kayıt

galatasaray

  1. 26
    nedense ,dönüp dolalaşıp iftira atmak için kapısı çalınıp duran kulübümüzdür,şu peşkeş bu peşkeş denileni adam gibi açıklamaları şart karşılığı vs dendi denmesine fakat padişah dedi biz yaptık,kusara bakmayın öyle bir muhtaçlığımız yok gelir kazanç ortada neyse cevabı verilsin bunaltmayın başka açıkları konuşurken hep çamur hep çamur.

    ayrıca ne demek bu;yabancı bize lazım değil zaten rezillikten avrupa'ya da gidemiyoruz demek zorunuza gideceği için bu sınırlamanın zararı galatasaray'a dokunacak elbet bunda akıl oyunları yaparak komik olunmasa iyi olacak,atarlı atarlı konuşmak değil niyetim türkçe'ye çevrilmiş futbolcularla beraber takımlarında türk sayısı yabancı sayısı dengesi zamanında espiri konusu olanların ve sadece onlar istemediği için şimdi denge yerli salatası yapmaları ayrıca komik,

    size zaten lazım değil heyecana gerek yok türkiye düttürü ligi malum,ama niye işte madem istemiyorsun almazsın fazla yabancı yerli takılırsın mesele bu ise,yine hatırlatayım hafıza zayıf olanlara biz bu sınırlama yokken mecburen yabancı bulundurduğumuz maçlara çıkmışızdır bile isteye ve maddi sebepten bu böyleydi,istersen böyle yapabilirsin, şimdi keyfi gelmiş olmaz demiş herkes amenna diyecek ayrıca bunu diyen yakında 11 kişi de çıkmayalalım masraf olmasın diyecektir keza yatırımın ne tarafa kaydığı ortada,

    kusura bakmayın ama bu kadarı biraz fazla değil mi? zaten iyi futbolcu izlemek hayalken ama bizim uefa kupamız var dolayında kalmamız çok normal,konu ilerlemenin durması dış güçler değil iç güçler burada zararı görecek sadece galatasaray nasıl olsa konu kimse için başarı değil olamıyor.

    stad meselesine gelince ben ömründe stad ortamında maç izleyememiş biri olsam bile ali sami yen zemin,olimpiyat satadı rüzgar,yol şartları hava şartları yüzünden seyirci sayısı doğal olarak düşük gidenlerin de hasta olduğu kötü bir süreç yaşadık,bu stad yapılana kadar takımımız kötü zemin diğer şartlar yüzünden zor maçlar oynamış puanlar kaybetmiş en kötüsü de itilip kakılmıştır doğru bu eskimiş bir hikayedir ama hatırlatayım yine de öyle üç kağıtçı muamelesi yapmak ayıp oluyor,tv den bile izlemesi rezil zamanlardı o sıralar yıpratılıp hiçbir şeyiniz yok diyerek dalga geçilen galatasay kulübü idi.

    şimdi çoklarının karşısında kendini ezik hissettği kulüp olana kadar geçilen dalgaları geçenler bilir benim söylememe gerek yok,şu an tek sorun kendi hatalarına karşılık olarak ileri gitmek isteyene destek olmak zorunda değil ama köstek olmaya da gerek yok,ağlayan biz değiliz,siz biz istemiyorum sadece benim istememle olmuyor gözler kararmaya başladı yine bazılarında.

    beşiktaş ile stad konusuna gelince,paylaşılmalı eskiyi boşverip ama ama ama,zemin yüzünden her iç saha maçı beter geçti,deplasman puanları olmasa işimiz zordu,kısaca ikimiz birden ligde havlu atmak istemiyorsak zemin çok özenle iyileştirilmeli şampiyonlar ligi maçları yağmurla birlikte ne rezil geçmişti daha yeni,kısaca zemin sorunu kalıdırlacaksa ki bence zor, yönetim biraz daha iyimser olabilir yemezler stadı,ama size peşkeş diyenler de ne yiyeceklerine kendileri karar versinler,insan olmak lazım,ama her güzelliğin bedeli var biliyoruz fakat galatasaray sarı kırmızı tek gerçektir.
  2. 27
    türkiye'nin en büyük futbol kulübü. muhtemelen bu senenin de şampiyonu.
  3. 28
    hakkında kitaplar yazılır;

    siz her sayfasını özenle çevirerek okursunuz, yemeğe çağırır anneniz ama bırakıp gidemezsiniz. her nokta bir hüzün her paragraf yeni bir güzelliktir sizin için.

