eşitlikçi feminizm
- 1*
anlatım bozukluğu içeren bir başlık feminizm zaten eşitlikçi olduğu için ayrıca belirtmeye gerek yoktur. - Yanlış.
- feminizm'in kendi içinde yaklaşık 19-20 fraksiyonu vardır.
- 2üstteki arkadaşıma katılsam da şöyle düşünüyorum; günümüzde feminizm algısı eskiye göre çok değişti. şimdi erkekleri öldürelim, bıyık bırakalım, çıplak gezelim modunda bir femizim var. bu yüzden kendime feminist demekten kaçınıp, kadın erkek eşitliğini savunduğumu belirtirim. ama eşitlikçi feminizm ismini hiç kullanmamıştım.
- 3Feminizmin de artık birçok farklı tipleri olduğu için, geçerli sayılabilecek bir feminist tipi. Hoş, feministlerin hepsi çöp. Master race olan erkeklerin gazapları bir gün tepelerine meteor gibi yağacak, haberleri yok. Şimdilik memesi olan konuşuyor.
- 4Feminizmin düşünsel ve felsefi açıdan f sinden anlamayan tiplerin doluştuğu başlığımsı.
Öyle seviyoruz ki yanlış örnekler üzerinden olgunun gerçekliğinden uzak fikirlere kapılıp karalamayı.
(bkz: radikal feminizm)
(bkz: simone de beauvoir)
Bir başka kutup olarak
(bkz: postmodern feminizm) - 5insanların eşitliğini savunan ana bir ideoloji modeli varken: (bkz: hümanizm)
feminizim belli kalıpları kazandıktan sonra devam ettirilince cinsiyetçiliğe giriyor. Bugün her hakka sahip olan günümüz kadınları, 1900’ler de erkeklerlerle aynı maaşı alamayan, oy kullanamayan ve bunun savaşını veren feninist kadınlar ile kendilerini bir tutuyor.
Gittikçe farklı bir akım olmaya doğru yönelen feminizim kendi karşı çıktığı baskıyı yansıtmaya başladığından beri feminizim saçmadır.
Mesela insan hakları yerine erkek-kadın hakları diye ayırarak ilk cinsiyetçiliği yapar. İkinci cinsiyetçiliği ise: kendini hümanizmden soyutlayarak yapar.
feminizm akımının çıkış aşamalarının başı Mary Mollstonecraft'ın Kadın Haklarının müdafaa'sı kitabı ile oluşmuştur. Bugünün feministleri bu kitaba göre hareket edip dışarıya karşı "baskıya karşı çıkın" diye haykırsa da bugünün şartları ile o kitabın yazıldığı günün şartları bir değildir.
mesela, o kitap zamanında; kadınlar düzgün eğitim hakkı alamazlardı, oy kullanamazdı, bazı yörelerde yasal olarak sokakta tek başına yürümeleri yasaklanabilirdi. bunun gibi bir çok "yasal" haksızlık vardı.
bugüne bir örnek olarak şöyle: benim bir kız arkadaşım var diyelim, cinsel birlikteliğimiz var. bir gün kız arkadaşım ile bir kavga esnasında ayrılıyoruz ve kız arkadaşım bunu yediremiyor. bana "tecavüz" davası açıyor. "erkek arkadaşım zorla bana sahip oldu, ayrıldık sonra" diye bir ifade veriyor. bu saatten sonra beni haksız yere hapse girmekten kurtaracak bir kanun bulunmamaktadır. çünkü türk hukukunda "kadın beyanı esastır" diye bir beyan bulunmaktadır.
şimdi gelelim bugünün çakma feministlerine, hukuk karşısında bu kadar hakka sahipken kalkıp "anarko-feminizm" "emma goldman" okuyarak kendini teeeeee haksızlığa uğradıkları zamanda olduğu gibi savunuyorlar.
saçma. - 6günümüzdeki şeyin feminizm değil misandrizm olduğu kabul edilmeli.