kayıt

ali lidar

  1. 1
    alengirli şiirin şairi.

    tesirli tesirsiz parçaları var onlarca.

    lidar-kkyy.blogspot.com/...
  2. 2
    Orijinal şiirlerin modern üstadıdır benim gözümde kendisi.
    Hani böyle bir şiirin bir satırı vardır aklınızda , belki tamamını bilmezsiniz ama o bir satırı da asla unutmazsınız ya ..
    Bu adam şiir yazınca mutlaka bir kaç satırı çıkmıyor aklımdan ..
    İşte onlardan bir tanesi :


    Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
    Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
    Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
    Hepsi ağzıma sıçtı..
  3. 3
    ağlamaklı şiir'i ah muhsin'in sanılan şair. severiz.

    "adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde
    yalnız olsam çok ağlardım ama annem
    bakıyordu
    otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime
    anne dedim, haydi koy da çay içelim..."
  4. 4
    ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
    her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
    seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
    ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
    içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
    ben seni severim sevmesine de
    iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim.
  5. 5
    kendini eskişehirin dükü ilan etmiş içten bir yazar, şairdir. postmodern şiirde iyidir hoştur. yenilerde tesirsiz parçalar adında bir kitabı çıkmıştır. ancak tatmin etmişmidir orası tartışılır
  6. 6
    kendi sesinden alengirli şiir:

    www.youtube.com/...
  7. 7
    'efendi' grubunun 'unutmak' adlı parçasının klibinde boy göstermiş şahıs.
    www.youtube.com/...
  8. 8
    böyle görüp de sarılmak istediğiniz adamlar var mı sizin de bilmem ama benim için tam manasıyla gördüğümde sarılmak istediğim adamdır.

    'kafama dayadığım şeffaf bir silahla oturuyorum. kimsenin haberi yok, herkes saçlarımla oynuyorum zannediyor. herkes saçlarımla oynuyorum zannediyor, ben horozu indirip kaldırıyorum indirip kaldırıyorum indirip kaldırıyorum.' cümlelerini ilk okuduğumda pek etkilenmemiştim. çok sonra, tam da öyle bi ruh hali içerisinde olduğumun farkında olduğum bi an aklıma geldi o söyledikleri. yuh dedim. yuh bana. nasıl anlamamışım. ali lidar canımdır. canım ali lidardır.
  9. 9
    "sonra özlüyorsun işte. onunla çok şey de yaşamış olsan, henüz neredeyse hiçbir şey yaşamamış da olsan, bir gün önce de görsen, hiç görmemiş de olsan, çörekleniyor içine o melun his. tarifi zor. hani anlatmaya üşeniyorum derim ya ben bazen. aslında o gerçek bir üşenme değil. ne kadar uğraşırsam uğraşayım anlatamayacağımı bildiğimden, kendi kendime uydurduğum bir savunma mekanizması sadece."
  10. 10
    öğrencisi olmak istediğim felsefe öğretmeni. cumhurbaşkanlığı seçiminde iki oy alarak gönüllerimizin dükü olmuş adam.
    çoğu zaman öyle şeyler yazıyor ki aynı kaderi paylaşan insanların çokluğuna inanıyorum.

    "zamanı nasıl kullanacağımız konusunda bile anlaşamazdık
    sen arada uyanırdın, ben ara sıra uyurdum.
    sıfır ortak noktadan kocaman bir aşk yaratan biz,
    biz nasıl bu hale geldik hiçbir fikrim yok.
    güzel laflar etmediğimden şikayet ederdin ya hep,
    ben şimdi seninleyken sevmediğim şeyleri bile özledim."

    "doğal gaz faturasının üstündeki maliye bakanlığı logosunu sana benzettiğimde delirdiğimi anladım. ve biraz içim rahatladı. artık kimse bir şey yapamazdı bana, kimse üzemez, kimse zarar veremezdi. kanunun ve tanrının verdiği yeni yetkiye dayanarak bağıra bağıra sevebilirdim artık seni. çünkü deliler ve çocuklar her ne halt ederlerse etsinler bir şekilde bağışlanırlardı ve ben artık çocukluk trenini çoktan kaçırdım diye hayıflanmayacaktım... ben kurtulmuştum, gerisini onlar düşünsün diye mırıldanarak dolaptan bir ice tea mango aldım. akıllı zamanlarımda ice tea şeftali içerdim ama artık delirdiğim için doğal olarak saçma sapan şeyler yapmam gerekirdi, dolaptaki en saçma içecek de ice tea mangoydu. bir elimde içecek kutusu, diğerinde doğalgaz faturası on dakika kadar odada dolaştım ve içimden en sevdiğim ferdi tayfur şarkısı yarışması yaptım. birinciliği allahım sen bilirsin aldı. çünkü ben de artık ferdi baba gibi her şeyi ona havale etmiştim..."


