asgari ücret
- 1en düşük ücret manasına gelen bir ticari kuruluşun sigortasını ödediği personeline verebileceği minimum tutardır... 2013 yılının 2.yarısında 800 lira civarına gelecekmiş...
- 2alt taban.
- 34 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1000 lira yoksulluk sınırı 3300 lira iken, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı faruk çelik'e göre büyük para.
- 4800 lira ne lan dedirten rakam fakat 12 saat çalışanda bunu alıyo 8 saatte bazı patronlar fazla zeki.
- 5okulu bırakıp çalışmam halinde alacağım ücret. bırakmaya niyetim yok.
- 6görünen o ki sadece 1300 lira değil +123 lira asgari geçim indirimi de alınabilecek ve 1423 olacak.
www.acunn.com/... - 7iş verenler yakın zamanda işçilerine göt veren haline gelecektir.
şaka değil bu gerçek. carfoursa açıklamasında et reyonunu kapatarız işçi çıkartırız diye açıklama yaptı.
asgari ücrete zam yapmakla olmuyor bu işler ancak bunu işçilerimiz anlamıyor.
yani uzun lafın kısası maaşa zam işe son. - 8İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür
gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti ifade etmektedir. - 9ve sonunda 1300 tl oldu.
onedio.com/... - 102017 yılı için tek seferlik artışla net 1404 lira olarak belirlenmiştir.
(bkz: açlık sınırı) - 11kendileri etti kendileri buldu diyecemde ağzı kokan ama hüloğğ diye bağıran kesime bende asgari ücret alıyom lan nolacak şimdi :s
- 13Bu sene 1604 tl'dir. Seçimlerle beraber hep konusu geçer. Herkes maaşları arttıracağını söylüyor fakat hiçbirine bu konuda güvenmiyorum. Muharrem İnce asgari ücretin 2200 tl olacağını bildirmiştir.
Aha İspatı
Meral Akeşener de asgari ücreti 2017'de eleştirmişti. Açlık sınırından dem vurmuş ve ücreti beğenmemişti.
Kim seçilirse seçilsin .. Bakalım vaatler ne kadar doğru olacak.. - 14Mevcut durumda (ve aslında yıllardır) yetersiz olan emek karşılığı. Bunu hesaplayıp yettiği sonucuna ulaşan insanlarımız var. Matematiğin bile çarpıtma işlemlerinde kullanıldığına tanık olmak.
- 15lenin'in geçen yüz yıla ait muhteşem bir tespiti var; ''kölelik kaldırılmadı, herkesi kapsayacak şekilde genişletildi'' derdi.
ülkemizde de yakın dönemde taşeronluk falan kaldırılmadı. devlet bünyesinde, şirket kırbacıyla çalışan 3 milyon taşeron firma emekçisinden sadece üç yüzbin'ine kadro verildi. kadro verilen işçi arkadaşlarımız da, yine hiç bir sosyal güvencesi olmadan çalıştırılmakta. ve aldıkları maaş asgari ücretin sadece bir kaç yüz lira fazlası. anlyacağınız teşeronluk kaldırılmadı, herkesi kapsayacak şekilde genişletilmektedir.
çalışma bakanı utandanmadan ''biz asgari ücreti bu rakamda belirledik diye firmalarda ilaa bu rakamı vermesin canım'' diyerekten resmen herkesle dalga geçmektedir.
peki bakan bey, siz devlet bünyesinde asgari ücretle çalıştırdığınız emekçilerin açlıkla yaşama utancını nerenizde tayşıyorsunuz?
asgari ücretle yahut asgari ücretin az üzerinde çalışan mimar, avukat arkadaşlarım var benim yahu. bu bir çok kişinin ortak ayıbıdır.
ve yazık ki pek yakında kamu hastanelerinde taşeron firma elemanı doktor hemşire, okullarda asgari ücretli taşeron öğretmen görürseniz şaşırmayın.
haaa, asgarin ücretin altında bile çalışan öğretmenlerimiz epeydir var zaten. kendilerini unuttuğum için özür diler, kendilerinin emekçi sabırlarına saygılarımı sunarım. - 16bugün itibaiyle 1604 tl'dir. sağdan okusan, soldan okusan, rakamla yazssan, suda bekletsen yine de bu meblağdır. oysa, henüz dolar bu seviyeye fırlamamış, enflasyon piyasa realitesinde iki katı artmamışken de bu meblaadaydı.
