6
Saudade: Bir zamanlar senin olan bir şeyi kaybettiğinde ve bir daha senin olmayacağını anladığında yaşanılan his.
5
Güzel bir konser veya konuşma vs dinledikten sonra en yakın anlamıyla "kulaklarımın pası silindi behh" için: (bkz: eargasm)
(bkz: shit happens) bu da tam olmasa da "olur öyle yeaa" gibi bir şey.
eminem abimizin şarkılarında daha da güzel örnekleri bulunmakta.
4
(bkz: well well well): ingilizceye yerleşmiş kalıplardan bir tanesi, türkçe karşılığı vay anaaaaaaaaaaam anlamına geliyor.
3
(bkz: boketto): Özel herhangi bir şey düşünmeksizin uzaklara dalıp gitme hali.
(bkz: iktsuarpok): Sabırsızlık ve beklenti arasındaki bir ruh haline denk düşen, sürekli birinin gelip gelmediğini kontrol etme hali.
(bkz: kilig): karnında kelebekler uçuşması diye tabir edilen halin kelimeleşmiş hali.
(bkz: Komorebi): Ağaç yapraklarının arasından süzülüp gelen günışığı.
(bkz: Prozvonit): birinin cep telefonunu çaldırıp kapatarak sizi aramasını sağlamak.
(bkz: sobremesa): Öğle ya da akşam yemeğinden sonra yemeği birlikte yiyen insanların arasındaki kısa sohbet.
(bkz: tartle): birini bir başkasıyla tanıştırırken ismini unuttuğunuz için duyduğunuz o çekinme hissi.
(bkz: toska): ortada belirli bir sebep yokken hissedilen derin keder.
(bkz: tsundoku): Bir kitabı alıp henüz okumadan, daha önce alıp okunmamış kitapların arasına ekleme.
2
"abi bizim dilimizde tam olarak tanımlanamıyorsa diğer dillerdeki kelimeleri nasıl bizim dilimizde açıkladın?" sorusuyla karşısında duracağım başlık. mis gibi açıklamışsın işte, ha biraz zorlasan birçoğu bir iki kelimeye düşer zaten. mesela,
boregasm: can sıkıntısının doruk noktasına ulaşması , hunharca sıkılmak için sıkıntıdan patlamak / içi şişmek
bkz shlimazl: sürekli şanssız olan kişi için bahtsız (bedbaht da kullanılıyor nadirde olsa. bedbaht değil demeyin pls. türkçenin %70'i arabi ve farsi.)
erroris: sürekli hata yapan kişi için "kaşınıyon" deriz bu kişilere genellikle, "kaşınan".
epiphanot: çok muhteşem gözüken ama aslında amaçsız , gereksiz olan düşünce için kof, içi boş.
hiberdating: sevgili için arkadaşlarını takmamak için satııııışşşşş (şaka şaka)
jayus: aslında komik olmayan bir şeye anlamsız bir şekilde gülmek için yalandan gülmek.
youniverse: dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen sadece kendi ile ilgili şeyleri önemseyen kişiler için kullanılan kelime için ben merkezcilik.
ineffable: kelimelerle anlatılamayacak kadar iyi olanı betimlemek için kullanılan sıfat için kelimeler kifayetsiz.
1
dil bilmenin önemini anlamamızı sağlayan kelimelerdir.
not: alıntıdır.
(bkz: gökotta) : sabahları kuşları dinlemek için erken uyanmak veya doğayı izlemek için erkenden dışarı çıkmak.
(bkz: nepenthe) : mutsuzluğunu unutturabilen şey.
(bkz: age otori) : beğenmediğin bi saç kesiminden sonra hissedilen kötü his.
(bkz: destinesia) : bir yere gidip oraya niye gittiğini unutmak.
(bkz: eglaf) : anlamı olmayan ve her sözcük yerine kullanılan kelime.
(bkz: komorebi) : ağaçların arasından süzülen güneş ışığı.
(bkz: fika) : tatlı bir şey yerken yanında kahve içmek.
(bkz: dejabrew) : sarhoşken yaptığın şeyleri yavaş yavaş hatırlama.
(bkz: laughback) : eskiden yaşanmış bir şeye yeni olmuş gibi gülmek.
(bkz: boregasm) : can sıkıntısının doruk noktasına ulaşması , hunharca sıkılmak.
(bkz: youniverse) : dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen sadece kendi ile ilgili şeyleri önemseyen kişiler için kullanılan kelime.
(bkz: liberosis) : olayları daha az önemseme isteği.
(bkz: ineffable) : kelimelerle anlatılamayacak kadar iyi olanı betimlemek için kullanılan sıfat.
(bkz: eloquence) : dili düzgün ve akıcı kullanma.
(bkz: aranyhid) : güneşin suya yansıması.
(bkz: cafune) : birinin elini başka birinin saçında gezdirmesi.
(bkz: ayurnamant) : değiştiremeyeceğin şeyler için üzülüp endişe etmenin mantıksız olduğunu savunan felsefe.
(bkz: jayus) : aslında komik olmayan bir şeye anlamsız bir şekilde gülmek.
(bkz: saudade) : sevdiğin ve kaybettiğin birine veya bir şeye özlem duyma.
(bkz: mokıta) : herkesin bildiği ama kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği gerçek
(bkz: mellifluous) : tatlı , yumuşak , dinlenmesi zevk veren ses.
(bkz: ukiyo) : hayatın zorluklarından bağımsız anı yaşama.
(bkz: alexithymia) : duyguları açıklayabilme yeteneksizliği
(bkz: maturdating) : sinemaya veya restoranta yalnız başına gitmek.
(bkz: nonversation) : amaçsız kısa konuşma.
(bkz: redamancy) : seni seven birini sevme.
(bkz: hiberdating) : sevgili için arkadaşlarını takmamak.
(bkz: ambitchous) : ortalama kötü insanlardan daha kötü olmaya çalışma.
(bkz: unkeyboardinated) : klavye ile yazarken sürekli hatalar yapma.
(bkz: epiphanot) : çok muhteşem gözüken ama aslında amaçsız , gereksiz olan düşünce.
(bkz: metanoia) : birinin düşüncesini , kendini veya yaşam tarzını değiştirmesi.
(bkz: chionophile) : soğuk ve karı seven kişi.
(bkz: afterclap) : herkes durduktan sonra alkışlayan kişi.
(bkz: carcolepsy) : araba çalışır çalışmaz uyuyan yolcu.
(bkz: erroris) : sürekli hata yapan kişi.
(bkz: textrovert) : yüzyüze konuşmaktansa mesajlaşırken daha rahat hisseden kişi.
(bkz: selenophile) : ay'ı seven kişi.
(bkz: stigmatophile) : dövme ve piercing seven kişi.
(bkz: ceraunophile) : şimşek ve gök gürültüsünü seven kişi.
(bkz: pluviophile) : yağmuru seven , yağmurlu günleri daha eğlenceli ve huzurlu bulan kişi.
(bkz: askhole) : sürekli salak saçma , amaçsız sorular soran insan.
(bkz: shlimazl) : sürekli şanssız olan kişi.
alıntı: nottur.
↑