    hayatım boyunca hep bir abim olsun istedim de hani kafamdaki abi profiline en uygun olanı kendisi sanırım. beraber eğlenebildiğiniz insanlarla daha büyük samimiyet kuruyorsunuz sanırım o yüzden ali abi benim için hep özeldir. gece vakti arada ne kadar uzaklık olursa olsun konuşunca kahkaha atabildiğim nadir insanlardandır. kaderleri ortak noktada kesişen insanlar var ya onların sesini büyük kitlelere duyurabilen kaderleri kesişen insanları bir noktada toplayabilen bir insan kendisi. bir kere bile ters konuştuğunu moral bozduğunu görmedim. aksine yazdıklarını okurken kafamdakileri yazdığı için o kadar mutlu oluyorum ki. insan bazı şeyleri tek başına yaşamadığını fark edince ne bileyim garip bir mutluluk oluyor içinde. tesirsiz parçalar'ını 12 eylül'de yayınladığı için çok mutlu oldum. benim için özel bir günde böyle özel bir kitap iyi oldu açıkçası ama ruh halim okumama izin verene kadar baya geçmiş. okuduktan sonra detaylı yorum yapacağım inşallah.
  11. 11
    "Müslümanların bir kısmı, özellikle de zengin olan kısmı Allah’tan gittikçe uzaklaşıyor. Kabe’ye ve civarına bakın mesela. Bilgisayarınızın arama motorunu açın ve görsellerde arayın. Gördünüz mü? Sahabe bu manzarayı görse alayımıza kılıçla saldırırdı herhalde böyle mi sahip çıktınız oğlum Allah’ın emanetine diye. Kabe cahiliye devrinde putlarla doluyken bile bu kadar kirli değildi. Babil Kulesi’ni andıran dev gökdelenlerle çevrili Beytullah, görgüsüz, şımarık zenginlerin gecede on bin dolar verip kaldığı otel odalarına fon olmuş durumda. Petrolden gelen ölçüsüz paranın manyaklaştırdığı Katarlı, Bahreynli, BAE’li, Suudi Arabistanlı binlerce insan altın musluklu odalarda Kabe’yi seyredip zemzem yudumluyor ve bunun adına ibadet diyorlar. Bu mu hacc’ın ruhu? Durumu müsait olan inananlara farz kılınan ibadet bu mu? Suriye’de, Somali’de, Doğu Türkistan’da ve pek çok yerde milyonlarca insan açlığın ve zulmün pençesinde inlerken Business Class uçup, kendilerine özel umre partileri organize eden görgüsüz güruh bunun hesabını Allah’a nasıl verecek? O parayı Cannes’de ya da Vegas’ta falan harcasalar daha iyi lan! En azından ölçüsüzlüklerine Allah’ı karıştırmamış olurlar.

    Aslında her daim gözümüzün önünde olan görgüsüzlük ve izansızlık ramazanlarda daha bir can yakıcı oluyor. Sabah bir otelin iftar menüsü geçti elime. Üşenmedim saydım, tam yirmi altı parça var listede. Adamların başlangıç dediği ve çorbadan önce sundukları iftariyeliklerle bile dört kişilik bir aile doyar. Çorbası ara sıcağı ana yemeği pilavı tatlısı… Fiyatı da kişi başı 75 TL. Yuh ulan diye isyan edesi geliyor insanın. Çünkü o sofralardaki pek çok insan ay sonunda şöyle bir hesap yapacak. Fitre matematiği…

    “Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu yılki fıtır sadakası miktarı 11.5 TL olarak belirledi. 2015 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2016 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan süre için, ülkedeki sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulunduran Din İşleri Yüksek Kurulu, en düşük sadaka-i fıtır miktarını 11.5 TL olarak tespit etti.”

    Bir öğün yemeğe 75 TL verip sonra da ihtiyaç sahiplerine 11.5 TL ödeyerek bir emri yerine getirdiğini zannetmenin yalancı huzurundan korusun rabbim hepimizi."

    yazarak gönlümü tekrar fetheden kıvırcık dük.
  12. 12
    rakıyı pek bi seven, göt olup masadan kalkamayan zat-ı muhterem.
  13. 13
    Eskişehir'li yazarların daha bir iyi bildiğini umduğum yazar. Ben bu adamın kitaplarını sevemedim. En iyisi sosyal paylaşım sitelerinde paylaşım yapsın..
  14. 14
    258 dile çevrilmiş küçük prens'i koleksiyon yapan insan. elimde tayca dilinde küçük prens olduğunu söylediğimde koskoca adam çocuk gibi sevindi lan elini ayağını nereye koyacağını bilemedi. lokum gibi insandır.
  15. 15
    Ben senı severım sevmesınede toplum buna alışık degıl dıyen abimiz yolda görsem kolundan tutup yüru abi cay icecez derim
  16. 16
    Kitabın kapağında ki sözlerden etkilenerek Z raporu kitabını an itibari ile sipariş verdiğim yazar.
    ''Bir şeyi gerçekten çok seviyorsan başka çaren yoktur da ondan seviyorsundur.''
  17. 17
    Z Raporu adlı kitabını alıp da bir türlü okumadığım kitabın yazarıdır.

