1
birkaç yıl önce yazdığım metnin başlığı. şöyledir:
bazıları; kendilerini tanımak için yaşadıkları ülkeyi, dünyayı, çağı tanımaları gerektiğini düşünür. kendilerini bir bütünün parçası gibi gördüklerinden nerede durduklarını anlamak için etraflarına bakınırlar. gördüklerinden yola çıkarak kendilerine ulaşır ya da kaybederler. sonuç değişmez; kendini bulan da kaybeden de sonuçta benliğinin farkına varır: bulduğu ya da kaybettiği şeyin anlamına ulaşır. bir şeyin anlamına sahipseniz ona sahip olmanız gerekir mi? ne demek istediğim anlaşılsın istiyorum: elmanın tadına sahipseniz, elmaya sahip olmanız gerekir mi? elma olmadan onun tadına sahip olamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?
başka bazılarıysa kendilerini tanımaya ihtiyaç duymazlar. merak edilecek, sınırları tespit edilecek bir alan değildir kendi varlıkları, kendilerini avuçlarının içi gibi bildiklerini sanırlar. aynaya bakınca gördükleri ile başkalarının kendilerine baktığında gördükleri görüntü aynıdır onlara bakılırsa. büyük hata. aynadakini sadece aynaya bakan görür. çoğu zaman görmez bile; sadece bildiği bir şeyin orada olup olmadığını sınamak için dikilir aynanın karşısına;
onlar yaşadıkları ülkeyi, çağı, dünyayı tanımak isterler, sanki kendilerinin nasıl biri olduğunu iyi bilmektedirler, ama sonunda, en sonunda tüm bunlardan yola çıkarak kendilerine, tanımadıkları kendilerine gelirler.
her iki sınıfa da dahil değildim. kendimi tanımak değil sadece yaşamak istiyordum. tanımak istediğim sizdiniz. sizi tanımak için kendimi tanıtmanın uygun bir yol olduğunu düşündüm. size kendimden bahsedersem siz de bana kendinizden bahsedecektiniz. böylece tanışacaktık. neden bilmiyorum. sadece benim anlatmamı istediniz bir yerden sonra. oysa siz anlattıkça anlatacaktım. siz anlatın diye anlatıyordum. dikkatinizi çekmek istediğim şey kendi varlığım değil, kendi varlığınızdı. anlattıklarıma bakıp beni değil kendinizi fark edip kendinizi anlatmalıydınız. ben size muhtaçtım. sizi sadece bir okuyucu olarak görmüyordum. sizi okuyucu kılan şeyin içinizdeki yazma isteği olduğundan emindim.
kayda değer biri olmadığım her halimden belli. görünüşe bakılırsa başarılı biri sayılmam için hiçbir sebep yok. parlak hiçbir şeye sahip olmadığım için parlak hayallerim var, gerçeği solgunlaştıran sadece bu.
2.3.2012/ 02:58
↑