1
Cemreler dökerken kendini suya toprağa hiç korkmuyor "Kucak açmaz doğa bana." diye. "Düşerim yere." diye.
İçimi döksem havaya toplar mı posta güvercinleri sırlarımı? Kapatır mı zarfı sıkı sıkı toprağın askeri karıncalar?
Bahar gelmiş, polen dökmüş içini balkon demirlerime, nasıl saklanmış kendi sarısına, kıvrılmış kendi yarasına. Hangi çiçekten koptu da betona serildi narin varlığı nereden bilelim..
Ortalık yıkık dökük kalıyor ben anlatınca. Kuşlar da yok zaten bu ülkede, çatının tepesine çöreklenmiş kargalar ne kavgalara tutuşturuyor beni. Ben yazıyorum, bilye gibi saçılıyor ortalığa herr şeyy.. Birini toplasam eksik kalanlar delil kalıyor birilerine bu dünyada.
Senin içini kim toplar? Topları hep bana attılar..
A1071
2
türk çocuktur yaşamaz babasız,
karanlıkta kılavuzsuz, lambasız.
artık çiftlik değildir memleket,
malikane yazılmaz taşında,
tepesinde kahramanlar olunca.
bu memleket daim gitmez ileri,
ilk sırayı aristıklar dolunca,
paslı kalmış kalbindeki cevheri.
tutun kızlar tutun birleşsin eller,
çalın sazlar çalın kırılsın teller,
dönün kızlar dönün kıvrılsın beller,
uzun siyah saçlar tel tel dökülsün!
3
seni bulmakdan önce aramak isterim
seni sevmekten önce anlamak isterim
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep hep yeniden başlamak isterim
(bkz: özdemir asaf)
4
(link: www.youtube.com/... : atilla ilhan-aysel git başımdan)
5
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
(bkz: turgut uyar)
6
sen gidince şahlanıyor içimde yağız atlar,
sana sevdanın yolları bana toynaklar.
ne caddeler seni bana getirir ne de sokaklar,
sana sevdanın yolları bana toynaklar...
geri dönmen için anam yatırlara çaput bağlar,
sana sevdanın yolları, bana toynaklar.
Bence güzel.
8
Yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
Yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek
yürümek...
Yürümek;
yürekten gülerekten
yürümek...
(bkz: Nazım Hikmet RAN )
9
Bağda gülden bahseden yanağını kasdeder
Serviden söz açanlar endamını kasdeder
Dilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad
Aşık aşkın derdi ile dermanını kasdeder
Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya
Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder
Yıldızlardan yücedir gözyaşı eşiğinde
Bu bulutlar ahımın dumanını kasdeder
Ey Avni beyti bozma bahsi ağyar eyleyip
Şiir o ki sadece cananını kasdeder
Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya
Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder
Gözümden akan yaş mıdır kan mıdır
Lebun yadına lal-u mercan mıdır
Gönülde ne var ise faş etti göz
Seni sevdiğim yar pinhan mıdır
Gözüm ile derya nice bahseder
Gözüm gibi ol gevher efşan mıdır
Gönül ızdırap ile oldu helak
Gelin görün ol afeti can mıdır
Demiş Avni’ye ben cefa etmezem
Ona cevreden yoksa devran mıdır
Avnî
10
Sevgilim,
yetimim benim,
aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken
kapılar kapalı, dünya buzlu cam
uyuşmuş gözlerimin önünde
hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
ikimizin yerine dinliyorum
sevdiğin şarkıları
siyah tişörtünü giyiyorum yatarken
gömleklerini, kazaklarını, kokunu
senin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurken
gün boyu elimde kahve fincanı
kapıyı açmıyorum
telefonlara çıkmıyorum
başını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların
Sevgilim,
yetimim benim,
nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayata
öldüğünden haberi yok fotoğraflarının
Murathan Mungan
11
har içinde biten gonca güle minnet eylemem
arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem
sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem
bir acaip derde düştüm herkes gider karına
bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
rızkımı veren hüda'dır, kula minnet eylemem
oy nesimi, can nesimi ol gani mihman iken
yarın şefaatlarım ahmed-i muhtar iken
cümlenin rızkını veren ol gani settar iken
yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem..
