kayıt

nazım hikmet ran

  1. 112
    "bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
    yüz türkiye olsa
    elinizden de gelse
    yüzünü de zincire vurur
    yüz kere satarsınız.
    milletimin en talihsiz gecesi,
    ana rahmine düştüğünüz gecedir."
  2. 111
    www.youtube.com/...

    resul rıza'nın oğluna kulak verin derim. ışıklar içinde uyusun.
  3. 110
    Sunay akın’dan dinlemek muhteşemdi.

    Ulucanlar cezaevinde fotoğrafını görmek de çok üzücü.

    www.exkutupsozluk.com/...
  4. 109
    “Ne ben sana kızarım
    Ne de zatın zahmet edip bana küssün.
    Artık seninle biz
    düşman bile değiliz.”

    Senin şu şiirleri son düzlükte iyi kullandım sayın ran. Eyvallah.
  5. 108
    Mavi gözlü dev ve romantik komünist olarak da bilinen Nazım Hikmet, Rusya'ya gittikten sonra marksizmden çok etkilenmiş ve yeni bir dünya görüşü kazanmıştır. Nazım, bu anlayışla birlikte sosyal sorunlar üzerinde durup çözümler üretmeye çalışır. Aynı zamanda siyasal düzeyde devrimci bir ideolojiye bağlanmış olan şair, şiire de devrimci bir biçem yaratmak ister. Bu yüzden mayakovski'den fazlasıyla etkilenir ve fütürist anlayışla şiirler yazar.
    Memleketimden insan manzaraları, makineleşmek istiyorum, 835 satır şairin ünlü şiirlerindendir.
    Biraz magazinsel boyuta gelirseekk... Yahya Kemal, Nazım'ın öğretmenidir ve evlerine ders vermek için gelir. Bu sırada eşiyle çok fazla anlaşmızlığa düşen Nazım Hikmet'in annesi Celile Hanım ile aralarında bir aşk filizlenir. Bunu öğrenen Nazım ise Yahya Kemal'e : "Hocam olarak girdiğin bu evden babam olarak çıkamazsın," der.
    (bkz: bilemiyorum altan bilemiyorum)
  6. 107
    İyi bir şair değildir. İyi bir dava adamıdır. şair fiyakasına sahip değildir. Kendi varoluşuna balyoz indirmeyen adamdan bence iyi bir şair ortaya çıkmaz. Bir adamın şiiriyle hayatını ayrı tutamıyorum. Yazdıklarına bakıyorum, yaşadıklarına, yaşattıklarına orta yolu bulamıyorum. Piraye onun için çok başka Yazdıklarında ama aynı zamanda beş kadın daha var.. bazı yazarlarda şairlerde sırf bir şeyler ortaya çıkarmak için acı çekme gerçeği mevcut yada o kısır döngüyü kendileri yaratıyorlar İlişkilerinde Belli eserleri ortaya çıkarmak için.. bilemiyorum..
  7. 106
    anladigim kadariyla bu basliga yazilan her enrty arti veya eksi olmak uzere en az bir oy aliyor. risk almayi severim.

    su başında durmuşuz
    çınarla ben
  8. 105
    solcu kızlar çabuk verir düşüncesiyle seviyormuş gibi yaptığım komünist, sovyetler birliği vatandaşı. benim ilkokuldaki yeğenim daha güzel yazıyor.
    (bkz: çöp)
  9. 104
    www.youtube.com/...
  10. 103
    ne hırsız,ne katil,ne çeteci "sevdalınız komünisttir."

    "nereye?
    nereye?dönün geri! size büyük bir müjdem var:
    dönün! pek yakında adalet güneşi doğacak!
    bütün ezilenler zalimlerden kurtulacak
    dönün geri,kış geçti,bahar geliyor,
    bahar!.."

    "evlerin
    yurtların
    dünyaların
    ve kosmosun kardeşliği adına"
  11. 102
    Haziranda ölmek zor. Özlemin azı çoğu olmaz olmaz, ağırdır işte.

    Özledik.
  12. 101
    daha önce bahsetmişimdir. 90 lı yıllarda ortaokul'a giderken elbise dolabımın kapakları benim için bir nevi sosyal medya paylaşım platformuydu. devrimci büyüklerimizin resimlerinden, sevdiğim şairlerin şiirlerine kadar oralara özenle yapıştırırdım. hatta imza aldığım şairler ve tiyatrocuların imzalarını bile oraya yapıştırırdım. nazım'ın aşağıda paylaşacağım şiiri en önemli yerlerden birini kaplardı orada.

    ortaokul'da oldukça aydın bir edebiyat öğretmenim vardı. nazım hikmet'i ilk olarak best fm'de melon şapka diye bir radyocudan duyup ona sormuştum. sorduğumda birisi duyacak diye yüzü kıpkırmızı oldu bir komünisten bahsettiğimizi okulda duyacaklar diye. nazım yasaklı değildi artık ama işte hala zalimlerin laneti üzerimizeydi kamuda. sonra bir gün o hocamız 29 ekim'de bana ''bu vatan bizim'' şiirini okusana dedi nazım'dan. zaten kimse nazım'ın olduğunu bilmez. bilirlerse benim önerdiğimi sakın söyleme de diye tembihlemişti. o 29 ekim'de şiiri okudum. sanırım 100 yıla yaklaşan hiç bir cumhuriyet kutlamasında hiç bir şiir bu kadar çok alkışlanmamıştır. ve kimse nazım'ın olduğunu anlamadı şiirin. buna sevinsem mi üzülsem mi hala bilemiyorum.

    Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,

    akar suyun

    meyve çağında ağacın,

    serip gelişen hayatın düşmanı.

    Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :

    - çürüyen diş, dökülen et-,

    bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,

    Ve elbette ki, sevgilim, elbet,

    dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,

    dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla

    bu güzelim memlekette hürriyet.

    Bursa da havlucu Recebe,

    Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,

    fakir köylü Hatçe kadına,

    ırgat Süleymana düşman,

    sana düşman, bana düşman,

    düşünen insana düşman,

    vatan ki bu insanların evidir,

    sevgilim, onlar vatana düşman...
  13. 100
    iyi ki varmışsın ama keşke pirayeyi bu kadar üzmeseymişsin.
    kötüsün nazım :(
  14. 99
    1963'te toprağı boyladı moskova'nın çocuğu...
  15. 98
    dün 117 yaşına girdi mavi gözlü dev...
  16. 97
    İyi ki doğdun nazım, bu günlerde senin gibi sanatçılara daha çok ihtiyacımız var. Yine de eserlerin hala bize ışık tutmaya devam ediyor.
  17. 96
    (bkz: şıpsevdi)

    Sevmeyi seven insanlardan. Bizlere müthiş eserler bırakan şair.

  18. 95
    her sanatçı gibi, belli bi kesim tarafından sanatının -kişiliğinden neyse de- neden eylemlerinden bağımsız tutulmaya çalışıldığını anlamsız bulduğum bir sanatçıdır. sanatçı tabiatı gereği olmasa da, alabildiği kadarıyla tanımı gereği muhaliftir de, nazmı hikmet başka bir merhale.

    tanım: nazım hikmet'i facebook sayfalarından tanıyan, sözlüklerden öğrenen(!) kimselerin, biraz da nazım hikmet gereğince her dönem* sevdiği biridir.
  19. 94
    bir ayrılış hikayesi

    erkek kadına dedi ki:
    -seni seviyorum,
    ama nasıl,
    avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
    parmaklarımı kanatarak
    kırasıya
    çıldırasıya...
    erkek kadına dedi ki:
    -seni seviyorum,
    ama nasıl,
    kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
    yüzde hudutsuz kere yüz...
    kadın erkeğe dedi ki:
    -baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
    ve ben artık
    biliyorum:
    toprağın -
    yüzü güneşli bir ana gibi -
    en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
    fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olan parmaklarına
    başımı kurtarmam kabil
    değil!
    sen
    yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun
    gözlerine bakarak..
    sen
    yürümelisin,
    beni bırakarak...
    kadın sustu.
    sarıldılar
    bir kitap düştü yere...
    kapandı bir pencere...
    ayrıldılar...

    n.hikmet

    ciğerlerimden bile oluk oluk göz yaşları akıtan bu muhteşem dizelerin sahibidir.
  20. 93
    "ben artık şarkı dinlemek değil,
    şarkı söylemek istiyorum..."

    dizelerinin sahibi büyük şair. 117. doğum yılında saygıyla anıyoruz.
  21. 92
    Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    İyisi mi, beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin...
    Fedakârlığımı anlıyorsun :
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orda beraber yaşarız
    külümün içinde külün,
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım.
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
    İçimden bir şey :
    belki diyor.

    muhteşem dizelerinin yazarıdır.
  22. 91
    Açlık ordusu yürüyor
    yürüyor ekmeğe doymak için
    ete doymak için
    kitaba doymak için
    hürriyete doymak için.

    Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
    yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
    yürüyor ayakları kan içinde.

    Açlık ordusu yürüyor
    adımları gök gürültüsü
    türküleri ateşten
    bayrağında umut
    umutların umudu bayrağında.

    Açlık ordusu yürüyor
    şehirleri omuzlarında taşıyıp
    daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
    fabrika bacalarını
    paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.

    Açlık ordusu yürüyor
    ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp
    ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.

    Açlık ordusu yürüyor
    yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için
    hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor
    yürüyor ayakları kan içinde.

    muhteşem dizelerinin yazarıdır
  23. 90
    Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;
    Yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı
    En fazla bir yıl sürer
    Yirminci asırlarda ölüm acısı
  24. 89
    lambayı yakma, bırak,
    sarı bir insan başı
    düşmesin pencereden kara.
    kar yağıyor
    karanlıklara.
    kar yağıyor
    ve ben hatırlıyorum.
    kar...
    üflenen bir mum gibi söndü
    koskocaman ışıklar..
    ve şehir
    kör bir insan gibi kaldı
    altında yağan karın.
    lambayı yakma, bırak!
    kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
    dilsiz olduklarını anlıyorum.
    kar yağıyor
    ve ben hatırlıyorum.

    dizelerinin sahibi büyük şair.
  25. 88
    gazete manşetlerinin aksine vatan sevdalısı, insan sevdalısı sarı saçlı mavi gözlü.