roma

2018 yapımı siyah beyaz bir film. 70'lerde, meksikalı bir hizmetçinin hayatındaki bir yılı anlatıyor ve yönetmeni alfonso cuaron. son yıllarda alıştığımız film temposundan farklı. daha sakin, daha az konu, daha uzun planlar... düşünmek için her şey var. (planlar kısaldıkça, hareket arttıkça düşünmeye, sorgulamaya ya da üzerine bir şeyler ekleme imkânı azalır.) tekrarlı sahneler de buna dahil. oyunculuklar da samimiyet üzerine kurulu, bu tarz bir filmden beklendiği gibi. öğrenci hareketinden ford galaxy nasıl park edilmeze geniş bir gerçekçi dönem yansıması sunulmuş. tavsiye edilir...

Aaabi fiorentina'dan 7 yediler İtalya kupasında. Bir Roma taraftarı olarak koydu..

Francesco Totti

Cengiz ünder.

Bugün izlediğim, uzun ve renksiz (ya da çok az renkli), Oscar adayı olan ve adından çokça söz ettiren film. İzlemeyenlere bunları söyleyeyim de hazırlıklı olun. Bundan sonrası zaten spoilerlı yorum.

-- spoiler için tıkla --

Öncelikle film oldukça (belki de olağanüstü) durağanlıkta geçiyor. Kimi anlamsız sahneler uzun uzun aktarılmış, günlük yaşam çoğu detayıyla verilmiş ve böylece ana karakterimizin yaşadığı tek düze hayat hem bu aktarılanlarla hem de az renkli görüntüsüyle izleyiciye hissettirilmiş. Bazen biraz fazla hissedebiliyorsunuz orası ayrı. Yani resmen ana karakter gibi sıkıldım bazı yerlerde. Ne bileyim, bi 15 dakika falan atılsa filmden çok şeker olacakmış gibime geliyor.

Bu sıradanlık, monotonluk hissini geçirme anlamında başarılı ancak bazen inandırıcılığını da sorguladım filmin. Kadının gittiği her yerde bir olay oluyor. Bir yere Gitmediği zaman da ölümüne sıradan bir yaşam. Hastaneye gidiyor deprem oluyor, yılbaşını kutlamaya başka yere gidiyor yangın çıkıyor, mobilya almaya gidiyor iç savaşın ortasında kalıp doğum yapıyor, tatile gidiyor çocuklar boğuluyor o kurtarıyor... Belayı çekiyor kadın resmen. Ne bileyim onca monotonluğun arasında gittiği neredeyse her yerde böyle olağanüstü olaylar yaşaması pek inandırıcı gelmedi bana. Ki film aşırı gerçekçilik üzerine kurulu. Yani bizi alıp kadının yaşamının ortasına koyuyor.

Burada statü farkı da gözlenebiliyor. Her ne kadar ev sahipleri ana karakterimizi sahiplenip, içselleştirip hatta aileden biri gibi görüyorsa da hizmetçi olduğunu her zaman belli ediyorlar. Bunu kimse de yadırgamıyor. İşin kötüsü ana karakterimiz de yadırgamıyor, oldukça kabullenmiş bu durumu ki bi gariplik bile sezmiyor. Çocuklara kadar sirayet etmiş bu, çok sevip yakın arkadaşları olarak görseler bile iş yaptırmaktan çekinmiyorlar. Bu durum aktif şekilde verilmemiş filmde, yani gözüne sokulmuyor insanın. Dikkat ederseniz fark ediyorsunuz sadece, olduğu gibi aktarılmış yani sadece, herhangi bir aracı etkisinden (yönetmen) söz edemiyoruz.

Eleştirim cinsellik üzerine. Daha önce de birçok filmi bu yönüyle eleştirdim ama sayın yönetmenler artık yeter yahu. Kadının neredeyse işediği sıçtığı sahneleri koyacaksınız filme yaşamı değiştirmeden olabildiğince doğal haliyle aktarmak için, ama kadın için önem arz eden adamla sevişmesini bir Türk dizi yönetmeni ustalığıyla kesiyorsunuz (Ki bence tv'deki Türk dizileri bile daha fazla gösteriyor). Hayır burda bir çelişki görmüyor musunuz gerçekten? Nedir bu cinselliğe gösterilmesi gereksiz, hayatta bir yeri olmayan, öylesine bir yaşantı gözüyle bakmanız? Kadının uyuduğu süre bile fazlaydı yahu. Gerçekten hoşlanmıyorum bu iki yüzlülükten, e ne anladım ben bu aşırı gerçeklikten, kadının hayatına olduğu gibi tanık olmamdan. Bir anda uçuyor tüm gerçeklik hissi. Bari sevişmenin ilk 10-15 saniyesini göster de bu eleştirinin önüne geç, diğer sahneleri kestiği gibi bunu da kesmiş diyelim. Bıktım vallahi. Önünde saygıyla eğiliyorum çok sayın gaspar noe. Love filmine çoğu kişi porno diyor, hem de hiç azımsanmayacak kadar büyük bir kesim. Ne diyeyim ki onlara, devam etsinler kadının sıçmasını bile izleyip sevişmesini izlemedikleri halde gerçek bir yaşamı izliyormuş gibi hissetmeye. Neyse ki gasperciğim izleyici tepkilerini pek umursamıyor. Umarım.

