çocukken aşık olunca yapılanlar

(bkz: şiir yazmak)

tabii yıllar geçtikçe bu saçmalık sona eriyor.

(bkz: saç çekmek)
(bkz: silgi atmak)

ben 8 yaşımdan 10 yaşıma kadar aşık olduğum platonik aşkım, aynı sokakta oturduğum tugay'a, futbol maçı yaparlarken susadı diye su vermek istemiştim. arkası dönükken elimde su şişesiyle tam "tugaycım su getirdim" diyecektim ki önünde sinsi surat dilara'nın olduğunu, benden önce davranıp su verdiğini gördüm. sen misin onu yapan? o dönem her akşam yakar top oynardık, bilerek sert atışlar yapıyordum dilara ortadayken, üç kez kafasına, bir kez de eline zarar verecek şekilde topu attım, yüzük parmağını çatlattım. sonra "aa dilaraaa pardoon" diyip sırıtmaya başladım. ertesi gün dilara parmağı sarılı olduğu için tüm sokak erkeklerinin gözünde popüler olmuştu, herkes neyi olduğunu soruyordu, tugay da yanındaydı. 2 yıl aşk beslediğim sonra kalbime gömdüğüm tugay, yıllar sonra serpildiğimi görünce asılmaya başladı bu kez ben yüz vermedim allah'ın paçozuna. zaten bi daha da aşık olmadım. hikayemi okumadınız biliyorum ama bitti.

uzaktan seyretmek.

Bu huyum hiç değişmedi. Çocukluğumdan beri yanyanaydık, sonra bazı nedenlerden dolayı uzak kaldık.
Çocukken bile bilirdim ne olduğunu.

ama bu aşk değil..

(bkz: İnkar etmek)

- Ne aşık olucam oğlum ona tipsizin önde gideni.
* öyle deme ama Betül çok tatlı kız.
- o kadar tatlıysa sen çıkma teklif et.
* vallaha mı ?
- evet (yapma skerm he) evet.
* adamsın.
-eyw.

(bkz: ibnelik)

5. sınıftayken, aşık olduğum çocuğa başkasını sevdiğimi söylemiştim tepkisini ölçmek için. sonra o da diğer kişiye söyleyince yanlışlıkla diğeriyle sevgili olmuştuk

Hissettiklerimi söylemek, inanmamıştı.

O zamandan beri ne hissedersem söylüyorum bu konularda ve kadınlar hâlâ bana inanmıyor, sanırım normal olanı kabul etmemeleri fıtratlarında var.

(bkz: top oynamak )
Çok aşıktık, bi gün baş başa bi gün grupça top oynadık, diğer gün ayrıldık. Hiç üzülmediğim tek hikayedir

Kendi montunu onun montunun üstüne asmak. Buna rağmen anlamadı ama olsun...

Benim çocukluk aşkım komşumdu okula birlikte gidip geliyorduk sıra arkadaşıydık okul çıkışı birlikte oyun oynuyorduk falan neyse ben hiçbir zaman söylememiştim sonra Melisa diye bi kız vardı o da en yakın arkadaşım o da aynı çocuğu seviyor ve bana söyledi sonra çocukluk aşkım da bana Melisa ' yı sevdiğini söyledi istesem onları kavuşturan insan ben olabilirdim ama tabiki de olmadım. Çünkü neden olayım

Beslenme çantamı paylaşmaktı. Evinin kadını gibi hissediyorum adeta.*

Bana aşık olmadığı için şansımı denemedim, zaten o yaşlarda böyle şeylerin çocukça ve boş olduğunun farkındaydım, unutmaya çalıştım. Sonradan aynı şey muhtemelen bana aşık olan kişinin başına gelmiştir. Tabii küçük çocuğuz, bizim yaşadığımız o hoşlanma haline aşk demekte biraz garip.

sabahtan akşama kadar kral tv izliyordum. çıkan slow parçalarla aşkımı körüklüyordum. hala aynı mallıktayım. ehehe.

resmen şu an yaşar'dan aldanırım çalıyor kulaklarımda...

Montumu montunun yanına asardım :) 6 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten zor....

annenin topuklu ayakkabılarını giyip kendine aşık etmeye çalışırken yere düşüp kanlar içinde kalmak.

Lolipop almıştım çocukluk aşkıma. O da geri koymuş sıramın altına, platoniktim. Ben de ona fırlattım. Cama taaak diye çarptığı an hoca sınıfa girmişti, hocanın o şaşkın bakışını unutamam.

Yanımdan ayrılmasın diye tuvalete bile salmıyordum. Bir kere altına işedi. Allah da benim...

(bkz: serenat yapmak)

Fenaydım.

mektup yazmıştım, günlüğünün 1-2 sayfasına bir şeyler yazdıydım, bide akrostiş şiir yazdım

Kavga etmek.
Büyük aşklar kavgayla başlar düşüncesi çocuk yaşta iliğime kemiğime işlemiş.

Mahallede bi çocuk vardı, annesine kurdeleden yüzük yaptırıp bana getirmişti. Almamıştım ben senle evlenmem diye. Sonra benim en yakın arkadaşım "ben seviyordum seni keşke bana verseydin yüzüğü" demişti. Çocuk da Türk filmlerindeki gibi tribe girip yüzüğü sitenin havuzuna fırlatmıştı. Sonra da gidip basket topuyla futbol maçı yapmıştık. Dokuz yaşında yaşadığımız olaya bak kurdele yüzük, üçüncü kişiler, zenginimsi tripler..

kovalamaca oynarken hep onu yakalamak, birlikte okuldan eve yürümek.

galiba ilkokul 5. sınıf idi. aşkımı içimde yaşarken en yakın arkadaşım ona aşık olduğunu itiraf etmişti. ben de aşkımı kalbime gömüp sessizce uzadım*

Bunu ben hala yapıyorum demeyin öyle. Oyunlarda onu seçme :
Tabii çıkıyor çıkor yoksa böyle red kit gibi gezmezdim

Saçını çekmek falandı işte ilkel ergenlik zamanıdır bunlar ve aşık olmak değil de hoşlaşma gibi başka bir şey denmeli sanırım bunlara. Yanına oturmak var bir de yapılabilecek en büyük aksiyondu o zamanlar. Silgi atmayı da unutmayalım.

çikimsonik anı defterleri vardı, ona yazmıştım. o yaştaki aklımı öpeyim. şimdi olsa bir osbir denerim kalkıyor mu diye xdxd

↑