kayıt

Yazarların yaptığı mallıklar

  1. 42
    bu ara sürekli dışarı çıkarken maske takmayı unutup eve dönüyorum.
  2. 41
    Elimde telefon varken evde fellik fellik telefon aramak. O gün anladim az uyumamam gerektiğini.
    • kendi telefonundan çaldırsaydın kendini..
  3. 40
    baya bir sürem varken 250 sayfalık kitabı son güne bırakmam, okuduktan sonra 8 sayfalık makale yazmam. yayarak yapabilirdim, başım ağrımazdı.
  4. 39
    Sol teli akort tutmuyor diye floyd rose'un saddle'ını (türkçesini bilmiyorum afedersiniz) yalama yaptım. O yüzden mecbur şu an sözlükte takılıyorum sıkıntıdan. Normalde gitar çalışma saatlerimdi. Kafama sokayım ya.
  5. 38
    Hayatımda ilk kez üniversite 1'de bir işe girdim, bir restoran-kafeye. Komi olarak... ilk iş günümde de bir müşterinin üstüne kocaman milkshake devirdim. Sonra çok panik oldum tabi ne yapacağımı bilemedim, beni molaya çıkardılar garson abiler. Mola yerine gidip bir süre kendime gelmeye çalıştım ve aşağı indim. 8 bardak çay ve 2 cam su bulunan tepsiyi kaptığım gibi masaya gittim. Masa kalabalık...Tecrübesizlik işte, önce cam suları vereceğime çaylardan birini aldım. Haliyle denge bozuldu ve elim titredi. Tepsiyi düşürmemek için dengeyi sağlamaya çalışırken diğer elimle tuttuğum bardaktaki çay minicik sıçradı, masadaki küçük çocuğun eline geldi. Bu da bastı yaygarayı! Sanki çayı full üstüne dökmüşüm gibi nasıl bağırıyor. Herkes panik oldu masada çocuğu susturmaya çalışıyor, bir yandan babası "sus! Sus dedim!" diye kızıyor çocuğa. Restoranda bir koşuşturma başladı, çocuk yandı koşun diye buz filan getiriyorlar. Ben de bir kenara geçip şok içinde izliyorum olanları.

    Kötü bir gündü. Eve gidince ağlamıştım. Hayatımdaki ilk işimin ilk günü böyle geçti yani ben çalışmayı nasıl sevebilirim bu saatten sonra?
  6. 37
    Markete gidip aldıklarımın parasını ödedim. Sonra kartı ve aldığım şeyleri bırakıp çıktım. Arkamdan kasiyer seslenince fark ettim ellerimin boş olduğunu.