    hakkında filmler yapılır;

    sevgilinizle gidersiniz izlemeye, elini tutmayı unutursunuz heyecandan. ara girer filme o zaman bakarsınız sevdiğinizin yüzüne, dudakları büzülmüştür. iki aşk arasında kalmışsınızdır.

    hakkında büyükleriniz konuşur;

    pür dikkat dinlersiniz, çayınız-kahveniz soğur elinizde. içine attığınız şekeri karıştırmayı unutursunuz. yüzyıllar öncesi efsaneler gibi gelir size.

    hakkında bir hatıranız canlanır;

    gece yatarken günün ve de hayatın muhasebesini yaparsınız ya da hayal kurarsınız. birden sarı-kırmızı olur her yer. içinde nice mutluluklar vardır, siz gözlerinizi hiç açmak istemezsiniz.

    hakkında bilgi sahibi olursunuz;

    biri hakkında bir şey öğrenmek istediğinde, sesinizin tonu değişir anlatırken. herkesi toplamak istersiniz etrafınıza. doya doya anlatmak istersiniz. susmak hiç gelmez içinizden.

    hakkında kötü konuşurlar;

    siper olursunuz, gururunuz kırılır sanki şahsınıza söyleniyormuş gibi. karşı çıkarsınız hiddetle, tüm gücünüzle, yüreğinizle.

    ve bir gün gelir sadakatini gösterir size;

    sizi mutlu edecek bir şey daha yapar, bir gurur daha yaşatır size, işte o zaman;

    her şeyden daha çok bağlanırsınız galatasaray'a...
  4. 29
    "çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmaz" demiş şair, bir zamanda, bir yerlerde, bir kimselere, bir şeyler için; acısı olmayan şeyin aşkı olmaz..! işte son zamanlardaki can acımızın, kalp sızımızın sebebi ve en naif açıklaması. hissiyatımız değişmedi, fikriyatımız aynı; galatasaray varsa, hayat var, umut var.

    siz hiç 14 sene beklediniz mi, bir şampiyonluk rüyası için
    sokakta çoğunluğu sarı-lacivert çubuklu formasıyla, bazen selçuk, bazen cemil olan çocuklara karşı,
    parçalı formanızla hiç bir fatih terim, bir metin yıldız oldunuz mu?
    sırasıyla şampiyonluk turuna çıkan rakiplerinizin gürültüsünde,
    parçalı formanıza sarılıp uyudunuz mu hiç?
    ya da rakipleriniz gürlerken,
    siz hiç mitatpaşa'da iki direk arasına sıkışmış vaziyette rerere rarara çektiniz mi?
    galatasaray galatasaray cimbombom!
    ya da siz hiç, "uyanın! canımızdan çok sizi seviyoruz" diye bir pankart için para topladınız mı?
    altına not düştünüz mü hiç, "galatasara aşkına ölen kardeşlerimize allah rahmet eylesin" diye.

    ben hiç 14 sene beklemedim,
    sokakta da parçalı formamla hep kubilay, hep hakan şükür, hep tugay, hep hagi'ydim.
    17 mayıs gecesi, -fenerbahçelilerle bile- cimbombom! diye bağırarak ağladım!
    sonra en sevdiğim pankart-tezahürat oldu, gerçekleri tarih yazar! tarihi de galatasaray!
    kadrolarını bile net şekilde hatırladığım 9 türkiye ligi şampiyonluğu, 5 türkiye kupası,
    1 uefa kupası, 1 süper kupa gördüm!

