kayıt

sezai karakoç

  1. 1
    herkesin bildiği mona rosa haricinde sürgün ülkeden başkentler başkentine başlıca güzel eserler vermiş, anlamdan ziyade duyuşa yönelik şiirler yazan şair.
  2. 2
    okuması keyif veren şairlerdendir.
    hani su gibi akan şiir derler ya, öyle işte.
    ayrıca siyasetçidir. halen kendi kurduğu yüce diriliş partisi'nin genel başkanlığını yapar. her cumartesi konuşmaları vardır. islamcı bir rotada ilerler ve türkiye eksenli islam aleminin sorunlarını ele alır.
  3. 3
    şu sıralar recep tayyip erdoğan ile ilgili reklamda yer alan şiirin sahibi yazar. tabii tayyip erdoğan'dan önce biz bu şiiri bilir ve severdik. şimdi de seviyoruz ama şiirlerin bu şekilde tanınması hoş olmuyor. yahut şöyle diyelim, kürk mantolu madonna'nın da popüler kültüre yenik düşmesi gibi hani.
    sözü uzatmadan karakoç'un şiirleriyle birlikte diriliş düşüncesi ile ilgili eserlerinin de önemini vurgulayalım. böyle de bir şey vardır mesela, karakoç'u mona rosa şiirinden ibaret sanan bir nesil, yahut karakoç'u şiirlerinden ibaret sanan nesil.
    sözlerimi sonlandırırken üstaddan alıntı yaparak bitireyim:


    -- spoiler --

    ''onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
    halbuki,
    biz sussak, tarih susmayacak..
    tarih sussa, hakikat susmayacak.
    onlar sanıyorlar ki,
    bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
    halbuki,
    bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar,
    vicdan azabından kurtulsalar,
    tarihin azabından kurtulamayacaklar.
    tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar.''

    -- spoiler --
  4. 4
    "sevgili
    en sevgili
    ey sevgili
    uzatma dünya sürgünümü benim..." demiş şairdir.
  5. 5
    bekardir.

    Askina sadakatindan dolayi hic evlenmeyerek gercek askin ve sayginin ne oldugunu gostermistir.

    Na'palim, kismet degilmis.
  6. 6
    hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
    ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
    bunu bana söylemediniz
    insanlar havada uçtu ama yerde öldüler
    bunu bana öğretmediniz.
  7. 7
    sen geldin ve benim deli köşemde durdun
    bulutlar geldi ve üstünde durdu
    merhametin ta kendisiydi gözlerin
    merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
    bulutlar geldi altında durduk
  8. 8
    2. yenici şairdir.
  9. 9
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    Işıksız ruhumu sallar da durur.
  10. 10
    baharı yaz uğruna tükettik
    aşkı naz uğruna..
    ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna
    derken ömrü tükettik bir hiç uğruna..
  11. 11
    yüce diriliş partisi genel başkanıdır.
    tevazunun ne olduğunu ona baktığınız zaman anlarsınız ve anlarsınız ne kadar yalancı bir mutevazı olduğunuzu.
  12. 12
    1933, ergani(diyarbakır) doğumlu şair.

    allah hayırlı ömürler versin kendisine.
  13. 13
    haddim olmasa da şunu demek isterim: kendisi yaşayan en büyük türk şairdir.
  14. 14

    -- spoiler için tıkla --


    bir gün gözlerimin ta içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış


    -- spoiler --

  15. 15
    Şiirlerinin müthişliğinin yanı sıra siyasi görüşleri de önem taşıyan muazzam yazar, şair ve siyasetçidir.
  16. 16
    Cemal Süreya ile sınıf arkadaşıdır. Hatta girdiği iddia sonucu Cemal Süreya'nın soyadından bir harf kaybetmesine neden olur. Girdikleri iddia ise sınıftan bir kızı tavlamak. Sezai Karakoç kıza Mona roza şiirini yazar.Kızın ismi de Muazzez Akkaya.
    Muazzez Akkaya Sezai Karakoç'un kendisi ile bir iddia sonucu ilgilendiğini öğrenir. Biraz da sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve okulu bırakıp ve memleketi olan Geyve'ye gider.
    • Olabilir, araştırmak gerek. Öyle değilse düzeltirim hemen.
  17. 17
    yaşayan en büyük türk şairlerinden. allah hayırlı uzun ömürler versin...
  18. 18

    -- spoiler için tıkla --


    artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir.
    herkes salonda toplansa da kimse evde değildir.


