kayıt

doktorların her yerde doktor olduğunu belirtme ihtiyacı duyması

  1. 1
    alakalı alakasız her yerde bir şekilde doktor olduklarına lafı getirmeleridir. yıllarca süren ineklemelerini bu şekilde değerlileştirmeye çalışırlar. ilgiye ihtiyaç duyarlar, bunca eziyet çekmelerine karşılık olarak insanların onlara hayranlık duymasını isterler. eziktirler bu yüzden genelde.
  2. 2
    (bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)
  3. 3
    Ezik olmayan kişilerdir. İnsanların her dönem de mutlaka başı sıkıştığında gidip dertlerine çözüm bulacağı kişilerdir. Kendilerini değerleştirmeye calismazlar nitekim toplumun her kesiminden mutlaka gerekli değeri görürler. Arada sırada da olsa toplumlar da doktorları kiskanmalar olabilir. Madem biz değerli değiliz yahut kendimizi değerlilestirmeye çalışıyoruz niye yüzyıllardır toplum da en çok önem verilen meslek olmuştur. Evet haklısınız inek gibi çalıştık zamanında senin gibi sizler gibi insanları kalbi durup beyin ölümü gerçekleştiği halde tekrar hayata döndürmek için, evet haklısınız bir dişi varlığın çok kolay doğum yapabilmesi için anne olabilmesi için aylarca uykularimizdan olduk. Haklısınız 36 saat deyim yerindeyse it gibi hiç uyumadan gelen hastalarim izi iyileştirmek için sizleri bekledik. Haklısınız oranız buraniz agridiginiz da, bir yakınınız yoğun bakımda yahut ameliyatta iken yakamiza yapışıp ne olursunuz kurtarın diye yalvardiniz bizlere. Bizlere de yazıklar olsun ki sizler bile suan gelseniz sin nefesimize kadar yine de kurtarmaya hayata dondurmeye çalışacağız sizleri..
  4. 4
    (bkz: doktorların kendini avuttuğunu söyleyerek kendini avutmak)
  5. 5
    (bkz: açılın ben doktorum)
  6. 6
    sadece liseden sonra 10 yıl okuyan,gece gündüz çalışan birinin yapması normaldir diye düşünüyorum.
    şahsen ben olsam ışıklı tabela yaptırır kafamda taşırdım.
    çok da yadırgamamak lazım.
  7. 7
    Doktora yapmış kişi bunu vurguluyordur. mesleğini ne kadar sevdiğini bunun üzerinde derin araştırma yapma isteğini göstermek istiyordur belki de. Söylesindir. Bilgiler saçsındır bunun yanında.
  8. 8
    (bkz: doktor civanım ahhh neler istiyor canım)
  9. 9
    yıllarca süren ineklemelerini ve çektikleri eziyetleri sırf bizleri kurtmarmak için yaptığını düşünürler. ama çoğunun asıl amacı paradır, etikettir. nerden mi biliyorum. zamanında en başarılı liselerden birinde okudum ve öss'de derece yaptım, etrafımda da hep niyetlerini bildiğim çalışkan insanlar vardı ve tıpı seçtiler hala da arkadaşlarım hepsi ve yıllar önce mezun olup ihtisaslarını yaptılar şimdi çoğu hocaları ile özelde insanların amına koyuyorlar, parası olmayanın ağzına sıçıyorlar. çok az kısmı da gerçekten isteyerek doktor oldu ve orda burda yaptığı meslekle ilgili hiçbir şekilde hava attıklarını, bunu bir şeyler elde etmek için kullandıklarını görmedim. ama dediğim gibi sayıları %1 falandır bunların. ben ne yaptım, bu mantıktaki çevremin de baskısına rağmen en yüksek tıp fakültesine gidebilecekken gitmedim. tıpı sevmiyordum ve doktor olmanın getireceklerinin hiçbirine de ihtiyacım yoktu, gittim paşalar gibi sevdiğim mesleği okudum ve şu an üniversitede akademisyenim. ve sevdiğim işi yaptığım için orda burda akademisyen olduğumu söyleme ihtiyacı duymuyorum, şayet para ve etiket için yapmış olsaydım buna ihtiyaç duyardım ki her yer öğretim üyesi olduğunu bas bas bağıranlarla dolu. ayrıca sırf akademisyen olduğum için de üniversiteye eğitime gelen öğrencilerim sınavlardan sonra bana yalvardıklarında orda burda bana yalvarıyor bunlar diye hava da atmıyorum. çünkü sevdiğim işi yapıyorum, sevmediği işi yapan ezik sonradan kız ve para görmüş aptallardan olamadım hiçbir zaman.

