1
1995 temmuzunda general radko mladiç komutasındaki sırpların 8372 bosnalı'yı(belki çok daha fazlasını) öldürdüğü katliam belki soykırım.Birleşmiş milletlerin güvenli bölge ilan ettiği ve bm tarafından konuşlandırılan hollandalı askerlerin müdahele etmediği 2.dünya savaşından sonra Avrupa'nın gördüğü en büyük katliam.11 temmuz yıl dönümüdür unutulmamalı ve unutturulmamalıdır.
2
krivaya harekatı sırasında yaşanan insanlık dışı olay. ordunun yanında "akrepler" yani özel harekatçılar da olaya karışmıştır.
3
Avrupa'da hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş olan soykırımdır.*
4
bugün 18.yıl dönümü olan katliam. ve yine bana ''çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne'' diyen çocuğu hatırlatıp hüzünlendiren.
5
Binlerce Müslüman Bosnalı kardeşimizin tüm dünyanın gözü önünde katledildiğidir.
unutmadık unutmayacağız !!
6
katliamlar sırasında bir çok kadına tecavüz edilmiştir. bunun boşnak nesebini bozmak için sistemli yapıldığını iddia edenler de vardır. öyle ki tecavüz sonucu doğan çocuklar için kurulmuş köyler mevcuttur. bu köylerdeki çocukların bakımı sırbistan tarafından sağlanmaktadır.
çok önceden izlediğim bir programda boşnak bir vatandaş şöyle diyordu: "biz osmanlının kız kardeşiydik,osmanlıdan ayrı düştük namusumuz payimal oldu" yürek burkan ifadeyi kullanmıştı. şüphesiz masaya yumruğunu vurabilen bir türkiye olmadığı sürece böyle acı olaylar tekrar tekrar yaşanacaktır.ki şu an myanmar da ve suriye de yaşanmaktadır.
siyasetçilerin biz o kardeşlerimizin yanındayız açıklaması orada bir bebeğin ölümüne,bir kadının tecavüzze uğramasına engel olmadığını,kuru kuru sırf kendi vatandaşımızın gazını almak için sert ifadelerle katliamları eleştirmenin bir işe yaramadığını anlaması lazımdır.
7
medeniyet denilen tek dişi kalmışın göbeğinde yaşanan ve yakın tarihin en büyük soykırımıdır.
barış gücü adı altında orada bulunup binlerce kadın, çocuk ve yaşlının hayatından mesul askerlerin denetim ve gözetimi ile boşnakların, sırplar eli ile yok edilmeye çalışıldığı soykırımdır.
birleşmiş milletlerin inisiyatifiyle bölgede bulunan hollandalı barış gücü askerlerinin sessiz kaldığı* soykırımdır.
emperyalist güçlerin maşası olan sırpların senelerce bedel ödemediği halen de boşnakların yaralarının açık kaldığı soykırımdır.
insanlığa karşı suçtur, suçun varlığını tespit edeceklerin insanlıklarını kaybetmiş olduklarını gösteren soykırımdır.
hülasa katliamdan çok öte ve yargı kararları ile tescillenmiş soykırımdır.
9
bununla ilgili anma törenlerinde şöyle bi dokunaklı şarkıları vardır.
www.youtube.com/...
10
zamanında dünyanın sessiz kaldığı insanlık suçudur.
11
aslında herşey amerikanın ırak'ı işgal etmesiyle başladı. 8 yaşındaydım. evde ne zaman akşam yemeği yesek bombalanan ekmek kuyrukları, çocuk cesetleri yediğimiz şeyi burnumuzdan getirirdi. gene bir gün yemek yerken evde savaş konuşuluyordu. konu nerden açıldı bilmiyorum ama ablam sırplarda müslümanları öldürmedi mi falan dedi. ben tabi aval aval bakıyorum. nerden bileyim sırpları, boşnakları falan. sonra yıllar geçti benim bu araştırmacı ruhum vikipedia dan 90lı yıllardaki çatışmalara baktı. muhtemelen farketmeden srebrenitsaya bastı ve orda 13 yaşında ölen sadık hüseinoviç i gördü. ama unuttu. çünkü o zaman bosna, yugoslavya onun için hiç bir şey ifade etmiyordu. aklında sadece bu katliamın 1995 yılında yapıldığı kalmıştı.
