almanya

son günlerdeki ilginçliğiyle rusya'yı sollayan ülke:

edition.cnn.com/...

avrupa'nın en yoğun yabancıya ev sahipliği yapan buna rağmen en hoşgörülü devleti. misafirperverliği falan geçin, o hiçbir yerde yok. kendinizi kandırmayın türkiye'de de yok.

henüz 3-4 senedir ülkemizde bu denli yoğunlukta ve sayıda yabancı insanla* yaşıyoruz ve olanları görüyoruz. 1960 yılında itibaren türkiye ile yaptıkları anlaşma ile çok sayıda türk vatandaşını çalışmak üzere ülkesine kabul eden almanya* ise kendi kültürüne o kadar zıt yüksek sayıda insanla 60 seneye yakındır yaşıyor.

bugün türkiye'de kendi çevrenizde gördüklerinizden yola çıkarak empati yapın. herkes empatik ya ameka... neyse. türklerin 70-80 ve 90'lardeki yoğun göçünün, bu giden kitlenin büyük çoğunluğunun türkiye'nin sosyo-kültürel anlamda en geri kalmış, mesleki anlamda en vasıfsız insanlardan oluştuğunu; gittikleri yerde kendi ilkel* adetleri ile çarpık davranış biçimlerinde direttikleri, uyum sağlamadıkları gerçeğini göz önünde bulundurun. birdenbire on binlerce, yüz binlerce yabancı şehrinize gelip mahalleler kuruyor, hiç görmediğiniz işletmeler kurup garip davranış biçimleri sergiliyorlar. türklerin almanya'da yaptıkları buydu. oraya ilk gidenler türkleri avrupa'ya tanıtan kitle oldu ve ne yazık ki çok yanlış işler yapıldığı için bize karşı zaten olumsuz olan veya en iyi ihtimalle olumlu olmayan imajın pekişmesinde, bugünkü kötü ve olumsuz imajımızı kazanmamızda büyük etkisi oldu. okula uyum sağlayamayan çocuklar, almanca öğrenmeyen, kendi içlerinde sürekli kavga gürültü çıkaran, kadınlarını öldüren, "kahve" denilen yerlerde oturan erkekler, aşırı kapalı ve ürkek* kadınlar... şimdi komşu mahallenizin suriyeli mahallesi olduğunu düşünün. her gün bir olay, kavga gürültü, türklere yönelik olumsuz davranışta bulunduklarını düşünün ne söylemek istediğimi anlarsınız. her milletin içinde almanların dazlakları misali aşırılar çıkar sağa sola sataşır, şiddete yönelir. almanya nüfusunun önemli bir kısmı avrupa kültürüne zıt kültürlerden gelen insanlar ve 60 yıla yakındır almanya sürekli büyüyor, huzurlu, üretim olarak avrupa'nın en güçlüsü.

ordu mevcutlarını 5000 kişi artıracaklarmış 2024'e kadar.
1945www.hurriyetdailynews.com/...

sebze meyve fiyatlarında bir gariplik olan ülke. yoksa garip olan bizdeki fiyatlar mı... tarım ülkesi miydik neydik ki biz.
4:50. dakikadan itibaren.
www.youtube.com/...

hayatımın 3 yılını geçirdiğim soğuk insanların soğuk ülkesi.

adolf hitler başlığına denk gelince yazmak istediğim başlıktır. bu girdi de almanyanın ikinci dünya savaşında ki durumu hakkında kısa bir bilgilendirme sunacağım. Yazının tamamını almanya konjöktöründen değerlendireceğim.

öncelikle anlamamız gereken çok önemli konular var. bunlar:

İkinci dünya savaşı başlamadan önce ki dünya konjöktörü,
ikinci dünya savaşının neden çıktığı,
hitler faktörü,

- almanya açısından ikinci dünya savaşı öncesi dünya konjöktörü:

1) versay barış anlaşması

Bu anlaşmanın almanya açısından önemini anlayabilmek için, almanya'nın birinci dünya savaşında askeri olarak diri ve daha yıllarca çarpışabilecek kuvvette iken yenilgiye zorlanmasının, alman halkına büyük bir sosyolojik travma yarattığını bilmemiz gerekiyor.

bu anlaşma,

- almanya'nın sınırlarını almanya' nın hiç istemediği bir biçimde yeniden çizmiştir.
- almanya'nın ordusunun büyük bir kısmı terhis edilmiş ve silahlanması yasaklanmıştır.
- almanya'nın tüm donanmasına kilit vurulmuştur.
- almanya'nın 2-3 milyon marklık bir savaş tazminatı bütçesi yok iken, almanya 20 milyon marklık bir savaş tazminatına çarptırılmıştır.

2) avusturya' nın almanyayı reddetmesi

- ikinci dünya savaşından hemen önce, avusturya ısrarla almanya otoritesini reddetmiş ve sosyalist politikalar izlemiştir.