    hiçbir ortamda, galatasaray'ın büyüklüğünü açıklamak için kıvranmadım, bükülmedim,
    adı konul(a)mamışlara sığınmış büyüklüklerimiz de yoktu bizim.
    ben zaten ali sami yen'den beri var, ali sami yen'den beri büyük idim.
    metin oktay'ı hayatımdaki her şeye galatasaray restini çekebilecek kadar çok sevdim.

    yani kısacası, bugünkü şartlarda nankörlüğe en yatkın pozisyondaki ben dahi hiçbir zaman nankörlük etmedim.
    adımı, tarihimi, geçmişimi, nerden geldiğimi ve nereye gittiğimi hiç çıkarmadım aklımdan.

    galatasaray'ın umut, umudun galatasaray olduğunu hiç unutmadım.
    en zor anlarda geçmişimden güç aldım, adımdan!

    'bu lir bende emanettir' dedim, zaptettiğimiz alanlara galatasaray'ın adını taşıdım,
    -ikrarı bitmeyecek dilin,
    kalbin dediği bitmez-
    diyerek
    bağırdım omuz-omuza!

    evet, çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmazmış,
    kolaya kaçmak şimdi takıma öfkelenip, sinirlenmek,
    o gitsin, bu gitsin, "kelle istiyorum ulan" demek.
    ama;
    çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmaz.
    aşk olmayınca, çile olmaz.
    çile olmayınca ibda meydana getirme cehdi olmaz,
    şevk olmaz, hiçbir şey olmaz, aksiyon olmaz...

    duydum ki şimdi umutsuzmuş birileri, bir yerlerde,
    güneş de batmış hatta onlar için.
    ama karanlıklar geçecek, güneş doğacak elbet;
    turuncudan iz taşıyan tok bir sarısıyla,
    tam da parlarken aslantepe'nin üzerinde güneş,
    biz orada olacağız,
    vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı atkımızla, formamızla, kanımızla!

    zaferler de olacak,
    eli-yüzü kanlı bir boksörün havaya kalkan kolları gibi,
    omzumuz çıkarken bile, inanarak getirdiğimiz
    zaferler gibi.

    ve galatasaray tarihinin bize öğrettiği en önemli şey;
    "büyük yıkıntıların ardından zaferler gelir"
  5. 30
    türkiye'nin açık ara en iyi takımıdır.

    kadroyu saymaya üşendim lakin adamlar şiir gibi top oynuyor.

    şimdi fener düşünsün!

    o değilde trabzon ne transfer yaptı he. vay beşiktaş'ın haline.

    (bkz: çare drogba)
  6. 31
    arsenal maçı ile güzel bir hatıra'nın tekrarını yaşatmış sevgili aslanım.

    içinde ruhunda kükreyen aslan'a kurban drogba.
    o golden sonra sırtında yazan 12 numara' yı gösterirken ne asaletti o !.

    ama bizim; arsenal karşısında 13 yıl arayla aldığımız kupamız var.
  7. 32
    Çok büyük takım çokk.
  8. 33
    zorluklarla baş edebilen ilklerin takımı.

    her başarısından sonra hafifçe göz yaşlarımın aktığını söylemekten utanmıyorum.
  9. 34
    yarın ki şampiyonlar ligi kura çekimine 3. torbadan girecek temsilcimiz.
  10. 35
    1. torbadan Benfica
    2. torbadan Cska veya Marsilya
    4. torbadan kim olursa

    takımlarının gelmesini beklediğim kura.*
  11. 36
    şampiyonlar ligi'nde real madrid, juventus ve kopenhag ile eşleşmiş türk takımı. juve'den bir puan ve kopenhag'dan da 4 puan alıp uefa'dan devam eder diye düşünüyorum.
  12. 37
    20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi şeklinde bir açıklama yapan başkana sahip olan takım.

    link : www.youtube.com/...
  13. 38
    mancini yerine lucescu getirmek isteyen takım.
    mancini göndermek için 13 milyon euro tazminat ödemesi gerekiyormuş. 2 yıl daha dursun en kötü 2. olur amk bu ligde.
  14. 39
    gelecek sene man(ç)ini'ye şans vermesi gerekilircilerin hakkında şunları iyi bilmesi gereken takım.

