21
kIzlarIn pek gitmedigi yIllardI. beyler gidip oyun oynar ya da chat yaparlardI.
20
Evlerde; internet, bilgisayar, yazıcı olmadığı dönemlerde, çok iş görmüş, mekân. Geçen cep telefonum yanımda yokken, bir internet kafeden mailime bakmam gerekti. Araya sora bir tanesini zor buldum. O kadar seyrek yani. İçerideki tüm masalar doluydu. Neredeyse oyunun adını bilmiyorum ama sanıyorum herkes aynı oyunu oynamaktaydı. Maile bakamadım, internet kafeler hem azalmış, hem de olanlarda atari salonu olmuş bir nevi.
19
Cs 1.6 oynanırken küfürlerin havada uçuştuğu zaman kafe sahibi abinin de küfürle karşılık vererek susturmaya çalışması. Ek olarak mutlaka her kafe bir pitbull şarkısı çalıyordu.
18
ayda yılda bir çıktı almaya gittiğiniz zaman açılan masaya doğru giderken içerideki tipleri hatırladım. eve printer almıştım o dereceydi... tuhaf kop kop müzikler. yan masaya bakmalar ve kafe abisinin dünya benim ulan istesem her şeyi yaparım havası...
masa 5'in süresini uzatsana abi.
17
Cs 1.1, wall hack, saatinin elli kuruştan daha da az olduğu oldie but goldie dönemler. Çocukların flash belleklerine oyun kısayollarını kopyaladığı dönemler. Özlendin karşim.
16
knight online, dota 1, half life, cs 1.5 hatırlayamadığım bir sürü oyun.
özlediğim yıllar. dert yok tasa yok. git internet kafeye sınırsız açtır oyna sonra akşam eve gel.
15
ultima online oynanan efsane dönem. Öyle bir dönemki sözcüğümüzdeki yazarların bir kısmı henüz dünyada yoktu.
14
benim için oyunların yıldız simgeli klasörde toplandığı, knight online'ın ülkeyi kasıp kavurduğu yıllardır.
2006 dünya kupası var bir de...
12
güzel yıllardı be.
ortaokulda iki üç arkadaş şeklinde takılıp iyi aile çocuğu edasıyla okula gidip gelirken, daha geniş ve nispeten haşarı bir arkadaş grubuna dahil olmam sonucu adım atmıştım internet kafelere. iyi aile çocukluğumdan bir şey kaybetmedim tabi ki ama okuldan kaçmalar, başladı. ben tabi counter strike, half life nedir bilmiyorum. arkadaşlar bana öğretiyor. assault oynuyoruz, dust ve dust 2 ve bazen milita, poolday ve buzlu bir harita. ben bilmiyorum çok diye vurmuyorlardı beni. öğrenene kadar vurmadılar.
ilk zamanlar, o zamana kadar şehrin hiç bilmediğim yerlerindeki internet kafelere giderken arkadaşlarıma buraları bilmediğimi, beni tekrar bildiğim bir yere geri götürüp götüremeyeceğini söylemiştim. birkaç gün boyunca ben öğrenene kadar beni geri götürmüşlerdi oyundan sonra. sonra sonra öğrendik tabi. 2 tane favori kafemiz vardı. hangisini canımız isterse ona giderdik. biri has net, diğeri afşar net. bir de şimdi donas olan yerde bir kafe vardı, adını anımsayamadım. alt kata inerdik biz orada, karanlık olurdu.
o zamanlar, tabi okul üniformaları şimdiki gibi eşofman gibi değil, harbi üniforma. çeket, kravat, gömlek. ciddi ciddi giyiliyor. internet kafelere de güya küçük yaşta çocuklar ve okul zamanı okul üniformalı öğrenciler alınmıyor ya hani, kravat ve ceketi çıkarıp çantalara koyup öyle girerdik. internet kafeci amcalar günaydın çocuklar, ceketleri kravatları çıkarın derdi girerken. hepimizin masası vardı. numaralar bize özeldi. birbirimizin masasını bilirdik.
