kayıt

özgürlük

  1. 1
    karaçalı'nın 9.69 albümünün en güzel şarkısı.

    "hayallerin özgürse inan sen de özgürsün"

    bu kavram için bandista da karalamıştır zamanında:

    "özgürlük içinde özgürlük kafanda özgürlük
    özgürlük sen nerdeysen orada"

    farklı siyasi görüşler*, farklı türler**, aynı anlamdaki sözler.. müziğin bu yönünü seviyorum.

    * karaçalı muhafazakar*, bandista komünist sanatçılardır.
    ** karaçalı rap yaparken bandista özgün, protest müzik yapıyor.
  2. 2
    bir başkasının sınırlarının başladığı yerde biter.
  3. 3
    Amerikalı yazar jonathan franzen'in bir kitabı.
  4. 4
    kişilerin kendi hür iradeleriyle yaşamalarıdır düz mantık tarifiyle tabi.bedeli ağır olabilir bazen.
    allah insana özgürce yaşama hakkını vermişken insanlar birbirinin özgürlüğünü kısıtlar.
  5. 5
    istediğini söyleyebilme değil, istemediğini söylememedir.
  6. 6
    insanın özgürlüğü istediği her şeyi yapabilmesi değil , istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasıdır.
  7. 7
    Mel gibson'ın başrolünde oynadığı meşhur cesur yürek filminin finalindeki efsanevi kelimedir. Mel gibson'ın müthiş oyunculuğu sayesinde bu replik hafızalara kazınmıştır.
  8. 8
    cahil, dolduruşa gelmeye müsait, ikiyüzlü toplumlarda her şeyin anahtarıymış gibi gösterilen kavramdır. ferguson'un istatistik hakkındaki tanımına benzer şekilde, özgürlük için de pek çok şey anlatılır, cafcaflı tanımlar yapılır ama asıl olan gizlenir. topluma sunulan bilgiler ışığında herkes kendine göre bir pay çıkarır. herkese göre kendi yaptığı özgürlüktür. asıl çatışma da işte bu noktada başlar.
  9. 9
    yere göğe sığdırılamayan herkesin kendine göre yonttuğu bir kavram ve serbestlik.
    asgari müşterekler de anlaşsalar da biz de, hıımmm demek özgürlük dedikleri buymuş desek.
  10. 10
    ekseriya her insanın istediği, fakat ulaşmakta güçlük çektiği, ulaşmanın bihayli zor olduğu değişik ve müphem bir kavramdır.

    ekseriya filmlerde ve şiirlerde deniz ile eğretilenmekte ve ilişkilendirilmektedir.

    (bkz: bir özgürlük metaforu olarak deniz)
  11. 11
    mor ve ötesi'nin 1999 yılında çıkardığı bırak zaman aksın albümünden bir parça.
  12. 12
    hürriyet kelimesinin sonradan görme hali.
  13. 13
    hepimizin elde ettiğini düşündüğü 'bireylerin ütopyası'dır.
    hani şu william abimizin son sahnede bağırabildiği desibeldedir özgürlük..
    doğduğumuz an, embesilliğin zirve yaptığı an bir bitkiden faksısız, ses çıkaran gürültülü ve sıçan bir bitki..ve bağımlıyız. özgürlük ne bilmiyoruz.. zira belkide düşünebildiğimizi hatırlarsak ilk öğreneceğimiz şeyin 'sıçmak sıçmak yemek sıçmak ağlamak sıçmak' olabileceğini biliyoruz..

    'büyüyünce ne olucan bakiim' sorusuyla başlıyor belki..fırat, at boku doktoru olmak istiyor misal..

    neyse gelelim oyun dönemine..tüm çocukluğumuz 'annneeaa gidiyim noolur, bak ahmet gidiyoo' şeklinde geçen özgürlüğün 'ahmet' olduğunu saptadığımız o günlere..aslında ahmet'te özgür değil çünkü annesi ona 1 hafta harçlık vermeyecek. neyse boşverelim sümüklü ahmet'i geldik uzun bir dönemi kapsayan okul yıllarına..

    sabah kalkıyoruz, okula gidiyoruz, buğracan'dan dayak yiyoruz, sümüğümüzü sıranın altına sürüyoruz,birşeyler öğreniyoruz, eve geliyoruz..biraz daha büyüyoruz. öğrendiklerimizi ayrıntıya inerek tekrar öğreniyoruz, çelişkiler saptıyoruz ve parmak kaldırıyoruz..'sorgulamayı' uygulamalı öğrenmiş oluyoruz. karşımızda sikkafalı bir öğretmen 'boş boş konuşma' diyerek sorgulama kabiliyetinin dibine dinamit koyuyor..halbuki bir sonraki evre 'düşüncede özgürlük' olacaktı.

    okula git-gel aynı monotonlukta büyüdüğümüzü farkediyoruz.. 'büyüyünce ne olucaksın' sorusunun yerine 'bir baltaya sap olursun artık' yargıları geliyor. ve fırat memur olmak istiyor..hayır hayır istemiyor sadece buna mecbur bırakılıyor..okumaya mecbur bırakıldığı gibi..

