77
Çile, Kaldırımlar, Sonsuzluk Kervanı, Örümcek Ağı, Ben ve Ötesi, gibi başlıca eserleri olan mistik bir şairdir. Edebi kişiliğini iki dönem altında incelemek mümkündür. Kendisi
insan, ruh, fizikötesi,dini, mistik konulara yönelmiştir.
76
dün 36. ölüm yıl dönümü idi. cumhuriyet edebiyatının en iyi hece şairlerinden birisidir. şiirlerini okumak, şarkı söylemek gibi. rahmetle.
75
Siyasal İslam zehrinin yayılması için çabalamıştır.
74
Baş yazarı olduğu büyük doğu dergisinde 'amerikan politikasını korumakla mükellefiz' diye bas bas bağıran İslamcı şair, yazar. Bazılarına üstad diye de yediriyorlar, hahaha... Üstad Yoda alır.
73
hayatının hemen hemen yarısını hovardalık yaparak geçirmiş milliyetçi, muhafazakar şair. bu durumu da şu dizeleri ile anlatır;
"tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum;
gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum..."
72
cumhuriyet tarihinin en iyi şairi ve yazarı olan büyük vatansever. nazım hikmet ile kıyaslanması tamamen politiktir. yeteneklerini baz alırsak nazım hikmet, necip fazıl'ın önünde diz çöker.
70
cumhuriyet düşmanı çok gereksiz bir ağır tabir. kendisinin çok farklı dönemleri olmuştur. aynı durum mesela cem karaca içinde geçerlidir. ikisinin de niyetinin kötü olduğunu düşünmüyorum. özellikle sakarya şiiri gibi bir eseri kaleme almak her yiğidin harcı değildir.
kendisini bir dönemin en absürd isimlerinden kesinlikle fakat, böyle şak diye insaları tek kalıp içerisinde değerlendirmek... oda fazla acımasız.
necip fazıl garip bir karakterdi elbet fakat kendisinin muhafazakarlığını bugünkülere bakıp değerlendirirseniz yanlışa düşersiniz. kendi döneminin muhafazakarlar için en büyük ismi erbakan'dı. necip fazıl erbakan'a da defalarca kin kusmuştur mesela.
toparlarsam necip fazıl; absürd bir karakter, iyi bir şairdir.
69
Cumhuriyet düşmanı ve kumar düşkünü idi. Dinciler tarafından üstad ilan edimiştir bir de ahahahahahaha.
Edit: Kadınların bacağına şiir de yazdığı söyleniyor.
68
Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek.
Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.
67
Bence en güzel siiri kaldırımlardır 3 tane ayrı şiirden oluşmaktadır. üçüde birbirinden güzeldir.
1
sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
in cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
içimde damla damla bir korku birikiyor;
sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.
kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır
kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
iki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.
e sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya,
ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..
2
başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
onun taşı erimiş, senin kafatasında.
ikinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.
yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
3
bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.
ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.
arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.
varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
bana rahat bir döşek serince yerin altı,
bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...
66
en çok sevilen şairlerden.
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu içimden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.
65
dün, 35. ölüm yıl dönümü olan, cumhuriyet döneminin en büyük hece şairlerinden... allah rahmet eylesin.
64
Bir gün üstada sormuşlar:
-Üstadım tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan.
Üstad da durur mu yapıştırmış cevabı:
-bilmiyorum.
63
Türklüğe ve Atatürk'e hakaretten tutuklanmıştır.
62
Aman efendim, aman!
Galiba Âhir Zaman!
Manzarası yurdumun,
Tufan gününden yaman!
Göz görmez aydınlıkta;
Asümanedek duman.
Yer dumanmış ne çıkar,
Duman dolu âsüman.
Türk evi delik deşik;
Yıkı dökük hânüman.
Duraksız itiş kakış;
Süresiz karman-çorman.
Anne çocuk doğurur,
Köpek soyundan azman.
Beyinler zıpzıp kadar,
Mideler koskocaman.
Aziz fikir buğdayı,
Katıra mahsus saman.
Boş lâf, hep dalga dalga;
Uçsuz bucaksız umman.
Hayvanlık orkestrası:
Eşek, birinci keman.
Orman keleş, nebat kel;
Nebat adamlar orman.
Midelerde ihracat,
Günde beş milyon batman.
Bilmem kaç milyar harman.
Yangın evinde satranç;
Plân, reform ve uzman.
Tam bir buçuk asırdır,
Maymunlardan eleman.
Bizdeki hale nispet
Maymun taklitten pişman.
Hangi yol Türke uygun,
Hangi parti tercüman?
Çıkamaz meydanlara;
Camide mahpus iman!
Silah küfrün belinde,
Küfrün elinde, ferman.
Cehle sorarsan ilim;
Zehre sorarsan, derman.
Rahmet, meçhul kelime;
Bilinmez isim, Rahmân.
Kutsal kitaptır fuhuş;
Ahlâk, okunmaz roman.
Tarih, kontra gerçeğe;
Hürriyet hakka düşman.
Millete kasdedenin
İsmi milli kahraman.
Yere batsın bu dünya,
Bu dünyadan hayr uman!
Genç adam, at yorganı!
Sana haram, uyuman!
Aman, efendim aman!
Efendim, aman, aman!
(bkz: aman)
-ciddi
61
''Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın''
düşmanıma şiiri
59
ünlü şair necip fazıl kısakürek 1983’te istanbul'da ki evinde 78 yaşındayken hayatını kaybetti.
ateşinin iyice arttığı saatlerde pencereye bakmış ve son sözleri olan "demek böyle ölünürmüş" cümlesini kurmuştur
58
Bağnaz herifin teki ve çıkarcı bir şair. Yine de objektif bakarsam dizelerindeki başarıyı göz ardı etmek olmaz.
57
"...
gideriz nur yolu izde gideriz
taş bağırda sular dizde gideriz
bir gün akşam olur biz de gideriz
kalır dudaklarda şarkımız bizim...."
(bkz: şarkımız bizim)
56
bu yağmur yerde taş ve bende kemik
dayandıkça çisil çisil yağacak
(bkz: bu yağmur)
55
Fatih şimdi yerinden kalksa ne ben onu tanırım ne o beni tanır 'İstanbulu düşman almış' der bidaha savaşır.
-NFK
54
Üstat necip Fazıl Kısakürek bir konferansa katılır. En arkalarda oturan, necip fazıl'la dalga geçercesine gülerek, zevzekçe dinleyen bir genç, necip Fazıl'ın konuşmasını bölerek şu soruyu sorar.
"Hocam madem ki Osmanlı ruhunun tekrar dirilmesi gerektiğini islam birliği'nin kurulmasını istiyorsunuz. Osmanlı'nın son zamanlarında tamamen Batı'nın Uşaklığını yaptığını nasıl göz ardı edersiniz?"
Necip Fazıl gence döner ve der ki:
"Osmanlı asla Batı'nın Uşaklığını yapmamıştır!"
Konferanstakiler üstad Necip Fazıl'ı dakikalarca aralıksız alkışlarlar, genç de bozularak yerine oturur.
53
zaman içerisinde çeşit çeşit fikriyat grupları tarafından benimsenmiş ilginç ve absürd bir karakter, iyi bir edebiyatçı.
-- spoiler --
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya..
-- spoiler --
↑