinizi kırmak için yoğun bir propagandaya maruz kalmanız ihtimal dahilindedir. düşman propagandası ciddiye alınmamalıdır.
bu ilk aşama aslında her psikolojinin kaldırabileceği bir süreç değildir, bu yüzden sakin kalmalı, kalınamıyosa sinirle ve ani patlamalarla hareket edilmemeli, en önemlisi de asla kendi içimizde biribirimize düşmememiz gerekmektedir. hoşgörü ve eşinizi dostunuzu komşunuzu destekleyen tavırlar çok faydalı oalcaktır.
nerede hayatta kalacağınız ise yaşamla ölüm arasındaki bir karar olacaktır. kalkıp da meclisin 2 km çevresindeki bi yerde kendinize kamp kurarsanız savaş uçaklarının bombalarının geldiğinin bile farkında olmazsınız. stratejik değeri düşük, nizami ordunun hareket kabiliyetinin olmadığı,
hayatta kalıp, ilk şoku atlattıktan ve ortama uyum sağladıktan sonra artık inceleme, ortamı koklama zamanı gelmiştir.
not: eğe survive aşamasında türk silahlı kuvvetleri ile temas sağlarsanız, onlara teslim olup kimliğinizi gösteriniz. açıkçası tek başınıza bi halt edemeyebilirsiniz ama birlik içerisinde çok faydalı olabilirsiniz.

2- assess

diyelim ki türk silahlı kuvvetlerine denk gelmediniz, ve hala başıboş olarak ne yapacağınızı bilemez durumdasınız. artık meseleyi kendi ellerinize almaya başlamanın vakti gelmiş demektir. artık inceleme yapmak, ortamı koklamak durumundasınızdır.
tsk nerede ve faaliyetleri ne, tsk'nın sivil halktan istediği harekat tarzı ne, işgal kuvvetleri nerde, çatışma nerede yoğun, kim ne yapmakta, sizin gibi kopuk şekilde hayatta kalmış gruplar var mı, varsa neredeler, ne yapmaktalar, hangi aşamadalar işgalciler kim, kuvvet büyüklükleri neler, sizin imkan ve kaynaklarınız neler ve ne kadar süre size yeterli olurlar.
bu aşamanın esas hedefi, sistemli bir şekilde mücadele eden türk silahlı kuvvetleri'ne erişim sağlamak ve tek merkezden yönetilen savunma faaliyetlerini güçlendirecek bir unsur (asset) olarak tsk'ya katımaktır. psikolojik direncin kırılması en çok bu dönemde olacağı için işgal kuvvetleri propaganda faaliyetleri ve baskılarını, hatta şiddetin dozunu bu dönemde arttırmaya meyilli olacaktır. fiziksel, kaynaksal ve birtakım diğer avantajların sizin lehinize olduğu unutulmamalıdır.

3- acknowledge and decide

bu aşamanın sonunda hala daha türk silahlı kuvvetleri ile temas sağlayamadıysanız artık reel bir şekilde değerlendirmeler yapma ve karar verme zamanı gelmiştir. gerçeklik algınızı bozmadan, moralinizi de düşürmeden gerçekte olan durum neyse, onu kabullenmek çözüm için ilk şarttır. "hııaayyııırrr... kabul etmiyorooaamm" tavrı bunun tam tersidir. bi sıkıntıyı, onun varlığını kabul etmeden ortadan kaldıramazsınız. bu acknowledge kısmıdır.

decide/karar seçenekleri ise şunlardır:

a) savaştan uzaklara gitme, kaçma, bulaşmama (şahsi olarak desteklemediğimdir.)

2) paramiliter şekilde gayri nizami harp yürütme.
bunu başarabilmek için gayri nizami örgüt yapıları hakkında bilgi sahibi olmak, hatta pratik sahibi olmak gerekmektedir. bu tip direnişçi grupların örgütlenmesi, lojistik bağlantıların sağlanması, eğitim verilmesi ve silahlandırılması görevi, resmi olarak özel kuvvetler komutanlığına verilmiştir. eğer iş bu aşamaya geldiyse bir ya da birkaç özel kuvvetler komutanlığında görevli subay (mesela ali türkşen gibi birisi) size mutlaka ulaşmıştır ya da ulaşmak üzeredir. eğer bu olmuşsa, size ulaşmış olan bu özel kuvvetler subayı'na tam itaat yapılacak en faydalı ve akılcı iştir. çünkü bunun anlamı; ordu nizami değil, gayri nizami direniş politikasını benimseyecektir.

3) sinsi yöntemi benimseme.
işgalcilere "bokunuzu yiyim abi, beni yerel kaynak oalrak kullanın diyerek yamanma, ama aslında espiyonaj ve sabotaj faaliyeti yürütme. aynı vatanım sensin isimli dizideki gibi. ama bu yöntem tehlikelidir ve muhtemelen hain olarak damgalanıp, büyük ihtimalle de ölmenizle sonuçlanacaktır. olsundur. vatan sağolsun 'dur. ya istiklal ya ölümdür bu pis işleri de birilerinin yapması gerekmektedir.
ama bu işi herkesin yapamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

işte bu 3 seçenekten hangisinin uygulanacğına bu aşamada karar verilir.

türk silahlı kuvvetlerine ulaşma çabası hiç bir zaman tamamen durdurulmamalıdır. hiçbişey olmazsa mustafa kemal atatürk benzeri dik başlı ve cesur, ve hükmetme gücü olan bir komutan/general mutlaka insiyatif alacaktır. türk devlet geleneği, bu kudretini binlerce yıldır muhafaza etmektedir ve tarihteki türk devletleri bunun kanıtıdır. (tabi bu gelenek ve kudret şimdi var mı bilmiyorum, ama olduğuna inanmak istiyorum.)

