yazarların takıntıları

şimdi başlanılsa yazması sabaha kadar sürecek takıntılardır. o yüzden birkaç tane yazıp bırakayım.

taneli yiyecekleri hep çift sayılarda tüketiyorum. daha doğrusu sayabileceğim her şeyi. sofradan kalkarken 3 zeytin değil de 4 zeytin yemiş oluyorum. bir keresinde 7 birada kusacak hale gelmişti midem. aşırı şişkinlik yapmıştı inatla 8'i içtim ve kustum. fakat son dönemlerde bira için bir yöntem buldum, eğer 5'inci biradan sonrasını içmeyeceksem bir birayı 2 bardak şeklinde içiyorum.**

kapı açık oturamıyorum, uyuyamıyorum. yamuk duran şeylere acayip kıl oluyorum. televizyonda izlediğim kanalları çift sayılara koyuyordum ta ki lanet olası digiturk'e kadar. amına koyayım senin ben.

market alışverişim 49,25 falan tuttuysa onu hep 50 liraya tamamlarım.

çünkü ben hep 50 liralık...

uğraştığım şeyin tek sayı olması için elimden geleni yaparım. çift yaşlarımı asla sevmem. ^^

Onları düşünürken minimalist kedi encrypted-tbn0.gstatic.com/...

bir işe başlamışsam bitiririm. bitmezse aşırı rahatsız olurum.

gerçek bir ruh hastası olduğumun gün yüzüne çıkacağı başlık.

her şeyi sayıyorum ve çift sayılara takıntım var.
bir ortamda sayılabilecek ne varsa sayıyorum. masaları, sandalyeleri, insanları, duvardaki askıları, kaçıncı kata çıkıyorsam o kata kadar olan merdiven sayısını, sayılabilen yiyecekleri *
mesela kaşığıma çifter çifter alırım yemekleri. sona tek bir tane kalıyorsa yemem. fındık fıstık gibi şeyleri yerken ağzımda tam ortadan böler, aynı anda iki tarafta yerim.

bu çocukluğumdan beri devam eden bir şey. hatta bir gün ilkokulda, öğretmenimiz nedenini hatırlamıyorum ama "şu camdaki bayrak sayısını sorsam hiç biriniz bilemezsiniz" demişti ben de tak diye 22 öğretmenim diye atlamıştım.
bir keresinde de arkadaşımın kıyafetinin üstünde bulunan inciler tek sayı diye bir tanesini koparmıştım.

burada da aynısı oluyor. girdilerim tek mi çift mi diye sürekli bakıyorum. pilavlı da tek sayı kadar insan varsa kapıyorum, arada çift oldu mu diye kontrol ediyorum.

ya daha neler var da devam etmek istemiyorum ya.
ben deliyim beni alır mısınız buradan?
zaten sol framdeki bir tane başlık dışında hepsi tek sayıda...

edit: allahım hayal gibi. neredeyse hepsi çift oldu bir anda.

Bir işe, bir eyleme başlayacağım zaman saatin dakikasının tam olmasını beklerim.

Mesela 17.36'da çişe gitmeye niyetlendim dakikanın 40 olmasını bekliyorum.

yemek otururken herhangi bir çocuğun yanına denk gelmemeye özen göstermek.

yemeğe bulanmış yağlı ellerini üzerime sürerse?, hapşırıp suyumun içine ağzındaki yemeği sıçratırsa?, yanlışlıkla çayıma eliyle çarpıp ikimizi de yakarsa? diye çok korkuyorum.

Güzel bir entryi oylarken mesela 4 karlı oy alıp 1 fav almasına çıldırıyorum.
İkisi de eşitlensin diye sadece fav atıyorum. Allah aşkına favlarla karlı oyu eşitleyin.

