kayıt

ilkokulun ilk gününden akılda kalanlar

  1. 1
    ağlayan pek çok kişinin arasında anneme git diyen tek çocuk olmanın cooluğu aklımdaki tek nokta idi. kadın abimden dolayı ne zaman kendimi diye tüm gün bekledi ama beni öyle görünce hüsrana uğradı.
  2. 2
    sınıfın kapısını açtığımda daha sonra sekiz sene boyunca seveceğim kızı gördüydüm ilk. tahtanın önünde sınıfa doğru bakarak biriyle konuşuyordu, bakışmıştık diye hatırlıyorum ama 98'den bahsediyoruz lan yalan dolan olabilir bilemedim.
  3. 3
    sınıfta tedirgin tedirgin otururken arkamı dönüp pencereden baktığımda ananemin bana bakan gözleridir. ananem hala aynı ışıltıyla bakar bana.
  4. 4
    Babamla bir öğretmen konuşuyordu ben de yanlarında duruyordum. Babam "kızım ne duruyon git sıraya girsene" dedi, gittim neresi olduğunu da bilmiyorum mal mal beklemiştim millet içeri girene kadar
  5. 5
    kapağında deve resmi olan kareli yeşil defter.. hava sıcaktı. unutamıyorum gerçekten.
  6. 6
    Millet ağlamıştı. Ben niye ağlamadım bilmiyorum. Mickey mouse hastasıydım. Çantam, kalemlerim her şeyim... yemin ederim Mickey manyağı bir velet olarak hatırladığım diğer bir şey, Bade diye bir kızla tanışmıştım ve en yakın arkadaşım olmuştu. Ögretmenle tanıştım ve annemlerin artık gitmesini istediğimi hatırlıyorum. Hevesli başlayan okul hayatım hala bitmedi. Hevesim kalmadı o ayrı.
  7. 7
    sıra arkadaşımı öğle arasında yemeğe bize götürmüştüm. hızlıydım tabi o zamanlar. ve annesinden de izin almıştık. kadında ki de iyi cesaret tanımadığı insanların evine kızını yolluyor.
  8. 8
    dün gibi hatırlarım o günü.

    daha bahçeden çıkmadan fotoğrafımı çektiler. sonra fotoğrafçıya gidip bir de orda çekinmiştim. mataralı. mataramın üsünde yunus resimleri vardı. mavi matara.

    okula geldim sonra, kalabalığı görünce karnıma çok fena bir ağrı girdi. büyük ablamla gitmiştim. halimi görünce beni okulun merdivenlerine oturtmuştu. karnım daha da ağrımasın diye altıma defter koyduk.

    sınıfa girdik, babam okuma yazma bildiğimi bütün ilçeye yaydığından öğretmen de biliyormuş bu durumu. ayşegül serisinden birini okumuştum. sanırım ayşegül küçük anneydi.

    sırada üç kişi oturuyorduk ben en sağda. elimde tuttuğum kurşun kalemle çaktırmadan yanımdaki elemanın önlüğünü çizmeye çalışmıştım. çakmıştı ama. oysaki ben acaba kurşun kalem önlüğün üstünü çiziyor mu diye kontrol ediyordum. zira o günler kafamı meşgul eden şeylerden biri de tükenmez kalem her yerde yazarken, kurşun kalem ile sadece belirli yerlerin çizilebilmesiydi. eline yazı yazamıyordun mesela kurşun kalemle. dev dert.

    teneffüste simit ve ülker çikolatalı gofret yemiştim. yine karnım ağrımıştı.
  9. 9
    orospu tuğba silgimi çalmıştı, o zamanlar henüz birbirimizi tanımıyorduk tabii, arkamda oturuyordu. silgimi çaldığını biliyor ama bir şey yapamıyordum. 3. dersin teneffüsünde yasemin isimli bir kaşar midesine tekme attığım gerekçesiyle beni şikayet etmiş, daha okula beni yeni bırakan annem okula öğretmenler tarafından tekrar çağırılmıştı.

    komplo teorilerine kurban gittiğim bir ilk gündü, fazla bir yaptırımı olmadı benim açımdan. o yaşta manyak manyak kızlarla uğraştım. büyüyünce tuğba manken oldu, yasemin başarılı bir avukat. ben toplumun ifadesiyle bir baltaya sap olamamış biriyim. toplumun amına koyim, on numara sahtekarım.
  10. 10
    ağlayıp zırlayıp duran enikler topluluğu. bunun neyini hatırlamaya çalışıp aklınızda tutmak için uğraşıyorsunuz.

    ömrümü çürüttüler ömrümü. aslında çocuklar anneyi değil, anneler çocukları bırakıp gidemiyorlar o a.q.mun sınıfına.

    böyle böyle nefret ettirdiniz beni bu meslekten.

  11. 11
    işeyen bir arkadaş, annesinin vesikalık fotoğrafını bağrına basıp ağlayan ve ağlamaktan kusan bi kişi, arkasından dayanamayıp kusan 3 kişi, annemi istiyorum diye kapıyı tekmeleyip çıkmaya çalışan bir kişi. kaos yani. sanarsın hell's kitchen.
  12. 12
    sümüklü burunlar.
  13. 13
    Sınıfa öğretmenimizle birlikte gitmiştik ama erkeklerden biri gitmiş tek başına oturuyordu orda. Napıyor ki bu burda diye düşündüm aklımda kalan tek şey o çocuk. Dördüncü sınıfa kadar her allahın günü saçımı başımı yoldu, ittirdi, düşürdü. Yara bere içinde gezdim o çocuk yüzünden dört sene. Dördüncü sınıfta bana aşkını ilan etti de kurtuldum psikopatlıklarından.
  14. 14
    Babam bırakmıştı beni okula. Motorla gitmistik. Annem ağlamisti sanki aksam geri gelmicem. Annem sonraki yıllarda hep ağladı, ben büyüdükçe daha çok ağladı. Simdilerde telefonda ağlamaya başladı.