    edit: bunu belirtmemin sebebi bu tarz insanların sanki başkaları istemiş de doktor olamamış olduklarını düşündükleri içindir. ama aslında hayat seçimlerden ibarettir ve seçimlerin üstünlüğü olmayacağı gibi kimsenin mesleği de başkasınınkinden üstün değildir. herkes mesleğini iyi yaptığı sürece zaten üstündür. mesleğe aşırı anlamlar yüklemek ve mesleğiyle ile değer görmek istemek sadece ezikliktir.
  10. 10
    beyler bu durum istemsiz olarak beni rahatsız ediyor.

    bazı arkadaşlar doktor ile doctor arasındaki ayrımı bilemeyebilir. lütfen.

    bu konuda biraz anlayış.
  11. 11
    çok anormal bir şey değildir. çalışmış başarılı olmuş belirtmek ister tabi.

    asıl problem şu: ben şahsen bundan farklı bir şey yapıp "daha iyi ve üstün" olduğumu, "para görmüş aptallardan olmadığımı" düşünsem ve bu halde rahat etsem bunu belirtme dillendirme ihtiyacı duymam. süper zeki halimle kahvemi koyar sigaramı yakar keyif çatarım. aklıma gelmez "ay dur şunu morartayım da zekamla namım yürüsün" diye.

    ama aynı sebepten bunu da belirtiyor insan.

    belirtin, çuval mısınız tanıtacaksınız kendinizi insanlara ki iletişim kurulsun.
  12. 12
    (bkz: tıp okuyorum o halde nickim doktor olmalı)
  13. 13
    plakalarını 07 DR 34 diye alanları da vardır. onlar daha da çekilmezdir.

    ayrıca maalesef bu da vardır. (bkz: steteskop ve önlükle çekilmiş profil fotoğrafı)
  14. 14
    o doktorlardan biri benim kardeşimin hayatını kurtardı.. yani mesleği ile vesile oldu... bırakınız nasıl istiyorlarsa öyle davransınlar... ayrıca:

    acilde, hastanede, klinikte, sağlık ocağında doktora, hasta bakıcıya, hemşireye saldıranın götüne (bizzat kendi götüne) bir metrelik tıbbiye şemalı şey (hani yılan dolanıyor ya bişeyin etrafında, ooooohh burgulu burgulu) o girsin... yok girsin olmaz, biraz keyfi oldu... sokulsun sokulsun!
  15. 15
    haklı bir ihtiyaçtır.
    6 senelik bir fakülteyi bitirip tus gibi bir sınava girseydim ben de aynısını yapardım.
  16. 16
    tamamen olmsa da, dişe dokunur bir yüzdeyle denebilir ki tanrı kompleksi hasebincedir. dikdatörlerde de bu kompleks vardır.***

    hatta dikdatörlerin kendilerine/düşüncelerine uygun selamla sistemi, giyim kuşam/yaşam tasarısı getirme/dayatma çabası da bundandır denebilir. esasında kompleks demek durumu tam açıklamıyor da olabilir, emin değilim. fakat düşüncem o ki, herkeste bulunur bu durum, ancak şartlar gereği kimilerinde daha çok bulunur yahut şartların uygunluğu gereği daha çok belli eder/gösterir kendini.

    irvin yalom'un varoluşçu psikoterapi kitabında ölüm ve psikopatoloji bölümünde yer alan ''ölüme karşı iki temel savunma'' alt bölümünden 2.si olan nihai kurtarıcı'Da* yer alan şu cümleler, bu durumu çok, çok güzel özetliyor:

    ''kurtarıcı rolü için en açık aday genellikle dokturdur; hasta-doktor ilişkisi yüklü ve karmaşık hale gelir. Kısmen, kurtarıcı kaftanı hastanın inanma arzusu tarafından doktorun üzerine geçirilir; kısmen de doktorun kendisi bu kaftanı memnuniyetle giyer, çünkü tanrıyı oynamak doktorun kişisel özel olmaya dair inancını artırma yöntemidir. her iki şekilde de sonuç aynıdır: doktor hayattan daha büyük hale gelir ve hastanın ona karşı tutumu mantıksız derecede itaatkardır. yaygın bir şekilde görülür ki, ölümcül hastalığı olan hsatalar doktorlarını kızdırmaktan ya da hayal kırıklığına uğratmaktan korkarlar; bu hastalar doktorun zamanını aldıkları için özür dilerler ve doktorun varlığıyla o derece telaşlanırlar ki, daha önceden hazırlarıkları soruları sormayı unuturlar.(bazı hastalar bu problemle başa çıkmak için doktora sorulacak soru listesi hazırlarlar).''

    bu cümlelerden biri olan ''ölümcül hastalığı olan hsatalar doktorlarını kızdırmaktan ya da hayal kırıklığına uğratmaktan korkarlar'' cümlesi, aklıma direkt/hemen ağır yaşamlar adlı programdaki aşırı kilonun bir sonucu olarak ölümle karşılaşma ihtimali olan hastaların doktor nowzaradan'a yaklaşımını getirdi.