3- consolidate/konsolide ol

verilen kararn uygulanabilmesi için lojistik gereksinimler, moral, teknik planlamalar ve bunların nasıl temin edileceği konusunda değerlendirmeler yapılıp, temelde verilen kararın uygulanabilmesi için eksiklerin giderilmesi, bulanıklıkların ortadan kaldırılması, ve grubunuzun açıkça bilgilendirilmesini kapsar.

4- take action

bu güne kadar gelebildiyseniz, artık ortama iyice adapte olmuş, sistemli bir şekilde ne yapmanız gerektiğine karar vermişsinizdir. bunu uygulamaya koymak, uygulamada inatçı ve cesur davranmak, sizi örgütleyen ve eğiten özel kuvvetler subayına güvenmek ve ona tabi olmak, ya da verdiğiniz karar neyse ona uygun başka yöntemler aramak artık bu aşamanın temelidir.
nihayetinde vereceğiniz kararlar, tarihte bir hasan tahsin , bir ömer halisdemir olarak mı, yoksa da bir dürrizade abdullah efendi , bir ingiliz muhipleri derneği üyesi olarak mı anılacağınızın ilanı olacaktır.

notlar:
- bu girdide tamamen ümitsiz bir işgal halinde ve yalnızca harekat tarzının ne olması gerektiği ile ilgili bilgi verilmiş/yorum yapılmıştır. karar verici ve yetkili merci, bu tip durumlarda her zaman için türk silahlı kuvvetleridir.
- bu girdide; böyle bir durumda silah nasıl temin edilir, angajman kuralları nelerdir (rules of engagement), iletişim sağlama teknikleri, hayatı idame teknikleri, keşif/gözlem yöntemleri vb. teknik konularda bilgi verilmemiştir.
- bu girdi birçok varsayım üzerine, sadece genel bir bilgi verme maksatlı kaleme alınmıştır. böyle bir durumla karşılaşmanın bir bilgisayar oyunu olmadığı, çok gerçek ve çok acımasız bir hal olduğu genç dimağlar algılasın diye kaleme alınmıştır.
- adeta bir türk dizisi gibi hep kötü olasılığın gerçekleştiği varsayılarak girdi yazılmıştır. bu protokolü baştan sona uygulayabilen tek halk, türk halkıdır.
(bkz: milli mücadele dönemi)
- tekrar edelim açıkça: yukarıdaki süreç planlaması, türk silahlı kuvvetleri ve emniyet güçleri ile temasa geçmenin imkansız olduğu, hatta allah korusun olmadığı, umudun tükendiği, ve halkın halktan başka çaresinin kalmadığı extreme bir kıyamet senaryosu için yazılmıştır. mevcut durumda türk silahlı kuvvetleri'nin üstesinden gelemeyeceği bir işgal durumu yoktur. emekli subayları da göz önüne aldığımızda türk silahlı kuvvetleri halen çok güçlü ve tecrübeli bir ordudur.
- umarız ki, böyle bir durumla asla karşılaşmayız. tüm vatandaşlar ve devlet, barış,refah ve huzur içinde yaşamak için çaba sarfetmelidir.

(bkz: yurtta sulh, cihanda sulh)

okuyamadık kardeş durumumuz yoktu.
hayhay efenim.. zaten muhtemelen kullanılmayacak bilgilerin verildiği bir girdidir.
fakat okumayacaksan neden içinde yazıdan başka bişey olmayan bir internet sitesindesin be kardeş :( ?
nerdeyse hepsini okudum, emeğine sağlık.
çıktısını alıp muska yaptıracam.
çok ayıp etmişim ben bu girdiye zamanında be. ne kadar şrfsz bir insanmışım.
asshshajahakskı estafurullah yav.

beşinci günün şafağında doğuya bakacağım.

savaş dış tehditten dolayı ise; orduya katılmak,

iç savaş çıkarsa direkt olarak malı mülkü satabilirsem satıp elde kalan parayı da alıp,

en yakın nerden yurt dışına kaçılırsa yakın bir ülkeye kaçmak.

(bkz: vatan millet sakarya deyip karadağ'a kaçmak)

cesur bir şekilde mal varlığımı Paraya dönüştürüp kahramanca kaçacağım. çünkü Türk milleti zekidir.

(bkz: savaş çıkarsa savaşır iş çıkarsa sevişiriz)

cibuti'ye kaçarım.

stilo
Tekelleri yağmalayıp ordan oraya kaçmak ister.

yazmaya devam edecekler.
askere alınanlar cepheden,
yurt dışına kaçanlar gurbetten,
kaçmayanlar sığınaktan yazacaklar.
espri kasmaktan uzak olacak belki ama yazacaklar.
ama kalemle,
ama klavyeyle
korkuları, özlemleri, pişmanlıkları, yaşanmamışlıkları yazacaklar.
yazdıklarına ulaşamasa dahi;
yazacaklar elbet.

ben tabii ki de sözlükte başlık açacam. ay şimdiden heyecanlandım..

tümünü gör

↑