gene bir gün oturuyoruz. televizyonda mavi kelebekler oynuyor. hristiyan çocuk ve müslüman kız konuşuyor. ben tabi mavi kelebek ismi nerden gelir bilmiyorum. ablamlar kendi aralarında konuşuyor. o kadar eski değil falan diyorlar. sonra bende soruyorum dizi bosnayı anlatıyor diyorlar. kendi aralarında ne zaman oldu acaba diye konuşurlarken ben o koskoca katliamdan aklımda kalan tek şeyi,1995 i söylüyorum. halbuki savaş 1992 yılında başladı.
bu muhabbetler sürecinde bosnayı biraz araştırdım galiba. sonra bir gün okulda beden eğitimi dersinde binanın içinde arkadaşlarımla salak salak dolaşırken okulun düzenlediği hikaye yarışmasının afişini gördüm. afiş dediysem öyle afilli bişey değil. a4 kağıdına yazılmış bir yazı. savaş, deprem, aşk konusunda 3 sayfalık bir hikaye yazılacaktı. büyük bir deprem yaşamamıştım hiç bir fikrim yoktu. aşk konusu yazıp da karizmamı da çizdiremezdim. tüm bunlar bir bahaneydi. deprem de yaşasam, aşık da olsam benim gibi biri savaşı yazacaktı. bosnayı.
arkadaşlarıma savaşı yazıcam dedim. eve gidip hemen araştırmalara başladım. ilk önce bosna savaşıyla başladım. yazılanları okudum. sonra srebrenitsaya geçtim. aslında ben hikayeye 1992 den başlamak istiyordum lakin koskoca savaşı 3 sayfaya indirgeyemeyeceğim için hikayenin merkezini srebrenitsa yaptım. herşey 11 temmuzla başlıyordu. karakterin adıda macide ibrahimoviçdi. ne kadar da salaktım boşnakçada dişil nesneler 'a' ile biterdi dolayısıyla da bütün kız adlarıda 'a' ile bitecekti bunu sonradan öğrendim. basit bir yarışmaydı ama ben herşeyin çok güzel olmasını istiyordum bunun için ne kadar belgesel varsa izledim. arkadaşlarımada izettim. bunları yaparken de hayatımda ilk defa başkaları için ağladığımı farkettim. bana bir şeyler oluyordu. bosnayla ilgili bir video izlesem hemen ağlamaya başlıyordum. hayır boşnak falan değildim. tanıdığım 1 tane bile boşnak yoktu. peki ama bana ne olmuştu böyle?
hikayeyi 1 ayda yazdım. yazarkende sinan akyüzün incir kuşlarını okudum. bana kalırsa iğrenç bir hikayeydi. ama ne hikmetse birinci oldum. ama bosna bitmememişti. aslında herşey yeni başlıyordu. bosnaya, srebrenitsaya olan merakım. araştırdıkça ağlamaya devam ediyordum. sürekli boşnakça şarkılar dinledim. hatta boşnakçamın çerkescemden daha iyi olduğunu bile söyleyebilirm. arkadaşlarımda benden farksız değildi. belki bizim doğduğumuz yıllarda olduğu için bilmiyorum, belki de insan olduğumuz için bu kadar çok üzülüyorduk. sonra mavi kelebekler dizisini izledik. hatta o hikayeden ayrı olarak sırf kendimiz istediğimiz için bosnayla ilgili başka bir hikaye uydurduk. dino merlin ve zeljko joksimoviç dinledik. bosnaya gitme hayali kurduk hala kuruyoruz. ygs sınavında bosnayla ilgili bir parağraf çıkar mı acaba diye düşünüp durduk. kalbimiz temizmiş. türkçede mostar köprüsü çıktı. sınavın ortasında gülmüştüm.
işte bugün gene bir 11 temmuz. dünyadaki katliamları ayırmak tek kelimeyle hayvanlıktır. lakin bosnanın ve srebrenitsanın bende yeri böyle. çok ayrı ve özel bi yerde.
11 temmuz 2013, izmir.
12
üzerinden tam 19 yıl geçen katliam. KATLİAMDA HAYATINI KAYBEDEN KARDEŞLERİMİZİ SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ...
