kayıt

yazarların sevdiği kitaplardan alıntılar

  1. 1
    *
    "nedir içini kemiren ? " dedim kendi kendime. "sevişmek mi ? "
    'hayır, günah işlemek.' diye karşılık verdim sonra. 'neden insanın içi bu Tanrıyla doluyken bile ,uçkuruna sahip olamıyor ? Belki de günah değil bu. Belki herkes böyle , belki de bunca yıldır kendimizi boşu boşuna üzdük durduk '
    John Steinbeck - Gazap Üzümleri

  2. 2
    "insanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. yazdıkları, okumak istedikleridir. sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir."

    tezer özlü
  3. 3
    Kaçalım.
    İçimizdeki ahlak kırıntılarını kitaplara gömelim.
    Yüzerek gidelim denizi olmayan yerlere.

    can bonomo

    (bunu yanlış yazmış olablirim, inş yazmamışımdır)
  4. 4
    ben uğradığı iflasın acısıyla kavrulan tacirlerden biri değilim. yetişme çağlarım kadim greklerin ve romalıların ticareti hor görmelerinde hep imrenilecek, özenilecek bir taraf bulmakla geçti. ne zaman ki dikkatim ataların atası yunus emre'nin "bezirganım, metaım çok / alana satmaya geldim" beytine odaklandı, işte o zaman ticarete bakış açım değişti. yunus emre'nin anladığı ve bana anlattığı bezirganlık, neyi olursa olsun, kime olursa olsun satmak değildi. müşteriyi bulmak zahmete katlanmayı gerektiriyordu ve meta ile müşterinin buluşması katlanılan zahmete değerdi.
    ...
    içlerinde kandırmacanın sığınılacak yegane insanlık alanı olduğu duygusuyla yaşayan milyarlarca çaresiz insan kanmaya, kandırılmaya can atıyor.

    ismet özel
    kalın türk
  5. 5
    "...ve ben sana, bir ağaç kabuğunun ait olduğu ağacın gövdesine bağlılığı gibi sadık kalacağım."

    Jose saramago, kabil
  6. 6
    "Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın. Daha doğrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü. Sanat düşüncenin, düşünce mukaddeslerin emrinde olmalı. Hakikat mukaddeslerin mukaddesi.. Hakikat ve sevgi."
  7. 7
    En iyi zamanLardı; en kötü zamanLardı. BiLgeLik çağıydı; ahmaklık çağıydı. İnanç dönemiydi; şüpheciLik dönemiydi. AydınLığın mevsimiydi; karanLığın mevsimiydi. Umut baharıydı; umutsuzLuk kışıydı. Öncemizde her şeyimiz vardı; öncemizde hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk; hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk. KıSacası o dönem de bugünkü gibiydi; öyLe ki dönemin en gürüLtücü yetkiLiLerinden kimiLeri, hem iyiSi hem de kötüSü için "en" iLe başLayan karşıLaştırmaLarda ısrarCıydıLar

    charles dickens - iki şehrin hikayesi
  8. 8
    (link: #1140630 : www.exkutupsozluk.com/...)
  9. 9
    "Lotte yukarı çıkınca, ümmetinin günahlarını affettiren bir peygamberin huzurundaymışım gibi, önünde secde etmek istedim."

    (bkz: genç werther'in acıları)
  10. 10
    gerçek biri olmak istiyorum senin için. yaşadığımı anlamana, odada dolaştığım sırada beni görmeni, birtakım dertlerim olabileceğini hissetmeni istiyorum. bana bakmanı istiyorum. oysa sen, yalnız kafandakilerle ilgilisin. beni görmüyorsun.

    (bkz: tehlikeli oyunlar)
    (bkz: oğuz Atay)
  11. 11
    “hayır, beni tanımamıştın, o zaman tanımadın, asla, asla beni tanımadın. sana o anın hayal kırıklığını nasıl anlatabilirim bilmiyorum sevgilim. çünkü o zaman böyle bir kaderi, senin tarafından tanınmamak gibi ömrüm boyunca mahkum olacağım bir kaderin acısını ilk defa yaşıyordum ve şimdi de o kaderle ölüyorum; senin tarafından hiçbir zaman tanınmamış olarak.”

    (bkz: bilinmeyen bir kadının mektubu)
    (bkz: stefan zweig)
  12. 12
    ''mars' ta yer çekimi güçlü değildir. dolayısıyla boynun kırılması için ayakların çekilmesi gerekir. bunu da kişinin sevdiklerine yaptırırlar.''
    mars' taki idam şekliyle alakalı açıklama yaptıktan sonra baş karakterin, karısının ayaklarını çekmek zorunda kalmasını gözlerimde yaşlarla okumuştum
  13. 13
    çizgi romanların en yücesi sandman'den;
    "hepiniz kendinize sorun. eğer buraya hapsedilenler cennet'i hayal edemeselerdi, cehennemin gücü olabilir miydi?"
  14. 14
    “Ağlamaya başladım. Gözlerimden kumlar aktı. Mideme sert bir darbe yemiştim sanki. Kusmaya başladım. Ağzımdan kumlar boşaldı. Ellerime baktım. Parmak uçlarımdan başlayarak bileklerime kadar kum olup eridi ellerim. Önce ayakkabım kumla doldu, ardından dizlerime kadar kum içinde kaldım. Bacaklarım, kollarım, yüzüm, saçlarımın uçlarına kadar kum olup eridim. Kendi çölünde kaybolan bir Mecnun değil, kendisi çöl olan bir Mecnun oldum. Şimdi Leyla bir rüzgâr esintisi. Bense çölde bir kum tanesiyim.”