(bkz: Anschlussl)

3) Anti-Komintern Paktı

Versay anlaşması ile büyük bir fakirlik ve toplumsal travma yaşamış almanya, Anti-Komintern Paktı' nın kurulmasıyla kaybettiği toprakları alabilmek ve versaydan kurtulmak için büyük bir heyecana kapılmıştır. çünkü Anti-Komintern Paktı imzalayan devletler, sscb ile savaşa girmiş devletlere destek sözü veriyordu. almanya için, amerika, italya, ispanya gibi devletlerin desteği büyük önem taşıyordu.

4) ikinci çin-japon savaşı

bu durumun almanya açısından önemi büyüktür. çünkü sscb bu savaşta hem gizliden hemde açıktan çin'i desteklemiştir. japonya ise savaşın yaşandığı coğrafya' da sscb hakimiyetinin olduğu alanlara doğru ilerlemiş ve sscb' yi tedirgin etmiştir.

almanya Anti-Komintern Paktı' nın verdiği özgüven ile japonya' nın yarattığı baskıyı değerlendirmek için çeşitli politikalar denemiştir.

5) yükselen şovenizm ve ırkçılık akımı.

2.dünya savaşından hemen önceki dönem,

amerika'da siyahi insanlara karşı yapılan ırkçılığın olduğu,
ispanya'da franco hakimiyeti,
italya'da mussolini hakimiyeti
ve
almanya'da hitler hakimiyetinin olduğu bir dönem.

anlayacağınız bu dönem tüm dünya şovenizm ve ırkçılık akımı ile kavruluyor.

- ikinci dünya savaşının başlamasının almanya açısından temel sebepleri.

almanya, versay ile adeta kıskaca alınmış durumda olduğunu tekrar hatırlatıyorum. almanya'da nazi 'ler dünya konjöktörünün de kendi fikirlerini desteklemesiyle birlikte büyük bir destek kazandı. bu akım avrupa'nın içinde bulunduğu fakirlik ile yoğuran hitler, adım adım versay'ın hükümlerini uygulamamaya başladı. örneğin, versay'ın kısıtladığı asker sayısını görmezden geldi. daha sonra savaş tazminatını ödemeyi reddetti.

burada kırılgan bir nokta var. hitler versay'ın şart koştuğu uygulamaları reddederken, avrupa'nın "kardeş sen hayırdır" diyecek takati yoktu. fransa, ısrarla ingiltereyi uyarmaya çalışsa da bir yaptırım uygulayamayan avrupa'nın tavrı almanya' ya özgüven verdi.

- hitler faktörü

hitler'in ne kadar zeki birisi olduğunu anlamak için Mein Kampf içerisinde bulunan mektupları okumanız yeterli. milyonları şovenist bir yapıda ölüme koşturmasını söylemiyorum bile. fakat diğer yandan hitler'in askeri bilgisinin aşırı zayıf olduğunuda görüyoruz.

hitler ikinci dünya savaşı öncesi, vatikan ile büyük bir işbirliği içerisine girmişti.
münih konferansı ile büyük bir müttefik desteği sözü almış ve almanya içerisinde çok büyük coşku yaratmıştı.
Birahane Darbesi vasıtasıyla kazandığı toplumsal statü, alman halkının büyük bir kısmının hitler'e olan sempatisinin ve desteğinin artmasını sağlamıştır.
Reichstag Yangını ve almanya'da tüm muhaliflerin baskı altına alınması. hitler'in ben ne dersem o olur tavrını kuvvetlendiren en büyük olaylardan birisidir.

toparlamak gerekirse, almanya diğer ülkelerin kendilerine uyguladığı baskı ve ambargoyu atlatmak için çırpınırken, denize düşen yılana sarılır misali hitler'e koşmuştur. tabii ki unutmamız gereken en büyük olgulardan birisi ise, cermen halkının tarih boyunca ilk defa tek devlet altında toplanmasının, toplum üzerinde oluşturduğu bir özgüven ve heyecan. almanlar ikinci dünya savaşının cereyan ettiği yıllarda psikolojik olarak hak ettiklerini düşündükleri şeyler için savaşmaya fazlasıyla hazırdı. çünkü kendilerine baskı kuran avrupa'nın fakir ve güçsüz olduğunu biliyorlardı.

not: yazı biraz dağınık farkındayım. müsait zaman buldukça düzeltip, gerekli ekleme çıkarmaları yapacağım.

tek ufak yanlışın, Almanya'nın 1. dünya savaşını bırak daha yıllarca devam ettirmeye yetecek gücünün olmasını, savaşın sonuna doğru ellerinde kaynak kalmayınca kilise çanlarını eritip silah yapımında kullanmak zorunda kaldılar.
Ayrıca savaşı bitirmelerinin bir kaç sebebi de halkın, savaşı finanse etmekten ekonomik anlamda büyük sıkıntılar çekmesi ve isyan etmeye başlaması, askerlerin yılları aşkın siper savaşına psikolojik olarak daha fazla takati kalmaması
O zaman ki almanyanın fakirliğin sebeplerinden en önemlisi, savaş tazminatı ve savaşının etkilerine nazaran, yahudilerin alman ekonomisini tek eline almasından dolayı alman halkı büyük yoksulluk çekiyordu. Yahudi nefreti de buradan gelmekte.

isveçin ötesindeymiş.

hollanda berisinde.