    mallık demeyelim de dalgınlık diyelim aslında...
  7. 36
    o kadar çok var ki gerçekten rezil olmadığım gün yok.
    martın başıydı eğitimin devam ettiği son günlerdi. uzun bir ders aram vardı ben de kütüphaneye gitmiştim. sonra ders saatim geldi ama kafam saçma sapan olmuştu zaten derse yoklama için girecektim. 5 10 dakika yürüdüm fakülteye kadar ama kendime gelemedim pek. sonra başka fakülteye gidip ders notumu falan aldım oyalandım baya koşa koşa derse yetişmem gerek.
    tam fakültenin kapısına yaklaştım hızlı hızlı gidiyorum kapıdan iki kişi çıktı. birisi eskiden sevdiğim adam olan kişi... kafam zaten saçma sapan bir halde dediğim gibi. dedim salak sen dalıp yüzüne baka baka geçersin kesin eğ kafanı çıkar telefonu ona bakarak yürü... tam telefonu çıkardım kulağımda da kulaklık var ekranı açarken elim titredi tam yanından geçerken telefon yere düştü. düşerken kulaklık kısmından tuttum ama jaktan çıktı. düştü telefon. rezilliğim burda başladı. şimdi eğilip almayım hem o da gelir falan şimdi diye içimden geçirerek telefonu yerde bırakarak yürümeye devam ettim iki adım attım lan koalamsı salak mısın telefonu bıraktın farkında mısın dedim o ara elimde de kulaklık var onu da düşürdüm bunları kendime derken. sonra geri döndüm baktım ilerlemiş gidiyor ama geri bakıyor bir yandan. önce kulaklığımı aldım yerden sonra telefonumu almak için ilerlerken o da geri döndü sonra hızlı adım atıp telefonumu da aldım. sanki telefonumu alıp kaçacak aq niye koştuysam. sonra geri döndü gitti ben de geri dönüp gittim. tüm ders kıpkırmızı haldeydim. kızarık arkadaşım diyerek seslendi birkaç kere hoca...
    bitti mi?? bitmedi
    aradan iki gün geçti kantinde tek başıma otururken o da sigara içmeye çıktı küllük masamdaydı bana doğru geldi küllüğü alabilir miyim diyecek diye düşünüp kendimi evet demeye şartlamışken oturabilir miyim diye sordu şartlanmış şekilde evet dedim ama sonrasında oturmasını şaşırarak izledim. ilk başta telefon nasıl kendine geldi mi dedi ama ben hala şaşırmış şekilde bakıyordum. niye şaşırdın oturmama otur demedin mi dedi. evet dedim. gerçekten seni anlamıyorum ne yaptığını bilmiyorum diyip kalktı sonra.
  8. 35
    Saat 11 gibi kıymetli dostum Uğur uyandırdı beni. Giyinmiş kuşanmış, fön makinemi istedi, verdim. Hayırdır dedim, yani nedir bu janjanın sebebi. Cuma’ya gideceğim dedi. Ooo dedim, süper. Sen git hazırlanıp ben de geliyorum. Çocuk sevindi, anlam veremedim. birlikte vakit geçireceğimiz için mutlu oldu sandım. “Uğur beni bu kadar sever miydi ya” diye düşünüp ben de mutlu oldum. Neyse hazırlanıp çıktım. Rüzgârlı, kapalı bir günde atladım eshot’uma, Konak’ta bir diğer sevgili dostum cuma‘yla buluştum. Dedim, Uğur nerede? Dedi, Uğur ne alaka? Uyku sersemliğiyle cumaları karıştırmışım. Sonrası birtakım komiklikler, şakalar.
  9. 34
    iş hayatında iken sabahın 9unda birine iyi akşamlar dedim. dur be turta daha işe başlasaydın da öyle bitirseydin günü.
  10. 33
    2-3 gündür zaten salak gibi olduğum için sakarlık üstüne sakarlık yaptım ama bugün nirvanaya çıkardım. Marketten çıkarken arkamda kıza da kapıyı tutayım dedim kapı elimden kaydı kızın yüzüne vurdu kapı... kız da zaten böyle çıtkırıldım bir şey, sendeledi falan Zorlu dakikalardı.
  11. 32
    Biri dinlemem için bı şarkı atmıştı ben de sadece gruba bakarak " AA bu grubun uğurlama şarkısı da çok güzeldir" demiştim attığı şarkı zaten o şarkıymış. Ölsem yeridir..
    Ne yapıyım ama linke tıklayıp YouTube gitmek ve şarkıyı dinlemek çok yoruyor beni.
  12. 31
    kardeşimle köşedeki dominostan yemek yemeye karar vermiştik, açlığın verdiği hiddetle hemen kapıyı çekip çıkmışız. Anahtarımız içeride kalmıştı.
  13. 30
    Telefonumu arıyordum yaklaşık 3 4 saattir. Buzdolabında unutmuşum, sahur için bir şeyler çıkarırken buldum. Gerçek bir malım
  14. 29
    Daha dün yaptığım ancak az önce farkettiğim bir tane var.

    Dün tırnaklarımı kestim sonrasında avucumun içinde bir batma hissettim. Ne olduğunu anlamadım tabi içimden diyorum hiçbir şeyle uğraşmadım ki avucuma bir şey batsın. bu kızardı iyice acımaya başladı ama hala anlamıyorum neden olduğunu. Meğersem kestiğim tırnak batmış az önce cımbızla çıkardım..

