aşık olmak
- 126Bazen mesleğine...
Ya gece gece aklıma geldi, enerji geldi mutlu oldum ya. Bunu hissettirecek başka meslek var mı bilmiyorum.
Anlama zorluğu olan öğrencilere okuma yazma öğretiyorum. O kadar tatlılar ki. Geçen gün ders bitti, tenefüse dahi çıkmak istemedikleri için uzun uzun işlediğimiz dersin sonunda artık gitme vakti dedim. Kapatın defterleri.. Ben de toplanmaya başladım. O sırada yanıma gelmişler öğretmenim diye sesleniyorlar. Döndüm ne oldu diye, "sisi üzdük mü bu deys?" diyen iki minik surat.
Siz beni hiç üzer misiniz yav.
Allahım teşekkür ederim.
Arkadaşlar iyi geceler. - 127(bkz: aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın)
Sonu hep hüsran olduğundan uzak durduğum eylem. (bkz: yoruldum patron) - 128adeta bir trans halinde hedonistçe yaşama sanatıdır.
ayrıca geçmiş olsun canım kendim denmesinin tam vaktidir... - 129sevmek tutulmak.
"Bir iki kez karşıdan görmekle nasıl âşık olduğunu, nasıl evlendiğini yüreği burkularak izledi." - Necati Cumalı
Kaynak: tdk. - 130Dünyaya meydan okuyacak kadar cesur olup,
karşısında savunmasız kaldığın tek kişidir sol yanının sahibi.
Her redifte diz çöktürdüğün kelimeler,
bir parazit gibi yapışır kalır diline,
her gece ona söylemek istediklerin can bulur rüyalarında.
Ama ne yazık ki gizli özne şiirlerde. - 131sabah uyandığın zaman mutlu uyanmanı sağlayan ,gün içerisinde insanı daha dinç tutan ,üzerindeki miskinliği atmanı sağlayan ,kot pantolonu bile ütülemeden sokağa çıkmamana neden olan ,otobüste uyur numarası yapmadan teyzelere yer verdiren , martılara gevrek atarak mutlu olan insanları kendine daha yakın bulmana sebep olan ,ertelediğin diş doktoru randevusuna gitmeni sağlayan ,prezervatif fiyatlarını yeniden bilmene neden olan telefon hattını ve bulunduğun kampanyayı değiştiren yaşam destek duygusu .
- 132toplumsal genlerimizde var olan durumla acıyla tecrübe edip, montla sıçarak unuttuğumuz bin bir küfür edip sonrasında vazgeçtiğimiz duygu. aslında böyle olmasının kısmı sebebi de kişinin kendisi oluyor genelde.
bir sefer dibe inince çıkmak için tutunduğunuz daldan eliniz kayarsa hapı yuttunuz demektir. bir süre sonra öğrenebildiğiniz tek şeyin sabır olması gerekiyor. yanlış sularda yüzmemek için doğru suyu bulana kadar sabır etmek gerekiyor. yine böylesi bir durumda geçen sağ frameden söylemiştim gerçi bu kez soldan gideyim dedim. evet tam olarak son doğum günümde son kısa dönem sevgiliden tezkereyi alınmış bulunduk. kısa dönem diyorum zira ya ben erkenden tezkereyi veriyorum ellerine ya da ven vermeden onlar veriyor elime. onlar, bunlar dedim ama çok değil aslında zaten hiçbirinde aşkı geç sevgili gibi bile hissedemedim. ulan bir adamın en uzun ilişkisi toplamda beş ay sürer mi? sürüyor işte anlamadım ki en son psikologa gideceğim o olacak. lan kesin bir sorun var o sorun da bende. yok lan cinsel bir sorun değil şükür olsun ki o kadar derinlemesine inmedim henüz. evet yine öyle kısa dönem ilişkimde tam doğum gününde bitmişti her şey ilk içkimi içtiğim gün o güne tekabül ediyor zaten. aslında zaten içecektim lan o bahanesi oldu işte. sonrasında aradan geçen zamanda bir dönem altta bir kızı görmüştüm. sanırım ilk defa bir kızı gördüğüm an hassiktir demiştim. arkadaş o an dünyam mı karardı, gözüm mü karardı çözemedim.
hani o gün eve giderken gökyüzünün ilk defa o kadar mavi bulmuştum, uykusuz uykusuz okula gitmeye başlamıştım. o anı unutamamıştım. aslında meraklanmayın o an şöyle bir pozisyondu aşağı yukarı. ilk dönem finalleri başlamış ben ise muhabbet ederken bir anda bu kızın sınıfından içeri gözüm kaymıştı. ders çalışıyordu o an, finali vardı sanırım. hayatımda bir kadın ilk defa o kadar çekici gelmişti güzelliğini tarif etmem zor olacak ancak öyle pek güzelliğe kapılan bir tip olmadığım için üç senedir ilk defa öyle bir ana denk geldiğim için dikkatimi çekmişti. saçları gözünün önüne geldiği için ders çalışamıyordu ve tokasını dişleriyle tuttuktan sonra ellerini saçına atıp topuz yapmaya başlamıştı bile ben ise sanırım hayatım boyunca öyle güzel bir rüya görememiştim henüz. gözleri bir yanda önündeki notlarda idi yaklaşık yarım dakika süren o an ömrümden otuz seneyi çalmıştı bile.