bugün devletin kendi kurumu olan tuik tarafından açıklanan enflasyon yüzde yirmi beştir. piyasa şartları da yüzde 35 desen, rasyonel şartlarda en az 2300 tl'ye yükselmesi gerekir. 2300 tl hiç bir emekçiyi insan gibi yaşatmaz. sadece bim'den salça, makarna ve sana yağını biraz daha rahat almanı sağlar. topkek alamazsın kalan parayla.
ocakta yapılacak zamla, sana hiç şart ve koşulda, bim'den rahatça salça aldırmayacakları oldukça sahihtir.
bu ülkede bir çalışma bakanı hiç utanmadan şu cümleyi sarfetmiştir, ''biz iş verene ilaa asgari ücret verin demiyoruz ki, biz verebilecekleri alt sınırı belirleyerek aslında işçiyi korumaktayız.''
peki o halde sayın bakan, siz neden hala kamu kurumlarında çalıştırmakta olduğunuz 2.5 milyonu aşkın taşeron personele asgari ücreti reva görmektesiniz?
peki halkımız bu maaşla nasıl yaşamakta? yaşayamamakta, sadece açlıktan ölmemektedir. açlıktan ölmemek için de her ay büyük borçlara girmektedir. eskiden büyüklerimiz bize şunu öğretirdi, ''insan ne için yaşar?'' insan tabii ki şerefi ve haysiyeti için yaşar. borçlu bir insan kendini yeteri kadar onurlu hissedebilir mi? bunu bile aldılar elimizden. bu kadar yabancılaştık kendimize.
oysa sosyal medyanın her alanında, yaratcılıktan uzak bir çizgi film karakteri gibi her şeye yabancılaşmış olarak yaşıyor işte bir şekilde insanlar. - 172019 için
1850 civarı birşey olacaktır.(agi dahil) ver küsküyü bekle. - 18Yoksulluk ücreti denilse daha iyidir.
- 19Ağır konuşmak istemiyorum, politik de yaşamak istemiyorum.
Ben de zamanında asgari ücretle çalışmış insanım. Genç bir birey olmama rağmen para yetmiyordu, her ay eksiye iniyordum. Yanımdaki evli barklı insanlar ise çoluğuna çocuğuna bakmakla yükümlüydü. Tek kişi olan bana o para yetmezken, minimum 4 kişilik bir aileye nasıl yetsin? Ulan hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Hiç mi utançtan yüzünüz kızarmıyor? Hiç mi düşünmüyorsunuz vatandaşınızı? Siz onbinlerce lira maaşa ilave rüşvetlerle saraylarınızda yaşarken sözde temsil ettiğiniz halkın biraz nabzına bakın. İnsanlar ölmüyor belki ama ölmekten beter oluyorlar. Çocuk okutan aile var, anası babası yatalak insanlar var, ciddi masraf gerektiren şeyler bunlar. Siz meclisinizde geniş koltuklarınızda oturup bu halkın daha önce görmediği, tahayyül edemediği yemekleri 1-2₺ gibi sembolik bir rakama yerken nasıl da boğazınızdan geçiyor? Kendi şahsi adıma şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, benden yana hakkım helal olmasın. Kibirinizde, egonuzda boğulun.
Yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyin. - bir kısa film vardı ya; 7-8 kadar godoman kadınlı erkekli bir masada yemek yiyorlar, garsonlar etraflarında pervane, bütün bütün pirzololar, domuzlar, butlar filan akıyor masalarına bunlar sürekli yiyor, sonra taban çatırdamaya başlıyor bunlar yemeye devam ediyorlar, yer çöküyor masayla birlikte bir alt kata düşüyorlar, garsonlarda hemen alt kata geçip servise devam ediyorlar sonra yine taban çöküyor filan böyle 5-6 kat aşağı iniyorlardı en sonunda hepsi patlıyomuydu noluyodu ya bulamadım googla böyle yazınca pepee günde üç kez yemek yemeliyiz filan çıkıyor. neyse bana bunu hatırlattı.
- Beyni yerine başka uzvu ile oy verenlerin ceremesini çekiyoruz vesselam.
- 20İnsanların ülkemizde yaşaması bu paraya gerçekten çok zor hayat çok pahalı arzular sınırsız istekler sonsuz kaynaklar kıt hemde o kadar kıt ki 1604 tl asgari ücret ülkemizin kanayan yarası.