    Okulda herkesin başına toplandığı Ağlayan kızın tüm dikkatleri uzerine çekmek için ağladığını düşündüğümü hatırlıyorum. 1 hafta boyunca annesi yanında derse girdi. Sanki yicez kızı.

    Ilk gün beni beraber büyüdüğüm kuzenimle oturtmadilar diye üzüldüğümü hatırlıyorum. Sonraki günlerde onunla çok konuştuğum için karşı cinslerimle oturtacaklar ama ise yaramayacaktı. Tek oturunca bile arkamdakiyle önümdekiyle konuştugumu fark edeceklerdi.

    Ilk gün aslında ilk psikolojik ve fiziksel travmamı da yaşadım. Tuvalete gittiğimde beni tuvalete kapatmaya çalışan bir kızla tanıştım. Daha dogrusu zorla tanıştı benimle. Çığlık atıp debebelendigimi hatırlıyorum. Ailelerin gelmesine gerek yok, zaten köy küçük telefonla herkesin haberi olmus. O zaman ev telefonlari var. Daha samimi herşey. Ertesi gün öğretmen bizi çağırdı,kız benden ozur diledi. Arkadaşım olmak istiyormuş. Olamadım. Çünkü ilk tanışma kötüydü. Zaten benim arkadasa ihtiyacım yoktu. Çocukluk arkadaşım olan kuzenim vardı. Hıh.

  15. 15
    Eğitim hayatımın 5. Senesinde olduğum için soğukkanlılıkla karşıladığım durum.

    (bkz: 1.5 yaşında yuvaya gitmek)
  16. 16
    anasınıfında alfabeyi öğretmeye başladılar ilk gün, derse geleli beş dakika olmuş, ilk defa sıra görüyoz heralde, ortalığı izliyorum, anlamaya çalışırken hoca gelmiş bana tarağa benzeyen harf nedir diye soruyor. daha beş yaşındayım beklentiyi bu kadar yükseltmesek hocam.
  17. 17
    Okulun kapısında bırakıp "Buradan sonrasını kendin halledersin." diyen babam.Özgüven tavan yapmıştı o gün.Sonra sınıfları karıştırdım işte.
  18. 18
    benim hiç bir zaman unutamayacağım bir gün olmuştu.. Sevgili öğretmenimiz daha ilk gün derste bizi yalnız bırakıp sigara içmeye çıkmıştı dışarıya. Bende tahtaya bir şeyler çiziyordum. sırama geçerken kalabalık sınıf, yaramaz öğrenciler nihayetinde birinin kurbanı oldum. Kim olduğunu hiç bir zaman öğrenemediğim o biri kolumdan itmesiyle her yerin kan içinde kalması bir oldu. Başımı sıraya çarpmam sonucu kaşımın bir kısmı kopmuş. Böyle de ilginç bir gündü. Hala daha az da olsa kaşımda izi durduğu için unutamayacağım gün o gün.
  19. 19
    Bu sıraya oturmak zorunda mıyım?
  20. 20
    bütün mahalle arkadaşlarımla aynı jenerasyondaydım hatta aynı sınıfta başlamıştım.o bile heyecanıma engel olmamıştı ya neyse.

    annem okulun bahçesinden yolcu edip gitmişti, sınıflara girdik.bütün sınıf ağlıyordu.annesinden ayrılmak istemeyenler annesi ile otururken ben annemin yanımda gelmediği için çok kızmıştım.

    ilkokul öğretmenim sınıfa girer girmez beni gördü ve sen neden ağlamıyorsun dedi.ve tarihe geçecek o cevabı verdim;

    ''babam ağlayınca çok çirkin oluyorsun, bir daha ağlama'' dedi.smndmsndsds.
  21. 21
    salak salak ağlayan yaşıtlarım. salya sümük hemde. pffff
  22. 22
    ilk sıraya oturma hevesimi hiç unutmayacağım lanet olsun o güne beni okula yazdırdıkları ilk güne.
  23. 23
    kuzenimle aynı sınıftaydık tam olarak hatırlamasam da öğretmenim o zaman öyle hitap ederdik kuzenimi yanımdan kaldırdı başka birini oturttu nasıl ağladım anlatamam.

    B*k vardı ağlayacak rezil etmişim kendimi neyse buda böyle bir anımdı.

    t:..............ne yazayım abime.
    not:tanım için fazla kasılacak başlık gönüllüler bir adım öne çıksın.
  24. 24
    pederin 3 yıllık doğu görevi serüveninde denk gelendir. okula, diğer personel çocukları gibi zırhlı araçla götürüldüm geniş bahçesinde istiklal marşı okundu. * okul ahşaptandı tahta kuruları için tüm zemin ziftle kaplıydı falan. öğretmenim de subay eşi olduğu için kadına alışık olduğum üzere teyze dedim. teyze değil öğretmenim diyeceksin dedi. ondan gerisi yok amk.

    not: elmam çok erken kızardı.
  25. 25
    yeşil develi kareli defter.