bir iki günlük gözlemlerime göre işim çok zordu. kızın yanında takıldığı iki kız vardı bunlardan biri okulun yakışıklı asistanın sevgilisi, diğeri ise yine yakışıklı bir çocuk olan ve okulunu bitirmiş biriyle ilişkisi vardı. kendisinin sevgilisi olmadığını sonradan öğrendim ancak hem sınıfın hem havalı kızı olması, hem güzelliği, hem etrafındaki kızların sevgilisini görünce pek şansım olmaz demeye başlamıştım aslında. sonrasında dönmeye başlamıştı her şey tam bir hafta sonra konuşmaya karar verdim ve kısa bir süre konuşmuş oldum. lan o an konuştum mu, ne dedim, ne diyebildim hiç hatırlamıyorum zaten. sanırım o gün ölmüş olsaydım bu dünyadan baya mutlu ayrılmış olacaktım. kız tanışmaya olumlu bakmıştı, numaralar alınmış uygun gün belirlenmişti bile. çok uzadı diye kısa kesmek en mantıklısı olacak sanırım kızı aldım ve ilk buluşmamız yaklaşık 4 saat sürmüştü. akşam arkadaşı arayıp git kızın ağzını ara dedikten sonra aradık bile çok mutlu çok iyi biri olduğunu düşünüyor lafıyla ben kendimden geçmiştim bile. lan kafamdan bildiğin ergen kızların erkek versiyonu gibi evlilik hayalleri bile kuruyordum.
daha sonraki buluşmaya o çağırmıştı, yine güzel geçtiğini sanıyordum ben hala o ise bu kez kimseye bir şey anlatmamıştı üstüne üçüncü buluşmayı da istiyordu. ben tamam oldu modunda bakıp yanına giderken duyduğum yürütemeyiz olmuştu. ulan ne duydun da olmaz dedim tabi ki içimden ama pek ısrarcı olamam ben yoksa yok amk bir kızın peşinden koşamam öyle. peki deyip kabullendim. aklımda ise sürekli o buluşmalardaki gülmesi kaldı. o kadar güzel bir yüzü vardı ki üstüne gülmesini güzelleştiren dişleri, güzel gözleri, saçları, kendisi karşısında cennete düşmüşlüğüm gitmiş yerini arafa düşmüşlük duygusu almıştı bile.
aslında ne var ki bunda son sevgili seni çok seviyorum deyip bir hafta sonra hediyeleri verirken bitti demişken üstüne bambaşka bir dünyaya kapı açılmıştı o ise başlamadan nihayete ermişti bile. aslında bu kıza kızmamı gerektiren hiçbir durum yoktu ama aradan geçen zamanda öğrendiğim şey siktir be, siktir er ne aşkıymış amk siktir et dememe sebep olmuştu bile. kız zaten benim buluşma teklifimi kabul ettiğinde dahi bir başkasını seviyormuş. şu entride bahsi geçen durumda neden ben değilde o diyen benim zaten. (#83935)
evet onun üstünden de tam 7 ay geçmiş ve bu ay boyunca aldığım en güzel karar oldu kimseyi sevmemek, kimseye aşık olmamak. benim elimde mi derseniz kesinlikle benim elimde öyle bir kapatırsınız ki kendinizi kim gelirse gelsin bir türlü gidemezsiniz ötesine. zira aşktan anlanılan şeyin yakışıklılık, kültür, karizma, para olduğunu anladığın an çokta güzel siktir et diyebiliyorsunuz.
kesinlikle tüm kadınlar böyle değil ancak bir çoğu böyle olunca veya sizin karşınıza hep bunlar çıkınca olmasın diyebiliyorsunuz. üstüne öz güveni toparlamak bir hayli vakit alıyor.
velhasılı kelam hikaye filan neyse zaten az çok anlaşılmıştır fikir bir insanın elinde olan duygu. sanırım en doğru kişiyi bulma, kendini tek kişiye adamak için gereken şey sabır oluyor. onun için her ne kadar kızsam bile kısa süreli olması iyi olmuş diyorum. ilk dokunduğun, ilk seviştiğin, ilk yazılarını yazdığın kadın hep o kadın olmalı. sabredip onun gelip ikna etmesini beklemelisin. ha yoksa öyle biri ko götüne rahvan gitsin mk evlenmezsiniz, sevmezsiniz olur biter derdiniz sevişmek ise kız çok zaten iş aşksa doğru olan var mı yok mu, varsa ne zaman gelir gelene kadar bilemeyeceğiz zaten.
sabırlı olup tüm her şeyi o kadına vermek gerek. bir kadına aşık olmak gerek tamamına erdiremezsen bile, onun dışındakiler sadece kadın olmalı. - 133Uzun zaman sonra çok değişik hissetmemi sağladı.
