kayıt

türkiye'de kitap okunmamasınin sebepleri

  1. 1
    kitabın sadece ders amacıyla okutulması sebebiyledir. son dönemde ufak yaşlarda ele geçen ipadler artık iyice bitirmiştir bu kitap olaylarını.
  2. 2
    hepsinin filminin olması. filmi varken kitabı okuyup napcan. filmi izledikten sonra "kitabı daha güzeldi, bazı şeyleri atlamışlar." demek yeterli.
  3. 3
    kitaba para vermenin gereksiz olduğunu düşünmektir. başka hiçbir açıklaması yok.
  4. 4
    kitapların toplatılıp yakıldığı bir ülkede gerek olmayandır.
  5. 5
    kitapların eşek yüküyle para olmasındandır. çok pahalı iyi bir çeviri istiyorsanız özellikle. ucuz kitaplardaki imla hatalarından bahsetmek istemiyorum bile.
  6. 6
    diğer altı sanat dalıyla da pek bir ilişkisi olmadığı için kitap üzerinden özetlenemeyecek durumdur. hatta türk toplumunun edebiyatla ilişkisi diğer sanat dallarıyla kurduğu ilişkiye nazaran çok iyidir.
  7. 7
    biz zaten herşeyi biliyoruz. hayatımızdan bikaç dakika çalmasalar, teslaya parmak atıcaz, einsteinı komaya sokucaz. kitapı sen oku cahil!

    (bkz: ignorance is bliss)

    edit: düzeltme.
  8. 8
    kitaplar çok pahalı ve bizim kitaplardan daha pahalı hobilerimiz/zevklerimiz var. bu sebepten 'kitaba para vermek' zorumuza gidiyor.

    bazen.
  9. 9
    türkiye'de kitap okunma sebepleri'nin önüne geçiyor olmasıyla algıyı da sorun-bazlı etkileyenlerdir. keşke okunma sebeplerini öne çıkartıp, artırabilsek.
  10. 10
    Benim içinini söylüyeyim, şimdi kitabı açıp okumaya başlıyorum akabinde kafamda şöyle düşünceler peyda oluyor: "sikerim okuyoz okuyoz da noluyor", "ne kitabı abi ya 21.yüzyıldayız" , "çok ses var sonra okuyayım" vs.
  11. 11
    türk insanının bilmediği şey hakkında konuşmaktan çekinmemesi, kitabı yalnızca ahkam kesme aracı olarak görmesi, romanı boş aktivite sayması, boş muhabbete ünlü bir yazarın düşüncelerinden daha çok önem vermesi...

    ha bir de kitap okumanın mevlana tatilde, allah de gerisi zabazingo, şokelabambi türü zart zurt edebiyat serisi olarak algılanması var, allah esirgesin. pekala bunlara 20 tl verecekseniz okumayın daha iyi
  12. 12
    Her şeyin filmi var, film iki saat, kitap bir hafta.
    Hep hazırcılık.
  13. 13
    İlköğretimde okuma alışkanlığının kazandırılmaması, zorla not korkusuyla okumaya itilmesi, Çocuk edebiyatı denen kavramın ülkemizde gelişmemesi, çağa uygun eserlerden birhaber tutup küçücük çocuklara Ömer Seyfettin okutturmak. Zaten okuyan bir toplum değiliz, ebeveynlerimizin kitap okuduğunu görerek büyümedik ve haliyle yabancı kalıyoruz ilk etapta okumaya. Sınıf ve Türkçe öğretmenlerine çok iş düşüyor bu noktada.

