kayıt

Gençlik kampları

  1. 1
    hayatımda iki defa bu gençlik kamplarına gittim ve emin olun yaşadığım en güzel günler bu günlerdi.

    ben bakanlığın kampı yerine, kızılayın kamplarından biri olan istanbul heybeliada kampına gitmiştim. ankaradan istanbula gidene kadar otobüs ücretlerini kızılay karşıladı. istanbuldan adaya giderken de ücret almadılar. sonra kamp alanına gittik. zaten yiyecek içecek ücreti almıyorlar, her şey kızılaydan ve bağışçıları tarafından karşılanıyor. toplam 10 gün sürüyor her bir kamp.

    kızlı erkekli karışık bir kamptı bizimkisi. 85 kişiydik sanırım. sadece kızlar ve erkeklerin yatakhaneleri ayrı bloktaydı. yemekhane, havuz, denize girdiğimiz yerler falan ortaktı.

    aynı odada iki ya da üçlü çift katlı ranzalar bulunuyordu. arkadaşımla üst tarafta yatmak için ettiğim kavgaları bile özledim. her odada banyo ve tuvalet vardı ve temizliğinden de odada kalanlar sorumluydu. her sabah odalar kontrol edilip en temiz odaya ödül verilirdi. bu yüzden hiç kirli bir odaya şahit olmadım. en güzel oda seçilmek için sabah erkenden kalkarak kozalak toplarlardı bazı odalar. odaya şekil verip güzel görünmesi için günün geri kalanında zombi gibi dolaşırlardı.

    her sabah bir saat spor yapıp ardından kahvaltı ederdik ve her öğleden sonra iki saat yüzmeye ayrılmıştı. günde sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatmadan önce 5 kez yemek yerdik. bu kadar sık yememize rağmen bir arkadaşım pasta arası makarna yapıp yemişti. üstelik tadı güzel diye diğer arkadaşlarımıza bile yaptırmıştı.

    ardından büyük çadırın altında herkes kendi grubunun sırasına girerdi ve 'istasyon' diye adlandırdığımız yerlere giderdik. halk oyunları, drama, görsel sanatlar, spor ve müzik olmak üzere beş gruba ayrılmıştık. herkes kendi sevdiği istasyonu seçmişti. ben dramadaydım. kampın veda gecesine kadar sunacağımız gösterileri hazırlamaya başlardık o istasyonlarda.

    tabi kamp bundan ibaret değildi. her gece 11 de eğlenceler başlardı. iki saat deliler gibi eğlenip dans ederdik. sonrasında herkes yorgun argın ama halinden mutlu bir şekilde odasına çekilip uyurdu. gece yaptığımız dedikoduların da yeri bende ayrıdır.

    bazen denizde yüzmek yerine boğaz turu yapıp, istanbulu dolaşırdık. ikinci kampımda gülhaneye gitmiştik.

    kampın son günü, bizim kampçıların deyimi ile "veda gecesi" inanılmaz derecede harika geçerdi. heybeliadanın başkanı, bizden sorumlu olan liderler, herkes olurdu o gece toplanma çadırının altında. kampçılar gösterisini sunar ve diğer gösterileri izlemek için kenara çekilirdi.

    her şey bittikten sonra koca bir çember oluştururduk ve bu çemberin ortasına büyük bir ateş yakardık. o gece de veda şarkısını söylerdik. iki kez şahit oldum bu ana ve ikisinde de ağladım. o kadar dolu dolu geçmişti ki on gün, bir daha hiçbir tatil bu kampın yerini tutamazdı. çok güzel arkadaşlıklar edindik. bir kısmımız aradan geçen 4 yıla rağmen hala birbirleriyle konuşuyor. iletişimimiz hala kopmadı. o kadar mutluyum ki şu yazıyı yazarken bile gözlerim doldu. lütfen kızılayın kampına gidenler ya da soru sormak isteyenler varsa mesaj kutuma küçük bir mesaj bıraksın.