- 21düşürün düşürün.
ateşe verilen karıncanın çıtırtısı duyulmaz.
işçi sınıfı bitmiştir.
sınıf bilinci ölmüştür.
bir sonraki aşama köleliktir.
işçi sınıfı tamamen eğitimsiz hale getirildiğinden
ve bunu yapsa yapsa devlet yapacağından
devlet bu işte karlı taraftadır.
ve hiçbir şey değişmeyecektir.
özetle, işçi sınıfı akepelileştirilmiştir.
ya da akepeliler yeni işçi sınıfını oluşturmaktadır.
yahu, sırf devlet istediği için çocuk yapan insanlardan bahsediyoruz?
şimdi ise ilk anda düşünmesi gereken şeyi sorup yanıt bekliyor.
tuhaf. - 22son yıllarda asgari ücret üzerine yapılan ali cambaz oyunları;
önce asgari net ücreti belirlemeye agiyi de dahil ettiler. halbuki agi yıllardır var. agiyide dahil edip üç beş fazla açıklayalımda ücret çok görünsün kafası, başka hiç bişi değil.
sonra, 6 ayda bir enflasyon dahilinde değerlendirilen asgari ücreti yılda bir kez belirleme yoluna geçtiler. yılda bir kez yapalım üç beş fazla söyleyelim zaten yılın son altı ayı kendini amorti eder, enflasyonumuz hep tavan. merak etmeyin big bosslar elinizi cebinize attırmayız.
son olarak bu sene tüik'in 2019 asgari ücreti değerlendirmesini, yapılan işi statülendirerek belirlemesi.
ağır statüdeki işler için 2213tl
orta statüdeki işler için 1978tl
hafif statüdeki işler için 1841tl
bu derecelendirme yıllardır vardı da bizim mi haberimiz yoktu? bu derecelendirmeyi kimler yapıyor iş veren mi sgk mı? hayır vardıysa niye yıllardır asgari ücret bir tane olmak üzere açıklanıyordu. bir de sanki mantığa ters değil mi yani asgari ücret demek ülke içerisinde yasalara uygun olarak çalışan bir işçinin aldığı en düşük ücret değil midir. buradan çıkacak sonuç 1841tl olmuyor mu? soruyorum size bre gavurlar. gerçi ne demiştik ali cambaz oyunları demiştik, götümüzü yırtsak bunlarla aşık atamayız. belki ocak maaşım 2000 lira olur diye bekleyen asgari ücretle çalışan vatandaşım haberlerde asgari ücretin 2213tl olduğunu görecek ama 1841tlyi haşırt diye sokacaklar. sonra şefine soracak abi bizim maaşlar niye böyle eksik yatmamış mı? senin işin hafif iş statüsüne giriyor kardeşim. abi ne hafifi demir parça taşlıyorum burda. iyide patron öyle diyor bu işler hafif işler kardeşim. öyle işte. - hafif iş ağır iş tanımına patron karar veremez ama bu şekilde iş ağırlığına göre ayrılması zaten mantıklı olan. evet eskiden yoktu böyle bir şey bu sene yeni çıktı piyasaya. yasaya madde eklenir yönetmelik düzenlenir, iş kolları ve çalışanların yaptığı işe göre yani kadroya göre hafiflik ağırlık durumuna göre sınıflandırma yapılır. ben bu açıdan olumlu bir gelişme olarak görüyorum böyle bir ayrımı. olumlu ama eksik. eksikliğine gelince, tehlikelilik durumu da değerlendirmeye katılmalı, isg yasasında olduğu gibi. haddehanede çalışanla cnc başında çalışanın içine girdiği risk aynı değil gibi gibi.
- türkiye için çok iyimsersin. seni daha daha çağdaş hak yemeyen müslüman ülkelere davet ediyorum.