Türkiye’de bulunan vatandaşlarını 15 Temmuz darbe girişiminin yaklaşan yıldönümü nedeniyle uyaran ülke. merkel yine alfalığını konuşturuyor. yüze gülüp buna güven olmaz diyor.

Devletten ziyade alman vatandaşlarının gözle görülür negatif bir tavrı var türk gurbetçiler üzerinde akrabalarımdan aldığım duyumlara göre. İş yerlerinde muhabbeti soğutup kesecek seviyeye getirmişler. Hatta dayımın torunu kaza geçirmişti, baştan savmak için tabanı biraz ezilmiş ve morarmış ayak için direkt kesmek şart denmiş devlet hastanesinde. Doktor da çocuğun moralini bozmuş senin hayatın kaydı gibilerinden konuşarak. Allah'tan özel hastaneye götürmüşler de durumu çok iyi şimdi, başarılı da 2 ameliyat geçirdi.

Bu durumların onlara ders olması gerekirken hâlâ aynı kafadalar. Kötü halin nedenini rte'nin yürüttüğü yarak kürek dış politikaya değil de türkiye'nin gelişmesini istemiyorlar gibi fiktif bir nedene bağlıyorlar. Allah ıslah etsin sizi be kardeşim...

#1099892 sadece ilk paragraf. ülkemizde yaşayıp benzer şeyi yapan dış orijinli bir topluluk olsa biz de aynı şeyi yaparız.
aklım buz gibi yanına koştu ben böyle diyeyim de gerisi sivrisinek saz.

nüfusu azalmasına rağmen gsmh'si giderek artan ülke.

ya kardeşim siz allah mısınız ?

müslüman mültecilerin ülkelerindeki camilerden daha tutucu bulduğu camilere sahip ülke.

www.theatlantic.com/...

Almanya'da yüksek lisans yapmak isteyen arkadaşlar mutlaka incelemeli: www.almanyadauni.com...

son genel seçimlerin üzerinden 3 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen hala hükumetin kurulamadığı ülke.

bundan 3.5 sene kadar önce, gitmeyi düşündüğüm ülke idi. sonra iptal oldu... gelecek olan buraya geldi amma kocaman bir sürprizle.. öyle ki o sürpriz hayatımın son altı ayını alt üst etti amk...

çoğu yeri türklerle dolup taşmış olan ülke. geçenlerde köln’de çocuğun biri “buranın ana dili türkçe galiba” diye dalga geçiyordu, gerisini siz düşünün yani. anca dresden gibi küçük şehirlerde saf almanlar var, onun dışında çoğu yer asimilasyona uğramış.

an itibariyle bulunduğum ülke. her dinden, dilden ve renkten insanı bir arada bulabileceğiniz öğrenci memleketi olarak görülen göttingen'de oturan biri olarak, fazlasıyla güzel bir yer olduğunu söyleyebilirim. öğrenciler için sunulan yurtlar uygun fiyatlarda, yiyecekler neredeyse beleş. alkol? bedava resmen. 70'lik rakı bile 13-14 euro civarında. viskiler ve likörler kat kat daha ucuz. şarapların fiyatları = türkiye'deki bira fiyatları. biraların bazıları, sulardan bile ucuz. işin ilginç tarafı, güzeller de. cennet burası. bildiğin cennet.

türkiye den almanya ya gidenler almanya gökyüzünün en çok ötesin de olduğu için türkiye den almanya ya uçaktan gitmek zorun da kalıyorlar.

Bizi kıskanan ülkelerin başında geliyor.

(bkz: belki bilardo)

otoyollarında* otomobiller için hız limiti yoktur. sadece 130 km/s üzerine çıkılmaması ile alakalı uyarı bulunur (mavi arka planlı kareye 130 yazılma suretiyle belirtilir). sigorta şirketleri 130 km/s üzerinde olacak kazalar için ödenecek paradan kesme yaparlar.

şöyle de bir video var: www.youtube.com/...

3 pet şişe ile bir litre süt alabileceğiniz ülke. Markasına göre de 2-4 şişe ile de 50lik bira alabilirsiniz. Gerçek geri dönüşüm tam olarak bu galiba.
Tişikirlir Merkel Kalp.

Kendisini Almanya yapan kişinin, herkesten çok Rudolf Diesel olduğunu düşündüğüm ülke.

genc nesli yasli nesile gore haddinden fazlaca "az" olan ulke. yasli kesim cok agir basiyor ve boyle giderse ileride buyuk sikinti cekecekler gibi.

avrupa nın en güçlü ülkesi ekonomik olarak çok güçlü ve 70 karaktere tamamladım

Türkiye'ye silah satışını durduğunu açıklayan ülkelerden biri daha.

twitter.com/...

tümünü gör

↑