    (bkz: roberto mancini)
  15. 40
    www.ntvspor.net/...
    www.androhit.com/...
  16. 41
    bayan basketbol final maçında fenerbahçeli heyeti protokole almayarak ve galatasaraylı taraftarlar arasında geçmeye zorlanarak fenerbahçe yöneticisi mahmut usluya yumruk atılmış ve bunun sorumlusunu galatasaray yönetimi olarak söylenmektedir. galatasaraydan herhangi bir açıklama yapılmadığına göre söylenenler doğru gibi gözünüyor.

  17. 42
    ligi %99 2. sırada bitirecek takım. tebrik ederiz.
  18. 43
    bugünkü maça şu şekilde çıkandır.

    pbs.twimg.com/...
  19. 44
    roberto mancini'nin gidişiyle yol haritası daha net belli olan takım.

    Sözlük daha önce de söyledim, bu yabancı sınırlaması ve eldeki yabancılarla köklü bir revizyon yapılamaz. sadece yerli oyuncular üzerinde oynanıp 1 forvet ve 1 stoper alınabilir yabancı olarak. dolayısıyla takım yine aynı ekiple devam edecek. bu takımı başarısızlığa uğratıp bu tırt ligde 5 hafta önce şampiyonluğu kaybeden antrenörü yollayarak sorunun kimde olduğuna karar vermiştir.

    doğrusu da budur.
  20. 45
    mancini ile yola devam etmeyerek, büyük hata yapan ekip.

    aslında aysal ve tulun ile yollar ayrılmalıydı. neyse..
  21. 46
    UEFA, Galatasaray'ın geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nden kazandığı 21 milyon euro geliri dondurdu.

    fakir bir kulübe dönmesi an meselesi.
  22. 47
    geçmiş senelerde fenerbahçe`ye duyduğum antipatiyi son zamanlarda kendi üzerinde toplamış olan takım.
  23. 48
    nike ile olan forma anlaşmasını 2024 yılına kadar 70,75 milyon Euro karşılığında uzatmıştır.*

    edit: peşin olan 10 milyonda eklenince 80 küsür oluyormuş sanırım...

    www.galatasaray.org/...
  24. 49
    kimilerin yüreğindeki vageçilmezdir, kimilerinin hayatının bir anlamıdır bu sevda.

    bu sevda uğruna yeri gelir gözyaşları dökülür,bu gözyaşları bazen sevinçtendir bazen de hüzünden. ama bu gözyaşının iki anlamı da aslında aynıdır, onun adı onu delice karşılıksız sevmektir. onla ağlayıp onla gülmektir, şereftir, övünmektir, haykırmaktır onun sevgisini dağları parçalarcasına.

    bu sevda da karşılık beklemek yoktur, bu sevda da yıkılmak yoktur, bu sevda da pes etmek yılmak asla yoktur. bu sevda da sonuna kadar onu asla yalnız bırakmadan desteklemek beraberce her zorluğa göğüs vermek vardır. nasıl ki sevinçlerde omuz omuza verip sevinç naraları atıyorsak zor günlerde, üzüntüde, kederde beraberce omuz omuza verip destek vermek vardır.

    bu sevda da paranın adı geçmez bu sevdanın hiç bir maddi dayanağı yoktur. bu sevda paranın geçmediği temiz bir yaşamdır, bu yaşamın en temiz parçasıdır.

    bu sevda bir mirasdır, nesilden nesile taşınan bir meşaledir, bu sevda 7'den 70'e beşikten mezara, mezardan mahşere kadar devam eden asırlık bir çınardır.

