kayıt

türkiye'de sinema sektörünün gelişememesi

  1. 1
    ülkemiz adına acı bir gerçek.aslında insanımız sinemayı seviyor ilgi de gösteriyor fakat yönetmenler bu konuda bizim görüşlerimizi pek umursamıyor gibime geliyor.

    kendimce gelişmeye neden olan faktörleri biraraya getirdim.bunlar gerçekleşirse sinema gelişir mi tabiki tamamıyla evet diyemeyiz ama yine de evrensel filmler yapılabilir.

    1) maddi tutarsızlık

    evet bence en önemli konu bu.yönetmenler ve bilhassa senaristler bu konuda hiç taviz vermiyor.elin oğlu uçaktan challenger atadursun biz bir şahini uçurumdan yuvarlayamayalım.

    2) teknolojik yetersizlikler

    bakış açısına göre farklı yorumlanabilecek konu aslında ama yine de değineceğim.gravity filmine harcanan bütçeyi duymuşsunuzdur sanırım.yine de duymayanlar için söyleyeyim.100 milyon $.şaka gibi değil mi?türkiye bu parayı uzay bilimleri için bile harcamıyor.belki maddi boyuttan farklı enternasyonel tepkiler çıkabilir ama ben orasına karışmam.yüzeysel boyuttan bakarım.yine de bizim türk sineması için bile bu kadar bütçemiz bulunmuyor maalesef ki.

    3) özgüven eksikliği

    her yapımcı, yönetmen, senarist kendi açısından ülkesinde tarih yazmak ister fakat bu iş risk almadan olur mu? tabiki de olmaz.bizimkiler de hiç risk almıyor.gerçekten hiç risk almıyor.ben bu malzemeyi vereyim izleyiciye 3-5 kazanayım devran dönsün yeter mantığıyla hareket ediyoruz.

    4) personel azlığı

    baktığınızda oyuncu kadromuz geniş ve yetenekli gibi dursa da teknik personel açısından savaş bozgunu durumundayız.tabi bunlarda eğitim sisteminin de yanlışları var ama bu şimdilik diğer maddelere göre önüne geçilebilmesi en kolay öncül.

    5) seyircinin durumdan memnun hali

    sinemalarımız her ne kadar dolmuyor gibi gözükse de en dandik filmlere bile 100 bin izleyici muhakkak katılıyor.15 liradan bir bilet hesap etsek dahi yönetmen kendi payını alıp kenara çekiliyor.izleyici de masum tabi, film yok mecburen vizyondaki dar filmlere gidecek, benim yaş grubumun ve benim gibi düşünenlerin çoğu ise yabancı filmlere gidiyor bu devran da böylece bir şekilde dönmüş oluyor.

    6) kurgu yetersizliği

    bu konuyu açtığınızda ''komedi filminde kurgu aranmaz'' mottosuyla karşılaşabilirsiniz.bu bile kurgu yetersizliğine örnektir. başka tür mü kalmadı kardeşim? neden hep komedi? seyirci artık doyuyor farkında değilsiniz.bunun önüne de bu protesto geçecek.eminim.

    son olarak film gişelerine bakalım.liderlik 3 haftalık vizyonuyla 165 bin izleyiciyle osman pazarlama (link: boxofficeturkiye.com/... : box office türkiye) iken amerika gişelerine de böyle bakalım (link: www.boxofficemojo.com/... : box office)

    velhasıl kelam dönmez bu devran sayın sinema yetkilileri.izleyiciden tonlarla para alıp kurgusuz, mentalsiz, görüntü netsizliği ve sinemalarla yaptığınız reklam işbirliği ile dönmez bu devran.bir gün birisi gelir yapar kralından bir film o zaman görürsünüz gişeyi.
  2. 2
    özetliyorum, sanatın ve türk insanının sosyo kültürel eksikliğinden kaynaklanıyor.
  3. 3
    samimiyazar82nin cevaplamasını beklediğim hede.

    benim naçizane görüşüm arz- talep doğrultusunda hareket etmesindendir. müşteri bunu istiyor ben de müşteriye bunu veriyorum deniliyor.
  4. 4
    türkiye'de porno sektörünün gelişmemesinin sebepleri ile paralellik gösterdiğini düşünüyorum.
  5. 5
    aslında sektörün gelişmek istemediğinden kaynaklı bir durum olduğunu düşünüyorum. çünkü adamlar çok ucuza bir film çıkartıp, yine kendi çapında türkiyede büyük paralar kazabiliyorlar. örneğin recep ivedik'in bu kadar bayıla bayıla izlendiği bir ülkede adam neden gidip 20 milyon dolarlık film çekip hem uğraşsın hem de masrafa girsin. hayatımızın her noktasında olduğu gibi, sinema sektöründe de günü kurtarma psikolojisi ile devam ettiğimiz sürece, leş filmler gişe rekorları kırmaya devam ettiği sürece sinema sektörü gelişemez, gelişmekte istemez.
  6. 6
    Kesinlikle arz-talep meselesidir.recep ivedik türevi filmler bu denli izleniyorken yönetmenler de bu tarzda filmler yapıyor (maddiyat,kendini tanıtma çabası vs sonucunda)
    Ve evet biz de izliyoruz.
    Bu böyle devam eder gibime geliyor
  7. 7
    küfrün komik gibi gelmesi. abi en beğenilen cem yılmaz filmlerinde bile takip edin, küfür varsa millet coşuyor, kırılıyor gülmekten vs. şaka gibi bir izleyici var yani sadece yapıma ve yapımcılara atmamak lazım suçu. talep ne ise arzını da o şekilde gerçekleştiriyorlar.
  8. 8
    içinde olmadığım için sektörü bilemeyeceğim şahsen. bilmem de imkansız.