    Ha birde en en önemli sebep çocukları teknoloji ve sosyal medyayla çok yakınlaştırmak. Elinde tabletle gezen, saçma sapan oyunlarla yeter ki ağlamasın diye her türlü teknolojik alet önüne serilen bir çocuk nasıl okuma alışkanlığı kazansın?
  14. 14
    okuyanların kitaptan bir bok anlamamasıdır. misal adamlar hala kürk mantolu madonna'da süperstar arıyor.
  15. 15
    kitap yazmayı para kazanma amacı olarak gören bir ülke olmaktan çıktıktan sonra kitap okuyan bir ülke olabiliriz.
  16. 16
    bir kere bizim insanlarımızın algısı kapalı -tabi istisnalar var- daha sonra fahiş fiyat politikalarından tutun devletin buna fazla olanak tanımaması, tanısa yahut gereksiz edebi değeri olmayan çöp kitaplarla donatması.
  17. 17
    asla kitap fiyatları değildir. türkiye'de kitap okumama bahaneleri başlığının altına fiyatlar yazılabilir belki ama bu başlığa değil.
  18. 18
    nasıl kitap okunduğunun bilinmemesi.
    geçen gün müzik dinlerken kitap okuyanlarla ilgili bir karıncalanma yaşatmıştım. hemen üzülenler oldu tabii. üzülecek bir şey yoktu aslında. müzik dinlerken kitap okunmaz, bu kadar basit. pilava ketçap sıkan neslin kitabı da müzik dinleyerek okumasına elbette şaşırmıyorum ama bu bir tercih meselesi değildir. okuduğun şeyi sindirebilmen için beynine o inna şarkısının gitmemesi gerekiyor. sonra bir şey anlatıyorum, anlamıyorlar. defalarca tekrar etmem gerekiyor. algı uçmuş gitmiş çünkü. bi de eğer bu tercihse e tamam o zaman yemeği de ayağımla yiyeyim. çorabımın içine doldurayım çorbayı ondan içeyim? çünkü bu da benim tercihim ve kimseyi ilgilendirmez? hoş oldu mu? olmadı.

    bir diğer sebep ise türkiye'de çoğu şey gibi bunun da göstermelik olması. emniyet kemeri hep var. ama takan? yeni araçlarda sensör var, koltuğa götünü koyduğunda araç hareket ediyorsa ötmeye başlıyor. diyor ki "lan oğlum sen insansın. malsın biliyorum. tak şunu başına iş açacaksın" ama ona da çare buldu necip türk milleti. sadece emniyet tokası takıyorlar, hop gitti sensör, ötmüyor artık. bu insanlar kitap okuyunca da böyle okur. okumuş olmak için.
  19. 19
    gerçeklerle yüzleşmek işimize gelmiyor da ondan.
  20. 20
    yeni nesil için, başta, dikkat eksikliği diyebilirim. hızlı tüketim deyip duruyoruz. kitap gayret, sabır, azim isteyen bir şey. hemen somut netice beklendiğinde ve bu da elde edilemediğinde kaldırıp atılıyor.. bu da kitap okumaya olan bakış açımızı gösteriyor.

    kitap yalnız okunur. biz yeterince yalnız kalamıyoruz. bunun da etkisi var. kitap okuma alışkanlığı olan her yerde okur, ona lafım yok.

    çetele tutalım. 2018'de her ay başına bir kitap düşecek şekilde 12 kitap okuyan kaç kişi çıkar? ben nüfusumuza oranla %1 bile çıkmaz kanaatindeyim. maalesef.

    bakış açımız dar, tepkilerimiz ani, bilgilerimiz yüzeysel. hep kargaşa, keşmekeşlik. insan hayal bile kuramıyor.

    edit: imla.
    • %1 mi? 800.000 kişi diyorsun. Yapma emin ol yılda 20 kitap okuyan %10 vardır en az.
    • Bir araştırmaya göre günde 10 sayfa kitap okuma oranı Türkiye'de %1'di... Sanırım siz de bundan ötürü yazdınız ama sanmıyorum bu kadar düşük olmamalı. :(
    • Ne diyebilirim ki? Üzücü...
    • bakış açımız dar, tepkilerimiz ani, bilgilerimiz yüzeysel.

      Bunlara ben de sahibim. :)
  21. 21
    Kitap okuma mekanları olan kütüphanelerin sıfır ilgi çekici olması bunlardan bir tanesi. Devlet Malzeme Ofisinin yaptığı kütüphane binasında tasarım ne arar işlev ne arar orası ayrı bir sıkıntı. Millet olarak okumayı zaten sevmiyoruz bi de üstüne tüy dikiyorlar.