kayıt

sözlük yazarlarının şu an hissettikleri

  1. 1
    Ilk defa bu kadar saçma sapan bir hisse kapıldığım için ne olduğunu bile bilmediğim sikik bir his.

    Telaş ve korku... Böyle sanki bir şeyler yolunda gitmiyor ve bu da beni geriyor. Ne hissettiğim ile ilgili en ufak bir fikrim bile yok.

    Ağlasam mı? Gulsem mi? bilmiyorum. Tek bildiğim su an oldukça kötü hissettiğim. Ilk defa bu kadar yalnız hissediyorum. Ve korkak.

    Sanırım su an bütün hisleri birlikte yaşıyorum ve ne yaşadığımın ne hissettiğimin farkida bile değilim. Doğru kararlar veremiyorum ve ne yapacağımı kestiremiyorum artık. Başım çatlıyor ve sürekli bir ağlama hissi içindeyim. En başında çok sikik bir his olduğunu belirtmiştim...

    Bu şey her ne ise çok kötü çünkü su an bir karar asamasindayim ve hayatımı kötü yönde etkileyecek bir karar almak istemiyorum.

    Umuyorum yanlış bir sey yapmam.
  2. 2
    sinir sistemimle oyun hamuru gibi oynuyorum.
  3. 3
    Yataktan kalkmak istiyorum ama kalkamıyorum.
  4. 4
    Mutsuzum.
  5. 5
    Sözlük yazarlarının şuan ne hissetiğini gösteren başlıktır.
    Ben şuan sadece çok yorgunum.
  6. 6
    Ona karşı mı?
    Onun hissetmediklerini.
  7. 7
    sonra, bardağa su doldururken elime kaynar su döküldü. baktım ki, hala canım acıyor. şaşırdım, acının bir sonu yoktu. akışkan bir madde gibi, bulunduğu ortamın şeklini alıyor. genişliyor, büyüyor, büyüyordu. sığacak yeni köşeler buluyordu kendine. işte tecrübe falan dedikleri de buydu.

    insan ufkunu dar tutmalı...
    bir pencereden bakmakla, bir dağın tepesinden bakmak bir olur mu hiç? pencereden bakarsan sokağın haline üzülüyorsun, bir dağın tepesinden bakarsan bütün şehrin haline..
    yıllar geçti, yaralarımdan bir tepe oluşturdum, şimdi üzerine çıkıp oradan seyrediyorum hayatı.
    her şey aşağıda kalıyor. hiç kimse, hiçbir yer, hiçbir duygu, beklentilerime denk değil.
    belki, dedim, biri çıkıp gelir bir gün. anlıyorum lan seni, der. sarılır, omzunda hüngür hüngür ağlarım. ki ben, nelerin yanıp kül olduğunu seyrettim de, kirpiklerimden bir damla yaşı bırakamadım yanaklarıma. birileri beni seyrediyordu, beceremedim. babadan kalma alışkanlıklar.
    kurtuluşu başka bir insanda aramak ne acı. ömrüm boyunca birilerine, bir şeylere bağımlı olmamak için uğraştım. kimseye ihtiyacım olmamalıydı. kimseden medet ummamalıydım. bütün kazançlarımı tırnaklarımla kazıya kazıya elde etmişken, kayıplarımda, mağlubiyetlerimde hep başkalarının parmak izi vardı. ben bu dünyanın adaletini sikeyim.
  8. 8
    Aslında 16 Aralık gecesi, bir apartmanın üçüncü kat balkonunda, tamam, dedim. artık ölmeliyim. bedenimdeki acı yoğunluğunun gelebileceği en üst nokta burası. daha ötesi yok bunun. ya kendi canıma kıyacaktım ya katil olacaktım. ikisini de yapamadım. daha cesurca bir şey yapıp, yaşamalıyım, dedim, kendi kendime. bir şey yapmadan, hiçbir şey olmamış gibi yaşamalıyım. -oradan bakınca çok da cesurca bir hareket gibi görünmeyebilir, umarım buna hep oradan bakarsınız.- sabaha kadar uyumadan düşündüm, düşündüm. sağ bileğimdeki kan lekelerine bakıp biraz daha düşündüm. izler bana ait değildi. 100 kiloluk bir bedene sığdırabileceğim maksimum acıyı sığdırdığımı düşünüyordum o gece. kafam patlayacak gibi oluyordu. zihnimde fokur fokur kaynayan bir şeyler kulak zarlarımı tırmalıyordu sanki, özgürlüğüne kavuşmak için. sesler duyuyordum, silüetler görüyordum. karanlıkta beni bekleyen bir şeyler vardı. evde duramadım, sokağa çıktım. sokak köpeklerine sarıldım. kaldırım taşlarına koydum başımı. o gece alkole başladım.