hele 2002 dünya kupası zamanları efsaneydi. hem okul yılının son zamanlarına denk geldi, zaten dersler yok ve ülkenin uzun yıllar sonra elde ettiği bir başarı, okullarda maçlar yayınlanıyor, öğretmenler öğrencileri eve gitmeleri şartıyla okuldan gitmelerine izin veriyorlar. biz de arkadaşın evinde maçı izleyip ondan sonra kafeye geçiyoruz.
sonra lise işte. yine 3-5 kişilik bir ekip kuruldu. haftalık ders programında saçma sapan derslerinin olduğu bir gün illaki olur, o gün bellendi, her hafta kaçıldı. tabi liseliyiz, muhabbetler değişti, internet kafecilerle olan muhabbetler değişti. öğlen çıkmayalım diye internet kafeci amcalar masalarımıza yemek söylemeye başladı. burada yiyin rahat rahat çocuklar derlerdi.
sonra günlerden bir gün, sürekli kaçtığımız gün olan biyoloji birinde sözlüye kaldırıldım. hücrenin organelleri falan filan. zaten ben az kalsın sınıfta kalacaktım 9'da.
böyle böyle derken, internet kafeler de azaldı da azaldı. şimdilerde evimin altında bir kafe var. yine kemik bir genç kitlesi var. bana keyif vermez artık ama onlar da muhtemelen 15 sene sonra böyle özlemle anlatacaklar bu günlerini.
11
2005 ve 2010 yılları arasıdır.
10
internetin günümüz parametresine göre olmadığı yılladır.
9
Lisede devamsızlığın 20 gün olduğu yıllardı.
Devamsızlığı tam gün harcamak yerine Yarım Yarım harcayıp 2 kat devamsızlık hakkı elde ederdik.
Öğleden sonra internet kafelerin olduğu bir iş hanına giderdik. 3 kat full kafe. Fen lisesi, anadolu öğretmen, anadolu lisesi, endüstri lisesi, ilçeden aramıza katılanlar offf offf ne curcuna.
Hanın hemen altında bir dönerci vardı ucuzda değildi ama pide-döner ikilisine bayılıyorduk. Yiyip hemen yukarı çıkardık.
Saat 13:15'i beklerdik çünkü kafeye yakın olan lisenin öğrencileri öğlen arası için geliyordu zilin çalmasına doğru masalarda baya boşluk açılıyordu.
Sonra kurulurduk masalara tıpkı kendi evin gibi herkesin bir masası vardı. Başkası oraya oturmuşsa kafe sahibi abi bizi kırmaz onu başka masaya alırdı.
Sonra açardık o Zamanın en iyi oyunlarını.
Counter, metin2, dota, ss2, nfs vb. Zaman su gibi akıp giderdi. 5 saat otursak bile kafe sahibi abi bizden daha az ücret alırdı. Sonuçta sürekli müşteriydik.
En son evlere dağılırken dal sigarayı dönerdik. Bazen hepimizde birer tane olurdu off o zaman başka sarardı be.
o günlere dönmek vardı şimdi offf offf.
8
liseye gittiğim yıllardır.
dönen muhabbetleri mynet sohbetin dili olsa da anlatsa.
7
sıradışı serious sam 2 oyunlarının döndüğü yıllardır.
6
ulan..
ulan duygulandım ya..
şu oyunu oynamayıp ta altına bırakmayan kalmış mıdır..?
(bkz: Quake III)
5
hala o yıllardayız, ne oldu internet cafeler yeşil alana mı dönüştürüldü? hala her taraf internet cafe dolu, belki eskisi kadar talep yok ama hala varlar.
4
pes'in ikibin değil de bir, iki, üç, dört diye gittiği yıllardı.
3
2001- 2008 seneleri arası.
2
Annemin okuldan kaçıp gelen çocukların okul müdürlerini arayıp kafeden toplattığı yıllardır.
Evet ailecek işsiziz...
1
masa 6'ya yarım saat daha uzatılan yıllardır.
↑