    bu sevdanın bekçileri ve taşıyıcısı bazen 1 yaşında taze bir yürek bazen 90 yaşında yaşlı bir yürektir. bu sevdanın yaşı yoktur ve bu sevdanın aslında tarifi de yoktur.

    bu sevda da sevdiğini yerden yere vurmak, eleştirmek asla yoktur, bu sevda da düşmanlara karşı korumak ona sonuna kadar sahip çıkmak gövdeni siper etmek vardır. çünkü bu sevda karşılıksızdır, o yüzden bu sevda asla vazgeçilmeyen nesilden nesile taşınan bir yürek ateşidir.

    bu ateşin kaynağı olan bu sevda yolunda bazen mağlup olmak da vardır. ama asıl önemli olan bu yolda mağlupken galip olmaktır, galip sayılmaktır. işte bizler bu sevdayı eğer ki yüreklerimizde taşıyorsak bu ateşi asla söndürmemeliyiz, söndürtmemeliyiz!!!!

    bu sevda uğruna üzülürüz kimi zaman ama asıl olan onu asla üzmemektir. üzüntüyü aşmanın yolu bunu sevdiğine yansıtmamaktır, tekrar onu ayağa kaldırmak onu her zaman ki gibi desteklemektir, aynı bizi sevindirdiği zamanlardaki gibi.

    bu sevda sadece iyi günde yanan bir ateş değildir, daima her koşulda sönmeyen sönmeyecek bir meşaledir. bu sevdaya dış baskılardan daha çok zarar verecek şey ise onun sevenin onu yalnız bırakması ona küsmesidir.

    bu sevdanın yaratıcısı ali sami yen'dir, taşıyıcısı ise geçmişten bugüne, bugünde yarına devam edecek karşılıksız seven arma aşıkları, meşaleyi elden ele taşıyan yüreğinde bu sevda ateşiyle yaşayan sevda bekçileridir.

    bu sevdayı kalbinde yaşatıp bu dünyadan sonra bile ismiyle bu sevdayı yaşatan efsanler de vardır, taçsız kral metin oktay gibi, karınca ezmez şevki gibi.onlar bu dünyada olmasa da bu sevdasını beşikten mezara, mezardan mahşere taşıyan sevda bekçileridir.

    eğer ki bizlerde bu sevdanın bekçileriysek asla bu meşaleyi söndürmemeliyiz, sönmesine izin vermemeliyiz.

    bu sevdanın, bu meşalenin rengi sarı kırmızıdır, adı da "galatasaray" dır.
  25. 50
    galatasaray diyince aklıma hep arma gelir, tüyler diken diken,
    yalnız bir akşamda formanın üzerindeki armaya yakından bakınca,
    güzel bir kadına aşık olduğunda hissettiğin duyguların daha fazlasını hissettirir,
    sana yaşattıkları aklına gelir,
    sevinçlerin;
    öyle bir sevinç ki gözlerinden yaş gelene kadar, için dışına çıkana kadar,
    üzüntülerin;
    kan ağlar insanın içi, nasıl oldu bu diye, hiç yakıştı mı o şanlı armaya diye,
    öğrettikleri gelir insanın aklına,
    tanıştırdıkları arkadaşlar;
    sırf sarı ve kırmızı diye kardeşinden ötedir,
    armaya baktıkça aklına gelir hep hatıralar,
    düşündükçe daha çok seversin,sevdikçe daha çok gözlerin dolar,
    aşk,tutku,hayat kelimeler yetmez ki!
    arma ile uyumanın verdiği hazzı ne yaşatabilir ki insana?
    neler yaşamışsındır neler...
    deplasmana gittiğin için bir hafta aç gezmek mi koyar insana?
    yoksa gittiğin maçın kaybedilmesi mi?
    sorunun cevabı basittir:
    çünkü galatasaray kendinden önce gelir.