    sonra bir şekilde sabah oldu. öğlen sonu ancak kendim olduğumu hatırladım. baktım kendimi öldürmeye gücüm yetmiyor. bari kalkıp bir çay koyayım, dedim. zamanın ve mekanın bir önemi yoktu. hiçbir şeyin ağırlığını hissetmiyordum üzerimde. sanki yüz tonluk bir press makinesiyle üzerime bastırmışlardı. basıncın etkisiyle kala kala bir milim kalmıştım. var olup olmadığımı denemek için bir kaç kez duvarlardan geçmeyi düşündüm. zaten suratımda yeterince yara izi vardı. vazgeçtim. bütün insanlıktan nefret ediyordum. bütün insanlıktan. bu nefreti bir ömür gözlerimde taşıyacaktım, çakılı bir çivi gibi.

    *insan haddinden fazla yaşamamalı.

    insanız, kemiklerimiz kırılıyor.
    insanız, kalbimiz kırılıyor.
    insanız, hayallerimiz kırılıyor.
    umutlarımız, düşlerimiz, çocukluğumuz, sevincimiz, gururumuz..
    kırıldıkça sivri uçlara dönüşüyor köşelerimiz.
    kime sarılsak batıyoruz.

    şöyle demiştim zamanın birinde;
    nazik dokunamıyorsak sebebi parmak uçlarımızdaki yaralar..
  9. 9
    büyük hissediyorum.
    (bkz: açayım mı)
    (bkz: var mısın yok musun)
  10. 10
    benden peydahlanmış bir yalnızlık.
  11. 11
    çok mutlu olmama ramak kalmış gibi.
  12. 12
    yanık lahmacun kenarı gibi hissediyorum
  13. 13
    çok kan dökülecek.
  14. 14
    çayın içine düşen püskevit gibiyim.
  15. 15
    Yeni birileriyle tanışacak gibi hissediyorum.Kimse o acele etsin azıcık değişikliğe ihtiyacım var biraz heyecan olsun.
    Çabuk gel yalnızım.
  16. 16
    - ne olacak bu milli takımın hali?
  17. 17
    (bkz: şişkinlik)
  18. 18
    Kelimelerle anlatılamayan iğrenç bir karin ağrısı hissediyorum.
    Kimsenin duymayacağı duysa bile de duymamazlıktan geleceği bir yerde hüngür fosurt ağlamak istiyorum.
    Sümüklerimi oraya buraya sürüp vücumdan gözyaşı yerine kan gelene kadar ağlamak istiyorum.
  19. 19
    özledim özledim kokunu özledim
  20. 20
    (bkz: öfff)
  21. 21
    Bedensel olarak yorgunluk. Zihinsel olarak olmadıkça yorgunluktan bile memnuniyet duyarım.
  22. 22
    Garip bi boşluk, Huzursuzluk.
  23. 23
    Uykum varmış gibi de yokmuş gibi de. Otobüsteyim izmire dönüyorum film arşivi leş. Sinirlendim.
  24. 24
    Saf mutluluk. Sonunda eve gelebildik, sıçıyorum sözlük.
  25. 25
    (bkz: Mutluluk)