- işverenlerin söz hakkı olmaz demedim, onlar karar veremez dedim. karar sürecinde başka unsurların etkisi var ya da yok o kısımdan bağımsız, verilen karar devletin kararıdır. isg sınıflandırmasına bakarsan çok da kötü olmadığını görürsün. zaten olay sınıflandırma değil ki. uygulamaya alma olayı. bak mesela 2011'den beri isg tam olarak yürürlüğe giremedi, tüm maddeleriyle. olay bu. iyimserlik değil tam tersi karamsar bir yapıya sahibimdir ancak böyle bir ayrımın ortaya konmuş olmasında ne gibi bir olumsuzluk görüyorsun ki sen? bizde zaten çoğu şeyin ağır gittiği bilinen bir gerçek. bugün bu ayrım ortaya konur, yarın ayrıma göre ücretlendirme konusunda fazla çalışmalar değerlendirilir, sonraki gün yevmiye de işin içine katılmaya çalışılır. keşke olması gerektiği gibi etraflıca her yönüyle düşünülüp uygulamaya konulabilse ama malesef şartlar buna izin vermiyor. en ufak şey bile bir sürece yayılmak zorunda bizde.
- suistimale oldukça açık bir durum. mesela isg otomobil yedek parça üretim fabrikalarında kulaklık, kasket, eldiven falan filandan ibaretken gayet naif lakin bu işçinin risk statüsünü belirleyerek maaşını belirlemede nasıl doğru bir yol izleyebilir? örnek verelim; önce parça basımı için gerekli kalıp çizimleri yapılır.(bunu yapanlar zaten asgari ücretle çalışmaz) sonra kalıp cnc tezgahında hazırlanır.(bunu yapanlarda asgari ücretle çalışmaz). kalıp parlatmaya geçer. burada genelde bir usta veya şef ve işçiler vardır. çeşitli taşlarla kalıp parlatılır ve ince işçilik uygulanır. burada işinin risk faktörü nedir? maaşı ağır iş mi? orta iş mi yoksa hafif iş statüsüyle mi belirlenmeli? neyse sonra bu kalıp, kalıphaneye gider burada kalıp başlarına oturtulur. burda da bir usta ve işçiler çalışır. yağlı sıcak yalnızca caraskalla(portatif vinç) kaldırılabilen kalıp başlarına kalıplar yerleştirilir. peki buradaki işçiler? ya kardeş kalıbı carascal kaldırıyor zaten sana ne iş yükü biniyor? sonra bu kalıp başları forklifler yardımıyla gerekli parça basma makinelerine götürülüp o bölümün işçileriyle monte edilir. parça basımına geçilir. demirleri kesen işçi, demirleri kazanda eritip sıcak kalıp olarak çıkaran işçi sonra bunları ilkbaşta hazırlanan kalıplarda son halini vermek için pistonlarla dövdüren işçi, sonra kalan çentikleri şunları bunları taşlayan işçi, sonra çatlak kontrol ardından kumlayan onun ardından da kalite kontrol yapan işçi. aşırı sıcak dışında yani kazanlar ve sıcak pressler dışında bunların hepsi aynı riski taşıyor ve yapılan işler de hafif işler değil. lakin ben eminim ki bunlarda hafif işle yırtacaktırlar. söylemeye çalıştığım şey budur.
- yarısı gelmemiş yorumunun. ama iş ağırlığı ile bahsedilen şeyi tek yönlü düşünmemek lazım. çünkü tek başına karşılamıyor. işin içinde işin kendisinden kaynaklanan güçlük, kişiye aktarılan ağırlık, kadronun stratejik anlamdaki pozisyon, bedensel/zihinsel çalışma, ortam şartları, ergonomik şartlar, işin yapılması sırasında bulunulması zorunlu (oturarak, ayakta, yeraltında, yüksekte, eğilerek vs vs) pozisyon. benim verdiğim örnekti sadece. bunun gıda, kimya, biyolojiden, kanalizasyon, atık bertaraf, inşaat, açık havada çalışma, montaj yani pek çok dalı var. ayrıca basitçe hafif, orta, ağır diye bir sınıflandırma da yetersiz. ama başlangıç için güzel.
- 23asgari ücret tespit komisyonu'nun bugün saat 10'da yapacağı toplantı ile birlikte 2019 yılı için geçerli olacak asgari ücret belirlenecektir.
20 aralık'ta yapılan toplantıda TÜİK, asgari ücreti "ağır" statüdeki işlerde 2 bin 213 lira 40 kuruş, "orta" statüdeki işlerde bin 978 lira 80 kuruş, "hafif" statüdeki işlerde bin 841 lira 40 kuruş olarak önermişti.
bakalım neler olacak. - 24bir ücret.
- 25vergi alınmaması söz konusuyuş.. neden??