    her neyse, kısa keselim. büyüyoruz büyüyoruz ve bir bok olamıyoruz..düşüncelerimizi parmak ladırarak söylemek zorunda olmadığımızı hatırlıyoruz. tuvalete istediğimiz zaman gidiyoruz. ayrı eve de çıktık, işimizde var. istediğimiz saatte yatabileceğimizi hatırlıyoruz.. 'yaşasın özgürlük' dediğimiz anda sorgulamaya başlıyoruz özgürlük kavramını.. gizli gizli dolabı açıp kavurmaları yemek dışında istediğimiz neyi yapabildiğimizi sorguluyoruz..'yaşasın özgürlük' derken kendimizi kandırdığımızı anlıyoruz..ve işin tuhafı bilmem kaç sene sonra ne yiyeceğine dahi karar vermek istediğimiz çocuklar yetiştiriyoruz..
  14. 14
    sadece eşyasız odalarda yaşanır özgürlük.
  15. 15
    chuck palahniuk'un dediği üzere bazen bu fikre gerçekten dayanamıyorum. ne diyordu sözün devamında chuck reyiz: bana her zaman ne yapmam gerektiği söylendi. aynen öyle lan her zaman tanrına devletine ailene dostlarına gülücük saç onların gülümsemesini sağla, ortamlarda başını dik tutacak bir meslek sahibi ol, askere git, evlen, çocuk yap, mutlu bir aile kur ve öl.

    iyi de ben bunların hiçbirini istemiyor, saygı duymuyor hatta aptalca buluyorum. ha derseniz bunların dışında bir yaşam sürecek gücü kendinde bulabiliyor musun diye kısmen evet, aslında kısmen de değil.
    bakın şöyle:
    her yerde rahatlıkla sistemi, devleti, dini, aile kavramını, popüler kültürün zırvalıklarını eleştiriyorum sonra kendime ait küçük doğrular yaratıyorum burgera kfcye gitme, meydanlarda taşı eline al korkmadan at, sınıfta profesörü eleştir yazdığı kitapları saçma bulduğunu söyle, saçını herkesinkinden farklı kestir hatta kendin kes, marjinal tişörtler giy, mide bulandır. pratikte her şey iyi çok güzel ama ya teori? ya tünelin sonunda görünmeyen o ışığa doğru giderken kendini patlatıp ışık saçmak varken neden ilmek ilmek adım adım yaşamak ya da basmakalıp doğruları yaşayıp sadece yaşamak varken neden bir de düşünmek? neden bir şeyler üretmek üretirken geçmişini, geleceğini, yaşayan, var olan her şeyi hesaba katmak? boğuluyorum sözlük.
  16. 16
    (bkz: özgürlükten kaçış)
  17. 17
    insanın kendisine yakışanı giymesi, giyebilmesidir. yani özgür bir toplumda, mahalle baskısı olmayan ortamda insan her ne tarzda olursa olsun, kısa, açık, dekolte demeden kendine yakışanı giyer.
  18. 18
    şu sıralar bi hissedip bi hissedemediğim eylem.
  19. 19
    (bkz: subjektif)
  20. 20
    adı olup kendisi asla var olmayan şey.
  21. 21
    Bir şekilde çabalayarak ucundan kıyısından edinebileceğimiz, ama ne yaparsak yapalım asla tamamen olamayacağımız muhteşem durum. Biraz olsun özgür hissetmek çevreyle ve bizimle alakalıdır. Bu durumu çevremizi iyi seçerek, kendimizi birey olarak hissedip, ne istediğimizi, ne istemediğimizi bilerek, bunları uygulamaya ve açıklamaya dökmeye yetecek kadar öz güvene sahip olarak başarabiliriz.

    Bunun yanı sıra ''geçimi sağlamak'' yolunda çaresiz köleler olduğumuz için asla ve asla tamamen özgür olamayacağımızı düşünüyorum. Para uğruna, ''başarılı olmak'' gibi tanımının ne olduğu belirsiz bir şey uğruna deli gibi çalışıp, asla konuşmak istemeyeceğimiz insanlarla, asla yapmak istemeyeceğimiz işlerle muhatap olmak zorunda kalıyoruz. Bu sistemin bir parçası bu. Bu sistem böyle davranmadığımız zaman bizi aç bırakıyor. Biz de mecburen tamamen özgür olmaktan ödün verip, çoğu zaman köle olarak davranıyoruz.
  22. 22
    Tamamen özgürlük yoktur. Çünkü insan sorumluluk almadan hayatını yaşayamaz.

    Okul, evlilik, din,toplum, aile ve iş hayatı bunlar insana farkında olmada bir takım sorumluluklar yükler.

    Sorumluluk almaya başladığınız andan itibaren özgürlüğünüzün bir miktarını kaybedersiniz.

    (bkz: indeterminizm)
  23. 23
    tinsel, cinsel ve zihinsel tatminsizliğin giderildiği; kişilere ve objelere yönelik obsesyonun bittiği, benliğin bir başkasının benliğinde erimesine müsaade etmenin son verildiği an ulaşılan mertebe.
  24. 24
    solomon burke'ün ''none of us free'' şarkısını anımsatandır.
  25. 25
    harika bir şarkı.
    www.youtube.com/...