    ama türk filmlerine haksızlık edildiği kanısındayım. gayet güzel filmler de çıkıyor.
  9. 9
    ayrıca şöyle bir durum da söz konusudur.

    türkiye'de son yıllarda güzel kadın ve yakışıklı oyuncu yetiştirmekte. bunda artan oyunculuk kurslarının katkısı çok büyük. fakat hep aynı tip oyunculuk görüyoruz. alaylı-okullu tartışması açmak değil derdim sadece yaratıcı drama konusunda yetkin olmayan drama oynamaya çalışan bir nesil var.

    karakter oyuncumuz yok denecek kadar az. sürekli salon erkeği imajlı aktör ya da aktrist yetiştirmemizin yanında senarist açlığı da dikkat çekiyor.

    bu sadece bizde bir problem değil. bağımsız sinemayı çıkartırsak bütün dünyada bu yaratım sıkıntısı göze çarpıyor. sürekli eski filmleri tekrar çekme yarışı var ve yaşanmış hayat hikayeleri...

    bu kadar yaratım sıkıntısının olduğu bir ülkede bu durum daha da büyük problem. edebi açıdan adeta aç olan bir ülkede zaten büyük beklentilere girmek de biraz kendimizi kandırmaca oluyor maalesef.
  10. 10
    Bekleyin 5-10 yıla halledeceğiz.
  11. 11
    Tek dersten kalan öğrenci senin için yazıyorum bu başlığa...
    iglosuzeskimo saygıyla önünde eğiliyorum.

    Türkiye'deki döngü baştan bellidir ve çarkın dişlileri hep aynı yöne döner. Bu şu demektir; eğer sıradışı ve farklı bir film yaparsanız izleyici sayısı az olur çünkü halk basit filmleri sever. Basir bir kurgu ve basit bir hikaye olmalı. Bu biraz da eğitim seviyesine ve kaliteli yaşama bağlıdır. Türk insanları genellikle kafa yoran hikayeleri sevmezler. Sinemada gülüp eğlenmek isterler. Tabi artık filmlerdeki komedi kaba komediye kaydı. Yeşilçam'daki durum komedisi şimdilerde yok ne yazık ki...
    Seyirci ne isterse o oluyor, olmazsa zaten sinemamız tamamen batar. Geçmişi değiştirmek mümkün olmadığı için bu durum aynen böyle devam edecek. Ne demişler "balık baştan kokar!" Ah bir de Hollywood gibi ekonomimiz sağlam olsa belki daha kaliteli projelere imza atacağız ama onu yapmamız için de iyi bir eğitim şart.
    Bu başlık aslında benim tez konumdu lakin yapmaktan vazgeçtim. Herneyse deyip devam ediyorum açıklamaya... Aslında kafa yapısı da çok önemli kafa yapımız değişmedikçe sinema Türkiye'de gelişmez. Sinema adına doğru düzgün işleyen bir kurumumuz bile yok.
    Zeki insanlar Türkiye'de pek sevilmiyor, sanat Türkiye'de işlemiyor. Önce toplum düzenimiz değişmeli ki, sıra sinemamıza gelsin. Düşünüş biçimimizi değiştirmediğimiz, at gözlükleriyle baktığımız sürece herhangi bir yenilik olmayacaktır.
    Eğitim seviyesi düşük bir ülkede nasıl iyi bir sinema yapılır ki? Kim izler? Cevap: azınlık...
    Yeşilçam farklıydı çünkü o zaman insanlara saygı vardı şimdi birbirimiz yüzünü görmez olduk. Samimiyet öldü asıl sorun bu işte!
    Nerede o güzelim Ertem Eğilmez filmleri...
    Gülen Gözler, Banker Bilo, Köyden İndim Şehire, Arabesk, Neşeli Günler, Süt Kardeşler vs...
    Şu ara Yeşilçam'a dönüş var çünkü artık üretim yok, eskilerden ilham alarak geçmişi günümüze uyarlamaya çalışıyorlar ama olmuyor. Olamaz ki, her şey zamanında güzeldir. Çiçek dalında güzeldir, onu kopardınız mı dalından çiçek ölür.
    Günümüzün insanlarının en sevdikleri şey bel altı espriler, ne kadar vahim ya! Filmler toplum yapımızın resmini çekiyor ve bizlere yansıtıyor, kendi gerçeklerimizle yüzleşmiş oluyoruz böylece... Gül, eğlen ve tüket. Alın size kapitalizm!
    Halbuki üzerinde saatlerce düşünüp tartışsak hiç fena olmaz. Günün stresini atalım gitsin diyen o kadar çok insan var ki... Sinema sadece bir eğlence aracı olmuş artık, bir sanat değil!
  12. 12
    recep ivedik'in gişe rekoru kıran yerde neyin gelişmeni bekliyorsunuz? mesele sinema sektörü değil mesele arz-talep.