Sonuçta genel olarak başarılı bir filmdi. Oscar'ı alır mı? Tabi ki almaz. Amerikalılar bu filme Oscar verirse altında yatan sebebi bulmak için tekrar izlerim filmi yani. Cannes'ı alabilirdi bak, ama Oscar olmaz. Çok başarılı aşırı güzel bir film falan değildi bana kalırsa. Günlük, monoton ve sıradan bir hayat iyi aktarılmış. Teknikler başarılı. Renksizlik de bu sıradanlık hissini perçinlemiş. Mesaj vermeme kaygısını beğendim yönetmenin, bazen bazı filmlerde yönetmenin sonda çıkıp nutuk çekmesinden korkuyorum, o derece bariz oluyorlar. Galiba bu kadar.

-- spoiler --

Medulla'nın bu filme puanı: 7/10

Bir alfonso cuaron filmi.

efsaneye göre, roma topraklarında ilk yerleşik hayat troialı kahraman aeneas'la başlamış, şehir ise romulus tarafından m.ö 21 nisan 753 tarihinde kurulmuştur. m.ö 7. yüzyılda roma, tıpkı çevresindeki latium ve güneydeki campania bölgeleri gibi, etrüsklerin hakimiyeti altındaydı. fakat 510'da romalılar kral mağrur tarquinius'u şehirden sürdüler ve dört yıl sonra da latium'un artık özgür olan diğer şehirleriyle birlikte latin birliğini kurdular. birliğin en güçlü üyesi olan roma, m.ö 396'da etrüsklere karşı önemli bir zafer kazanarak topraklarını daha da genişletti. ancak altı yol sonra şehir ve civarı kısa bir süreliğine gallialı istilacılar tarafından işgal edildi. gallilıların kuzeye geri dönmesinin ardından, roma komşularına kıyasla daha çabuk toparlandı. hem latinlere hem de etrüsklere boyun eğdirerek gücünü pekiştirdi. m.ö 348'de kartaca ile yaptığı antlaşma sayesinde, sonraki altmış beş yıl boyunca bir kartaca saldırısından korkmaksızın italya yarımadasını fethetti. m.ö 283'te roma, güney italya'daki lucanialılara karşı thurioi ve diğer yunan kolonileriyle ittifak kurunca, yakındaki taras şehri korkuya kapılarak eperioslu pyrrhos'tan yardım istedi. roma'nın ve tüm akdeniz dünyasının kaderini değiştiren savaş bundan sonra yaşandı.

mutlaka gidilmesi gereken şehir

3 yıl önce bulunduğum müze gibi şehir.
enteresan bir havası var.

Bomboss bir şehir.
Erkek adamin harman olduğu şehir sirnaktir

pbs.twimg.com/...

Bernini ve michalengelo'nun katkılarıyla yüzlerce çük bulunduran vahşet şehir.

metro inşaatında yeni bir antik kent bulunmuş.
www.arkeolojikhaber.com/...

sanılanın aksine başkent olması eskilere dayanmamaktadır. 1870 yılında başkent ünvanını almıştır.

romanya'nın nord est bölgesinin botoşani iline bağlı komün.

çok sevdiğim şehirdir.

aşkın başkenti veee tabiki italyan erkekleriii bi de dondurma

iTALYA 'nın lazio bölgesine bağlı il. 121 komünü bulunmaktadır. aynı zamanda İtalya'nın ve Lazio bolgesinin başkentleri olan ve ille aynı adı taşıyan Roma'dır.