    (bkz: leyla ile mecnun)
    (bkz: burak aksak)
  15. 15
    "bir insan acı çekiyorsa, başkaları bir sarhoşmuş gibi davranırlar ona: hadi kalk bakalım, yeter bu kadar, hadi işine öyle değil, ha şöyle...''

    (bkz: yaşama uğraşı)
  16. 16
    (Bir ikindi:)

    Beslediğin bu köpekler niçin ısırdılar seni? diyor Birinci Ses. Biraz insan kanı olmalı damarlarında, diyor İkinci Ses, kurt kanından ziyade.

    (bkz: ferit edgü)
    (bkz: kimse)
  17. 17
    'çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olamazdı.'

    (bkz: yüzyıllık yalnızlık)
  18. 18
    "Şimdi düşünüyorum, kaç yıl sonra; alkol, cigaralık, kubar, extacy, kokain, amfetamin, roj, taş, çakmak gazı, bonzai ya da edebiyat fark etmez...
    Ne kadar yitik, umutsuz ve unutulmuş olduğunuz da fark etmez. Hepsi geçer, hepsi biter, hepsinin kafası siktirip gider. Karanlığın kalbiyse her zaman orada kalır, atmaya devam eder, duyması gerekenler için..."

    müptezeller-emrah serbes
  19. 19
    "İnsanlar o boktan anılarından, çektikleri sıkıntılardan bir türlü vazgeçmek istemezler ve ne yaparsanız yapın bunun dışına çıkmalarını sağlayamazsınız. ruhlarını böyle oyalarlar. bugün yaşadıkları haksızlıklardan intikam almak için geleceği bokla sıvamaya uğraşırlar kendi içlerinin derinliklerinde. hem adil hem ödlektirler aslında. doğaları budur"
    Gecenin Sonuna Yolculuk-Louis-Ferdinand Céline
  20. 20
    "Tanrısız mı? Ah Aeron, ben bu güne kadar yelken açmış adamların en dindarıyım! Sen tek tanrıya hizmet ediyorsun Buharsaçlı, ama ben on bin tanrıya hizmet ettim. Ib'den Asshai'ye kadar bütün insanlar, ne zaman yelkenlerimi görseler dua ediyorlar."

    (bkz: euron greyjoy)
  21. 21
    "Bileklerine ne oldu senin?"
    Bileklerini çekiveriyorsun masadan. Kızardığını biliyorsun.
    Kelepçenin açtığı yaralar; kapanalı ne oldu ki şunun şurasında.
    Yeni gelen deriler pembecik, incecik.
    "Yaralar var bileklerinde?"
    Utanıyorsun.
    "Dayak attılar bana Nuri".. "işkence ettiler bana Nuri". Bunları mı diyeceksin Nuri'ye.
    Diyemezsin, anlatamazsın.
    "Bir şey mi yaptılar sana arkadaşım?"
    "Yok bir şey yapmadılar. Yara vardı da."
    "Göster bakayım."
    "Bırak Nuri, başka şey konuşalım."
    Susuyorsunuz...
  22. 22
    (bkz: İkra)
  23. 23
    ve gökyüzündeki tanrı beni dikkatle izliyor, yıkılışımın bütün kurallara uygun, sürekli, ama ağır ağır ve zaman ölçüsünün dışına çıkılmaksızın olacağını biliyordu. oysa cehennemin uçurumundaki şeytanlar, bu iş bunca uzun sürdüğü için büyük bir sabırsızlık içindeydiler; bir an önce bekliyorlardı ki büyük, bağışlanamayacak bir günah işleyeyim ve tanrı adaleti yerine getirmek için beni bir anda silkip atıversin kucaklarına
  24. 24
    dune adlı başyapıttan birkaç tanesi gelsin:
    - tuzağın nerede olduğunu bilmek, ondan kurtulmanın ilk adımıdır.
    - öğrenebileceğine dair kendine güven. her tecrübe kendi dersini taşır.
    - zaptetmek için insan öz saygısına mal olabilecek kararlarla karşı karşıya kalabilir.
    - büyüklük geçici bir tecrübedir, asla kalıcı değildir.
  25. 25
    "Ne ben herhangi birine benziyordum, ne de herhangi biri bana benziyordu. Ben tek başımaydım, onlarsa hep birlikteler diye derin düşüncelere dalıyordum…"

    Kitabı söylemeyeceğim, bilen bilir. Bilmeyen kendi bilir.. Bb.
    • yeraltından notlar?