  18. 18
    çok büyük hevesle kitabını aldığım lakin bir türlü samimiyetine inanmadığım yazar. böyle kitaplarında "çocuk mu kandırıyorsun sen?" denilen yerler var. neyse ben şu kitabı bi bitireyim de editlerim.
  19. 19
    "okul dergisi gibi olmayan okul dergisi" çıkaran adam.
    derginin kapağında at ve içinde birçok şair/yazar var, ne güzel.

    "Bin yıl düşünsem bu kadar güzel tarif edemezdim yüzünü. Tarık abi bir cümlede benim yerime tarif edivermiş. “Biraz evvel ağlamış kadınların yüzü..”
    Yüzlerimizi oluşturan organlar hepimizde aynıdır. Hepsi aynı yerde durur hep. Gözler, dudaklar, burun, kulaklar, çene… Ama ilahi dokunuştan mı ne, aynı şeyler, aynı yerde bambaşka şekillere girerler. O yüzden de aslında kimse kimseye benzemez. Özellikle kadınlar. İkiz olsalar bile…
    “Bazı kadınların yüzü, ağır bir hikayenin yaşandığı sokaklar gibidir. Bir Metin Kaçan hikayesinin sokakları gibi darmadağın, acıtıcı, insanı nefessiz bırakan. Kalbiyle bakmayı bilen herkes, o sokakların her bir tarafına sinmiş keskin kokulu hüzünleri fark eder.”
    Ah be Tarık abi. Benim gözümle, benim beynimle, benim kalbimle mi gördün ki?
    “Bazı kadınların yüzü, birazdan buralara yağmur yağacak yüzüdür. Bazı kadınların yüzü, bir kez olsun gerçekten gidenler, dönmek isteseler de dönemezler yüzüdür. Bazı kadınların yüzü, ben gitmek istesem de beni bırakma yüzüdür…”
    Canımın içi Tarık abi. Bi denk gelsek de iki bardak çay içip senin yüzünü anlatsa bana. Çünkü ben senin yüzüne her baktığımda dilim lal, sesim içime kaçık, kelimelerim.manasız ve aptal. Yüzün… Ne güzel… "

    seviniz, güzel adamdır vesselam.
  20. 20
    Edebiyat bu değil dedirten şairimsi. Kardeşim ismet özel oku ne bileyim illa genç yazar diyorsan raşit ulaş oku.
  21. 21
    bir kaç gün evvel z raporu adlı kitabını bitirdim, ne güzel kitaptı o öyle..

    normalde türk edebiyatından pek haz etmeyen ben bile bazı dizelerini okurken irkildim, tüylerim diken diken oldu.. hatta ağlıyordum lan az daha, o duyguyu hissettim çünkü. bir şekilde kendi yaşadıklarımla bağdaştırabildim yazdıklarını.

    velhasıl, güzel adam vesselam.
  22. 22
    doğalgaz faturasının üstündeki maliye bakanlığı logosunu sana benzettiğimde delirdiğimi anladım. ve biraz içim rahatladı. artık kimse bir şey yapamazdı bana, kimse üzemez,kimse zarar veremezdi. kanunun ve tanrının verdiği yeni yetkiye dayanarak bağıra bağıra sevebilirdim artık seni. çünkü deliler ve çocuklar her ne halt ederlerse etsinler bir şekilde bağışlanırlardı. ve ben çocukluk trenini çoktan kaçırdım diye hayıflanmayacaktım.
    ben kurtulmuştum.

    (bkz: filinta)
  23. 23
    Kendisi ile yapılan bir röportajı okumak için buraya tıklayabileceğiniz şair.
  24. 24
    birçok eski yazar ve şair ile aynı dönemde yaşayamamış olmak beni hüzünlendiriyordu.
    fakat ali lidar ile aynı dönemlerde var olmak ve taze taze okuyabilmek hüznümü bir kenara kaldırmama sebep oldu. :)
  25. 25
    www.exkutupsozluk.com/...

    (bkz: tesirsiz parçalar)