1
en duygulu, en çarpıcı aşk şiirlerinin yazarı. O gitti, elde var şimdi bir hüzün. Yanlızca sevgililere değil, ikisinin arasında kalanlara da hitap edermiş. Ne güzel.
--! alıntı !--
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞiiRi
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
--! alıntı !--
2
şair, romancı, deneme yazarı, eleştirmen ve gazeteci. 11 ekim 2005'te yaşama veda etmiştir. ilk eseri 1948 yılında, kendi imkanlarıyla yayınladığı, "duvar" isimli şiir kitabıdır.
3
en büyük karşıyakalıdır. çok büyük adamdır. şeçemezsin şiirlerini. hepsi çok güzeldir. ratmetle anıp, her kadehimizde yad etmek boynumuzun borcudur. "an gelir attila ilhan ölür."
4
"ben çocuklar gibi sevdim!
devler gibi acı çektim!"
5
ismi genellikle "atilla" şeklinde hatalı yazılan, akabinde edebiyatçıların gazabına uğratan edebiyat insanıdır.
6
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hala ara sıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkı belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kim bilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
7
Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzğar uzak karanlıklara surmuş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
Yansımalar tutmuş bütün sahili
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili
Yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
Su tozları yağıyor üstümüze
Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek
-en özelidir şahsım adına.
8
cumhuriyet gazetesi merhum yazarı. şair. ahmet kaya için bulunmaz söz yazarı.
(bkz: an gelir attila ilhan ölür)
9
inanılmaz imgelerin şairidir. bazen şiirlerini okumak da anlamak da çok zordur bu yüzden hatta o kadar zordur ki trt2'deki programlarına denk geldiyseniz o bile iyi okuyamamıştır.
11
ben aşk nedir bilmem eski kafalıyım. bir seni bilirim, birde adın geçince sıkışan kalbimi.
12
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
attila ölür
13
ahmet kaya tarafından bestelenen mahur beste şiirinin hikayesi kendi ağzından aynen şöyle;
12 Mart sonrasının kahır günleriydi.
Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz'lere kıymışlardı. Karşıyaka'dan İzmir'e geçmek için vapura bindim.
Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı...
Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra... Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm''
?Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı ?'
14
kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
15
on iki sıfır beş?te izmir?de bir yıldız kaydı
imbat durmuştu kan ter içindeydim
akdeniz?in elindeydim söz temsili
ışıklı bir tesbih karşıyaka?ydı
istanbul deyip mendebur sisli
bir deniz kahvesinde içiyordum
istanbul soluk yeşil bir tramvaydı
sultanahmet demişti inliyordu
on iki sıfır beş?te izmir?deydim allahım
şiir deniz gibi kımıldıyordu
16
mevsimidir
nedense ölmeye heveslenir insan
uzaya
bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya
rayından çıkmıştır yaşamak
bir eskimişlik duygusu nereye baksan
gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya
çünkü ne güzeller
zehir zemberek güzeldir artık
ne zehir zemberek çirkindir
yeni çirkinler
17
"yüzünde görünmez bir şiir yazılı" demiş dev şair.
18
" ben aşk nedir bilmem eski kafalıyım.
bir seni bilirim, bir de adın geçince sıkışan kalbimi... "
19
"Birisinin eksikliğini duyuyorum, ötekinin fazlalığını. Eksik olan gelip boşluğunu doldurmuyor, fazla olan gidip yerini boşaltmıyor. İkisinin arasında kötü, sevimsiz bir yerdeyim"
20
Cihangir'de şarap içtiğimiz bi akşam bana sarılıp öpmeye kalkınca ağzını yüzünü kanattım. Ertesi gün şarabın gazabından kork şiirini yazdı...
21
hafiften bazardaki artise benzeyendir.
pbs.twimg.com/...
22
bugün ölüm yıl dönümü olan büyük şair.
23
vefatının ardından 12 sene geçmiş olan son dönem türk edebiyatının en büyük şairlerden birisi...
24
"..saatli bir bombadır patlar
an gelir
Attila ölür"
yeri dolmayacak, dolamayacak kalemlerdendir.
25
yeğeni kerem alışık tarafından "üçüncü şahsın şiiri" çok güzel seslendirilmiştir.
çöp gibi bir oğlan ipince
↑