12
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Dipce: Konçuy göktürkçe' de prenses demektir. Atsız Ata davasına olduğu gibi aşkına da sımsıkı sarılabilmiş çok büyük şair, yazar ve Türkologtur.
13
Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Cahit Zarifoğlu
14
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca yanmaz ocak
Amınıza girsin bu bacak
Anelistler beni hatırlasın..
15
biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
oysa ki seninle güzel olmak var
örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı; şu kadarcık kalıyor.
sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele.
görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
birleşiyoruz sessizce.
edip cansever
16
Usta be!
Barış ne zaman gelir?
Mesela kaç kundaklık bebe ölse yeter?
Kaç yıldız düşse saçlarına annelerin
Bir özgürlük eder?
Vatan kaç kez sağolsa;
Savaş bir kez ölür?
(bkz: Cahit coşkun )
17
Senden ayrılıp sonra
Kavuşunca bu büyük güne
Gördüm, görmeye başlayınca
Herkesi neşe içinde.
Ve o akşam vaktinden beri
Bilirsin ya, hangisi
Dudaklarım daha bir güzel
Ve ayaklarım daha bir çevik şimdi.
Daha yeşil ağaçlar dallar ve çimen,
Duyumsayınca böyle
Ve su daha hoş serin
Üstüme dökününce.
(bkz: bertolt brecht)
18
Belki bir gün güler belki bir gün bende ağlarım, Yok
Belki başım döner bende mutluluktan ağlarım, Yok
Anlatırım. Belki anlamazlar.
Her satırda konuk oyuncu, Gelip yaramı sarmasan da, Yok
Başka Çarem yok...
(bkz: burak kaya)
19
Soru.. Onlarca soru..
Binlerce ihtimalin içinde, bul doğru yolu,
Şimdi yorul.. Şimdi otur köşeye soluklan,
Başkasının olmak yerine, ölsen, öyle somurtmam.
(bkz: burak kaya)
20
Sesin işler gibi bir şûh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken
Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi
Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış bûsem
Toplanır leblerime bir gece dalgın dursan
Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
Genç eder ufkumu hülyâlarımın genç kokusu
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerede
Çehremi varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam
Gençliğin böyle benimken kocamam hiç kocamam
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun
Cenap Şahabettin-senin için
21
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bune bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
*
22
sendin tüm meselem dostum sırtımı kesele,
sırtımda izleri var kaç kuruş girdi kesene?
aşk kabuklarıyla meşeye yazdı adını yeniden.
yandı tüm örtümüz, ormanlarımı geri ver...
başka biri var yerimde, savurdun seher yeliyle,
tatlı bir acı hissettim hayallerimi geri ver.
üşüdüm anne kalbim açık fayda nerede be!
umutlarımı almam lazım söz verdim kendime...
23
dudaklarımdan bal dökülür, dudakların bir bal küpüydü,
bir yanım eksik yazıyorum amma bir yanım önüme döküldü.
toplayamadım bir parçam eksik, seni ben koklayamadım.
ölümüm yakınmış geç kaldım, saati erken kuramadım.
garip bir duyguydu, zamanla unuturum derken,
birisi gözlerimi oyarsa korkarım seni görememekten!
yüzüne değememekten, elini tutamamaktan,
mahrum etme yarabbim geçir bizi aynı elekten...
24
yüzünü güneş sanıp döndüm,
bi baktım ayaz kış yüzüm,
bıçaklarıyla sonbaharlar bırakmış.
yüzümde çizgiler tüm hatıralarından bir nakış,
ben bir gönül terzisiyim kendi söküklerime kalmışım...
25
merhaba her bir şeyim, ben hiç bir şeyin!
ben hiç bir şeyden korkmadığın o lanet şehir.
sen boğulup ölmekten korktuğum o rengarenk deniz,
aşk bazen batırmak istediğim o rutubetli gemi.
↑