Kar yağıyorken biraz yürüyüş yaptık, saçını düzleştirmiş. Yakışmış, o lüle saçları köprücük kemiğiyle güzel bi ikili olmuştu. O fındık burnunu ısırasım geldi. Ona bakarken yüzünün her santimini ezberledim. hani bi klişe vardır ya gülüşü içimi ısıtıyor diye, hah gerçekten varmış böyle bir şey. Kahkahasıyla birlikte o minik ağzından çıkan kelamlar resmen içimi ısıttı. kar topunu bilerek isabet ettirmememden sonra “çok kötü nişancısın” demesinin akabinde lap diye kulağının dibine kar topunu çınlatmam da muazzamdı :d yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibi çıktın karşıma, her şey boka sararken aydınlattın yolumu.
Tekrar Hoş geldin hayatıma. - 134Hayatımda her şey normal. Yüzümdeki makyajımı temizledim, yüzümü yıkadım nemlendirdim. Rahat bişeyler giyip 7 paket cips yedim, küçük boylardan. Netflixe bakındım, müzik dinledim. Yaklaşık öğlen 3 ten beri kafım ayık, normal. Tansiyon ve kan şekerim de normalinde seyrediyor. Evin sıcaklığı ideal.
Sorun burda başlıyo; eroin bağımlısı gibi ondan haber alamadığımda ağlama krizi, kafada kurma gibi reaksiyonlar gösteriyorum. Halbuki dün akşam birlikte yemek yemiştik. Whatsapp kovalıyorum ölmüş olması ihtimali gibi ihtimaller geliyor aklıma deli miyim ben ya.
Ufak bir kız çocuğu gibi aramaya da çekiniyorum ya rahatsız edersem diye. Gidip bişeyler içeyim de uyuşayım biraz. Böyle davul gibiyim ve yatağı yumrukluyorum. - Deli değilsiniz sadece çok aşıksınız.
- 135muhtemelen insana bahşedilmiş en güzel duygudur.
- 136kendini bilmeyen bir insanın başına gelebilecek en kötü şey. sonra neler yapıyor insan neler..
- 137belki de 1001 farklı tanımı bulunan ya da asla tamamen tanımlanamayan eylemdir.
kimi bunu can-ı gönülden diler, kimi aman aman der, kimi ölüp ölüp dirilir, kimi asla hissedemez.
aşık olmak; insanın ayaklarının yerden kesilmesinden, midesinde kelebekler uçuşmasından daha öte bir olay..
karşındakinin gözlerine baktığında kalbinin mühürlenmesi belki, söylemek isteyeceğimiz yüzlerce kelimeden birinin bile dudaklardan dökülememesi. bir kere o'nu tanıdıktan sonra bir daha asla o duyguyu tekrar yaşayamayacağını farkında olmak, bile isteye ateşin içinde kalmaktır.
yaşanırsa meşk olur dedikleri bu olgu yaşanmadığı, yaşanamadığı takdirde de gönülde ömür boyunca ufak bir kandil misali, cılız bir ışık olarak varlığına devam eder.. - 138bu hayatta kalbini gökkuşağına çeviren duygu-eylem karışımı bir olgu.
- 139bir kez olsun başıma gelmeyen duygu. başıma gelene kadar da varlığına inanmayacağım. hee bir de bazıları bunu hoşlanmak ile karşılaştırıyorlar. ikisi arasında epey fark var diye düşünüyorum. zira ben güzel gördüğüm çoğu kızdan hoşlanırım.
- 140beynin göte kaçması sendromudur.
siz sizlikten çıkarsınız. - 141ender gelişen osasuna atakları gibidir.
- 1421-salaklık değildir çünkü kimse isteyerek aşık olmaz.
2-dünyada en çok korkulan şey kesinlikle değildir. Aşk insanı kendine getiren, ruhun gizli kapısının belki de tek anahtarıdır.
Aşk bir eziyet de değildir. Aşka giden yoldur eziyet veren. Sizin acı çektiğiniz o vakitlerde aslında bol çakıllı yokuş yukarı bir yolda çıplak ayakla yürüyorsunuz. Zaten çoğu insan o sarp yokuşu geçemez ve bu yüzden içinde her zaman bir şeyler eksik kalır.
aşk sanıldığı gibi yapay ve dünyevi bir his değildir aksine gizemli ve bir o kadar da doğaldır.
Çoğu insanın aşk sandığı şey aslında beyaz bir perdenin arkasında oynanan gölge oyunlarından ibarettir.(bu söz bana ait değil)
neyse, aşkı belirli kalıplara yerleştirip buzdolabına atacağınıza onu kısık ateşte pişirip yemenizi öneririm. - 143aşık olmak istiyorum diye yazılır, rahat battı belamı arıyorum diye okunur.
- 144Hayatınızı mahvetmez, tersine hayatınızı en güzel şekilde güzelleştirir.
- 145kesinlikle güzel, zengin veya o derecede üstün insanalra sahip olunan bir özellik
onun altındaki kesimler için öyle bir şeyin olduğunu zannetmiyorum, en azından bir taraf için - 146uzakta mimar sayesinde öğreniyoruz.. Evet, aynen öle..
- 147sevmek, tutulmak anlamına geleni âşık olmak şeklinde yazılırmış.