    Bu kadar kendinden bihaber yaşamazsın be kızım.
  15. 28
    Üstünden zaman geçmiş konulara kendi kendime kuruluyorum.
    Sana ne ama değil mi? Incık cıncık takip edip kendini üzmenin anlamı var mı? akıllanır mıyım sanmam.
  16. 27
    yine bir gun boyle sozluk ortamlarini ciddiye aliyorum. neyse daha fazla anlatamayacagim.
  17. 26
    hangi birini anlatayım ki diyerek sırıttığım başlık.
    dönemin başı ders aram var uygulama sınıfına geçtim masaj yataklarında uyuma planı yapıyorum. neyse gittim sınıf boş ayarladım yatağın eğimini falan kulaklığı taktım yattım sonra içeri birisi girdi ders var mı dedi bilmiyorum yoktur herhalde kimse yoktu falan dedim. 4. sınıflardan biridir sunum yapacaklardır falan diye düşünüyorum bir yandan da ben neden tanımıyom bunu sonradan mı geçti falan diye de geçiriyorum içimden. neyse ben hala yatış dewamke. sonra git programa baksana bir ona göre düzeni kurcam dedi. program nerde bilmiyorum falan dedim içimden de ne bu özgüven aq falan diyorum. biraz daha geçti birkaç şey daha dedi iyice sinir oldum bir uyutmadın bakışıyla terk ettim sınıfı.
    aradan iki gün geçti bu sefer amfideyim en arkada kapının yanında yine uyuyorum. biri geldi tepemin başında dikildi baktım yine o diğer sıralara geçecek sandım kalktım yer vermek için yok yok rahatsız olma dedi aşağı indi. adam hocammış aq. tüm ders uyuyan arkadaş diye sorular sorarak dersi anlattı. hadi dedim ders bir şekilde geçilir. üstten arkadaşlarla konuşurken anlattım olayı. o an dünyam başıma yıkıldı. adam seneye klinikte de hocam olacakmış klinikte birine takıp onun üzerinden gidiyormuş hep. seneye kimin oyuncak olacağı belli oldu yani.
    neyse bu da böyle bir mallığımdır.
  18. 25
    (bkz: cahile laf anlatmak)

    1 delille 40 alimi yendim ama 40 delille 1 cahili yenemedim sözünü o kadar çok yaşadım ki..
  19. 24
    Müşterinin üzerine köz dökmek.

    Üniversitenin ilk yılında üç beş kuruş para kazanayım diye bir cafede işe girdim. Otel tecrübem olduğu için işi kıvırırım diyordum ama işte mallık tecrübe dinlemiyor. Neyse. Daha üçüncü, dördüncü gündeyim müşteriye biri kafasına, biri karnına olmak üzere iki tane köz devirdim... nargilenin hortumu arkamda kalmış, fark etmedim. O hortum da sandalyeye takıldı, üzerindeki közler müşteriye doğru süzüldü, müşteri yandı, ondan çok benim içim yandı. bu hikayede yanan ben oldum.

    Edit: 10 günde 100 lira falan kazanmıştım, 80’iyle Sony walkman aldım. Kimse bizim müzik sevdamızı sorgulamasın.
    • geçmiş olsun hocam...bizim mesleğin kazası çok sıkıntılı çoook...
    • ben direkt cafeden başladım ya. başlarda sıfır sosyal hayattı yeminlen xd
  20. 23
    eve çıkarken girdiğim bir ikinci el ev eşyaları facebook grubu vardı. şimdilerde buna çakma kıyafet satan satıcı amcalar dadanmış. hepsinde ortak özellik olarak atanmış bir göbek var. tipleri de benziyor. kayıtlara göre günde 5 saat falan dükkandan kayıt alıyorlar. ürünleri gösteriyorlar, açıyorlar övüyorlar. dahası da var giyiyorlar, mankenlik yapıyorlar. ben de maloğlu mal olduğum için bunu izliyorum.
  21. 22
    haşladığım sebzelerin suyunu atmaya kıyamayıp zengin aromasından ötürü kullanmayı seviyorum. brokoli hariçmiş ama. yeşil, uzaylı kalıntısı gibi bir görünümü olan ve berbat tadı olan şeyler yemek istiyorsanız öneriyorum ama. oysaki brokolinin kendisi çok güzel suyu nasıl bu kadar çirkin olabilir...
  22. 21
    Sabah yaptım böyle bir şey. Buzdolabını açtım yumurtayı sağlam yere koymamışım, yumurta düşerken refleks olarak gelişine tekme vurdum...
  23. 20
    bir hatunu sevmiştim. aynı bölümdeyiz, kız kısmının gözü yükseklerde olur diye üst lvl bir bölüme geçtim. sonra bir daha göremedim tabi.
  24. 19
    Eskişehir Radyo televizyon özel yetenekle alıyor, taban puanı bulmuşum, gidip hocalarla konuşmuşum, Eylül'de yalandan mülakata gireceğim sadece. 2. sınavdan İstanbul'da bir bölüm kazandım. Sinema çok istiyorum ama ceylan gibi sevgili burada. Böyle teknoloji de yok o zamanlar , mektupla sexting mi yapılır. Bırakamadık tabi , İstanbul'a kaydolduk, Eylül'ü geçirdik sevgili bizi terk etti.
  25. 18
    bknz : kim koydu lan bu kaldırımı burayaaa