-- spoiler --

Affile
Agostae
Allumiere
Anguillara Sabazia
Anticoli Corrado
Anzio
Arcinazo Romano
Ardea
Ariccia
Arsoli
Artena
Bellegra
Bracciano
Camerata Nuova
Campagnano di Roma
Canale Monterano
Canterano
Capena
Capranica Prenestina
Carpineto Romano
Casape
Castel Gandolfo
Castel Madama
Castel San Pietro Romano
Castelnuovo di Porto
Cave
Cerreto Laziale
Cervara di Roma
Cerveteri
Ciampino
Ciciliano
Cineto Romano
Civitavecchia
Civitella San Paolo
Colleferro
Colonna
Fiano Romano
Filacciano
Fiumicino
Fonte Nuova
Formello
Frascati
Gallicano nel Lazio
Gavignano
Genazzano
Genzano di Roma
Gerano
Gorga
Grottaferrata
Guidonia Montecelio
Jenne
Labico
Ladispoli
Lanuvio
Lariano
Licenza
Magliano Romano
Mandela
Manziana
Marano Equo
Marcellina
Marino
Mazzano Romano
Mentana
Monte Compatri
Monte Porzio Catone
Monteflavio
Montelanico
Montelibretti
Monterotondo
Montorio Romano
Moricone
Morlupo
Nazzano
Nemi
Nerola
Nettuno
Olevano Romano
Palestrina
Palombara Sabina
Percile
Pisoniano
Poli
Pomezia
Ponzano Romano
Riano
Rignano Flaminio
Riofreddo
Rocca Canterano
Rocca Priora
Rocca Santo Stefano
Rocca di Cave
Rocca di Papa
Roccagiovine
Roiate
Roma
Roviano
Sacrofano
Sambuci
San Cesareo
San Gregorio da Sassola
San Polo dei Cavalieri
San Vito Romano
Sant'Angelo Romano
Sant'Oreste
Santa Marinella
Saracinesco
Segni
Subiaco
Tivoli
Tolfa
Torrita Tiberina
Trevignano Romano
Vallepietra
Vallinfreda
Valmontone
Velletri
Vicovaro
Vivaro Romano
Zagarolo

-- spoiler --

hristiyanlığın merkezinin bulunduğu şehir, tarih yuvası ve bir o kadar da romantik yer.

istanbul gibi yedi tepe üstüne kurulmuş şehirdir.

kalite şehirdir, güzel şehirdir, her yeri tarih ve turisttir. bir tren garı vardır ki havalimanı gibi. roma termini'den bahsediyorum. buradan biraz ileride ünlü bir meydan olan piazza della republica karşılar insanı. daha sonra soldaki caddeye girip artık hangi sokağa girseniz tarihi bir şey görmeye hazır olabilirsiniz. sağdaki sokağa girmeyip devam ederseniz palazzo delle esposizioni 'yi görürsünüz. yok ben illa ki onu görmeden ispanyol merdivenlerini göreceğim derseniz, ona varmadan sağa dönün. uzun bir yol çıkar karşınıza. epey yürüdükten sonra piazza barberini'yi ve oradaki triton çeşmesi'ni görürsünüz. orada biraz fotoğraf falan filan daha sonra yola devam edin. kalabalıktan anlarsınız zaten. dikili taş gibi de bir heykel çıkar karşınıza. burası scalinata della trinita dei monti'dir. ama ingilizce'ye ve türkçe'ye ispanyol merdivenleri olarak çevrilmiştir aşağısında ispanyol meydanı olduğu için. * orada biraz oturup dinlenmek gerekir. aşağıya inip bir roma gelato alıp da merdivenlerde yiyebilirsiniz. dinlendikten sonra piazza di spagna'dan sola dönüp biraz yürüdükten sonra bu şehirdeki belki de en meşhur eser olan fontana di trevi'yi yani aşk çeşmesi'ni görürsünüz. buranın devamlı, gece gündüz kalabalık olduğu söylenir. hakikaten de çok kalabalıktı ben ordayken. onu da gördükten sonra sağa dönüp epey yürüdükten sonra pantheon tapınağını görüp ana yola çıkıp vatikan'a gitme zamanı...
bir otobüse atlayıp vatikan'a 10-15 dk sonra varıp st pietro kilisesi'ni karşınızda görürsünüz. kilise'ye girmek isterseniz 2-3 saat sıra beklemeniz gerekir. zamanınız varsa bekleyin, yoksa dışardan görüp ordaki meydanda biraz yürüyüp tekrar otobüse binip piazza venezia'ya gidebilirsiniz. bu meydan muhteşem meydanlarından biridir roma'nın... daha sonra da colosseo denilen kolezyum denilen efes antik tiyatro'ya benzeyen tarihi yapıyı görebilir, içini de gezebilirsiniz.
roma'ya 3 gün ayırmak gerekir en az bana göre... ama bir günde de çabuk olursanız hepsini görürsünüz.
pizza, dondurma yemeyi unutmayın giderseniz. bu yerleri de kesin gezin. benden söylemesi...

fear firarda

yazların vazgeçilmezi olan bir dondurma çeşididir.

moda haftası ve totti'dir çoğu kişi için...

italya'nın başkenti, avrupa'nın paris'ten sonra en güzel şehri.

tümünü gör

↑