kayıt

birhan keskin

  1. 1
    1963 doğumlu türk şair.
  2. 2
    birlikte bir masala inanmak istedim
    ben seninle, sadece bu.
  3. 3
    "aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir
    ben bir divan şairi değilim ki sevgilim
    sana bercesteler düzeyim
    yine de giderayak, gözlerine, ellerine, ayaklarına
    tutulmuşluğumu herkes bilsin isterim."
  4. 4
    Aşktın sen, çimene düşmüş ışık,
    ağrıda gizli sözümdün.
    Bu yüzden parçalanarak yaşlanıyorum ben
    bu yüzsüz çağda, sen içimde duruyorsun büsbütün.

    Ah Felice, söksene beni çölden
    Gün uzun rüzgâr dip fena öğlen.

    Uykusuz gözlerimde ağrıdı çöl bunca zaman
    Taş çatladı, devrildi günün yeli de
    Çıkmadım senin yokluğundan.

    Çıkacak bir düzlüğü yok ki hayatın
    Bulmadım anne serinliğinde bir iklim
    Varsa yolumda biri, gelsin yırtsın gömleğim.

    Bir mucizeye uyandırmadı beni çağ
    ve hatıra değil artık hatıra.

    Ah Felice,
    ben senin yokluğuna mıhlandım,
    haricimde dönüyor
    dönüyorsa dünya.
  5. 5
    dünya soğur, akşam serinlerken,
    benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
    kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
    ve işte en geniş cümlem:

    içimi açtım sana.
    içini açmak için.
  6. 6
    şimdi yalnızca can sıkıntısı
    her
    yer:
    gece yarısı.
  7. 7
    kadını dalga sesinden dokumuşlardı.
    ay ışıklı ve kumsallı.
    kırılıyordu.
  8. 8
    bilmedin ki ben senin gurbetinde delirmemek için
    kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede
    yaşadım.
    tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?
    adaletin içinde bir zalim oturur.
  9. 9
    yol uzun, güzergâh zorlu; ne demeliyim?
    zarif kardeşim benim,
    seni aldım yanıma, ikizimi almış yürüyor gibiyim.
    sana yıldız sana güneş mi demeliyim,
    günümde hayret gecemde hayret istedim
    yer yer senin gibiyim ben yer yer kendim.
    insan olan yerlerim çok ağrıyor,
    olsun, yine de sen kapanma, bu sıra benim,
    yerine bırak ben incineyim.
  10. 10
    işte dünya kapısı, işte dünya kederi
    ister dağının gölgesinde dur,
    ister incirin neşesine vur
    ağrı kendini ve tamamla.
  11. 11
    hadi ömrüm, geriye doğru tara kendini
    ilerde bir şey yok, gördün
    yüzünü rüzgâra dön yeniden
    iyileşen sen değilsin, zaman.
  12. 12
    ağaç anlatabilir kendini yağmura,
    hiç değilse fısıldayabilir, bunu biliyorum.
    kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av,
    uçsa bir ömür boynunda vebal.
  13. 13
    hiçbir aşk titremez sonsuza değin
    bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
    ve insan acıdan ölür bir gün.
  14. 14
    insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
    kendine bir daha uğrayamadığından,
    koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
    hatanın dönüşsüz oluşundandır.

    hiçbir aşk titremez sonsuza değin,
    bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
    ve insan kanatlarından
    ayrılır bir gün.
  15. 15
    birbirini tamamlamak üzere varolanlar
    birbirini tamamlamıyor.
    kendime dökülüyorum,
    içime.
  16. 16
    bir kuşun anısı kalmış bende, saklı
    bundan gözlerimdeki kayalık,
    içimdeki serseri buzullar
  17. 17
    söylemeye gerek var mı sevgilim?
    söylemeye gerek var mı şimdi?
    yetiştirdiğim en iyi nişancı vurdu beni.
  18. 18
    (bkz: dürtme içimdeki narı üstümde beyaz gömlek var)
  19. 19
    "ben sizi nasıl da ağır, nazlı ve dur bakalım sevdiydim.
    ben sizi sahrada yağmurları bekler gibi beklemedi miydim??
  20. 20
    "Turnayı gözünden vuranlar bizden değildir.
    Turnanın kalbinden dem vuranlar,
    Bu tarafa."

    diyerek tüm turnaların gönlünü alan şair.
  21. 21
    "Serin bir rüyanın hatırınadır
    Çektiğim dünya ağrısı"
  22. 22
    "Bilme
    Tanıma beni
    Merdivenleri üçer beşer çıkmanın sevinci yok içimde."
  23. 23
    (bkz: hayat bizi 61 kenara)
  24. 24
    Dürtme içimdeki narı, üstümde beyaz gömlek var.
  25. 25
    güzel şiirleri var ama bazıları sıla gençoğlu'nu hatırlatıyor.

    size,
    bu odanın alacakaranlığından,
    okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
    tenimde kalan tuzundan ve
    yastıklarda kuruyan gözyaşından
    hiç bahsetmedim.
    size,
    nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
    (garip, tuhaf aslında)
    beyaz bembeyaz tabiatımla
    'iyiyim' diyorum.
    yani aslında korkuyorum
    bütün bunlar kıyamet
    bütün bunlar cinnet
    bütün bunlar cinayet demeye
    bir daha düzeltilemeyecek sözler
    söylemeye korkuyorum