kayıt

kalp

  1. 1
    çalışmazsa hayatın sonlandığı, kırılınca insanın bir daha toplayamadığı organ...
  2. 2
    çabuk kırılır.
  3. 3
    4 odalıdır. sag karıncık sag kulakcık , sol karıncık sol kulakcık.

    * *
  4. 4
    internette yazılışı büyüktür 3 tür. ama pilavli sohbette değişiktir.
  5. 5
    (bkz: kan pompası)
  6. 6
    şuan ülkeyi yönetenlerde olmayan organ. eğer olsaydı böyle vicdansız olamazlardı.
  7. 7
    (bkz: <3)
  8. 8
    kani pompaladiginda yarattigi basinc ile kani 10 metre uzaga firlatabilen organ.
  9. 9
    bazen kriz geçirir sonra hayatına geçirir.
  10. 10
    sternum kemiğin arkasında olup sol akciğere dayalı olan hayati organ.
  11. 11
    "Kalbiniz her gün bir kamyonu 32 km götürmeye yetecek enerji üretir. Ömür boyunca ürettiği enerji ile bir kamyon aya gidip geri dönebilir.

    İnsan kalbi yerinden çıkarıldığında bir süre daha atmaya ve etrafındaki havadan oksijen almaya devam eder çünkü kendi elektrik sistemine sahiptir.

    Ortalama bir insan ömründe, kalp yaklaşık olarak 1.5 milyon varil - 200 tankeri doldurmaya yerecek kadar - kan pompalar."
  12. 12
    kur'anda beyinsel işlevlerin aktarıldığı organ.
  13. 13
    kırıldığında asla tam olarak onarılamayan organ.
  14. 14
    muhittin kurt isimli bir abinin kopuzla doğaçlama olarak çaldığı eserin adı. bin küsür kez izlenmiş, zaten ellisi bana aittir onun da. kötü de değil bence. reklam eksiği var sanırım.

    kulayınızın deliyine
  15. 15
    vücuda kan pompalayan, kendine özel bir kas lifinden olusan, organ.

    insanların bu gariban organa cok farklı anlamlar yüklemesi sümerlerin suçu. ilk beyin diye kalbi alırsan, aşk da onun üstüne kalır, kırılmalar da.
  16. 16
    tersten okunuşu "plak" olan organ. yeni farkettim.

    romantizme malzeme çıkabilir buradan.

    bu kalp ters çevirildi, şimdi dertli derli dönüyor en acı musikisi ile...

    sanatçı kişiliğime sokmadan bu entryime son veriyorum.
  17. 17
    (bkz: Kardiyak)
  18. 18
    ortasında, merkezinde anlamına gelir.
  19. 19
    Canlıdan canlıya yapısında büyük farklılık görülen ancak kendisine sahip olan her canlıda aynı görevi üstlenen organ. (bkz: Kan dolaşımı)
    biz insanlar kırabiliyoruz kendisini tabi (bkz: evrim)
  20. 20
    sahte para demektir. aslında osmanlı imparatorluğunun değersiz madenden bastırdığı teneke paralara verilen ad.
  21. 21
    tıpsal tanımı vücuda kan pompalayan, manevi tanımı ise gönül işlerinde kimi zaman insanı mutlu eden, kimi zaman da bütün işleri boka sardıran bir organımızdır. doğru düzgün kendi halinde takılsa, aslında zararsızdır. ama bi yerinde durmaz ki hınzır! ya birilerini kırar ya da kırılır. birilerinin kalbini kırmak da kırılmak kadar kötüdür. kalp kırılınca vicdan azabı duyarsın, üzülürsün. kalp hassastır, narindir. bir de senin kalbini kırdıklarını düşün şimdi.. dağ gibisi adamsındır fakat birisinden duyacağın en küçük bir söz bile paramparça eder ya seni, işte en çok koyan da o' dur aslında.. bazen de hiç beklemediğin birinden duyduğun acı sözler.. yıkar insanı. bir de belli etmemeye çalışırsın, hep içine içine kusarsın ya... anlatılmaz duygulardan biridir bu da. ve kırılan bir kalbin düzelmesi kolay dense de zordur, gerçekten çok zor. kırılan bir bardaktan tekrar su içmek gibidir. acıtır, kanatır, yıpratır. bunun farkında olan insanlar, ''bizde bir kere.'' ve ''ben sildim mi bir daha geri dönüşü olmaz.'' mantığını uygulayacak netliğe ulaşmış insanlardır. bunu uygulamak da çok zordur, her yüreğin harcı da değildir hani. lütfen insanları incitmeyin, kalp kırmayın...
  22. 22
    sökülüp atılması gerekendir.
  23. 23
    içini boş beklentilerle dolduran, bir şeye tutunan, kıskanan onu sahiplenen ve yok eden.
  24. 24
    beynin ve insan düşüncesinin nasıl işlediği anlaşılmayan dönemde insanın düşünce organı zannettiği organ. duygusal tepkilerin kalp atışlarını etkilemesi gibi sebepleri vardır. bu yanlış algı bilim tarafından düzeltilse de günlük kullanımda kalmaya devam etmiştir ama tabi artık eskisi gibi düşünmüyoruz, sadece düşünmeden doğal olarak öğrenip kullandığımız bir alışkanlık gibi.
  25. 25
    kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi.*