1
*
kIzI istemenizin hayIrlI olmayacagIna delalet olabilir.
2
En büyük aksilik zaten kız istemeye gitmektir. Başlı başına.
3
Yalnızca gidiş sırasında değil gidildikten sonra da vuku bulacak durumdur.
Şöyle ki...
Yıllar önce kadıköylü, zayıf, mor saçlı, vegan, feminist, ateist bir sevgilim vardı: çisil.
Ben de feminist bir erkek olduğumdan adeta bir kivinin iki yarısıydık. Gel gelelim çisil’in bıyıklı, karadenizli, müteahhit babası ilişkimizi öğrenince rest çekti. Ya evlenecek ya ayrılacaktık.
Sevdiğim kadını kaybemezdim. Evlenmeye karar verdik.
Ama çisil öyle dogmatik bir hatun değil. Yani kızı istemeye giderken yüzüğün yanında amele gibi altın takamam. Valla kafama geçirir. Ne yapayım peki? Biricik yarimin kimliğine en uygun jesti seçtim: kıza das kapital takacaktım!
İşte istemeye gidiyoruz. Tam bir dnr’ın önünden geçerken arabayı durdurdum. O vakit tüplü broadway var bizde. Girdim içeri. Aldım karl marx’tan das kapital’i, verdim kredi kartını, dört de taksit yaptırdım. Bir de hediye paketi, yallah!
Neyse gittik, başladı merasim. İşte boş laflar, saçma muhabbetler. Ben das kapital’i çisil’e verdim, açtı, yüzünde bir tebessüm ama belli yani bir sıkıntı var.
Hayırdır dedi çisil’in babası burhanettin bey amca. Bizim çisil o sıralar astro-enerjiye meraklı. Demez mi “horoskop seviyem bugün çok düşük, o yüzden kritik karar aşamasında acele etmemem gereken bir evredeyim.”
Hayda..... yattı bizim evlilik işi.
Neyse dedik, gittik, kız evi naz evi... bir iki gün rahat bıraktım ben bunu, belki içsel huzuru kozmik bir sıçrama yapar ümidiyle. Aradım, demez mi “bizim memleketten dayımın hafriyatçı oğlu beni istemeye geliyor bugün” diye. Öyle bitti bizim olay, sevdamı yüreğime gömüp starbucks’a gittim.
Filtre kahveyi çok seviyom ben, biliyon mu?
↑