    -- spoiler --

  19. 19
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
    Kanadı kırık kuş merhamet ister.
    Ah senin yüzünden kana batacak.
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

    Ulur aya karşı kirli çakallar,
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
    Mona Rosa bugün bende bir hal var.
    Yağmur iri iri düşer toprağa,
    Ulur aya karşı kirli çakallar.

    Açma pencereni perdeleri çek,
    Mona Rosa seni görmemeliyim.
    Bir bakışın ölmem için yetecek.
    Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
    Açma pencereni perdeleri çek.

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
    Bende çıkar güneş aydınlığına.
    Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
    Seni hatırlatır her zaman bana.
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    Işıksız ruhumu sallar da durur.
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    Ellerin, ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
    Ellerinden belli olur bir kadın,
    Denizin dibinde geziyor gibi.
    Ellerin, ellerin ve parmakların.

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana,
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

    Akşamları gelir incir kuşları,
    Konarlar bahçemin incirlerine.
    Kiminin rengi ak kiminin sarı.
    Ah beni vursalar bir kuş yerine.
    Akşamları gelir incir kuşları.

    Ki ben Mona Rosa bulurum seni
    İncir kuşlarının bakışlarında.
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
    O masum bakışların su kenarında.
    Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
    Henüz dinlemedin benden türküler.
    Benim aşkım uymaz öyle her saza.
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

    Artık inan bana muhacir kızı,
    Dinle ve kabul et itirafımı.
    Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
    Alev alev sardı her tarafımı.
    Artık inan bana muhacir kızı.

    Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
    Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kuş tüyüne.
    Bir tüy ki can verir gülümsesen,
    Bir tüy ki kapalı geceye güne.
    Altın bilezikler o kokulu ten.

    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
    Kanadı kırık kuş merhamet ister,
    Ah senin yüzünden kana batacak.
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
  20. 20
    Uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım!
    Gelin duvağından kopan bir rüzgâr...
    Bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım;
    Bu rüzgâr yüzünden bana olanlar...

    O ceviz dalları, o asma, o dut,
    Gül gül, mektup mektup büyüyen umut...
    Yangından yangına arda kalmış tut.
    Muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar.
  21. 21
    Haydi bu da son olsun.

    Veda

    silahlara veda
    geceye rüyaya ve sana
    yalnızlığın geyik gözlü köşesinden
    düzenlerin çıkmazına

    çizdiğim resmin
    saat kulesi ağlıyor
    ağzım o çeşit yok
    şişe bu çeşit var

    sen bir gece gelsen
    güneş doğmasa
    gitmeden yine gelsen
    bu yeni geleni
    bu bize bakanı
    sana bir anlatsam
    güneş doğmasa
    sandıkların içini göstersem sana
    çizdiğim resmin
    yalnızlığın geyik gözlü köşesinde
    bir rafa koyabilsen
    olup biteni ve onları
    sabaha kadar konuşsak
    o ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam
    ateşi karı tüfeği çeksem
    ocağa pencereye kapıya

    kemana veda

    yağmurda şeytan ve şapkası
    silahın ölümünü kutluyorum

    tren kaçırmış gibiyim

    sana veda
  22. 22
    "uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım!
    gelin duvağından kopan bir rüzgâr...
    bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım;
    bu rüzgâr yüzünden bana olanlar...

    o ceviz dalları, o asma, o dut,
    gül gül, mektup mektup büyüyen umut...
    yangından yangına arda kalmış tut.
    muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar"
  23. 23
    (bkz: sürgün ülkeden başkentler başkentine)
  24. 24
    "...
    benim boyum ufak onun da ufaktı
    kıvırcık saçlarından öpmediğim için onu
    onun bu ocakta yanan toprağı
    her gece rüyamda avuçlarımı yaktı
    benim boyum ufak onun da ufaktı
    benim gözlerim yeşildir onun kara
    ben günah kadar beyazım, o tevbe kadar kara
    ..."

    pişmanlık ve çileler.
  25. 25
    "kendimi kaptırıyorum eski rüya oyunlarına
    insanlar parça parça geçiyorlar yollardan
    sarhoş katil namuslu adam
    ben bir köprü parmaklığına bağlı bekliyorum
    bir piknik dönüşü gelip bu köprüden geçersin diye bekliyorum"
    • Onur duydum.