Düştüğü halde kırılmayan cam bardağı zorla kırmak. Napim o da kırılsaymış o zaman.

evden çıkarken kapıyı 10 kez kontrol etmek, ocağı 10 kez kontol etmek, pencereleri 10 kez kontrol etmek. akabinde bir türlü evden çıkamamak takıntılarımdan yalnızca birkaçıdır.

gözlüğüme dokunulması. gözlerim bozuk, çok nadir olarakta lensten sıkılıp gözlük kullanıyorum. sağolsunlar gözlüğü görenlerde dokunmadan edemiyorlar. "ay bana yakışır mı acaba", "aaa bu kaç derece". çerçevesine camına o parmaklarını değdirmeseler ölürler sanki. tiksiniyorum resmen. allah belanızı versin lan.* *

(bkz: kararsızlık)

bunu yazıp yazmamak için bile baya düşündüm.

ders çalıştıktan sonra duş aldığımda bilgilerin kafamdan akıp gideceğini düşünmek ve mutlaka ders çalışmaya başlamadan önce duş almak.
edit:kınamayın başınıza gelir.

bir yere giderken aynı şarkıyı dinlemeye özen gösteririm.
eve gelirken, otobüs durağına giderken ve eve dönerken belirlediğim şarkılardan başka şarkı dinleyemiyorum.

Herhangi bir sorunu halledemediğimde uykum bile kaçıyor. Gerekirse uyumam ama o problemi hallederim. Kaç uykum böyle hiç oldu.

kacirdigin 3lukleri cok dert etme.
Onu halledeli çok oldu
god save the queen. allah baska sakatlik vermesin levicim.

Ellerini bolca sabunla yıkadıktan sonra , ellerimin temiz olduğuna emin olmak için ellerimi koklarım. Koku istediğim yoğunlukta değilse olana kadar yıkarım.

Ellerimi 3 kez yıkamak, yıllardır aynı diş macunu aynı parfümü kullanmak, bi mekana alışınca sürekli oraya gitmek,uyurken hep sola dönüp uyumak ve daha niceleri.... (bkz: iyice deli yaptım kendimi)

Elektrik süpürgesinin sesine tahammül edememek. Nerede en sessizi orada ben hazırım, hemen almak için. Bir gün hiç sessizi çıkar, umarım.

*

pes oynarken ve televizyon izlerken benim hizzamın önünde birinin olmaması gerek. öne eğilen, ufuk çizgimi bozan biri olursa onu geri itiyorum.

böyle saçma şeylerdir.

Haşlanmış yumurta yiyemem, yanımda yiyen varsa sofradan kalkarım. Eğer kahvaltıda haşlanmış yumurta yenmişse bulaşıkları yıkayamam.

(bkz: takıntı haline gelmemiş alışkanlıklar)

misal siyah tükenmez kalem kullanırım. fakat bulunduğum ortamda yoksa da saykoya bağlayıp ortalığı dağıtmam. takıntılı olmak için fazla sülalesi raad biriyim.

gözlerimle ile halı desenlerinin, televizyondaki grafiklerin, arabaların ya da akla gelebilecek her objenin dış hatlarını göz ile takip etmek.

gerçekten lanet bir durumdur. mesela ntv ya da habertürk'te bir tartışma programı seyrediyorum. 6 tane farklı pencere çıkıyor karşıma, altta akan bir yazı, saat, sürekli değişen bir başlık... gözlerimle bütün bu kutucukları ayrı ayrı takip ediyorum.

tıpta bunun bir adı vardır muhtemelen. ama yoksa daha iyi; zira istisna olduğuma inanmak istiyorum.

duş.

hem uyumadan önce hem de uyandıktan sonra duş almazsam kendimi çok çirkin ve pis hissediyorum, saç kurutma makinesiyle saçlarımı kuruturken daralıyorum. bu yüzden kar bile yağsa dışarı çıkarken saçlarımı kurutmam. gün içinde elimi onlarca kez yıkadığımdan bahsetmek bile istemiyorum.

dağınık bir ortamdaysam ve odadaki eşyaların renkleri uyumsuz ise dikkatim dağılıyor. bu yüzden üniversiteye hazırlık döneminde kitaplarımı bile beyaz ciltle kaplamıştım.
pencere kapalıyken hafakanlar basıyor, uyuyamıyorum.

yemek yedikten sonra ellerimi yıkıyorum. yiyeceğim meyveleri yıkıyorum buna özellikle dikkat ederim. En ilginç takıntım ise tırnaklarım uzayınca keserim. ha bir de duş benim için çok önemlidir haftada bir muhakkak yıkanırım. Titiz olmak çok sıkıntılı unutmadan çoraplarım kokarsa hemen değiştirim.

birileriyle yemek yedikten sonra o kişilerin ellerini yıkayıp yıkamadığını takip ederim. yıkamazlarsa eğer ellerine bakıp nerelere sürdüklerini görür ve kendi kendime miğdemi bulandırırım.

tümünü gör

↑