13
tarihin vicdan mahkemesi olacak mı?
hiç bilmiyorum ama tek bildiğim, adil olmayan ölümle- zulüm kardeşliğinden ölenler yakasını bırakmayacak, laneti olacak oldu da. ne yazık ki intikam burada işe yaramıyor geçmişi geri döndüremeyecek akıl almaz şerefsizliğin göz göre göre kıydığı, yaktığı canların asırlar boyu acısı bitmeyecektir.
biz çocuktuk, senin gözünse kördü dünya! şu an hala olduğu gibi.
14
en büyük suçlunun bm olduğu soykırımdır.
ulan avrupa'nın göbeğinde, 21. yüzyılın eşiğinde 3 yıldır süren bir soykırım var. hiç mi önlem alınmaz be. aldın bari eline yüzüne bulaştırma. sırpların zaten böyle bir itlik yapacağı belli. hala anlamıyorum bm neden var. yani bu kadar rezillikten sonra hala neden dünyadaki savaşları durdurma numarası yapıyor. insanlık tarihinin en büyük rezaletidir. 19 yıl geçti ama hala mezarı olmayan insanlar var.
8372 insandır,
1995 dir
daha dündür.
ben 8 aylıktım bunlar olurken. 1995 doğumlu değilim ama o yılda doğanlarla okula gittim. 13 yıldır bu katliamın olduğu yılda doğan insanlarla aynı havayı soluyorum. 15 temmuz 1995 doğumlu arkadaşım dahası 11 temmuz 1995 doğumlu tanıdığım insan var. bakıyorum tiplerine daha çocuklar, daha çocuğuz. biz doğduğumuz zaman avrupanın ortasında bir katliam oluyor ama engellemek yerine destek oluyorlar. allah bildiği gibi yapsın.
16
hakkında çokça yazıp çizilen, binlerce masum çocuk ve kadının katledildiği, ölümler ile bile yetinmeyen sırp askerlerinin boşnak erkeklerinin gözü önünde eşlerini önce öldürüp sonra tecavüz etmesi gibi olayların vuku bulduğu katliamdır.
sırf eşleri ve dostları bu işkencelere maruz kalmasın diye onları öldürmek ya da zehirlemek zorunda kalan insanların hikayeleri ile doludur srebrenitsa toprakları. tüm dünyanın gözleri önünde olan bu katliama sebep olanlar veya göz kapayanlar şimdilerde her temmuz ayında gidip o topraklarda barış mesajı veriyor. garip bir anlayış lakin dünya müessesesinin gerçekleri bunlar.
17
herkesin sadece izlediği insanlık ayıbıdır. 20. yıl dönümüdür...
Ne Zaboravi Srebrenica...
22
bizim de suçumuz olan katliamdır.
eğer gerçekten güçlü bir türkiye olsaydı bu derece korkunç bir katliamı yapmaya kimsenin cesareti olmazdı.
biz bu toprakların içinde doğup büyüdüğümüzden tam olarak bu ülkenin mahiyetini kavramış değiliz. osmanlı coğrafyasının merkezi olan anadolu hala birçok ülkenin gözünde herhangi bir sıkıntıda sığınılacak bir limandır. bu ülke onların sırtlarını dayıyacağı duvardır, başlarına herhangi bir iş geldiğinde baş vuracakları eski vakur bir akrabalarıdır. işte suriyeli mülteciler, özal döneminde gelen ıraklılar, taa öncesine gidersek rusya'dan göç etmiş çerkesler... bu derin bağlantıları bizden çok daha iyi bilir sırplar. bizim çökmüşlüğümüzü görmeselerdi asla bu vahşete yeltenmezlerdi.
allah ölenlere rahmet etsin.
23
unutulandır. Bazıları bazen insan çünkü.
24
İnsan olana din, dil ırk gerekmez acı her dilde aynı..
Velhasıl kelam yıl dönümüdür.
Acılar, haksızlıklar gündelik hayatın akıcılığı ile yitip gidiyormuş akıldan çıkıyormuş gibi görünsede öyle olmuyor işte.. Neyse lafı uzatmadan ve yormadan kimseyi demek istediğim şu ;
Her şey sona erdiğinde hatırlayacaklarınız düşmanlarınızın yaptıkları değil, dostlarınızın sessizliği olacaktır.
25
insanlığın, umudun öldüğü soykırım. birleşmiş milletlerin gözleri önünde yaşanan o katliamdan sonra insanlık yerini öfkeye, umut yerini karamsarlığa bıraktı.
bize düşen hatırlamak, hatırlayıp insanın ne kadar alçaklaşabileceğini görmek.
↑